naletolası

Detayları:  Kocaeli, 33 yaşında, Kadın
İlgi Alanları:  Kitap,tiyatro,sinema,müzik,fotoğraf,sokak hayvanları.
4 takip ettiği ve 37 takip edeni var. 46 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

naletolası kütüphanesine ekledi.
Sevgi Masalı

Behrengi, kardeşliğin, umudun ve paylaşmanın dilidir. 1939 da İran Azerbaycan ının Tebriz kentinde doğan Behrengi, öğretmenlik göreviyle adım adım dolaştığı toprakların öykülerini tüm dünyaya mal etti.

******

Samed Behrengi yine sevgiyi, dostluğu, arkadaşlığı anlatıyor.Bu kitapta Samed Behrenginin iki masalı var: Sevgi Masalı ve Ah Masalı. Öğretmenlik yıllarında dinleyip derlediği halk masallarını yeniden biçimlendiren yazarın her masalında olduğu gibi, bu masallarında da, sevgi, arkadaşlık ve dostluk ağır basıyor.

******

Behrengi, kardeşliğin, umudun ve paylaşmanın dilidir. 1939 da İran Azerbaycan ının Tebriz kentinde doğan Behrengi, öğretmenlik göreviyle adım adım dolaştığı toprakların öykülerini tüm dünyaya mal etti.

******

Samed Behrengi yine sevgiyi, dostl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
naletolası kütüphanesine ekledi.
Küçük Kara Balık

Samed Behrengi (1939-1968), İranlı bir yazar. On bir yıl İranın Azerbaycan kesiminde köy köy dolaşarak öğretmenlik yaptı. Öğretmenken bile öğrenciliği bırakmadı: Halkın dilinde dolaşan masalları, söylenceleri derledi, yorumladı, yeniden yazdı. Bu arada Tebriz Üniversitesinde İngilizce öğrenimi gördü. 1968 yılının Eylül ayında, daha 29 yaşındayken, Aras Irmağı kışısında ölüsü bulundu. Yüzerken boğulduğu söylendisi yayıldıysa da buna kimse inanmadı. Çünkü Samed Behrengi, yazdığı masallarla, ülkesinin başına çöreklenmiş Şahlık düzenini açık açık eleştiriyor, her türlü baskı yönetimine karşı çıkıyordu. Küçük Kara Balık, onun yalnızca İranda değil, dünyanın pek çok ülkesine tanınıp sevilmesine yol açmış bir ölümsüz kitaptır. Bu küçük kitap, Bratislava ve Bolonga Dünya Çocuk Kitapları Fuarlarında ödüller aldı. Yediden yetmişe herkesin severek bir çırpıda okuyacağı bu güzelim çocuk öyküsünü yeni bir çevirisiyle sunuyoruz.

Samed Behrengi (1939-1968), İranlı bir yazar. On bir yıl İranın Azerbaycan kesiminde köy köy dolaşarak öğretmenlik yaptı. Öğretmenken bile öğrenciliği bırakmadı: Halkın dilinde dolaşan masalları, söylenceleri derledi, yorumladı, yeniden yazdı. Bu ara... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
naletolası kütüphanesine ekledi.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
naletolası bir yazarı favorilerine ekledi.

Babasının adı İzzet, annesinin adı Sara idi. İran genelinde seyahatler ile Fars ve Azeri halk kültürü üzerine incelemeler yaptı. Halkın dilinde dolaşan masalları, söylenceleri derledi, yorumladı, yeniden yazdı. Bunları derlemenin yanı sıra, çocuk öyküleri yazdı. Ne var ki kimilerince çocuk öyküleri olarak görülen bu yapıtlar kimilerince de İran ve diğer dünya halklarına, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme gibi öğütlerde bulunan metinlerdir. Zamanının Şah yönetimine karşı masal ve hikâyeler yazarak karşı koymaya çalışmış, başkaldırmıştır.Samed Behrengi öğretmen okulunda okumuştur. Öğrenimini tamamladıktan sonra köy okullarında öğretmenliğe başlamıştır. Kısa hayatı boyunca her zaman çocuklara hayatı anlatmaya çalışmış ve öğretmenlik görevinde kalmıştır.

Samed Behrengi (1967) 29 yaşındayken şüphe uyandıran bir biçimde Aras Nehri'nde ölmüştür. Yüzerken boğulduğu söylentisi yayılsa da buna kimse inanmadı, çünkü Behrengi, yazdığı masallarla, ülkesinin başına çöreklenmiş Şahlık düzenini açıkça eleştiyor, her türlü baskı yönetimine karşı çıkıyordu. Bu yüzden suikaste uğradığı düşünülmektedir.Yapıtları onlarca dile çevrilmiştir.

Babasının adı İzzet, annesinin adı Sara idi. İran genelinde seyahatler ile Fars ve Azeri halk kültürü üzerine incelemeler yaptı. Halkın dilinde dolaşan masalları, söylenceleri derledi, yorumladı, yeniden yazdı. Bunları derlemenin yanı sıra, çocuk öyk... tümünü göster

9 yıl, 3 ay
naletolası kütüphanesine ekledi.
Kamyon

Konyadan çıkıp Beyşehire giden yolun başlangıcındaki dik yokuşu tırmanmaya başlayınca, herkes yanındaki ile veya çaprazlama ta öbür baştaki biriyle lafa koyuldu; birkaç kişi yalnız cıgara içip dumanını savuruyordu. Birbiri arkasına dizili tahta sıralarda oturmayıp yarım lira eksiğine en arkada yere çömelen ve kamyonun şiddetle sarsılan bu kısmında ikide birde, başlamak üzere olan uykularından fırlatılan köylüler, cıgara da içmeyerek, boş gözlerle bakışıyorlardı.

Konyadan çıkıp Beyşehire giden yolun başlangıcındaki dik yokuşu tırmanmaya başlayınca, herkes yanındaki ile veya çaprazlama ta öbür baştaki biriyle lafa koyuldu; birkaç kişi yalnız cıgara içip dumanını savuruyordu. Birbiri arkasına dizili tahta sıral... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
naletolası kütüphanesine ekledi.
Canistan

Yusuf Atılgan (1921-1989), roman ve öykülerinde unutulmaz karakterler ve edebi bir tarz yarattı. Türk romancılığında modern anlatımın en iyi örneklerini verdi. Hayata hep karşı kıyıdan baktı. Yapıtlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temalarını ustalıkla işledi. Fanatik bir okur kitlesi oluşturdu. Tamamlayamadığı son romanı Canistan ise ilk kez okuruyla buluşuyor. Yusuf Atılgan şimdi tüm yapıtlarıyla YKYde. 1921de Manisada doğan Yusuf Atılgan İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü 1944te bitirdi. Bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Manisanın Hacırahmanlı köyüne yerleşti ve çiftçilik yapmaya başladı. 1976da İstanbula yerleşti. 1980den sonra Milliyet (daha sonra Karacan) Yayınlarında danışmanlık ve çevirmenlik, kısa bir süre de Can Yayınlarında redaktörlük yaptı. 9 Ekim 1989da, üzerinde çalıştığı Canistan adlı romanını bitiremeden, geçirdiği bir kalp krizi sonunda Modadaki evinde öldü. Yusuf Atılgan 1955te Tercüman gazetesinin öykü yarışmasında Evdeki öyküsüyle (Nevzat Çorum adıyla) birinci, Kümesin Ötesi adlı öyküsüyle (Ziya Atılgan adıyla) dokuzuncu oldu. İlk romanı Aylak Adam 1957-1958 Yunus Nadi Armağanında ikincilik ödülünü aldı ve kitap 1959 yılında Varlık Yayınları arasından çıktı. 1973te yayımlanan Anayurt Oteli adlı romanını Ömer Kavur 1987de film yaptı ve film çok ses getirdi. TADIMLIKKöydeyken, dokuz yaşlarında, bir kış Tokuç Aliyle Ahmet Hocanın cami odasındaki okuma derslerine bir ay kadar gitmişlerdi. Bir gün derste Aliyle bir şeyler fısıldaşıp güldüklerinde Hoca Ne var gülecek hınzırlar, Allah Kelâmı ediyoruz burada deyip ikisini de falakaya yıkmış, bir daha derse gitmemişlerdi. Tokuç Osman oğlunu zorla göndermiş, ama Selim inat edip gitmemişti. Kızların önünde tabanlarına inen sopanın acısıyla bağırdığı için onuru kırılmıştı. O yıl imam hakkı olarak verilen buğdaya beygir tersi karıştırarak öcünü almıştı hocadan. Ne tuhaf, Makbuleyi falan unuttuk gitti yahu. Ulan Ali, bilmeden iyilik etmişsin bana, ama ileride bir gün soracağım sana. Hep on dönüm bağım olsa derdim, işte fazlası oldu, üstelik karım da var; gene de unutamıyom bana ettiğini.

Yusuf Atılgan (1921-1989), roman ve öykülerinde unutulmaz karakterler ve edebi bir tarz yarattı. Türk romancılığında modern anlatımın en iyi örneklerini verdi. Hayata hep karşı kıyıdan baktı. Yapıtlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temaları... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

naletolası şu an ne okuyor?

naletolası şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (76 yazar)

Favori yazarı yok.