sandslash

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
sandslash okumuş.
Gizli Bahçe

Çocuk Klasikleri: Kara Lale, Üç Silahşörler, Nasrettin Hocadan Seçmeler, Pinokyo, İki Şehrin Hikayesi, Jane Eyre, Robinson Crusoe, Demiryolu Çocukları, Çocuk Kalbi, Pollyanna, Ezop Masalları, Gizli Bahçe, Küçük Prenses, Bambi, Altın Kuş, Dev Çocuk, Hz. Süleymanın Hazineleri, Andersen Masalları, Kimsesiz Çocuk, Robin Hood, Doğanın Çağrısı, Gurur ve Önyargı, Heidi, Güliverin Seyahatleri, 80 Günde Devri Alem, Arzın Merkezine Seyahat, Kaptan Grantın Çocukları, Michel Strogoff, Oz Büyücüsü, Küçük Erkekler, Küçük Kadınlar, Tom Sawyerın Maceraları, Reis Kara Kartal, Mutlu Prens, Ömer Seyfettinden Seçmeler, Mary Poppinos, Define Adası, Kaçırılan Çocuk, Üç Küçük Robinson.

******

Herkes tarafından hırçın, saldırgan ve çekilmez bir yaramaz olarak görülen bir çocuğun neler yapabileceğini, zenginliğin biraz da dünyayı, doğan güneşi tüm güzellikleriyle görebilmek olduğunu anlatan bu kitap, “gizli”leri bulmanın keyfini de yaşatıyor bizlere.Yaşam sevincinin, biraz zorlanılsa da etrafa yayılabileceğini, bir çocuğun yaşantısını anlatarak gösteriyor.Yaşamınız gizlediğiniz bir bahçe olmasın, bahçenizi başkalarıyla paylaşın; ama o güzel bahçede keyifle okuyun ‘Gizli Bahçe’yi.

************

Burnett, Gizli Bahçede karşımıza, huzurlu, sakin, barış içinde ideal bir dünya çıkartıyor. Hindistanda çocukluk yıllarını geçiren Mary, ailesinin ani ölümünün ardından İngilteredeki akrabasının malikânesine gelir. Yüzlerce odası bulunan bu evde esrarengiz sesler duyulur. Malikânenin arazisi içindeki, duvarlarla çevrili gizli bahçe ise, sırlardan bir diğeridir. Burası, kahramanlarımızın kendilerini keşfettikleri gizemli bir alana dönüşecektir. Bu bahçeyi yeşertmekle, canlandırıp oraya hayat vermekle, kahramanlarımız kurumaya yüz tutmuş hayatlarını da yeşerteceklerdir.Gizli Bahçe: Sevgi ve mutluluğun kayıp cenneti.

************

İnsana acıma duygusu verecek kadar çirkin olan Mary, altı yaşına geldiği zaman daha hırçın, daha egoist ve daha inatçı bir kız oldu. Okuma öğrenecek çağa geldiği vakit de, İngilterden genç bir dadı getirildi. Fakat zavallı kadın, Marynin hırçınlıklarına ancak üç ay dayanabildi. Bu dadıyı, İngiltereden getirilen başka dadılar takip ettiler. Maryye tahammül etmek imkansızdı....

******

Çocuk Klasikleri: Kara Lale, Üç Silahşörler, Nasrettin Hocadan Seçmeler, Pinokyo, İki Şehrin Hikayesi, Jane Eyre, Robinson Crusoe, Demiryolu Çocukları, Çocuk Kalbi, Pollyanna, Ezop Masalları, Gizli Bahçe, Küçük Prenses, Bambi, Altın Kuş, Dev Çocuk, H... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
sandslash okumuş.
Karpatlar Şatosu

Transilvanyadaki Werst Köyünde, terk edilmiş bir şatoda endişe verici olaylar yaşandığına dair söylentiler dolaşmaktadır. Kont Franz de Telek opera sanatçısı nişanlısı La Stillanın ölümünü unutabilmek için yolculuk etmektedir. Kont, Werste gelir. Şatonun, La Stilla ölürken kendisin lanetleyen Rodolphe de Gortza ait olduğunu öğrenir. Telek uzun uğraşlar sonunda bu korkunç şatonun esrarını keşfeder. Ancak bu keşfin bedeli ağır olacaktır.

Transilvanyadaki Werst Köyünde, terk edilmiş bir şatoda endişe verici olaylar yaşandığına dair söylentiler dolaşmaktadır. Kont Franz de Telek opera sanatçısı nişanlısı La Stillanın ölümünü unutabilmek için yolculuk etmektedir. Kont, Werste gelir. Şat... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
sandslash şu an okuyor.
Empati

Empati, Amerikalı yazar Adam Fawer tarafından kaleme alınan 2008 basım tarihli gnostisizm, empati, sinestezi gibi konuları eksenine oturtmuş bir romandır.

Geçmişte yaşanan bazı olayların akılcı bir biçimde birleştirildiği romanda, Elijah Glass ve Winter Zhi isimli iki karakterin başından geçenleri öğreniyoruz. Elijah ve Winter'ın boyunlarındaki kolyenin gizemi nedir? İkisinin de geçmişlerine dair hatırlayamadıkları ama hissettikleri giz nedir? Geçmişlerini öğrenemeden, başlarına gelen şeyden ve Kader gününden kaçamayacaklardır.

Empati, Amerikalı yazar Adam Fawer tarafından kaleme alınan 2008 basım tarihli gnostisizm, empati, sinestezi gibi konuları eksenine oturtmuş bir romandır.

Geçmişte yaşanan bazı olayların akılcı bir biçimde birleştirildiği romanda, Elijah Glass ve... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
sandslash okumuş.
Işıklar Sönünce

Cinayet, karasevda, doğaüstü güçler gibi konuları işleyen bu yedi öykü Agatha Christienin ölümünden yirmi bir yıl sonra bulunmuştur. Bu öyküleri okuyunca yazarın neden polisiye romanlar kraliçesi unvanını kazandığını bir kez daha anlayacaksınız.

Cinayet, karasevda, doğaüstü güçler gibi konuları işleyen bu yedi öykü Agatha Christienin ölümünden yirmi bir yıl sonra bulunmuştur. Bu öyküleri okuyunca yazarın neden polisiye romanlar kraliçesi unvanını kazandığını bir kez daha anlayacaksınız.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
sandslash okumuş.
Bir Tereddüdün Romanı

Eşsiz kıvraklıktaki psikolojik tahlillerle karakterlerini ve okuyucularını insan tabiatının birbirine en zıt hallerinde dolaştıran bir romandır. Kitabın teklifler, tehditler, tehlikeler ve ihtimaller arasında bocalayıp duran romancı kahramanı sanki yazarın kendisidir. Ferdin tereddüt karşısındaki dramını ele almıştır. “Ne ret, ne kabul: tereddüt.

‎"... hakikatte sen de tereddüt ediyorsun: Roma ile İstanbul arasında... Sonra ben ve benim içinde olduğum zümre de tereddüt içindeyiz : İnanmakla inkar arasında tereddüt; ferdi ve içtimai temayüller arasında tereddüt..Bütün Avrupa aynı tereddüt içinde : Almanya, Fransa, İngiltere sağla sol arasında gidip geliyor..... Yıkılıyor, her şey yıkılıyor,diyorum. Yıkılmıyor, sallanıyor. Her şey başkalaşmak üzere... Aile, milliyet duygusu, beşeri alakalar,her şey..."

Eşsiz kıvraklıktaki psikolojik tahlillerle karakterlerini ve okuyucularını insan tabiatının birbirine en zıt hallerinde dolaştıran bir romandır. Kitabın teklifler, tehditler, tehlikeler ve ihtimaller arasında bocalayıp duran romancı kahramanı sanki y... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
sandslash okumuş.
Lüzumsuz Adam

Ben hikâyeciyim diye sizlerden ayrı şeyler düşünecek değilim. Sizin düşündüklerinizden başka bir şey de düşünemem. O halde bu adamın hikâyesi ne olabilir? Sakın benden büyük vakalar beklemeyin, nolur?diyen büyük yazarın; ilk kez 1948 yılında yayımlanan hikâye kitabı Lüzumsuz Adam yeniden gözden geçirilerek yayına hazırlandı. TADIMLIKBen Ne Yapayım?Dün akşam soframda yediğim yemeğin bana dört yüz yetmiş kuruşa mal olduğunu hesap ettiğim zaman, korktum. Yazı yazmayı iş saydığım için başka iş yapmamaya karar vermiştim. Şimdi haftada iki lira şu yazımdan alıyorum. İlerde, kim bilir başka gazetelere de yazar, geçinirim. Ömrüm oldukça genç muharrir olarak kalmayacağım ya!Gazetelere bir buçuk liraya hikâye, adliye röportajı yazdım. Küçük bir iradım var, eski zamanda ana oğul bize yetiyordu, şimdi devede kulak oldu. Daha bir kaç sene dişimi sıkacağım. Kim ne derse desin!.. Yalnız yazımla geçinmek kararını kafamdan kimse sökemez.Ayda kırk beş lira ile bir gazeteye kapılanmak bile mümkün değil. Muallimlik yapamam. Kendim bir şey bilmiyorum ki başkalarına öğreteyim. Hem çocuklar üç günde tepeme binerler. Bundan üç sene evvel ticaret yapayım dedim. Rahmetli babam bir ortak buldu. Zaten bu adam kendisi müracaat etmiş, görülmemiş imla yanlışlarıyla dolu, göz yaşartıcı bir mektup yazmıştı. Adam babamın eski arkadaşlarındandı. Mektubunda: Beraber çalıştık. O zamanlar ben pek gençtim, biraz aşırı gittim. Fakat alnım paktır. Yedimse kendi paramı yedim. Mahdum beyin büyüdüğünü, kendisine bir ticarethane açacağını işittim. Namusumla çalışıp yeniden ticari itibarımı kazanmama müsaade etmeni yalvarırım. Dün akşam, gördüğüm bir rüya bana sayende çok ileri gideceğimizi tebşir etti. Peygamber Efendimiz...Doğrusu hazin bir mektuptu. Gözlerim yaşardı. Babam, tüccar olmasına rağmen benden daha hassastı. O da ağladı.Adamcağız geldi. Çiçek bozuğu, kısa boylu, ateş gibi gözlü, işgüzar bir adamdı. Beraber bir yer tuttuk. Firmamızı kararlaştırdık. Sermayeyi peder düzdü. İşe başladık. O zamanlar daha ortalıkta harp gürültüsü filan olmadığı için elli çuval fasulyeyi ekimde aldık, aralıkta satacaktık. Bu arada da yumurta alıyor, patates alıyor, satıyorduk. Ben, yazıhane gibi bir yerde otururdum. O, dışarda, hiç ardı arkası kesilmeyen, çoğu sefil, Yahudi kıyafetli adamlarla pazarlıkta idi. Yumurtaları ayıran bir de makinemiz vardı. Işık yanar; yumurtanın içi koyu, açık sarı, kavuniçi, siyah renklerle gözükür, ayırırdık. Yukarıki odalarda elli çuval fasulyemiz vardı. Ne olsa yeni işe başladığımız için, akşamları erken kaçardım. O, Git, git, derdi, daha gençsin, alışırsın. Seni fazla yormak istemem. Şimdi ben gencim; sen çocuk. Sonra ben ihtiyarlarım, sen çalışırsın.Bu ne biçim bir çalışma idi? Ne yapıyorduk? O günleri bir su buharının içinden hatırlıyorum. Yemişten kopan rüzgârın dolduğu ardiyemizde ne yaptığımızı bir türlü anlayamadım.Fasulyeler yukarda odalarda idi. Ben: Fasulyenin fiyatı arttı mı? diye sorardım. O: Ne gezer!, derdi. On para oynamadı.Bir gün, yukarı kattaki helaya gitmek üzere merdivenleri çıkmıştım. Ayağıma bir şey takıldı. Fasulye çuvallarının üzerine düştüm. Fasulyeler garip bir ses çıkardılar. Elimle vurdum. Ben bu sesi tanıyordum. Bir daha vurdum. A, bunlar cevizdi!Aşağı inince: Yahu Ali Bey, dedim, yukarıda ceviz de mi var?Ha, dedi, ardiye için birisi koydu. Birkaç çuval...Akşam babama işi anlattım. Ertesi gün geldik. Dükkân kapalı! Anahtar bulup açtırdık. Bütün çuvallar cevizdi. Üzerlerinde de bir M. A. markası vardı.Babam bana, Aptal, dedi, herif fasulyeleri satmış. Yerine de başkalarının cevizlerini ardiyelik doldurmuş. Sen uyu hâlâ! Adamı bir daha göremedik.O bahar içinde hatırlıyorum ki, o civarda insanlar korkunç şeylerdi. Garip gözleri vardı. Sabah sabah damlıyorlar; nasıl kazık atacağız birisine, diye fırıl fırıl, yalnız hamallarla çuvalların gezindiği sokaklarda dolaşıyorlardı. Bütün mesele bir yere mal yığmaktı. Bütün mesele ötekini kafese koymaktı. Zamanlar normaldi ama bu normal zamanda da onlar, anormal zamanlar için pişiyorlar, sanki bugünü bekliyorlardı. Yukardaki hikâyemin kahramanlarıyla dolu bin bir çarşıda, bin bir vurguncuyu yakalamak imkânsızdır. Yakalanan, bir komşunun garazına, yahut bir elbirliğine, yahut da bir oyuna kurban gitmiştir. Bu garip, korkunç sokakları, bu büyük taş ardiyeli, Bizanstan kalma garip dehlizli bakkal dükkânlarını; o kocaman bıyıklı, yağlı vücutlu, yalnız evini, oğlunu, zevkini, kızının çeyizini düşünen adamı ıslaha imkân yoktur. Onlar fasulye çuvallarını gözlerimizin önünde durmadan başkalarının ceviz çuvallarıyla değiştirecekler, bir gün ortadan sır olacaklardır.Ben haftada iki lira ile gazetelerde yazı yazmaya devam ettikçe onlar bunu yapacaktır. Yarından itibaren yazı yazmıyorum. Birkaç param var. Bulgur mu olur, pirinç mi olur, yoksa nohut mu, alıp saklayacağım. Başka kurtuluş yolu yok.Eskiden memur olan bir arkadaşım var. Geçenlerde rastladım. Şık, tertemiz elbiseler, bilmem nereden alınmış on dört buçuk liralık bir kravat, altmış beş liralık pabuç!-- Yahu, bu ne hal? dedim.-- Memuriyetten ayrıldım, ticaret yapıyorum. Arkadaş daha saflığını, iyi yürekliliğini muhafaza ediyor. Sırlarını yarı yarıya ifşa etti:-- Ne yapayım, dedi, ne yapayım? Allah aşkına, söyle, öleyim mi? Altı yüz lira buldum, bugün yedi bin liram var.Söyleyin ben ne yapayım? Yazı yazmak, böylece şu harbi atlatıp iyi bir kütüphane açmayı düşünüyor, yalnız kendilerine, zevklerine güvendiğim insanlar vasıtasıyla kitaplar çıkartmak, tabilik etmek istiyordum. Hiçbir kötü kitap basmamak şartıyla hayatımı kazanmayı tasarlamıştım. Olmayacak. Böyle giderse, babadan miras birkaç parçayı da tüketeceğim. Ne yapayım? Bulgur mu alayım, dersiniz? Bizanstan kalma o İstanbul Balıkpazarının yukarısındaki kocaman yapılardan birisine tepeleme doldurayım, içine de bir Kürt bekçi mi dikeyim? Ha, ne dersiniz?

Ben hikâyeciyim diye sizlerden ayrı şeyler düşünecek değilim. Sizin düşündüklerinizden başka bir şey de düşünemem. O halde bu adamın hikâyesi ne olabilir? Sakın benden büyük vakalar beklemeyin, nolur?diyen büyük yazarın; ilk kez 1948 yılında yayımlan... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

sandslash şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.