uysalbuket

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
uysalbuket okuma durumunu güncelledi.
Baba ve Piç

Sayfa: 129/405
%31

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
uysalbuket okumak istiyor.
Tutunamayanlar

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar'ı Berna Moran, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Moran'a göre Oğuz Atay'ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, yapıttaki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır. Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar. Tutunamayanlar, 1970 TRT Roman Ödülünü kazanmıştı.

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar'ı Berna Moran, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Moran'a göre Oğuz Atay'ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikle... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
uysalbuket şu an okuyor.
Baba ve Piç

Kocanızın izni lazım elbette, diye devam etti sekreter, artık cıvıltılı olmayan sesiyle. Tabii eğer evliyseniz...? Odadakilerin meraklı bakışları üzerinde ağırlaştı. Ne var ki Zeliha'nın yüzünde ne sıkıntıdan eser vardı ne mahcubiyetten. Bu toplumsal işkenceden keyif alıyor değildi elbette ama içinden bir ses başkalarının fikirlerini ve yargılarını umursamamayı öğütlemişti ona. Ne de olsa fark etmeyecekti sonuç olarak. Son zamanlarda bazı kelimeleri kişisel sözlüğünden çıkarmaya karar vermişti, utanç pekâlâ bunlardan biri olabilirdi. Bu kürtaja onay verecek bir koca yoktu ortada. Bu çocuğun bir babası yoktu. Neyse ki kocanın olmayışı formalitelerde bir avantaja dönüştü. Görünüşe göre kimsenin yazılı iznini almasına gerek yoktu. Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir piçti ve İstanbul'da bir piç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı. Baba ve Piç, İstanbul - San Francisco hattında gidip geliyor: Müslüman - Türk Kazancı ailesiyle Ermeni asıllı Amerikalı Çakmakçıyanların 90 yıla yayılan öyküleri iç içe. Kederli bir geçmişi tamamen unutmak mı daha doğru, geçmiş bilincini beraberinde taşımak mı? Diğer yandan bir kadınlar romanı Baba ve Piç: Erkeklerin apansız ve açıklamasız ölüverdiği, geriye hep kadınların kaldığı bir sülaleden dört kuşak kadının hikâyesi. Anneannelerin, ciciannelerin, teyzelerin hafızalarıyla can bulan bu romanı severek okuyacaksınız.

Kocanızın izni lazım elbette, diye devam etti sekreter, artık cıvıltılı olmayan sesiyle. Tabii eğer evliyseniz...? Odadakilerin meraklı bakışları üzerinde ağırlaştı. Ne var ki Zeliha'nın yüzünde ne sıkıntıdan eser vardı ne mahcubiyetten. Bu topl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
uysalbuket okumuş.
Işık Bahçeleri

Çağdaşımız Mani... Hoşgörü peygemberi Mani...

Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünden iki yüz yıl sonra başlar. Bizim çağımızın da kahramanı olabilecek Mani, yaşam öyküsüyle, son nefesine kadar savunduğu inancının oluşturduğu kişisel tarihiyle, o dönemden yani 2. yüzyıldan beri hala varolan politik sorunlara da işaret etmiş oluyor.

Mani'den bugüne, "sanat ve coşku kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrısından geriye" çok az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar'a açılan inancını ele alıyor ve Mani'nin öyküsüyle bugüne "ışık" tutuyor:

Çağın getirdiği felaketleri öngörmeyi nasıl öğrenebiliriz?

Çağdaşımız Mani... Hoşgörü peygemberi Mani...

Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünde... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
uysalbuket okumuş.
Yolların Başlangıcı

Amin Maaloufun son kitabı Yolların Başlangıcı, Fransızcadan sonra ilk kez TürkçedeKitaplarıyla tüm dünyada büyük ilgi gören Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf bundan önceki kitaplarında ailesine ilişkin kimi gerçekleri biraz da değiştirerek romana, romanlara dönüştürmüştü. Ama Yolların Başlangıcında bütünüyle gerçeklere, belgelere, yazışmalara, arşiv kayıtlarına dayanan bir kitap bulacaksınız. Yazar bu kez soyağacının köklerine bir araştırmacı olarak dalıyor. TADIMLIKBaşlangıçlarBaşka biri olsaydı, köklerden söz ederdi... Benim sık kullandığım bir sözcük değil bu. Kök sözcüğünü sevmem, imgesinden daha da az hoşlanırım. Kökler toprağa gömülür, çamurun içinde kıvrılıp bükülür, karanlıklarda dal budak salar; daha doğumundan başlayarak ağacı tutsak eder ve gözünü korkutarak beslerler: Özgür kalırsan ölürsün!Ağaçlar, boyun eğmek zorundadır; kökleri onlara gereklidir; insanlara değildir oysa. Bir ışığı soluruz, gözümüz göklerdedir ve toprağın altına girdiğimizde, çürüyüp gitmek içindir bu. Doğduğumuz toprağın cansuyu, ayaklarımızdan başımıza doğru yükselmez; ayaklar yalnızca yürümeye yarar. Bizim için, yalnızca yollar önemlidir. Bize göz diken, bizi isteyen onlardır – yoksulluktan zenginliğe ya da başka bir yoksulluğa, kölelikten özgürlüğe ya da kanlı bir ölüme giderken. Bize sözler verir, bizi taşır, itekler, sonra da terkederler. Ve o zaman, tıpkı doğduğumuz gibi, kendi seçmediğimiz bir yolun kıyısında ölüp gideriz.Ağaçların tersine, yollar rastgele atılmış tohumlarla topraktan fışkırmaz. Bizim gibi onların da bir başlangıcı vardır. Aldatıcı bir başlangıçtır bu, çünkü hiçbir zaman bir yolun gerçek bir başlama noktası yoktur; birinci dönemeçten önce, orada, hemen arkasında başka bir dönemeç daha vardır ve ondan önce bir tane daha... Ele avuca sığmaz bir başlangıçtır bu; çünkü her kavşakta başka başlangıçlardan gelen, başka yollar katılmıştır. Bütün bu bileşenleri hesaba katmaya kalkarsak, yüz kere çevresini döneriz Yeryüzünün.Benimkiler söz konusu olduğunda, bunu yapmak da gerekiyor! Çünkü ben, Dünya boyutlarında bir çölde göçüp durmuş bir kabilenin çocuğuyum. Yaşadığımız ülkeler, kuruyunca terkettiğimiz vahalardı; evlerimiz, taş giydirilmiş çadırlardı ve uyrukluğumuz, günlere, aylara ya da gemilere göre değişirdi. Bizi kuşaklar ötesinden, denizler ötesinden, dillerin Babil Kulesi ötesinden birbirimize bağlayan tek şey, bir adın fısıltısıydı yalnızca.Yurt niyetine sadece bir soyadı mı? Evet öyle! Din yerine de eskil bir bağlılık duygusu!Kendimi hiçbir zaman dinsel bir topluluğun –ya da uzlaşması olanaksız birkaçının– üyesi gibi görmedim; hiçbir zaman bütünüyle bir ulusun parçası hissetmedim – aslında bu konuda da birden fazla bağlantım var. Buna karşılık benliğimi, uçsuz bucaksız ailemin, dünyanın dört bir yanında yaşadığı serüvenle kolayca özdeşleştiriyorum. Serüvenle ve bir de söylencelerle. Tıpkı eski Yunanlılar gibi, kimliğim bir mitologyaya yaslı duruyor. Biliyorum sahte bir mitologya bu, ama gerçeğin ta kendisini barındırıyormuş gibi saygı gösteriyorum ona.Öte yandan, benimkilerin katettiği yollar üstüne, bugüne dek birkaç paragraftan fazlasını yazmamış olmam da tuhaf! Ama sanırım bu suskunluk da, mirasımın bir parçası...

Amin Maaloufun son kitabı Yolların Başlangıcı, Fransızcadan sonra ilk kez TürkçedeKitaplarıyla tüm dünyada büyük ilgi gören Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf bundan önceki kitaplarında ailesine ilişkin kimi gerçekleri biraz da değiştirerek rom... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
uysalbuket okumuş.
Kaderin Tuzağı

Marie-Ange Fransada bir şatoda yaşaman mutlu bir ailenin küçük afacan kızıdır. On bir yaşına kadar ömrü ağaçların tepesinde şeftali toplayarak, çimenlere uzanıp gökyüzündeki bulutları seyrederek geçer. Ancak ne yazık ki, içinde yaşadığı mutluluk çemberi, anne babası ve ağabeyini kaybettiği bir trafik kazasıyla paramparça olacaktır. Marie-Ange Fransada kimsesi olmadığı için babasının avukatları tarafından Amerikada yaşayan tek akrabası, Carole Halanın yanına gönderilir. Halası yaşlı, sakat ve buz gibi bir kadındır. Küçük kız geçmişte yaşadığı tüm güzellikleri yüreğine gömerek yaşlı halasının renksiz ve her türlü sevinçten uzak hayatına uyum sağlamaya çalışır.

Marie-Ange Fransada bir şatoda yaşaman mutlu bir ailenin küçük afacan kızıdır. On bir yaşına kadar ömrü ağaçların tepesinde şeftali toplayarak, çimenlere uzanıp gökyüzündeki bulutları seyrederek geçer. Ancak ne yazık ki, içinde yaşadığı mutluluk çemb... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

uysalbuket şu an ne okuyor?

Baba ve Piç

%31
Sayfa 129.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.