10-11 yaşlarında... Sandala adımını atıp da "kaptan"ın bir ayı olduğunu görünce pek yadırgadığı söylenemez. Ama endişeli tabii biraz. Ayı'ya güvenmeli mi güvenmemeli mi? Ayı gittikleri yeri ve yönü biliyor mu bilmiyor mu? Bir ayıyla küçücük bir sandalda yolculuk yapmak ne kadar güvenli en başında?
Yolculuğun başlarındaki şaşkınlığın tedirginliğe ve endişeye yol açtığı anlar da yok değil, uçsuz bucaksız denizin ortasında deniz ve gökyüzünden başka hiçbir şeyin bulunmamasının getirdiği can sıkıntısını gidermek için Ayı'nın çok eğlenceli buluyormuş gibi davrandığı oyunlar oynadıkları anlar da...
Kitabın başından sonuna biraz büyüyor da çocuk...
Ayı sandalın kürekçisi -pardon- kaptanı! Bir kaptan şapkası var başında ve bununla da gurur duyuyor. Yolculuğun başından beri gittikleri yönle ilgili sorgulanmaktan da pek hazzetmiyor çünkü sık sık ve biraz sertçe belirttiği gibi: "Biz kaybolmadık!" Çocuğun, endişelerini veya varsa şüphelerini dile getirirken ince bir dil kullanmak gereği duyması bu yüzden zaten.
Harriet (yeni)Harriet, çocuğu ve Ayı'yı taşıyan küçük sandalın adı. Adı neden Harriet? Çocuk bunu Ayı'ya sorduğunda
"Bir arkadaşımın adı" diyerek yanıtlıyor Ayı.
“Peki, senin Harriet nasıl birisi?” diye sordu çocuk. “Bilmem ki” dedi ayı. “Epeydir görmedim onu.”
Ayı kürek çekmeyi bırakıp burnunu kaşıdı. “Ama bir tekneden beklediğim her şey onda vardı” dedi.
“Ne gibi?” dedi çocuk. “Yani güçlüydü ve çok güvenilirdi.”