Herkes Herkesle Dostmuş Gibi...

6 puan

Barış Bıçakçı' nın ilk romanı. Genelde övülmüş ama ben beğenmedim. İlk başlarda daha önce karşılaşmadığınız bir post modern roman örneği sanıyorsunuz kitabı ama alakası yok. Kısa kısa hikayeleri sadece başlıklarla ayırmadan anlatmış yazar ki bence bunda hiçbir enteresanlık yok. Ben başlarda karakterlerin bir şekilde ortak noktaları olacağını, sürekli değişen öznelerin aynı olayın parçaları olduğunu sanmıştım ama öyle değil. Çok daha basit bir durum var. Bir adamın hikayesi anlatılırken bir yerde kesiliyor hikaye ve o adamın yanından geçtiği bir kadının hikayesi başlıyor örneğin. Bunları ayrı ayrı başlıklarda anlatmakla, başlık kullanmadan paragraf başında yeni birinin hikayesine başlamanın bence hiçbir farkı yok. Çok fazla hikaye var üstelik, dolayısıyla hiçbir karaktere tam olarak bağlanamıyorsunuz. Kitabın arka kapağında değil ama bir tanıtım yazısında(belki önceki baskıların arka kapağında da bu vardır) Sait Faik' in öyküleriyle benzerlikle olduğundan bahsedilmiş. Benim de aklıma tam olarak bu geldi okurken. Kitabın bir şanssızlığı da kitabı Modiano' nun Bir Gençlik kitabıyla birlikte okumam oldu. Bir Modiano kitabının daha 3. sayfasında Modiano' nun neden Nobel aldığıyla ilgili ipuçlarına rastlıyorsunuz. Adam inanılmaz özgün, daha 3. sayfada hüzne boğuyor sizi ama bunu hiç de hüzünlü şeyler anlatmadan yapıyor. İşte böyle kendine has bir üslubun yanında bu kitabı okuyunca üslubunu yetersiz hatta yapmacık buluyorsun.
Karakteristik bir ilk roman olmuş. Yazar ne biliyorsa, neye sahipse hepsini dökmek istemiş. Bunu Murat Menteş kadar acemice yapmamış ama, çok daha özenli davranmış. Yine de bu konuda beni rahatsız eden bir detayı atlayamacağım. Bilmem kimin tablosuna benzetmiş bir şeyi. Ne alaka ya? Kitabın orasında durup kimmiş bu ressam tabloları nasılmış moduna neden sokuyorsun ki beni? Ben sevmiyorum bunu. Ben de bir yazı yazarak araya hiç bilmediğiniz şarkı isimleri koyarım, bu marifet değil. Belki de yazar gerçekten daha uygun bir benzetme bulamadığından yazmış bunu ama kitabın bir ilk roman olduğunu, yazarın kitap boyunca takındığı tavrı ve kendince müthiş olan klişe finalini(tam bir ilk roman finali işte) düşününce bana bariz şekilde ilk roman heyecanı ve şovu için yapılmış gibi geliyor o ressam atfı. İtiraf edeyim kitabı sevmediğimden biraz zorlama bir eleştiri yaptım bu paragrafta.
Bir de hikayeler çok kısa olmasına rağmen kendi içlerinde bile yer yer kopukluklar var ama tabii kitabı sevemeyip konsantre olamadığımdan muhtemelen bana öyle gelmiştir, çok bir şey diyemem o yüzden. Ayrıca bazı hikayeler müthiş çarpıcıyken bazıları umurunuzda bile olmayacak şeyler.
Ankaralı olsam, Ankara' yı sevsem belki daha çok severdim bu kitabı ama ben bu tarz yazarlardan sıkıldım. İlla bu tarz okuyacaksanız en krallarını okuyun bari de boşa zaman kaybetmeyin, kendime de söylüyorum tabii bunu. Kötü yazar, kötü kitap / iyi yazar, iyi kitap deyip de genelleyemem, öyle objektif bir tahlil yapacak donanıma da sahip değilim. Benim nazarımda kötü kitap, kötü yazar ama bunu söylerken Hasan Ali Toptaş' ı bir kriter olarak alıyorum ben mesela. Piyasada yazarım diye dolanan boş beleş adamların yanında da bir derdi olan, ne söylediğini bilen bir kitap ve yazar var karşınızda.
Kenan Yarar’ ın Penguen’ deki köşesinde karanlık hikayeleri olurdu. Şimdi Hilal’ i çiziyor sanırım da o zamanlar her hafta farklı bir tema işlerdi. Taksim de takılan insanların kafasından oklar çıkarmış, hepsinin hayatını 3 4 cümle ile özetlemiş ve sonunda da bu bu insanlar birbirlerini bir daha hiç görmeden ölecekler demişti. Öyle kalmıştım o gerçekle yüzleşince. Garip gelmişti. Her gün yanından geçip gittiğimiz, hiç dokunmadığımız hayatlar... Bazen güzel bir kalça, bazen hoş bir koku, bazen başka yere bakmak sonucu gerçekleşen bir çarpışma gibi tesadüfi nedenlere dayanan tanışıklıklarla bambaşka yöne doğru kırılan hayatlar. İşte o değmeden geçtiğimiz insanların hikayesi bu kitap ama gel gelelim ben Kenan Yarar’ ın o bir sayfalık çizimini bu kitaptan çok daha yaratıcı ve yıkıcı bulmuştum. Kenan Yarar’ ı okuyun müthiş çizer.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »