yuksel65

Profil Resmi
5 takip ettiği ve 3 takip edeni var. 33 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
yuksel65 okumak istiyor.
Korkuyu Beklerken

Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okurunu alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "Korkuyu Beklerken" kendini evine hapseden kahramanı, Atay'ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından. Yazarın bu kitaptaki ilk hikayeyle var ettiği "beyaz mantolu adam" da öyle. Tavanaralarına saklanan eşyadan, gazetelerin dert köşelerine gönderilen mektuplara kadar "Türkiye'nin ruhu"nu hep aynı maharetle kavrıyor Oğuz Atay.

Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okurunu alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "Korkuyu Beklerken" kendini evine hapseden kahr... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
yuksel65 okumak istiyor.
Yüzyıllık Yalnızlık

Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha az bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı... Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlıkı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım... Bu romanı büyük bir dikkatle ve keyifle okuyan ve hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan hiçbir şey anlatmamıştım. Kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek satır bulamazsınız. Gabriel García Márquez

Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
yuksel65 okumak istiyor.
Kolera Günlerinde Aşk

Kolera Günlerinde Aşk, terk edilmiş bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayıp yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Büyülü gerçekçilik akımının büyük ustası Gabriel Garcia Marquez, bu romanı tam bir destana dönüştürüyor: aşkın, deli akıllı, yabanıl evcil, tensel romantik tüm biçimlerinin pastoral bir şiirin büyüsüne büründüğü bir destan. XIX. yüzyılın XX. yüzyıla dönüştüğü bir zaman dilimini kapsayan bu bitmeyen aşkın gerisinde, çağdaşlaşma çabası içindeki bir toplumun sorunlarını, özellikle taşra kentsoyluluğunun saçmalıklarını ince bir alayla gözler önüne seriyor. Roman boyunca aşk acılarının lirik esintileri arasında, Garcia Marquez'in insancıl mizahı sürekli olarak duyuruyor kendini. Bu nitelikleriyle Kolera Günlerinde Aşk, bu büyük yazarın eserleri içinde, başyapıtı sayılan Yüzyıllık Yalnızlık'ın hemen yanında yerini alıyor.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1982 Nobel Edebiyat Ödülü

Kolera Günlerinde Aşk, terk edilmiş bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayıp yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Büyülü gerçekçilik akımının büyük ustası Gabriel Garcia Marquez, bu romanı tam bir destana dön... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
yuksel65 okumak istiyor.
Gülün Adı

Umberto Eco'nun 1980'de yayınlanan dev romanı Gülün Adı, artık çağdaş klasikler arasındaki yerini almış bulunuyor. Çok katmanlı bir yapıt olan romanda, 1327'de İtalya'daki bir manastırda geçen bir cinayet soruşturması anlatılıyor. Ama günümüz edebiyatına bambaşka bir soluk getiren, yepyeni bir türün kapılarını açan Gülün Adı, hem ortaçağ Hıristiyan dünyasını derinliğine irdeleyen bir tarihsel roman; hem de büyük bir ustalıkla kurulmuş, soluk soluğa okunan bir polisiye öykü. 1986'da başrolünü Sean Connery'nin üstlendiği film, çok daha geniş bir okur kitlesini romana yöneltmişti. O günden bu yana dünyanın belli başlı tüm dillerine çevrilen Gülün Adı'nı, Şadan Karadeniz'in benzersiz çevirisinden okurken, kendinizi 14. yüzyıl Avrupasının dinsel entrikalarının ortasında bulacak, gizemli bir öykünün labirentlerinde din ve bilimin çatışmasını izleyeceksiniz.

Umberto Eco'nun 1980'de yayınlanan dev romanı Gülün Adı, artık çağdaş klasikler arasındaki yerini almış bulunuyor. Çok katmanlı bir yapıt olan romanda, 1327'de İtalya'daki bir manastırda geçen bir cinayet soruşturması anlatılıyor.... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
yuksel65 okumak istiyor.
Guguk Kuşu

Jack Nicholson'un başrol oynadığı ve büyük bir başarı kazanan filme konu olan roman, otoritelerin sağır ve dilsiz olduğunu düşündükleri, yarı Amerikalı yarı Kızılderili şef Bromden'in akıl hastanesindeki yaşamını konu alıyor. Büyük Hemşire tarafından yönetilen bu insanların dünyasına günün birinde kumarbaz McMurphy'nin de katılmasıyla olayların günlük akışı değişir. McMurphy bu insanları sürü gibi görmekte, kendisi ise aksine sert karşı çıkışlarıyla onlar adına bu gri dünyaya adeta kükreyen bir tutum izlemektedir. Bu tutumun sonucunda bazen hüzünlü, bazen neşeli ve kahramanca gelişen olaylar insanın özgürleşmesine yönelik birçok soruyu da beraberinde getirir. McMurphy'nin bireysel olarak hastanedeki sisteme karşı çıkışları, onu iyileştirmek adına yapılan baskının yoğunlaşmasına sebep olur. Bu çelişkinin çözümünü veya yansısını ise yarı Amerikalı yarı Kızılderili şef Bromden'in değişiminde izleyebiliriz.

******

Guguk Kuşu, günümüz insanının toplumla çelişkilerini ortaya koyan bir roman. Kimin dediği olacak? Toplumun mu, gönlüne göre yaşayanın mı? Bir akıl hastanesindeki özgür ruhlarla disiplin sağlamaya çalışan yönetim arasındaki mücadeleyi olağanüstü bir ustalıkla anlatan Ken Kesey, bu ilk yapıtıyla Amerikan ‘karşıt-kültürünün efsanelerinden biri oldu. Roman 1975 yılında Milos Forman tarafından sinemaya aktarıldığında, başta delişmen dalavereci McMurphy rolüyle şeytani ve karizmatik oyunculuğunun temellerini atan Jack Nicholson ile katı ve sadist ruhunu taş bebek güzelliğinin altında saklayan Büyük Hemşire Ratched'ı canlandıran Louise Fletcher olmak üzere, film 5 Oscar ödülü kazanarak, bir başyapıt haline geldi.

******

Jack Nicholson'un başrol oynadığı ve büyük bir başarı kazanan filme konu olan roman, otoritelerin sağır ve dilsiz olduğunu düşündükleri, yarı Amerikalı yarı Kızılderili şef Bromden'in akıl hastanesindeki yaşamını konu alıyor. Büyük Hemşire ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
yuksel65 okuma durumunu güncelledi.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Daha Fazla Göster

yuksel65 şu an ne okuyor?

Küçük Ağa

%10
Sayfa 50.

Sinekli Bakkal

%11
Sayfa 50.

Favori Yazarları (4 yazar)

Favori yazarı yok.