Bir zamanlar dünyamızda yaşamış olan üstün bir ırkın varlığını açıklayan son derece şaşırtıcı kanıtlar, artık gün ışığına çıkıyor. Yıldızlardan gelen yolcular yüz binlerce yıl önce dünyamıza gelmiş ve en sonunda dikkate değer bir türü ortaya çıkartacak olan genetik tohumu ekmişti... yani insan. Otuz yıllık yoğun bir araştırmanın sonucu "12. Gezegen" Zecharia Sitchin'in tartışmalar yaratan Dünya Tarihçesi dizisinin ilk kitabıdır. Bu kitapta insanoğlunun dünya dışındaki atalarının varlığı hakkında, belgelere dayanan tartışılmaz kanıtları bulacaksınız. Dünyanın göksel atalarının varlığını kanıtlayan şaşırtıcı belgeler..

Bir zamanlar dünyamızda yaşamış olan üstün bir ırkın varlığını açıklayan son derece şaşırtıcı kanıtlar, artık gün ışığına çıkıyor. Yıldızlardan gelen yolcular yüz binlerce yıl önce dünyamıza gelmiş ve en sonunda dikkate değer bir türü ortaya çıkartacak olan genetik tohumu ekmişti... yani insan. Otuz yıllık yoğun bir araştırmanın sonucu "12. Gezegen" Zecharia Sitchin'in tartışmalar yaratan Dünya Tarihçesi dizisinin ilk kitabıdır. Bu kitapta insanoğlunun dünya dışındaki atalarının varlığı hakkında, belgelere dayanan tartışılmaz kanıtları bulacaksınız. Dünyanın göksel atalarının varlığını kanıtlayan şaşırtıcı belgeler..

Format düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali boş

Edisyon düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Parapsikoloji-Gizem

Nuh Tufanı... Ve Nuh'un Gemisi... Dünya üzerinde geçmişten günümüze kadar, üstünde en çok durulan konulardan biri... Dinlerde ve eski halk inançlarının içinde anılardan hiç silinmemiş bir hikâye... Öyle bir hikâye ki, hiç unutulmayan... İzleri Ağrı Dağı'nda sürülen, hep aranılan ama bulunamayan bir gizem... Bazen bir bilim adamının merceğinde, bazen ise din adamının kutsal kitabında aranan, bir zamanlar dünyada yaşanan büyük yıkım... Öyle bir yıkım ki, suların yeryüzünü kapladığı, insanların hayatta kalmak için yükseklere çıkmaya çalıştıkları, bunu başaramayanların ise gemilerle kurtulmaya çalıştığı büyük yıkım... Bunlar da yetmiyormuş gibi, Dünya'nın ekseninde meydana gelen bir kayma neticesinde ortaya çıkan büyük depremler... “Bir Mısırlı Rahip bana: 'Bilmiş ol ki, atalarımız zamanında Güneş iki defa battığı yerden doğdu, sonra aynı olay tekrar tersine meydana geldi' dedi.” (Ünlü Tarihçi Heredot) Kur'an-ı Kerim'deki bir ayet de, sanki Mısırlı rahiplerle söz birliği etmişçesine şöyle der: “O, iki Doğu'nun Rabbi'dir, iki Batı'nın Rabbi'dir.” (Rahman Suresi, 55/17)Nuh Tufanı... Ve Nuh'un Gemisi... Dünya üzerinde geçmişten günümüze kadar, üstünde en çok durulan konulardan biri... Dinlerde ve eski halk inançlarının içinde anılardan hiç silinmemiş bir hikâye... Öyle bir hikâye ki, hiç unutulmayan... İzleri Ağrı Dağı'nda sürülen, hep aranılan ama bulunamayan bir gizem... Bazen bir bilim adamının merceğinde, bazen ise din adamının kutsal kitabında aranan, bir zamanlar dünyada yaşanan büyük yıkım... Öyle bir yıkım ki, suların yeryüzünü kapladığı, insanların hayatta kalmak için yükseklere çıkmaya çalıştıkları, bunu başaramayanların ise gemilerle kurtulmaya çalıştığı büyük yıkım... Bunlar da yetmiyormuş gibi, Dünya'nın ekseninde meydana gelen bir kayma neticesinde ortaya çıkan büyük depremler... “Bir Mısırlı Rahip bana: 'Bilmiş ol ki, atalarımız zamanında Güneş iki defa battığı yerden doğdu, sonra aynı olay tekrar tersine meydana geldi' dedi.” (Ünlü Tarihçi Heredot) Kur'an-ı Kerim'deki bir ayet de, sanki Mısırlı rahiplerle söz birliği etmişçesine şöyle der: “O, iki Doğu'nun Rabbi'dir, iki Batı'nın Rabbi'dir.” (Rahman Suresi, 55/17)

Nuh Tufanı... Ve Nuh'un Gemisi... Dünya üzerinde geçmişten günümüze kadar, üstünde en çok durulan konulardan biri... Dinlerde ve eski halk inançlarının içinde anılardan hiç silinmemiş bir hikâye... Öyle bir hikâye ki, hiç unutulmayan... İzleri Ağrı Dağı'nda sürülen, hep aranılan ama bulunamayan bir gizem... Bazen bir bilim adamının merceğinde, bazen ise din adamının kutsal kitabında aranan, bir zamanlar dünyada yaşanan büyük yıkım... Öyle bir yıkım ki, suların yeryüzünü kapladığı, insanların hayatta kalmak için yükseklere çıkmaya çalıştıkları, bunu başaramayanların ise gemilerle kurtulmaya çalıştığı büyük yıkım... Bunlar da yetmiyormuş gibi, Dünya'nın ekseninde meydana gelen bir kayma neticesinde ortaya çıkan büyük depremler... “Bir Mısırlı Rahip bana: 'Bilmiş ol ki, atalarımız zamanında Güneş iki defa battığı yerden doğdu, sonra aynı olay tekrar tersine meydana geldi' dedi.” (Ünlü Tarihçi Heredot) Kur'an-ı Kerim'deki bir ayet de, sanki Mısırlı rahiplerle söz birliği etmişçesine şöyle der: “O, iki Doğu'nun Rabbi'dir, iki Batı'nın Rabbi'dir.” (Rahman Suresi, 55/17)Nuh Tufanı... Ve Nuh'un Gemisi... Dünya üzerinde geçmişten günümüze kadar, üstünde en çok durulan konulardan biri... Dinlerde ve eski halk inançlarının içinde anılardan hiç silinmemiş bir hikâye... Öyle bir hikâye ki, hiç unutulmayan... İzleri Ağrı Dağı'nda sürülen, hep aranılan ama bulunamayan bir gizem... Bazen bir bilim adamının merceğinde, bazen ise din adamının kutsal kitabında aranan, bir zamanlar dünyada yaşanan büyük yıkım... Öyle bir yıkım ki, suların yeryüzünü kapladığı, insanların hayatta kalmak için yükseklere çıkmaya çalıştıkları, bunu başaramayanların ise gemilerle kurtulmaya çalıştığı büyük yıkım... Bunlar da yetmiyormuş gibi, Dünya'nın ekseninde meydana gelen bir kayma neticesinde ortaya çıkan büyük depremler... “Bir Mısırlı Rahip bana: 'Bilmiş ol ki, atalarımız zamanında Güneş iki defa battığı yerden doğdu, sonra aynı olay tekrar tersine meydana geldi' dedi.” (Ünlü Tarihçi Heredot) Kur'an-ı Kerim'deki bir ayet de, sanki Mısırlı rahiplerle söz birliği etmişçesine şöyle der: “O, iki Doğu'nun Rabbi'dir, iki Batı'nın Rabbi'dir.” (Rahman Suresi, 55/17)

ISBN düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 9758312382

Yayın yılı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 2008

Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 232

Format düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali boş

Edisyon düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Din > Tarih

Çocukluğumuzdan beri büyüklerimizden duyduğumuz bir sözdür bu... Büyüklerimiz de kendi büyüklerinden duymuş, onlar da daha öncekilerden... Yüzyıllardır unutulmamış, dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiş bu söz, sadece insanların korunma ihtiyaçlarından ve bir ilahi güce sığınma isteklerinden mi ortaya çıkmıştır? Yoksa bu söz çok büyük bir gerçeği mi ifade etmektedir?

Sadece halk efsanelerinde ve halk inançlarında değil, Kuran-ı Kerim ve Tevrat gibi kutsal metinlerde de yer almış bu inancın perde arkasındaki ezoterik bilgiler kitapta okuyucuya sunuluyor.

SINIR ÖTESİ YAYINLARI Yayın Yönetmeni Ergun Candan, kitabın önsözünde şunları söylüyor:

Hızır dendiğinde tek bir varlık düşünülmemelidir. Hızır değil, Hızırlar vardır...

Hızır, yüksek ruhsal planlarla irtibat haline girebilmiş ve o planlarla ya da o planlardan kaynaklanan tesirlerle beslenen ileri düzeyli varlıkları ifade eder. Bu varlıklar ilahi yardımın fiziki elleri gibidir. Ve her yerdedir...

Peki onların yardımına nasıl ulaşabiliriz? Hızır aksakallı bir dede görünümünde gelmeyebilir... Hiç tanımadığınız bir kişi olarak, hatta bazen tanıdığınız bir kişi olarak da yanınıza uğrayabilir... Onları tanıyamazsınız. Hatta bazen bazı olayları ve bazı kişileri vesile ederek de onlar yardım ellerini size ulaştırabilirler...

Pozitif kalın, dileyin ve onlara güvenin... O bilinç içinde yaşayın... O koruma şemsiyesinin içinde kendinizi hissedin... Onlar sizi bulacaktır...

Çocukluğumuzdan beri büyüklerimizden duyduğumuz bir sözdür bu... Büyüklerimiz de kendi büyüklerinden duymuş, onlar da daha öncekilerden... Yüzyıllardır unutulmamış, dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiş bu söz, sadece insanların korunma ihtiyaçlarından ve bir ilahi güce sığınma isteklerinden mi ortaya çıkmıştır? Yoksa bu söz çok büyük bir gerçeği mi ifade etmektedir?

Sadece halk efsanelerinde ve halk inançlarında değil, Kuran-ı Kerim ve Tevrat gibi kutsal metinlerde de yer almış bu inancın perde arkasındaki ezoterik bilgiler kitapta okuyucuya sunuluyor.

SINIR ÖTESİ YAYINLARI Yayın Yönetmeni Ergun Candan, kitabın önsözünde şunları söylüyor:

Hızır dendiğinde tek bir varlık düşünülmemelidir. Hızır değil, Hızırlar vardır...

Hızır, yüksek ruhsal planlarla irtibat haline girebilmiş ve o planlarla ya da o planlardan kaynaklanan tesirlerle beslenen ileri düzeyli varlıkları ifade eder. Bu varlıklar ilahi yardımın fiziki elleri gibidir. Ve her yerdedir...

Peki onların yardımına nasıl ulaşabiliriz? Hızır aksakallı bir dede görünümünde gelmeyebilir... Hiç tanımadığınız bir kişi olarak, hatta bazen tanıdığınız bir kişi olarak da yanınıza uğrayabilir... Onları tanıyamazsınız. Hatta bazen bazı olayları ve bazı kişileri vesile ederek de onlar yardım ellerini size ulaştırabilirler...

Pozitif kalın, dileyin ve onlara güvenin... O bilinç içinde yaşayın... O koruma şemsiyesinin içinde kendinizi hissedin... Onlar sizi bulacaktır...