sayeban

Profil Resmi
3 takip ettiği ve 19 takip edeni var. 66 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
sayeban şu an okuyor.
İkinci Yeni Olayı

1950li yıların ortalarında doğan İkinci Yeni üzerinde çokça tartışılan ve günümüzde de tartışılmaya devam edilen bir şiir hareketidir. Asım Bezirci, İkici Yeni Olayı çalışmasında, bu hareketi bütünlüklü bir bakış açısıyla ve derinlemesine inceliyor, tartışmaya çok önemli boyutlar kazandırıyor. Onun tarihçesini, kaynaklarını, sorunların ve ürünlerini gözden geçiriyor. Ünlü şairlerini teker teker, ötekileri topluca eleştiriyor; savunucularıyla tartışıyor. En sonra da İkinci Yeniden seçilmiş şiirler ile geniş bir kaynakça sunuyor.Dördüncü basımını sunduğumuz bu kitap, Bezircinin geliştirdiği nesnel-bilimsel eleştiri yönteminin bir uygulamasıdır ve okuyucuya yalnızca İkinci Yeniyi değil, genel olarak şiiri nasıl değerlendirmesi gerektiği konusunda son derece önemli yöntemsel ipuçları sunmaktadır.

1950li yıların ortalarında doğan İkinci Yeni üzerinde çokça tartışılan ve günümüzde de tartışılmaya devam edilen bir şiir hareketidir. Asım Bezirci, İkici Yeni Olayı çalışmasında, bu hareketi bütünlüklü bir bakış açısıyla ve derinlemesine inceliyor, ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
sayeban bir değerlendirme yaptı.
Sevgili Arsız Ölüm

4

sevgili arsız ölüm adlı hikaye dışında pek bir degeri olmayan kitap...

sevgili arsız ölüm adlı hikaye dışında pek bir degeri olmayan kitap...

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
sayeban şu an okuyor.
Sevgili Arsız Ölüm

80li yıllara damgasını vuran, 1983te yayımlandığında büyük ses getiren Latife Tekinin ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm YKY tarafından yayımlandı. Latife Tekin, 20li yaşlarının başında yazdığı, özyaşamından damıtılmış bilgiler içeren bu kitapta, sözlü kültürün uç verdiği büyülü atmosferi, anlatım dilinden kaynaklanan sesiyle harmanlıyor. TADIMLIKVapur gidiyor mu, gitmiyor mu?Gitmiyor.Gidiyor, kız.Vapur gitmiyordu. Kocaman evler, ağaçlar, insanlar geri geri yürüyordu. Dirmit gözlerini iri iri açıp baktı, aklı uçup gitti. Bu yüzden üstünden atlayıp geçtikleri paslı, kararmış park demirlerini, gökyüzüne rengârenk ışık saçan upuzun bir cam sandı. Günlerce evden çıkıp yeminle çok yakınlarda bir yerde olduğunu söylediği upuzun camı aradı. Her defasında, başı önünde camın yerini bulamadan döndü. Elini yüzüne alıp pencerenin önüne oturdu. O pencerenin önüne oturur oturmaz kucağında bir bebekle gelip gözünün önüne bir peri kızı dikildi. Dirmit ağzını açıp yarı beline kadar camdan sarktı. Büyülenmiş gibi peri kızına baktı. Atiyeyi sürüye sürüye camlara çıkardı. Atiye, saçları yoluk yoluk bir naylon bebekle, ağzı ayrık sokakta dikilen kızı gördükçe, Bu mu kız, peri kızı? deyip dizlerine vurdu. Derken bir ağıttır tutturdu. Dirmitin gözüne görünüyorlar diye evin içinde, tespihini eline alıp dolanmaya başladı.Atiye okuyup üflerken, Dirmit bu defa gözlerini evlerin saçaklarındaki tahta oymalara verdi. Yemeden içmeden kesildi. Tahta oymaları bir kenara bıraktı, sokak lambalarının tepesindeki kocaman tabakların ne işe yaradığını düşünmeye başladı. Düşünmekten yoruldu. Oturduğu yerden sokağa kanaviçe gibi, yaprak yaprak işlenmiş küçük kara taşları saymaya başladı. Sonunda Atiyenin cinini tepesine sıçrattı. Atiye, Dirmitin saçlarına yapıştı, iki bacağından tuttuğu gibi kapının arkasındaki divana oturttu. Dirmit, bir ağıtla gözlerini tavana verdi, içini çekip tavandaki oymalara baktı. Baka baka kendinden geçti.Atiye günlerce kızının gözlerini oymalardan alamadı. Sonunda bir şüpheye düştü. Bir şey var ki bakıyor zaar, deyip o da gözlerini oymalara dikti. Ne yandan baktı, ne kadar baktıysa tavanda tahtadan başka bir şey göremedi, içine bir korku düştü. Dirmitin yanına oturup, Tavana bakmak kızlara iyi gelmezmiş, geberesice, diye akıl verdi, dil döktü. Dirmit tavana bakmaktan vazgeçti. ‘Kanserden korkma, geç kalmaktan kork! ne demek? diye ağbilerinin, babasının peşinde dolanmaya başladı. Huvat kızının, ta şehre geldiği gün, vapurdan çıkar çıkmaz koskoca bir tabelanın üstünde okuyup, okuduğunu unutmayıp ne demek diye tutturmasını, onun ilerde büyük bir adam olacağına yordu. Ama etrafında ayağı yaralı it gibi dolanan kızını, Ne bileyim ben kız, deyip başından kovdu. Dirmit evin içinde kime sorduysa, bir cevap alamadı. Ne kadar vazgeçmeye, okuduğu sözcükleri unutmaya çalıştıysa unutamadı. Her sabah ağbilerini, babasını yolcularken gündüz öğrenip akşam kendisine söyleyeceklerine dair onlardan söz aldı. Ama söz alması, akşamları onları yan yolda karşılaması da işe yaramadı. Babası da, ağbileri de vapurdan çıkar çıkmaz iki adam boyunda tabela filan olmadığını söylediler. Senin gözüne görünmüş, diyerek Dirmitin yüzüne yüzüne güldüler. Kızı deli divaneye çevirdiler.

80li yıllara damgasını vuran, 1983te yayımlandığında büyük ses getiren Latife Tekinin ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm YKY tarafından yayımlandı. Latife Tekin, 20li yaşlarının başında yazdığı, özyaşamından damıtılmış bilgiler içeren bu kitapta, sözlü kü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
sayeban okumuş bitirmiş.
Sevgili Arsız Ölüm

80li yıllara damgasını vuran, 1983te yayımlandığında büyük ses getiren Latife Tekinin ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm YKY tarafından yayımlandı. Latife Tekin, 20li yaşlarının başında yazdığı, özyaşamından damıtılmış bilgiler içeren bu kitapta, sözlü kültürün uç verdiği büyülü atmosferi, anlatım dilinden kaynaklanan sesiyle harmanlıyor. TADIMLIKVapur gidiyor mu, gitmiyor mu?Gitmiyor.Gidiyor, kız.Vapur gitmiyordu. Kocaman evler, ağaçlar, insanlar geri geri yürüyordu. Dirmit gözlerini iri iri açıp baktı, aklı uçup gitti. Bu yüzden üstünden atlayıp geçtikleri paslı, kararmış park demirlerini, gökyüzüne rengârenk ışık saçan upuzun bir cam sandı. Günlerce evden çıkıp yeminle çok yakınlarda bir yerde olduğunu söylediği upuzun camı aradı. Her defasında, başı önünde camın yerini bulamadan döndü. Elini yüzüne alıp pencerenin önüne oturdu. O pencerenin önüne oturur oturmaz kucağında bir bebekle gelip gözünün önüne bir peri kızı dikildi. Dirmit ağzını açıp yarı beline kadar camdan sarktı. Büyülenmiş gibi peri kızına baktı. Atiyeyi sürüye sürüye camlara çıkardı. Atiye, saçları yoluk yoluk bir naylon bebekle, ağzı ayrık sokakta dikilen kızı gördükçe, Bu mu kız, peri kızı? deyip dizlerine vurdu. Derken bir ağıttır tutturdu. Dirmitin gözüne görünüyorlar diye evin içinde, tespihini eline alıp dolanmaya başladı.Atiye okuyup üflerken, Dirmit bu defa gözlerini evlerin saçaklarındaki tahta oymalara verdi. Yemeden içmeden kesildi. Tahta oymaları bir kenara bıraktı, sokak lambalarının tepesindeki kocaman tabakların ne işe yaradığını düşünmeye başladı. Düşünmekten yoruldu. Oturduğu yerden sokağa kanaviçe gibi, yaprak yaprak işlenmiş küçük kara taşları saymaya başladı. Sonunda Atiyenin cinini tepesine sıçrattı. Atiye, Dirmitin saçlarına yapıştı, iki bacağından tuttuğu gibi kapının arkasındaki divana oturttu. Dirmit, bir ağıtla gözlerini tavana verdi, içini çekip tavandaki oymalara baktı. Baka baka kendinden geçti.Atiye günlerce kızının gözlerini oymalardan alamadı. Sonunda bir şüpheye düştü. Bir şey var ki bakıyor zaar, deyip o da gözlerini oymalara dikti. Ne yandan baktı, ne kadar baktıysa tavanda tahtadan başka bir şey göremedi, içine bir korku düştü. Dirmitin yanına oturup, Tavana bakmak kızlara iyi gelmezmiş, geberesice, diye akıl verdi, dil döktü. Dirmit tavana bakmaktan vazgeçti. ‘Kanserden korkma, geç kalmaktan kork! ne demek? diye ağbilerinin, babasının peşinde dolanmaya başladı. Huvat kızının, ta şehre geldiği gün, vapurdan çıkar çıkmaz koskoca bir tabelanın üstünde okuyup, okuduğunu unutmayıp ne demek diye tutturmasını, onun ilerde büyük bir adam olacağına yordu. Ama etrafında ayağı yaralı it gibi dolanan kızını, Ne bileyim ben kız, deyip başından kovdu. Dirmit evin içinde kime sorduysa, bir cevap alamadı. Ne kadar vazgeçmeye, okuduğu sözcükleri unutmaya çalıştıysa unutamadı. Her sabah ağbilerini, babasını yolcularken gündüz öğrenip akşam kendisine söyleyeceklerine dair onlardan söz aldı. Ama söz alması, akşamları onları yan yolda karşılaması da işe yaramadı. Babası da, ağbileri de vapurdan çıkar çıkmaz iki adam boyunda tabela filan olmadığını söylediler. Senin gözüne görünmüş, diyerek Dirmitin yüzüne yüzüne güldüler. Kızı deli divaneye çevirdiler.

80li yıllara damgasını vuran, 1983te yayımlandığında büyük ses getiren Latife Tekinin ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm YKY tarafından yayımlandı. Latife Tekin, 20li yaşlarının başında yazdığı, özyaşamından damıtılmış bilgiler içeren bu kitapta, sözlü kü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
sayeban okuma durumunu güncelledi.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
sayeban okuma durumunu güncelledi.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Daha Fazla Göster

sayeban şu an ne okuyor?

İkinci Yeni Olayı

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.