Paulo Coelhonun okuduğum bütün kitaplarını beğendim diyebilirim. İlk simyacı kitabıyla tanıştım daha sonra okuduğum her kitabında beni kendine daha da çekti.
Veronika ölmek istiyor kitabı da hayatında ki herşeyin tek düzeliğinden sıkılmış ve sıkıldığı için artık intihar etmeye karar veren bir kızın hikayesiyle başlıyor. Kız yani Veronika intihar ediyor ama ölemiyor. İntiharı sonrasında Villete adında bir deliler hastanesine yatırılıyor. Burada bulunan doktor Veronika üzerinde bir deney yapmaya başlıyor; kıza her gün her an ölebileceğini ve en fazla 1 hafta yaşayabileceğini söylüyor. Her gün belirli dozlarda bir ilaç vererek sahte kalp krizi vakaları ve kusmalar oluşmasına sebep oluyor. Böylece doktor; ölüm bilincinin insanı daha yoğun yaşamaya ittiğini gözlemlemeye başlıyor. Hem Veronika hem de diğer hastalar hayatta neler kaçırdıkları düşünmeye başlıyor, kendi yaşamlarını yeniden değerlendirmeye başlıyorlar. En fazla bir hafta sonra öleceğini bilen Veronika bu süresini ona göre dolu dolu, içinden geldiği gibi yaşamaya başlıyor. Bu süreçte artık yaşamayı sevmeye başlıyor ve ölmekten korkar hale geliyor.
Hastanede kalan şizofren bir hastaya aşık olup son günü olduğunu düşündüğü gün hastaneden kaçıyor. Ve öleceğini düşündüğü için çok kısa sürede sevdiğini açıklıyor. Çünkü dr. İgorunda deneyinin sonucunda gördüğü gibi 'ÖLME BİLİNCİ BİZİ DAHA YOĞUN YAŞAMAYA YÖNELTİR.'
Doktorun tam yalanını, yani deneyini, kıza açıklayacağı gün Veronika kaçmış oluyor. Asıl sorun kızın artık her dakika ölümü bekleyerek geçireceği günler diye düşünüyor doktor. Ama sonra bunun da çok önemli olmadığına karar verip kızın yaşadığı her yeni günü bir mucize olarak göreceğini düşünüyor. Zaten :
HER YENİ GÜN BİR MUCİZEDİR.