sarıkırmızı

Profil Resmi
9 takip ettiği ve 4 takip edeni var. 21 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
sarıkırmızı, Hexe adlı üyeyi takibe aldı.
Hexe

İyi bir okur olduğumu düşünüyorum.Her tür okurum diyebilirim.Kitaplarım çok değerlidir genelde birilerine okusun diye vermem.Çokca başıma geldi alan bir daha geri vermiyor(elimde olan ve okuduğum kitap sayısından belli zaten).Üzgünüm o yüzden takas da vermiyorum ve ödünç de almıyorum.

İyi bir okur olduğumu düşünüyorum.Her tür okurum diyebilirim.Kitaplarım çok değerlidir genelde birilerine okusun diye vermem.Çokca başıma geldi alan bir daha geri vermiyor(elimde olan ve okuduğum kitap sayısından belli zaten).Üzgünüm o yüzden takas d... tümünü göster

10 yıl, 8 ay
Profil Resmi
sarıkırmızı bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 8 ay
Profil Resmi
sarıkırmızı okumuş.
Kürk Mantolu Madonna

Kürk Mantolu Madonna: Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonnayı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum. Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor. TADIMLIKÖğle üzeri yemeğe giderken, onun yerinden kımıldanmadığını, masasının gözlerinden birini açarak önüne kâğıda sarılmış bir ekmek ve bir küçük sefertası gözü çıkardığını gördüm. Afiyet olsun! diyerek odayı terk ettim. Günlerce aynı odada karşı karşıya oturduğumuz halde hemen hemen hiçbir şey konuşmadık. Başka servislerdeki memurlardan birçoğuyla tanışmış, hatta akşamüzeri beraber çıkarak bir kahvede tavla oynamaya bile başlamıştık. Bunlardan öğrendiğime göre, Raif efendi müessesenin en eski memurlarındandı. Daha bu şirket kurulmadan evvel, şimdi bizim bağlı olduğumuz bankanın mütercimiymiş, oraya ne zaman geldiğini kimse hatırlamıyordu. Başında oldukça kalabalık bir aile bulunduğu, aldığı ücretle ancak geçinebildiği söyleniyordu. Bu arada kıdemli olduğu halde, şuna buna bol bol para savuran şirketin, onun ücretini neden artırmadığını sorunca, genç memurlar gülerek: Hımbılın biridir de ondan. Doğru dürüst lisan bildiği bile şüpheli! diyorlardı. Halbuki Almancayı gayet iyi bildiğini ve yaptığı tercümelerin pek doğru ve güzel olduğunu sonradan öğrendim. Yugoslavyanın Suşak limanı üzerinden gelecek dişbudak ve köknar kerestelerinin evsafına veya travers delme makinelerinin işleme tarzına ve yedek parçalarına dair bir mektubu kolayca tercüme ediyor, Türkçeden Almancaya çevirdiği şartname ve mukavelenameleri şirket müdürü hiç tereddüt etmeden yerlerine yolluyordu. Boş kaldığı zamanlarda masanın gözünü açıp, oradan dışarıya çıkarmadan, dalgın dalgın kitap okuduğunu görmüş ve bir gün: Nedir o, Raif bey? diye sormuştum. Sanki bir kabahat yaparken yakalamışım gibi kızarmış, kekeleyerek: Hiç... Almanca bir roman! demiş ve hemen çekmeyi kapatmıştı. Buna rağmen şirkette hiç kimse onun bir ecnebi dili bileceğine ihtimal vermiyordu. Belki de hakları vardı...

Kürk Mantolu Madonna: Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önün... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 8 ay
Profil Resmi
sarıkırmızı kütüphanesine ekledi.
Kürk Mantolu Madonna

Kürk Mantolu Madonna: Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonnayı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum. Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor. TADIMLIKÖğle üzeri yemeğe giderken, onun yerinden kımıldanmadığını, masasının gözlerinden birini açarak önüne kâğıda sarılmış bir ekmek ve bir küçük sefertası gözü çıkardığını gördüm. Afiyet olsun! diyerek odayı terk ettim. Günlerce aynı odada karşı karşıya oturduğumuz halde hemen hemen hiçbir şey konuşmadık. Başka servislerdeki memurlardan birçoğuyla tanışmış, hatta akşamüzeri beraber çıkarak bir kahvede tavla oynamaya bile başlamıştık. Bunlardan öğrendiğime göre, Raif efendi müessesenin en eski memurlarındandı. Daha bu şirket kurulmadan evvel, şimdi bizim bağlı olduğumuz bankanın mütercimiymiş, oraya ne zaman geldiğini kimse hatırlamıyordu. Başında oldukça kalabalık bir aile bulunduğu, aldığı ücretle ancak geçinebildiği söyleniyordu. Bu arada kıdemli olduğu halde, şuna buna bol bol para savuran şirketin, onun ücretini neden artırmadığını sorunca, genç memurlar gülerek: Hımbılın biridir de ondan. Doğru dürüst lisan bildiği bile şüpheli! diyorlardı. Halbuki Almancayı gayet iyi bildiğini ve yaptığı tercümelerin pek doğru ve güzel olduğunu sonradan öğrendim. Yugoslavyanın Suşak limanı üzerinden gelecek dişbudak ve köknar kerestelerinin evsafına veya travers delme makinelerinin işleme tarzına ve yedek parçalarına dair bir mektubu kolayca tercüme ediyor, Türkçeden Almancaya çevirdiği şartname ve mukavelenameleri şirket müdürü hiç tereddüt etmeden yerlerine yolluyordu. Boş kaldığı zamanlarda masanın gözünü açıp, oradan dışarıya çıkarmadan, dalgın dalgın kitap okuduğunu görmüş ve bir gün: Nedir o, Raif bey? diye sormuştum. Sanki bir kabahat yaparken yakalamışım gibi kızarmış, kekeleyerek: Hiç... Almanca bir roman! demiş ve hemen çekmeyi kapatmıştı. Buna rağmen şirkette hiç kimse onun bir ecnebi dili bileceğine ihtimal vermiyordu. Belki de hakları vardı...

Kürk Mantolu Madonna: Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önün... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 8 ay
Profil Resmi
sarıkırmızı okumak istiyor.
Anne

On altı yaşındaki Sara hamiledir ve kürtaj için artık çok geç kalmıştır. Bir zamanlar üzerine titreyen erkek arkadaşı ise ortadan kaybolmuştur. Sara'nın tek seçeneği, bebeğini çocuk özlemiyle dolu Eva ve George'a evlatlık vermektir. Yapılan anlaşmaya göre Sara istediği zaman bebeğini görebilecektir. Fakat doğumdan sonra Sara'yla bebek arasında Eva'nın asla sahip olamayacağı ve kıskandığı bir bağ kurulur. Eva ve George'un en başta aldıkları önemli kararın sonuçları herkes için yıkıcı olacaktır.

Kötü sonuçlanan bir evlat edinmenin yürek burkan hikâyesinde Caroline Leavitt aile bağlarının ve anne sevgisinin hayret verici gücünü gözler önüne seriyor.

"Karakterler çok tanıdık ve Leavitt'in başkalarının duygularını anlama yeteneği romana hem sürükleyicilik, hem de itibar kazandırıyor."
-Carrie Brown, The Washington Post Gazetesi, Kitap Dünyası-

"Caroline Leavitt'in eserlerini bu kadar değerli yapan, birbirinden çok farklı ve zor karakterleri kâğıda dökme ve her birini ayrı ayrı önemsememizi sağlama becerisidir."
-Margot Livesey, Banishing Verona'nın yazarı-

"Açgözlülük, bencillik, merhamet, kararsızlık, reddetme, dehşet ve katışıksız, kahredici bir sevgi üzerine karmaşık, çok katmanlı, gerçekçi bir öykü. Bu harika kitaba bayıldım, bize ailelerin gerçek işleyişinin sırlarını açıyor."
-Carolyn See, Making a Literary Life: Advice for Writers and Other Dreamers kitabının yazarı-

"Samimi, insan sevgisiyle dolu, aile bağlarının farklı biçimlerini anlatan ve keyifle okunan bir öykü."
-Elizabeth Strout, Kadınlar Daha Yalnız'ın yazarı-

On altı yaşındaki Sara hamiledir ve kürtaj için artık çok geç kalmıştır. Bir zamanlar üzerine titreyen erkek arkadaşı ise ortadan kaybolmuştur. Sara'nın tek seçeneği, bebeğini çocuk özlemiyle dolu Eva ve George'a evlatlık vermektir. Yapılan... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
Profil Resmi
sarıkırmızı, Doğa Aydın adlı üyeyi takibe aldı.
Profil Resmi
Doğa Aydın

TÜM DÜNYASININ OKUL VE DERS OLMASI BEKLENİRKEN TÜM DÜNYASI UYKU, MÜZİK VE KİTAPLAR OLAN BİRİ. HA BİR DE, DÜNYA TATLISIYIMDIR.

TÜM DÜNYASININ OKUL VE DERS OLMASI BEKLENİRKEN TÜM DÜNYASI UYKU, MÜZİK VE KİTAPLAR OLAN BİRİ. HA BİR DE, DÜNYA TATLISIYIMDIR.

10 yıl, 9 ay
Daha Fazla Göster

sarıkırmızı şu an ne okuyor?

sarıkırmızı şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (5 yazar)

Favori yazarı yok.