Frankenstein

10 puan

Frankenstein denilince aklıma hep filmlerden ve kitapların üzerinde gördüğüm koca kafalı çirkin robotumsu yaratık gelir ve onun hep bir kötülük abidesi olup insanların düşmanı olduğunu düşünürdüm. Oysa kitabı elime aldığımda düşündüklerimle okuduklarımın birbirine hiç benzemediğini kavramış oldum. Şaşırarak ve iştahla bitirdim bu kitabı.

Kendisine kötü dediğim bu yaratık , bir bebeğin ana rahminden doğduğu gibi saf ve temiz duygularla dünyaya açıyor gözünü ve kendisini terkeden babasına karşın o, hayata tutunmaya çalışıyor ve yavaş yavaş öğrenmeye başlıyor. Kendisi hakkındaki gerçeği ise şöyle aktarıyor ;

"Bedenim iğrenç ve boyum devasaydı. Bu ne demekti ? Ben kimdim ? Neydim ? Nereden gelmiştim ? Gideceğim yer neresiydi ?"

İnsanlardan dışlanan , inanılmaz acılara maruz kalan bu "temiz kalpli olmaya aday canavar" her yerden taşlanarak ve korkularak dışlanır. Sevgi arar ama bulamaz ve en sonunda yaratıcısı ile karşılaşmaya karar verir ve herkesin kabullenip hak vereceği , bir takım kelimeleri aktarır kendisine ;
(laf aramızda alttaki cümle o an içime işleyip, acıma duygularımı da gün yüzüne çıkarır)

"Ben senin yaratığınım ; senin Adem'in olmalıydım. Fakat ben aslında hiçbir kabahati olmadığı halde senin mutluluktan men ettiğin düşmüş meleğim. Mutluluk gördüğüm her yerden bir tek ben değişmez bir şekilde dışlanmışım. İyi kalpli ve usluydum ; mutsuzluk beni bir şeytan yaptı."

Ve o kendi gerçekliğinin farkında olarak bunları ilave eder ;
"Benim bedenim , seninkinin iğrenç bir örneği."

Üstteki kısa ve anlamlı cümle başka bir yorum gerektirmiyor bu "canavar-iblis-yaratık" aday adayına. Kendisini sevgiyle anıyorum.

Kısaca değinmek gerekirse ; daha az canavarımsı olabilmek için sevgiye ihtiyacı vardı ancak bir "canavar" olduğundan sevgi ondan esirgendi ve o istemeyerek de olsa artık gerçek bir "canavar" oldu.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »