Bacon ile Monteigne'nin denemeciliği arasında önemli bir ayrım vardır.Monteigne'in kendine dönük,görünüşte gelişi güzel,söyleyişici sesinden daha çok,kişisel olmayan,özlü,betimci,nesnel bir sese göze çarpar.Bacon'un çabası Monteigne gibi kendi benliğini anlatmak değil,değişik alanlarda ednmiş olduğu gözlemlerle deneylerlere dayanarak insanoğlunun yaşamına uygulanabilcek, ona yararlı olacak bir bilgelik ortaya koymaktır.

En iyi tarih kitabı ve en iyi tasarım finalisti seçilerek 2008 yılında Benjamin Franklin ödülünü hak eden bir kitaptır. Osmanlı Kadını hakkında süre gelen bir görüş ayrılığı bulunmaktadır.Oryantalistler Osmanlı kadınını genellikle egzotik,miskin,düşük ahlaklı biri olarak gösterirken,diğer taraf göklere çıkarıyor.Amerika'da yetişip büyüyen yazarımız Aslı Sancar bu konuya tarafsız olarak yaklaşarak Batı'nın gözünde Osmanlı diyerek söze başlıyor,Harem'den,mahkeme kayıtlarından,ahlak bakımından,eğitimleri bakımından objektif olarak incelemeye alıyor. Türk kadının Avrupa'da nasıl bir hayranlık uyandırdığını,Osmanlı'ya gelen kadın seyyahların ''-Ah ne olaydı da bende haremde bir cariye olsaydım'' dediğine şahit olacaksınız. La Baronne Durant de Fontmagne:''Türk kadını tamamıyla özgürdür.Bu gerçek,rahatlıkla müşahade edilebilir.Türk kadınlarının köle olduğunu söyleyenler kendilerini gülünç duruma düşürüyor. demektedir.(La Baronne Durand de Fontmagne,Kırım Harbi Sonrasında İstanbul / Paris:1902 sh.243-44) Bu kitap görüş ayrılıklarına son verebilecek kadar büyük bir eserdir.Bu kitabı okuduktan sonra bir insan, aklını belli bir zihniyete, ideolojiye ya da siyasi-iktisadi rant odağına kiraya vermediyse Osmanlı kadını hakkıındaki bütün olumsuz düşünceleri ortadan kalkacaktır.