swanlake

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 16 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

swanlake okumuş.
Göremediğimiz Tüm Işıklar

Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde kör olur. Babası ona yaşadıkları mahallenin mükemmel bir minyatürünü yapar, böylece her yeri parmaklarıyla ezberler ve artık dışarı çıktığında evinin yolunu bulabilecektir. Fakat bir sabah savaşın kara bulutları şehrin üzerine çökünce, yanlarında müzeye ait içi sırlarla dolu bir taş ile, Saint-Malo'da deniz kenarında bir evde yaşayan, yirmi yıldır dışarı adım atmamış olan amcalarının yanına gitmek zorunda kalırlar.

Almanya'da bir maden kasabasında kız kardeşi ile birlikte bir yetimhanede büyüyen Werner'in önündeki tek seçenek, on beş yaşına geldiğinde babasının öldüğü madende çalışmaktır. Işık kadar beyaz saçları ve sonsuz merak içinde yüzen zihni ile Werner özel bir çocuktur. Bir gün şans eseri eski bir radyo bulup onu çalışır hale getirince ve karşılaştığı her elektronik aleti dakikalar içinde tamir edince, bir subay tarafından keşfedilir ve sonradan bir katil ordusu olduğunu öğreneceği özel bir okula gitme fırsatı elde eder. Orada dâhi olmasının bedelini ödeyip, hayatın acı taraflarına tanıklık ederken, kendisini Marie-Laure ile kaderlerinin kesişeceği Saint-Malo'da bulur.

Göremediğimiz Tüm Işıklar, okuyanların birbirlerine tavsiyesiyle kısa sürede bir milyondan fazla sattı, yılın en çok konuşulan kitabı oldu.

Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde kör olur. Babası ona yaşadıkları mahallenin mükemmel bir minyatürünü yapar, böy... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 9 ay
swanlake okumuş.
Harry Potter ve Azkaban Tutsağı (Harry Potter, #3)

Sirius Black adında azılı bir katil, tüyler ürpetici Azkaban kalesinde tam on iki yıl boyunca tutsak kalmıştır. Tek lanetle on üç kişiyi birden öldüren Black'in, Karanlık Lord Voldemort'un hizmetkarı olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Bir yolunu bulup Azkaban'dan kaçan Black'in peşinde olduğu bir tek kişi vardır: Harry Potter. Harry, büyücülük okulunun sihirli duvarları arasındayken, arkadaşları ve öğretmenleriyle birlikteyken bile güvende değildir. çünkü aralarında bir hain olabilir.
Okuldaki üçüncü yılında Harry'yi, yeni bir Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni, ilk kez alacağı Kehanet dersi, heyecanlı Quidditch maçları ve büyücülük köyü Hogsmeade bekliyor. Ama Harry'nin öncelikle Sirius Black'in elinden kurtulması gerek. Harry Potter ve Azkaban Tutsağı, beklenmedik gelişmelerle her sayfasında okuru biraz daha şaşırtan, biraz daha heyecanlandıran bir kitap.

Sirius Black adında azılı bir katil, tüyler ürpetici Azkaban kalesinde tam on iki yıl boyunca tutsak kalmıştır. Tek lanetle on üç kişiyi birden öldüren Black'in, Karanlık Lord Voldemort'un hizmetkarı olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Bi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 2 ay
swanlake okumuş.
Dorian Gray'in Portresi

Gerçek miydi? Portre gerçekten değişmiş miydi? Yahut sadece kendi muhayyilesi mi neşeli bir bakışı şeytanca bir bakış olarak görmesine neden olmuştu? Boyanmış bir tablo gerçekten değişebilir miydi? Böyle bir şey saçmaydı. Bu, bir gün Basile anlatılacak bir hikâyeydi.Çok yakışlıklı bir genç olan Dorian Gray, ressam Basil Hallward tarafından çizilen portresinden o kadarnir ki geçen günler taze bedenini yaşlandıracakken tablonun daima genç ve güzel kalacak olmasına esef eder. Acaba gerçekten öyle mi olacaktır?

******

İrlandalı şair ve oyun yazarı Oscar Wilde, 1854te doğdu. Bütün ömrünü Güzelin peşinden koşmaya adadı. Dorian Grayin Portresi adlı eserinde kendi dünyasının olanca estetizmini ortaya koyar: Şiddetli ve az rastlanır duyuları aramak, zevki ve ruhu baskılayan her şeye başkaldırmak, gerçek sanatçının toplum veya ahlak kurallarına üstünlüğü gibi özelliklerin hepsi bu eserinde vardır.
Zevk için yaşadığına hiçbir zaman yazıklanmayan, tanımadığı hiçbir hazzın kalmamasıyla övünen, flüt sesleriyle, ilkbahar çiçeklerinin süslediği, patikalardan indiğini söyleyen Oscar Wildein bu eserinde çok şey bulacaksınız.

************

İrlanda asıllı İngiliz yazar Oscar Wilde 19. yüzyıl sonunda en çok ilgi çeken sanatçılardan biridir. Wilde, sanatıyla yaşamını bütünleştiren bir yazardır. İlk yapıtları pek ilgi görmese de 1891de yayımlanan The Picture of Dorian Gray adlı eseriyle başarısının doruğuna çıkmış, ününe ün katmış, ustalığını kanıtlamıştır. Eserlerinde döneminin çok hassas bir konusu olan farklı cinsel eğilimlere yasakçı bir gözle bakan, dönemin bu toplumsal yargısını uca vardırılmış bir eleştirellikle işleyen Oscar Wilde, bu romanının kurgusunu da böyle bir konuyla temellendirmiştir. Katı ve gelenekçi Victoria dönemi anlayışına başkaldıran bir estetiğin savunuculuğunu yapan Wildeın, yaşamın toplumsal görevlerin toplamı değil, güzelliklerin yaşanmasının bir toplamı olduğunu gösterebilmek için sürdürdüğü çabası ona pahalıya da patlamış olsa, yaşamı boyunca bu çabadan vazgeçmemiş, yıllar süren hapislik hayatı mücadelesini ancak daha fazla bilemiştir. Güzelliğin en yücesini sanatta bulan Wildeın, hayatın estetize edilebilmesi için yasaklardan arındırılması gerektiği tezini bu romanında rahatlıkla bulabileceksiniz...

************

İrlanda asıllı İngiliz yazar Oscar Wilde (1854-1900), çeşitli deneme ve öykülerinin ardından 1891‘de yayınlanan tek romanı Dorian Grayle büyük yankılar uyandırdı. Esas olarak özel yaşamına ilişkin itirafları kapsayan romanda, en çok üzerinde durulan konu roman kahramanı genç ve yakışıklı Dorian Grayin düalist felsefeye sahip olması ve yaşadığı çifte yaşamdır. Wildeın daha önceki çeşitli çalışmalarında da görülen bu biçim Dorian Grayin Portresinde doruk noktasına ulaşmıştır. Victoria Çağı ahlakının ikiyüzlülüğüne karşı sert bir tepki sayılan ünlü romanı, İbrahim Şenerin Türkçesiyle okurlarımıza sunuyoruz.

************

Yetenekli ressam Basil Hallward, kanavanın üzerine her vurduğu fırça darbesiyle kalbini, ruhunu kattığı nefes kesici güzellikteki resmin nelere yol açacağını bilemezdi...B bir portreydi, Dorian Grayin portresi... Dorian Gray, gençliğinin baharında, henüz hayatı tanımamış, bir Adonis, bir Paris kadar yakışıklı, erkeklerin bile güzel bulup, gözlerini ayıramadıkları bir delikanlı...Bu güzelliğiniz, gençliğiniz kısa sürecek, bir gün siz yaşlana-caksınız, ancak bu resim sonsuza kadar hep genç, yakışıklı kalacak...Belki de bu sözlerdi, geri dönülmesi mümkün olmayan, dehşet verici olaylar dizisini başlatan...Oscar Wildenin ilk ve son romanı olan bu inanılmaz eser, yazıldığı dönemde büyük fırtınalar koparmıştı. Kimileri bu romanı ahlakdışı buldular, kimileri de dehanın bir eseri olarak kabul ettiler. Gerçek güzellik nedir? Hep güzel ve genç kalmak uğruna nelerden vazgeçilebilir?

******

Gerçek miydi? Portre gerçekten değişmiş miydi? Yahut sadece kendi muhayyilesi mi neşeli bir bakışı şeytanca bir bakış olarak görmesine neden olmuştu? Boyanmış bir tablo gerçekten değişebilir miydi? Böyle bir şey saçmaydı. Bu, bir gün Basile anlatılac... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 2 ay
swanlake bir test çözdü. Sonuç: 6/10 (%60) doğru.
9 yıl, 2 ay
swanlake bir test çözdü. Sonuç: 5/5 (%100) doğru.
9 yıl, 2 ay
swanlake okumuş.
Deliduman

On yedi yaşındaki Çağlar İyice konuşuyor. Kız kardeşi Çiğdem'i, onu meşhur etme ümitlerini, belediye başkanı dayısını, yakın arkadaşı Mikrop Cengiz'i, taşra muhabbetlerini, depresyonun eşiğindeki annesini, eski sevgilisini, hiç unutamadığı dedesini, hatırlarken kahrettiği babasını anlatıyor. Deliduman, dermansız ve güdük bir ilçeden haykırmaya başlıyor, İstanbul'a uzanıyor. Çocukluğumuzun, hatıralarımızın ve bütün sokaklarımızın üzerinden dangır dungur geçen imar ve para iştahına lanet! Riyakâr dünyaya, Allahsız sermayeye, martılara, küçük bir kızın kalbini kıranlara isyan ediyor. Barikatların arkasında, soluk soluğa, yapayalnız, erken kaybeden bir delidumanın öfkesini çemkiriyor. Emrah Serbes, zamanın ruhunu, Gezi'nin isyancılarını, hürriyetleri için öksürenleri, yerinde duramayanları, küfredenleri, ağlamayı unutmak için yumruğunu sıkanları resmediyor. Deliduman, büyük zamanın ve her zaman kenarda kalanların romanı.

On yedi yaşındaki Çağlar İyice konuşuyor. Kız kardeşi Çiğdem'i, onu meşhur etme ümitlerini, belediye başkanı dayısını, yakın arkadaşı Mikrop Cengiz'i, taşra muhabbetlerini, depresyonun eşiğindeki annesini, eski sevgilisini, hiç unutamadığı ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

swanlake şu an ne okuyor?

swanlake şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.