mesutizm,
Türk Milliyetçiliği başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
... Tanzimatta beliren Türk milliyetçiliğinin bu merhalesindeki Milliyetçilik şuuru, bizim azınlıkları da ayağa kaldıran batı romantizminden ilham almaktadır. Hürriyet, terakki hatta Cumhuriyet gibi kelimelerin cazibesi aydınlarımızı sarmıştır. Ama onlar, -bütün terakkiyi, bütün refahı, saadeti getirdiğine inandıkları- bu mefhumların münakaşası veya savunması dışında, batı anlamında milliyetçiliğe henüz yanaşmamışlardır, batının -hemen tamamiyle yekpare milletler halindeki devletleri içinde yerleşmeye başlayan- demokrasi prensibini, bizim birçok azınlıklarla kaplı imparatorluğumuzda aynen benimsemiş, savunmuş görünüyorlar; halbuki, batıda bu prensibin ilkin milliyetler meselesini çözmekle işe başladığından habersiz kalmışlardır.
Bu itibarladır ki, milliyetçilik tam bir siyasi hareket değil, hatta Türk adına dayanan bir şuur bile değildir. Bu devrenin bütün aydınları, henüz istedikleri şeyi tam bilmezler. Bir Abdülhak Hamit, Tarık'ı, Nesteren'i, Liberte'yi vesaireyi yazar, ama ancak "Tayflar Geçidi"ndedir ki, şöyle haykırabilir:
... Tanzimatta beliren Türk milliyetçiliğinin bu merhalesindeki Milliyetçilik şuuru, bizim azınlıkları da ayağa kaldıran batı romantizminden ilham almaktadır. Hürriyet, terakki hatta Cumhuriyet gibi kelimelerin cazibesi aydınlarımızı sarmıştır. Ama onlar, -bütün terakkiyi, bütün refahı, saadeti getirdiğine inandıkları- bu mefhumların münakaşası veya savunması dışında, batı anlamında milliyetçiliğe henüz yanaşmamışlardır, batının -hemen tamamiyle yekpare milletler halindeki devletleri içinde yerleşmeye başlayan- demokrasi prensibini, bizim birçok azınlıklarla kaplı imparatorluğumuzda aynen benimsemiş, savunmuş görünüyorlar; halbuki, batıda bu prensibin ilkin milliyetler meselesini çözmekle işe başladığından habersiz kalmışlardır.
Bu itibarladır ki, milliyetçilik tam bir siyasi hareket değil, hatta Türk adına dayanan bir şuur bile değildir. Bu devrenin bütün aydınları, henüz istedikleri şeyi tam bilmezler. Bir Abdülhak Hamit, Tarık'ı, Nesteren'i, Liberte'yi vesaireyi yazar, ama ancak "Tayflar Geçidi"ndedir ki, şöyle haykırabilir:
... Tanzimatta beliren Türk milliyetçiliğinin bu merhalesindeki Milliyetçilik şuuru, bizim azınlıkları da ayağa kaldıran batı romantizminden ilham almaktadır. Hürriyet, terakki hatta Cumhuriyet gibi kelimelerin cazibesi aydınlarımızı sarmıştır. Ama onlar, -bütün terakkiyi, bütün refahı, saadeti getirdiğine inandıkları- bu mefhumların münakaşası veya savunması dışında, batı anlamında milliyetçiliğe henüz yanaşmamışlardır, batının -hemen tamamiyle yekpare milletler halindeki devletleri içinde yerleşmeye başlayan- demokrasi prensibini, bizim birçok azınlıklarla kaplı imparatorluğumuzda aynen benimsemiş, savunmuş görünüyorlar; halbuki, batıda bu prensibin ilkin milliyetler meselesini çözmekle işe başladığından habersiz kalmışlardır.
Bu itibarladır ki, milliyetçilik tam bir siyasi hareket değil, hatta Türk adına dayanan bir şuur bile değildir. Bu devrenin bütün aydınları, henüz istedikleri şeyi tam bilmezler.