yazar düzenlemeleri
seher28, 494 adet değişiklik yapmış.  (61/99)
seher28, Korku Ağı başlıklı kitabın edisyon detaylarını düzenledi

ISBN düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 978-975-21-2264-2
Yayınevi düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Altın Kitaplar Yayınevi
Yayın yılı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 2017
Yayın ayı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Ocak
Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali 389, yeni hali 590
Format düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali boş
Edisyon düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 1.Basım
Resmi Web Sitesi düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali www.altinkitaplar.com.tr
Dil düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Türkiye Türkçesi
4 yıl, 11 ay
seher28, Korku Ağı başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Korku Ağı (Salems Lot) "Bak ve beni gör, cılız adam. Senin şömine önünde bir kitapla birkaç saat geçirdiğin gibi yüzyıllar geçiren Barlow'a bak. Bak ve elindeki sefil sopayla öldürmeye çalıştığın, gecelerin bu muhteşem yaratığını gör. Bana bak, yazar bozuntusu! Ben insan hayatlarını yazdım ve mürekkep olarak kan kullandım. Bana bak ve ümidini kes!"

Jerusalem's Lot küçük bir New England kasabasıdır ve burada da, benzeri yerlerde olduğu gibi dedikodular, tuhaf tipler ve saygı değer insanlar vardır. Tabii garip olaylar hakkında söylentiler de yok değildir; ama her kasabada olduğu kadar...
Yazar Ben Mears, çocukluk yıllarını konu alan ve o günlerden beri ona musallat olmuş korkularıyla yüzleşmek amacıyla bir roman yazmak içim Lot'a döner. Çocukken tanık olduğu korkunç olayın gerçekleştiği ev -Marsten Köşkü- işte karşısındadır; fakat yeni ve gizemli kiracıları vardır. Kasabada bazı kuşkulu şeyler yaşanmaya başlayınca, Mears'ın belleğindeki karanlık anılar da canlanmaya başlar: Önce bir köpek hunharca öldürülmüş olarak bulunur, ardından bir çocuk kaybolur. Bunlar başlangıçta çok da sıra dışı olaylar olarak görülmez, fakat liste uzamaya başlar. Çok geçmeden kasabayı saran şaşkınlık hayrete, belirsizlikler dehşete dönüşecektir.

_Televizyonu kapatın - daha iyisi, koltuğunuzun yanı başındaki hariç, bütün lambaları da kapatın. Ondan sonra, bu loş ışıkta sizinle vampirler hakkında konuşalım. Sanırım, sizi onların varlığına inandırabilirim.
Stephen King'in Maine'deki Jerusalem's Lot ya da Salem's Lot adlı küçük bir kasabayı ele alan ikinci romanıdır. Baş kahramanımız Ben Mears adında bir yazardır. Mears yıllar sonra doğduğu yere, Lot'a geri döner. Gençliğinde trajik ve korkunç olayların yaşandığı Marsten adındaki evle ilgili bir öykü yazmak istemektedir. Bir süre sonra Mears ve birkaç kasabalı, evin Barlow adındaki Birinci Tip Vampirin eline geçtiğini fark ederler. Barlow yavaş etki eden bir hastalık yayar, amacı yapabildiği kadar ısırarak İkinci Tip vampirleri yaratmaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken bir husus, Kara Kule serisinde de karşımıza çıkan ve önemli roller üstlenen Peder Donald Frank Callahan'dır. Callahan Lot'un rahibidir ve gelişmeler karşısında kendisini vampirlerle savaşırken bulur. Barlow tarafında saldırıya uğrar ve kan-emicinin lekelenmiş kanını içer. Calla'nın Kurtları'nda bu kanın gücünü öğreniyoruz. Kan, Callahan'a birtakım psişik güçler verir. Bunlardan en önemlisi Vampirleri ve diğer yaratıkları görür görmez etrafındaki auralardan anlayabilmesidir. Dediği gibi bu kimi zaman bir yetenek değil, bir lanettir.
King
4 yıl, 11 ay
seher28, Korku Ağı başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

"Bak ve beni gör, cılız adam. Senin şömine önünde bir kitapla birkaç saat geçirdiğin gibi yüzyıllar geçiren Barlow'a bak. Bak ve elindeki sefil sopayla öldürmeye çalıştığın, gecelerin bu muhteşem yaratığını gör. Bana bak, yazar bozuntusu! Ben insan hayatlarını yazdım ve mürekkep olarak kan kullandım. Bana bak ve ümidini kes!"

Jerusalem's Lot küçük bir New England kasabasıdır ve burada da, benzeri yerlerde olduğu gibi dedikodular, tuhaf tipler ve saygı değer insanlar vardır. Tabii garip olaylar hakkında söylentiler de yok değildir; ama her kasabada olduğu kadar...
Yazar Ben Mears, çocukluk yıllarını konu alan ve o günlerden beri ona musallat olmuş korkularıyla yüzleşmek amacıyla bir roman yazmak içim Lot'a döner. Çocukken tanık olduğu korkunç olayın gerçekleştiği ev -Marsten Köşkü- işte karşısındadır; fakat yeni ve gizemli kiracıları vardır. Kasabada bazı kuşkulu şeyler yaşanmaya başlayınca, Mears'ın belleğindeki karanlık anılar da canlanmaya başlar: Önce bir köpek hunharca öldürülmüş olarak bulunur, ardından bir çocuk kaybolur. Bunlar başlangıçta çok da sıra dışı olaylar olarak görülmez, fakat liste uzamaya başlar. Çok geçmeden kasabayı saran şaşkınlık hayrete, belirsizlikler dehşete dönüşecektir.

_Televizyonu
dönüşecektir.

'Televizyonu
kapatın - daha iyisi, koltuğunuzun yanı başındaki hariç, bütün lambaları da kapatın. Ondan sonra, bu loş ışıkta sizinle vampirler hakkında konuşalım. Sanırım, sizi onların varlığına inandırabilirim.
inandırabilirim.'
Stephen King
4 yıl, 11 ay
seher28, Korku Ağı başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

"Bak ve beni gör, cılız adam. Senin şömine önünde bir kitapla birkaç saat geçirdiğin gibi yüzyıllar geçiren Barlow'a bak. Bak ve elindeki sefil sopayla öldürmeye çalıştığın, gecelerin bu muhteşem yaratığını gör. Bana bak, yazar bozuntusu! Ben insan hayatlarını yazdım ve mürekkep olarak kan kullandım. Bana bak ve ümidini kes!"

Jerusalem's Lot küçük bir New England kasabasıdır ve burada da, benzeri yerlerde olduğu gibi dedikodular, tuhaf tipler ve saygı değer insanlar vardır. Tabii garip olaylar hakkında söylentiler de yok değildir; ama her kasabada olduğu kadar...
Yazar
kadar...

Yazar
Ben Mears, çocukluk yıllarını konu alan ve o günlerden beri ona musallat olmuş korkularıyla yüzleşmek amacıyla bir roman yazmak içim Lot'a döner. Çocukken tanık olduğu korkunç olayın gerçekleştiği ev -Marsten Köşkü- işte karşısındadır; fakat yeni ve gizemli kiracıları vardır. Kasabada bazı kuşkulu şeyler yaşanmaya başlayınca, Mears'ın belleğindeki karanlık anılar da canlanmaya başlar: Önce bir köpek hunharca öldürülmüş olarak bulunur, ardından bir çocuk kaybolur. Bunlar başlangıçta çok da sıra dışı olaylar olarak görülmez, fakat liste uzamaya başlar. Çok geçmeden kasabayı saran şaşkınlık hayrete, belirsizlikler dehşete dönüşecektir.

'Televizyonu kapatın - daha iyisi, koltuğunuzun yanı başındaki hariç, bütün lambaları da kapatın. Ondan sonra, bu loş ışıkta sizinle vampirler hakkında konuşalım. Sanırım, sizi onların varlığına inandırabilirim.'
Stephen King
4 yıl, 11 ay
seher28, Beş Sevim Apartmanı - Rüya Tabirli Cinperi Yalanları başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Pürtelaş Sokağı'nda kediler bir gün canhıraş feryatlarla ortalığı inlettiler. Pürtelaş Sokağı'ndaki Beş Sevim Apartmanı'nda tuhaf şeyler oluyordu. Beş pencereli, beş odalı, beş acayip insanın oturduğu Beş Sevim Apartmanı'nda perdelerin arkasında tuhaf şeyler olup bitiyordu. Cinler âleminden gelenler, periler aleminden gelenler, cinperi âleminden gelenler, orada beş garip hikâye yazdılar... yazdılar... yazdılar... Pardon, yazdılar...

Pardon,
altı hikâye yazdılar. Bir de Doktor Samimi ve onun günlüğü var. Mine var.

Rüyada günlük görmek iyi bir kitap okuyacağınıza işarettir. Rüyada günlük görülse de görülmese de Beş Sevim Apartmanı'nı okumak iyiye işarettir, onu okuyanın gönül gözü açılır, peri kızları rüyasına girer.

Mine
Söğüt ilk romanı Beş Sevim Apartmanı ile okuyanı cinperi âlemine götürüyor, uzun bir masal dinletir gibi, anlatır gibi, gösterir gibi.


Tadımlık
Doktor Samimi'nin Günlüğü: Cinin aslında ne olduğunu biliyorum. Bugüne kadar bana gerçek yüzlerini göstermeyen, çocukluğumun sevimli arkadaşları, sırdaşları, neşeleri olan cinler aslında öyle değiller... Işıktan kaçmayı bıraktım. Onlarla yüzleşmeye karar verdim. Ve dün gece apartmanı istila eden cinperi ordusunu gördüm. Onlar ateşten yaratılmış, ışık hızında hareket edebilen, gaz gibi girdiği maddenin şeklini alabilen tuhaf varlıklar. Erkeği cin, dişisi peri. İçlerinden biri kulağımdan içeri girdi ve anlattı: Yedi yüz ile bin beş yüz yıl arasında ömürleri var. Ölümleri yaklaştığında ihtiyarlıktan geriye, çocukluğa doğru giderler. Kulağıma giren cinperi "Çakmağını yak ve ateşine bak" dedi. Çakmağımı yaktım ve ateşe baktım; yanan ateşin altta kalan sarı alevinde şeytanların, üstte yanan mavi ateşte cinlerin dans ettiğini gördüm. Dün gece içlerinden biri gözlerimin önünde hızla öldü. Yaşlı suratlı korkunç bakışlı bir cin saniyeler içinde, gözlerimin önünde gençleşerek bebek oldu; sonra da ateşin içinde yok oldu. Ateş parmaklarımı yaktı, ölen cin derimden içeri aktı. Yukarıdakilerden hiçbiri cinleriyle benim kendi cinlerimle kurduğum ilişkiye benzer bir şey yaşamamışlar. Onlar cinleriyle barışıklar. Hiçbiri benim yaptığımı yapmamış. Hiçbiri cininin sözünden çıkmamış. Hiçbiri cininin ateşten olduğunu ve dokunduğunu yaktığını bilmiyor. Hepsi cinlerini iyi sanıyor. Onları bu rüyadan uyandırmak için henüz erken.
gibi.
4 yıl, 10 ay