Yayınevi düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Kitap Yayınevi

Yayın yılı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 2009

Yayın ayı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Ocak

Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 240

Format düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali boş

Edisyon düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Kültür > Kültür Tarihi

Dil düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Türkiye Türkçesi

Bu çalışmada, sınırlar ölçüsünde Antikçağ’dan Yeniçağ’a ‘çocuk’ ve ‘çocukluk’ olgusunun kabulü ile bu alanda yüzyıllar boyunca yaşanan şaşırtıcı ve giderek dramatik hale gelen değişim irdelenmekte; ardından Ortaçağ’dan Yeniçağ başlarına -giderek orta Avrupa ülkeleriyle sınırlı kalmak üzere- Avrupa'da cinlenmiş çocuklar, çocuk cadılar, çocuk cadı avları ve yargı süreçleri incelenmektedir.

Bu çalışmada, sınırlar ölçüsünde Antikçağ’dan Yeniçağ’a ‘çocuk’ ve ‘çocukluk’ olgusunun kabulü ile bu alanda yüzyıllar boyunca yaşanan şaşırtıcı ve giderek dramatik hale gelen değişim irdelenmekte; ardından Ortaçağ’dan Yeniçağ başlarına -giderek orta Avrupa ülkeleriyle sınırlı kalmak üzere- Avrupa'da cinlenmiş çocuklar, çocuk cadılar, çocuk cadı avları ve yargı süreçleri incelenmektedir.

Yayınevi düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Phoneix Yayınevi

Yayın yılı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 2010

Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 264

Format düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali boş

Edisyon düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Tarih > İnceleme-Araştırma

Dil düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Türkiye Türkçesi

Bu çalışmada, sınırlar ölçüsünde Antikçağ’dan Yeniçağ’a ‘çocuk’ ve ‘çocukluk’ olgusunun kabulü ile bu alanda yüzyıllar boyunca yaşanan şaşırtıcı ve giderek dramatik hale gelen değişim irdelenmekte; ardından Ortaçağ’dan Yeniçağ başlarına -giderek orta Avrupa ülkeleriyle sınırlı kalmak üzere- Avrupa'da Avrupada cinlenmiş çocuklar, çocuk cadılar, çocuk cadı avları ve yargı süreçleri incelenmektedir. Çocuklarda çok farklı tarihsel koşullarda ortaya çıkan ve dönemin otoritelerince sapma, sapkınlık veya cinlenme olarak tanımlanan durumları bütünüyle çocukların duygularıyla hissedebilmenin, onların gözüyle görebilmenin imkânsızlığı ortada olmakla birlikte; kendilerini ölüme veya yıllarca süren hücre cezasına götüren süreci çoğunlukla bir oyun olarak gören çocukların dünyasına bir nebze olsun yaklaşabilmek, çocuk cadılığı adı altında yaşanan toplumsal histerinin nedenlerini onların gözünden görebilmek ve giderek anlayabilmek amaçlanmaktadır.

Bu çalışmada, sınırlar ölçüsünde Antikçağ’dan Yeniçağ’a ‘çocuk’ ve ‘çocukluk’ olgusunun kabulü ile bu alanda yüzyıllar boyunca yaşanan şaşırtıcı ve giderek dramatik hale gelen değişim irdelenmekte; ardından Ortaçağ’dan Yeniçağ başlarına -giderek orta Avrupa ülkeleriyle sınırlı kalmak üzere- Avrupa'da cinlenmiş çocuklar, çocuk cadılar, çocuk cadı avları ve yargı süreçleri incelenmektedir.

Bu çalışmada, sınırlar ölçüsünde Antikçağ’dan Yeniçağ’a ‘çocuk’ ve ‘çocukluk’ olgusunun kabulü ile bu alanda yüzyıllar boyunca yaşanan şaşırtıcı ve giderek dramatik hale gelen değişim irdelenmekte; ardından Ortaçağ’dan Yeniçağ başlarına -giderek orta Avrupa ülkeleriyle sınırlı kalmak üzere- Avrupada cinlenmiş çocuklar, çocuk cadılar, çocuk cadı avları ve yargı süreçleri incelenmektedir. Çocuklarda çok farklı tarihsel koşullarda ortaya çıkan ve dönemin otoritelerince sapma, sapkınlık veya cinlenme olarak tanımlanan durumları bütünüyle çocukların duygularıyla hissedebilmenin, onların gözüyle görebilmenin imkânsızlığı ortada olmakla birlikte; kendilerini ölüme veya yıllarca süren hücre cezasına götüren süreci çoğunlukla bir oyun olarak gören çocukların dünyasına bir nebze olsun yaklaşabilmek, çocuk cadılığı adı altında yaşanan toplumsal histerinin nedenlerini onların gözünden görebilmek ve giderek anlayabilmek amaçlanmaktadır.

İnsanoğlunun kimi batıl inanış Ortaçağ Avrupası’nda Cadılar ve korkularının esiri olduğu Ortaçağ, tarihin şimdiye dek tanıklık ettiği en yabanıl Cadı Avı, Avrupa’da Ortaçağ sonları ile Yeniçağ başları olmak üzere yaklaşık dört yüz yıla yayılan dönemde yaşanan ‘Cadı Avı’ histerisini, psikolojik ve vahşi hesaplaşmaların yaşandığı sosyolojik bağlamda ele alan ilk Türkçe eserdir. Söz konusu döneme ait belgeler ve tanıklıklardan o günün dünyasını anlamaya yönelik eserlere uzanan geniş bir dönem aynı zamanda. Ortaçağ Avrupasında üç yüzyıl süren Cadı kaynak yelpazesiyle; konunun temelini oluşturan ve Antikçağ’dan Yeniçağ’a farklı coğrafyalarda gelişmiş büyü, büyücü, cadı, demon, Şeytan gibi kavramlar hem etimolojik hem de toplumsal açılardan incelenmiş; nesnel ve ayrıntılı bir şekilde sunulmuştur.
Avrupa tarihinde bir kara leke olarak gösterilebilecek ‘Cadı Avı Çağını Çağı’nı tüm boyutlarıyla anlatan ele alan bu kitap, yalnızca o dönemle yetinmeyip kitap; cadı avını hazırlayan koşullar ve büyü kavramlarının Antikçağdaki kökenlerine dek uzanıyor. nihayetinde avın kurumlaşması, Engizisyon Mahkemelerinin kurulması, sayısız masum insanın kurban edilmesi sürecini gözler önüne sermektedir.

İnsanoğlunun kimi batıl inanış ve korkularının esiri olduğu Ortaçağ, tarihin şimdiye dek tanıklık ettiği en yabanıl ve vahşi hesaplaşmaların yaşandığı bir dönem aynı zamanda. Ortaçağ Avrupasında üç yüzyıl süren Cadı Avı Çağını tüm boyutlarıyla anlatan bu kitap, yalnızca o dönemle yetinmeyip cadı ve büyü kavramlarının Antikçağdaki kökenlerine dek uzanıyor.

Ortaçağ Avrupası’nda Cadılar ve Cadı Avı, Avrupa’da Ortaçağ sonları ile Yeniçağ başları olmak üzere yaklaşık dört yüz yıla yayılan dönemde yaşanan ‘Cadı Avı’ histerisini, psikolojik ve sosyolojik bağlamda ele alan ilk Türkçe eserdir. Söz konusu döneme ait belgeler ve tanıklıklardan o günün dünyasını anlamaya yönelik eserlere uzanan geniş bir kaynak yelpazesiyle; konunun temelini oluşturan ve Antikçağ’dan Yeniçağ’a farklı coğrafyalarda gelişmiş büyü, büyücü, cadı, demon, Şeytan gibi kavramlar hem etimolojik hem de toplumsal açılardan incelenmiş; nesnel ve ayrıntılı bir şekilde sunulmuştur.
Avrupa tarihinde bir kara leke olarak gösterilebilecek ‘Cadı Avı Çağı’nı tüm boyutlarıyla ele alan bu kitap; cadı avını hazırlayan koşullar ve nihayetinde avın kurumlaşması, Engizisyon Mahkemelerinin kurulması, sayısız masum insanın kurban edilmesi sürecini gözler önüne sermektedir.