Bunu cok guzel anlatmis yazar. Tufan kitabindaki gibi kendi fikirlerini on plana almadigi icin daha objektif bi bakis acisi sunuyor. Ayrica oyku seklinde olmasi hikayeyi daha iyi anlamayi sagliyor.
Yazarin diger kitaplari gibi akici değil. Evet hikaye cok guzel ama bir suru kisinin agzindan anlatildigi icin bir tik yavas ilerliyor. Tam hizlaniyorsun boyle yavan bir yere geliyor hevesin kaciyor filan. 23 gun surmus kitabi bitirmem. Ama yine de okuduguma memnunum. Baslangic kismi ozellikle tuyleri diken diken ediyor.
Kulturlerin birbirleriyle etkilesim icinde olmalari anlasilir bisey ama bilemiyorum bu kitap fazla zorlama gibi.
Tevrat ve İncilin orijinal olarak kalmadığını, tahrif edildigini biliyoruz. O yuzden bahsi gecen oykulerin uydurulmus ya da baska inanislardan alinmis olmasi mumkun. Ama Kur'an icin ayni seyi soyleyemeyiz. Butun hepsini kapsayan ve bozulmamis bir kitap neticede. O acidan bazi kisimlara katilmiyorum. Yazarin bilgisine diyecek hicbir seyim yok ama bilimsellikten uzak daha cok kendince fikir yurutme ve buna da destek bulma cabasi gibi geldi bana.
İlginc bir kitap. Siirsel bir anlatimi var ve daha cok japon kulturundeki gizlenme, gizleme, simdiki zamanin da buyuk bir sorunu olan isik kirliligiyle de ilgili icsel bir konusmaya tanik oluyormus hissi veriyor. Bunun yaninda bati ve japon kulturu karsilastirmalari epeyce ilginc. Sanki bir dedenin yakinmalarini dinliyormus hissine kapildim okurken. Acikcasi uzakdogu edebiyati bana pek hitap etmiyor ama bu kitabi akici ve rahatlatici buldum.
Amerikan polisiye filmi tadinda bir kitap. Vietnam savasina katilmis eski bir asker olan john'un arkadasi oldurulur. Bunun uzerine katili bulmak icin geriye donuk bir tarama yapilir ve tuzak kurulur. Cok akici bir kurgusu vardi keyifle okudum. Ozellikle de 80ler civarinda yazildigi icin guvenlik kameralarinin , uydu goruntulerinin olmadigi , saatlerce tlfnda , dosyalarda aramanin yapildigi simdiye gore bir tik yavas ilerleyen surec ama benim hosuma gitti.
Kitaba dair en irrite oldugum sey bircok kelimenin Almanca yazilmasi oldu. Manasiz bir sekilde herseyi Almanca olarak birakmislar. Hayir Türkçe'de karsiligi olmasa o kelimenin evet mantikli derdim ama başkomiser yerine bunun almancasini ya da bay- bayan hitaplari yerine frau-herr kullanmak cok sacma. Ve her sayfaya bunu dipnot olarak dusurmusler , okuyucu olarak cok sinir bozucu oldugunu belirtmeliyim. Okurken ciddi manada keyfim kacti. İkincisi yazarin tarzi chattam ve grange karisimi gibi ama daha kanli detaylarla suslu. Lakin bi yerde yazar sıkılmış gibi baska bi konuya geçip son 50 sayfada olayi baglamaya karar vermis. Bastan belliydi zaten niye bu kadar kivrandin acaba. Ve akillara zarar bir son yazmis sok ediyor insanı. Kitap oylece zink diye bitiyor. Cidden. SPOİLER (Adam katilin pesinde kosarken bitiyor. ) Buyuk ihtimalle seri olarak devam etmesi icin yapilmis bisi ama bittiginde gerizekali bunlar demekten kendimi alamadim dogrusu.