Güzel bir kitap.Farklı bir konusu var biraz Supernatural'e benziyor.Vampirler kurt adamlar ve daha önce hiç karşılaşmadığımız bazı yaratıkların olduğu bir dünyayı anlatıyor.Dru esas kızımız önce annesini sonra babaannesini kaybediyor.En sonda babası gittiği bir avda eve zombi olarak dönünce babasını öldürmek zorunda kalıyor.
Dru biraz farklı tabiki.Farklı olmazsa olmaz zatenEtrafında doğaüstü bir yaratık olduğu zaman hissedebiliyor.Babasını öldürdükte sonra yeni okulunda tanıtığı tek arkadaşı olan yarı asyalı Graves ile kendilerini bir maceranın içinde buluveriyorlar.Daha sonradan aralarına Dru'nun koruyucu meleği olarak tanımlanan aynı zamanda bir dampir olan Christophe aralarına katılıyor.
Dru özel bir kız hemde çok özel.Büyük kötü vampir Sergeji ve daha bir sürü doğaüstü yaratığı öldürebilecek tek kişiBu yüzden de herkes onun peşinde
Kitap serinin ilk kitabı olduğu için herşey daha yeni başlıyor.Dru asıl bundan sonra ortalığı kasıp kavuracak gibi
Kitapta sevmediğim tek şey Dru'nun çok sık iç sesiyle konuşması ve karşılıklı konuşmalarda cevap vermeden önce sürekli betimlemeler yapmasıydı.Tamam betimleme yapılır.Kendi kendine de konuşulur ama bu kadarda olmaz yani.Sıkıldığım tek nokta budur.Gerisi gayet hoş bir kitap olmaktan ibaret