Asterion, 42 adet değerlendirme yapmış.  (1/6)
« geri  
Emir Bey`in Kızları - Bir Göçmen Kuştu O - 2
   Aşıklar Bayramı
Aşıklar Bayramı

10

Çok beğenerek okuduğum bir kitap oldu. Kitapla ilgili, yukarıdaki tanıtım yazısı çok aydınlatıcı görünüyor, gerçekten hepsi bir arada: Hem yol hikayesi, hem baba-oğul hikayesi, hem aşk, hem de insanın derinlerine ait türlü duygular işleniyor. Ek olarak kitap, tanıdık gelen ama unutulup yeniden hatırlanan şeyler hissettirdi okurken, bazı türkü sözlerini bile daha iyi anlamaya başladım sanki. Ayrıca en önemlisi anlatım çok çok doğal geldi bana. Belki ancak bu topraklarda ve şair hassasiyetiyle yetişmiş bir insanın verebileceği bir şeydir bu doğallık. Ve yolculuk sırasında birkaç taş parçasında, bir ağaçta ya da çıplak dağlarda gizlenmiş tarihi hatırlamak ve insana dair güzellikleri, çirkinlikleri görebilmek de çok anlamlıydı. İnsanı derinden etkileyen bir roman, hayatında benzer sorunları yaşamış insanlar için fazla hüzünlü gelebilir, dikkat...

Osmanlı Kapısında Büyümek
Osmanlı Kapısında Büyümek

9

Bu eser akademik bir çalışmanın ürünü sanıyorum, fazlasıyla bilgi ve karşılaştırma içeriyor. Eseri sıkılmadan okumak ve daha iyi anlamak için Ahmet Mithat Efendi başta olmak üzere Nabizade Nazım'dan Mizancı Murat'a, Ömer Seyfettin'den Halide Edip'e, Yakup Kadri'ye kadar pek çok yazarın eserlerine hakim olmak gerekiyor gibi görünüyor. Benim için eksik bir okuma oldu o yüzden. Yine de edebiyatımızda Rumların, Ermenilerin ve Yahudilerin nasıl yer aldıklarına, hangi meslekleri yaptıklarına, yazarlarımız tarafından olumlu mu olumsuz mu değerlendirildiklerine dair derli toplu bir çalışma okumak güzeldi.

Almodovar Teoremi
Almodovar Teoremi

10

Ortalıkta evin içinde yaşayan bir geyik dolaşsa da fazlasıyla sahici bir eser gibi geldi bana. Hem anlatım ve kitaba serpiştirilmiş felsefik, politik, duygusal ve matematiksel düşünceler çok çarpıcıydı, hem de hikaye ilgi çekiciydi. Kitapta ilgimi çeken şeylerden biri sinemadan çıkan insanla ilgili yazılanlardı, Aylak Adam'daki sinemadan çıkan insan türünü hatırlattı: "Her büyük film bizi sendeletir. /.../ Bu hayattan kaçmak yerine bir kahraman gibi yaşayabileceğimize dair belli bir hisle çıkarız karanlığın içinden. Bu lütuf anlarında, hassaslığımızı hissederiz. /.../ Sonra korku çıkagelir, biçimleri, çerçeveleri, toplumun işleyişini korumamız gerektiğini hatırlatır." Ayrıca kitapta İstanbul/Kapalı Çarşı adı geçiyor:)

Ahraz
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup Yok

10

Eski baskıları "Albaya Kimseden Mektup Yok" ya da "Albaya Mektup Yazan Kimse Yok" olarak çıkmış. Bence en iyi hali "Albaya Kimseden Mektup Yok", Can Yayınları o haline döndürse keşke baskıyı.

Kökler, Çarklar ve Bulutlar
« geri