yazar düzenlemeleri
maviumut, 10 adet değişiklik yapmış.  (2/2)
  ileri »
maviumut, Kara Yağmur başlıklı kitabın edisyon detaylarını düzenledi

Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali 400, yeni hali 334
10 yıl, 4 ay
maviumut, Dorian Gray'in Portresi başlıklı kitabın edisyon detaylarını düzenledi

Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 254
10 yıl, 4 ay
maviumut, Katherine: Şövalyelerin Kadını başlıklı kitabın edisyon detaylarını düzenledi

Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali 650, yeni hali 658
9 yıl, 11 ay
maviumut, Basamak başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

"Hayatı yaşamak tabirinin abartıldığı, ellerimizin gerçekliğe bağlandığı ve ciğerlerimizin yalan dumanlarıyla doldurulduğu bir dünyada yaşıyoruz. Elde ettiğiyle yetinemeyen, elinde olanı bir köşeye koyarak yeni ufuklarda yeni ihtiraslar arayan insanlarız hepimiz. Günahlarımızın arasına ince sevaplar döşeyerek bir sonraki yargılanmamızın kim tarafından olacağını düşünüyoruz. Yaşıyoruz. Yaşamak zorunda olduğumuz için de değil aslında, daha güzel bir fırsatın hayalini kuramadığımız için."

İnsan kendine bambaşka bir "yazgı" çizmeye kalkar ve bu yazgının taşıyıcısı olarak kendisini değil bir başkasını seçerse Tanrılaşabilir mi? Yoksa hepimiz kendini Tanrı sananların bizler için biçtiği yazgıyı mı yaşıyoruz? Bu soruyu sorma cesaretini gösteren herkes ya Tanrısını ya da kendisini öldürmeli mi? Başkaldırı bizler ve hepimiz için bir kurtuluş değil mi? Sonunda ölüm bile olsa "gerçeğin" peşinden gitmeyecek miyiz? Varoluşumuza dair bu yakıcı sorular etrafında dönen bir anlatı ile karşı karşıyayız. Yaşamak ama gerçeği bilerek yaşamak, bilmiyorsak "aramak." İşte "Basamak"ın bize sözü...
9 yıl, 2 ay
maviumut, İllüzyon başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Hiçbir şey, düşündüğün gibi değil. Sevdiğini sandığın kadın ya da adam, aslında o insan değil. Kim olduğunu kendisi bile bilmiyor. Ve sen; aslında kendinin kim olduğunu sen de bilmiyorsun. Hepsi İLLÜZYON. Seçiyorsunuz birbirinizi; deniyorsunuz, tadıyorsunuz, anladığınızı sanıyorsunuz... Sonra büyük heyecanla yola çıkıyorsunuz. Farkında olmadan; keşkeler listenizi oluşturmak üzere; göz göre göre, itinayla el ele veriyorsunuz. Zaman değişiyor, mevsimler değişiyor, yanıtlar değişiyor ama siz hep ilk günkü o iki insan gibi kaldığınızı sanıyorsunuz. Tam karşında, dimdik, tüm asaletiyle duran o heykele iyi bak: İLLÜZYON.

Baktığın o kadın, gözlerine aktığın o adam, tanıştığın günde kaldı halbuki. Hiçbir şey eskisi gibi değil... Olmayacak da, ne kadar istesen. Kızma ama... Sen öyle dönüktün ki karşındakine... Ardı sıra kırılan aynaların üzerine, ayakların kanaya kanaya basıp geçtin resmen. İki acamasız heykeltıraştınız.. Yonttunuz birbirinizin her yanını.. Yonttunuz birbirinizi... Heyecanla, arzuyla, umutla, aşkla ya da adına ne dediyseniz ondandı işte... Değerdi, sonuna kadar giderdi... Emindiniz.

Oysa sonradan ortaya çıkan şeye baktığınızda ne de üzüldünüz...
O şey ne senin heykelindi, ne de onun... Neresinden bakarsanız bakın, beğenmediniz.
Kırık dökük, yıkık, eksik bu şeye bakarken, nasıl da doldu gözleriniz..
İyi de, güzelleştirmek isterken nasıl olurdu da yıkılırdı ki hayaller?
Bir kadın... Bir erkek... Bir çocuk... İkinci kadın...
Bunca insan hangi büyük resmin içine girer?!
Kadın ne ister? Erkek ne bekler? Ve bir çocuk, kendini bu hikâyenin neresine, nasıl ekler?
7 yıl, 7 ay