palmtree

Profil Resmi
Detayları:  Trabzon, 40 yaşında, Kadın
13 takip ettiği ve 12 takip edeni var. 9 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
palmtree, K.Ozan adlı üyeyi takibe aldı.
8 yıl, 11 ay
Profil Resmi
palmtree okumuş bitirmiş.
İşaret (Gece Evi, #1)

YENİ BİR HAYAT, YENİ BİR AŞK...TÜM DÜNYADA GENÇLERİN TUTKUNU OLDUĞU YENİ BİR VAMPİR SERİSİ!

Yüzümü ona çevirdiğimden beri bu kitap beni kendine esir etti. Tamamıyla muhteşem.

İŞARET, ateşli, karanlık ve eğlenceli. GENA SHOWALTER, Yazarİlk paragraftan itibaren bağımlısı oldum. Kitabı bir çırpıda bitirdim.
MaryJanice Davidson, New York Times bestseller yazarı.

Aşırı derecede bağımlılık yapan bir vampir serisi.
Romantic Times

On altı yaşındaki Zoey, İz Sürücü tarafından İşaretlendiğinde, eski hayatının geride kaldığını anlamıştı. Şimdi artık, arkadaşlarından ve ailesinden ayrılıp çalışması gereken tek dersin Vampir 101 olacağı. Gece Evine yerleşmek zorundaydı. Aşk, İhanet, Gerilim ve Rekabet dolu Gece Evi Serisinin İlk kitabı İŞARET sizi kendisine esir edecek.

GECE EVİNİN KARANLIK VE BÜYÜLÜ DÜNYASINA DAVETLİSİNİZ

YENİ BİR HAYAT, YENİ BİR AŞK...TÜM DÜNYADA GENÇLERİN TUTKUNU OLDUĞU YENİ BİR VAMPİR SERİSİ!

Yüzümü ona çevirdiğimden beri bu kitap beni kendine esir etti. Tamamıyla muhteşem.

İŞARET, ateşli, karanlık ve eğlenceli. GENA SHOWALTER, Yazarİlk para... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
Profil Resmi
palmtree okumuş bitirmiş.
Kehanet (Prophecy of the Sisters, #1)


ESKİ ÇAĞLARA DAYANAN BİR KEHANET
İKİ KIZ KARDEŞİ BİRBİRİNDEN AYIRIR –
BİRİ İYİ …
BİRİ KÖTÜ …
ÜSTÜNLÜK Kİ...MDE OLACAK?


Lambanın loş ışığında yatağın kenarına oturup, onun bu alışık olmadığım mutsuz halinin adını koymaya çalışıyorum. Böyle düşünceli olmak Alice’le bağdaşmıyor, fakat sanırım babamın ölümüyle hepimiz savunmasız kaldık.

Alice’i düşünmek bileğime bakacağım o zorunlu anı geçiştirmemi sağlıyor. Geceliğimin kolunu sıyırabilecek cesareti toplamaya çalışırken tam bir korkak olduğumu düşünüyorum. Karanlık Oda’da babamın cesedi bulunduktan sonra beliren işarete tekrar bakmak için hazır mıyım acaba?
Kendi kendime, ‘oradaki her neyse, baksam da bakmasam da aynen duruyor işte’ diye söylenerek nihayet kolumu açıyorum ve çığlık atmamak için dudaklarımı ısırıyorum. Beni şaşırtan bileğimin alt tarafında beliren işaret değil, ama şimdi rengi sabahkinden bile daha koyu. Daire ne kadar net olsa da, onu kalınlaştırıp kenarlarını pürüzlü hale getiren çıkıntıları bir türlü çözemiyorum.

İçimde dalgalar halinde yükselen panik duygusuyla savaşıyorum. Sanırım bir yerlere başvurmam gerek, yapabileceğim bir şey olmalı, anlatabileceğim biri, ama böyle bir şey kime anlatılır ki? Eskiden olsa Alice’e giderdim, böyle bir sırla başka kime güvenebilirdim? Yine de aramızdaki mesafenin giderek açıldığını görmezden gelemem. Ona karşı temkinli olmama yol açan da bu.


ESKİ ÇAĞLARA DAYANAN BİR KEHANET
İKİ KIZ KARDEŞİ BİRBİRİNDEN AYIRIR –
BİRİ İYİ …
BİRİ KÖTÜ …
ÜSTÜNLÜK Kİ...MDE OLACAK?


Lambanın loş ışığında yatağın kenarına oturup, onun bu alışık olmadığım mutsuz halinin adını koymaya çalışıyorum. Böyle ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
Profil Resmi
palmtree okumuş bitirmiş.
İnsan Olmak

Tommy'nin yapması gereken tek şey vardır:
HAYATTA KALMAK.
Fakat hayatta kalmak o kadar da kolay değildir. İnsanların kanlarını emmek için avlanmak her geçen gün zorlaşıyordur. Çünkü artık insanlar gecenin karanlığından korkuyorlardır. Kan emme arzusu sürekli Tommynin aklını kemirip, onu insanların gözünde bir canavara çeviriyordur. Özel bir polis birimi olan Vampir Kuvvetleri, her vampiri küle çevirmeye kararlıdır. Tommy de bu vampirlerden biridir. Tommynin güvenebileceği tek insan ikiz kardeşidir. Aralarında sağlam bir bağ vardır. Tommy Dannynin de yardımıyla, birlikte yaşamaya çalıştığı insan ırkını anlamaya çalışır. Arkadaşlığın ve ihanetin ne demek olduğunu öğrenecek, bazen en korkunç yaratıkların insanlar olduklarını fark edecektir. Ve ailenin kan bağından çok daha öte anlamlara geldiğini Tommy sadece yaşamını sürdürmek ister ve ne yapması gerektiğini çok iyi bilir. Fakat insanlar onun için sadece açlığını bastıracak kan depoları olmaktan çıkmaya başlayınca, yaşamın hayatta kalmaktan ibaret olmadığını anlayacaktır. Tommy en sonunda insan olmanın ne anlama geldiğini keşfedecektir.

Tommy'nin yapması gereken tek şey vardır:
HAYATTA KALMAK.
Fakat hayatta kalmak o kadar da kolay değildir. İnsanların kanlarını emmek için avlanmak her geçen gün zorlaşıyordur. Çünkü artık insanlar gecenin karanlığından korkuyorlardır. Kan emm... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
Profil Resmi
palmtree şu an okuyor.
Mutluluğun Sakıncaları

Mutluluğun Sakıncaları'nda doyumsuz bir tüketim toplumuyla karşı karşıyayız… Aynı zamanda göz alabildiğine uzanan beton yığınlarının, asfaltların ve reklam panolarının arasına serpiştirilmiş, mantar gibi bitiveren muazzam ve şaşaalı alışveriş merkezlerinin, geniş arabalarla süslü kocaman evlerin diyarındayız. İnsanların gitgide daha da miskinleşip televizyon karşısında pineklediği bir dünya burası...

Peki, bolluk içinde yüzen bu insanlar neden mutlu değiller? Muazzam zenginliğimiz neden bizi tatmin etmek yerine daha da büyük beklentilere yol açıyor? Ebeveynlerimizin kuşağıyla karşılaştırıldığında bile aşırı müsrif gözüken bir yaşam tarzını neden istiyoruz? Gezegenimize verdiği zarar ortadayken, neden "hakkımız" olarak gördüğümüz şeyleri talep etmeyi sürdürüyoruz? Estetikten etiğe, siyasetten tasarıma kadar birçok konuya yakınlığı nedeniyle "Rönesans kadını" olarak tanımlanan ödüllü eleştirmen Elizabeth Farrelly, dünya üzerinde bıraktığımız devasa ayak izlerimizi inceleyerek sayısız hasara yol açan alışkanlıklarımızdan niçin kopamadığımızı, neden küçük ölçekli, insani boyutlarda mekânlar yaratamadığımızı ve doğaya saldırmaktan vazgeçemediğimizi sorguluyor.

"Arjantinli şair Jorge Luis Borges şöyle diyor: 'İnsan yaşadığı yeri yıllar boyunca şehirlerin, krallıkların, dağların, körfezlerin, gemilerin, adaların, balıkların, odaların, aletlerin, yıldızların, atların ve insanların resimleriyle doldurur. Ve ölümünden kısa bir süre önce fark eder ki, sabırla oluşturduğu bu labirentin çizgileri aslında kendi yüzünü resmetmektedir.'

Bu semiz kalelerin, rahatlık kozasına sarınmış bu imparatorlukların içinde hızla köreliyoruz. Yeterince uyarılmadığımız için, bir kafesin içindeki şempanzeler gibi davranmaya başlıyoruz. Mızmız, bezgin ve depresif bir hal alıyoruz. Alışveriş yapıyor, satın alıyor, yiyoruz. Ya da ikame benliklerimizi yani arabalarımızı, çocuklarımızı ve evlerimizi besleyip büyütüyoruz. Tüm bunlar, gezegenimizin yakın gelecekte bile altından kalkamayacağı ölçüde, ekolojik ayak izimizi genişletiyor. Çocuklarımızın geleceğini tüketiyoruz. Geleceği yağlarla ve koruyucu maddelerle yeniden yapılandırılmış bir şekilde, önceden ısıtılmış ve suçluluk duygusuyla işlenmiş bir tabakta sunuyoruz onlara."
(Tanıtım Bülteninden)

Mutluluğun Sakıncaları'nda doyumsuz bir tüketim toplumuyla karşı karşıyayız… Aynı zamanda göz alabildiğine uzanan beton yığınlarının, asfaltların ve reklam panolarının arasına serpiştirilmiş, mantar gibi bitiveren muazzam ve şaşaalı alışveriş me... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
Profil Resmi
palmtree kütüphanesine ekledi.
Mutluluğun Sakıncaları

Mutluluğun Sakıncaları'nda doyumsuz bir tüketim toplumuyla karşı karşıyayız… Aynı zamanda göz alabildiğine uzanan beton yığınlarının, asfaltların ve reklam panolarının arasına serpiştirilmiş, mantar gibi bitiveren muazzam ve şaşaalı alışveriş merkezlerinin, geniş arabalarla süslü kocaman evlerin diyarındayız. İnsanların gitgide daha da miskinleşip televizyon karşısında pineklediği bir dünya burası...

Peki, bolluk içinde yüzen bu insanlar neden mutlu değiller? Muazzam zenginliğimiz neden bizi tatmin etmek yerine daha da büyük beklentilere yol açıyor? Ebeveynlerimizin kuşağıyla karşılaştırıldığında bile aşırı müsrif gözüken bir yaşam tarzını neden istiyoruz? Gezegenimize verdiği zarar ortadayken, neden "hakkımız" olarak gördüğümüz şeyleri talep etmeyi sürdürüyoruz? Estetikten etiğe, siyasetten tasarıma kadar birçok konuya yakınlığı nedeniyle "Rönesans kadını" olarak tanımlanan ödüllü eleştirmen Elizabeth Farrelly, dünya üzerinde bıraktığımız devasa ayak izlerimizi inceleyerek sayısız hasara yol açan alışkanlıklarımızdan niçin kopamadığımızı, neden küçük ölçekli, insani boyutlarda mekânlar yaratamadığımızı ve doğaya saldırmaktan vazgeçemediğimizi sorguluyor.

"Arjantinli şair Jorge Luis Borges şöyle diyor: 'İnsan yaşadığı yeri yıllar boyunca şehirlerin, krallıkların, dağların, körfezlerin, gemilerin, adaların, balıkların, odaların, aletlerin, yıldızların, atların ve insanların resimleriyle doldurur. Ve ölümünden kısa bir süre önce fark eder ki, sabırla oluşturduğu bu labirentin çizgileri aslında kendi yüzünü resmetmektedir.'

Bu semiz kalelerin, rahatlık kozasına sarınmış bu imparatorlukların içinde hızla köreliyoruz. Yeterince uyarılmadığımız için, bir kafesin içindeki şempanzeler gibi davranmaya başlıyoruz. Mızmız, bezgin ve depresif bir hal alıyoruz. Alışveriş yapıyor, satın alıyor, yiyoruz. Ya da ikame benliklerimizi yani arabalarımızı, çocuklarımızı ve evlerimizi besleyip büyütüyoruz. Tüm bunlar, gezegenimizin yakın gelecekte bile altından kalkamayacağı ölçüde, ekolojik ayak izimizi genişletiyor. Çocuklarımızın geleceğini tüketiyoruz. Geleceği yağlarla ve koruyucu maddelerle yeniden yapılandırılmış bir şekilde, önceden ısıtılmış ve suçluluk duygusuyla işlenmiş bir tabakta sunuyoruz onlara."
(Tanıtım Bülteninden)

Mutluluğun Sakıncaları'nda doyumsuz bir tüketim toplumuyla karşı karşıyayız… Aynı zamanda göz alabildiğine uzanan beton yığınlarının, asfaltların ve reklam panolarının arasına serpiştirilmiş, mantar gibi bitiveren muazzam ve şaşaalı alışveriş me... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

palmtree şu an ne okuyor?

Mutluluğun Sakıncaları

%0

Kulüp 1000

%0

Ertelemek Yaşamı Kaçırmaktır

%0

Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir

%0

New York Üçlemesi

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.