mkumrular

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
mkumrular okumak istiyor.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 11 ay
Profil Resmi
mkumrular okumak istiyor.
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)

Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.

Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 11 ay
Profil Resmi
mkumrular okumak istiyor.
Therese Raquin

Doğalcılık akımının önderi olan Zola, hayatı boyunca Gerçeki bulmayı kendine ideal edinmiştir. Bu idealin ışığında, edebiyat dünyasının en ölüsüz yapıtlarını vermişir. 1867de yayınlanan ilk romanı Therese Raquin, yayınlandığı yıl epey gürültüye neden olmuş; olayları inceleyiş tarzı rahatsız edici bulunmuş, öfkeyle karşılanmıştır.
Aldatma, cinayet, vicdan azabı gibi, hiç eskimeyecek durumların işlendiği bu roman, klasik edebiyatın büyüleyici ve yalın örneklerinn en karakteristik olanlarından biridir.

Doğalcılık akımının önderi olan Zola, hayatı boyunca Gerçeki bulmayı kendine ideal edinmiştir. Bu idealin ışığında, edebiyat dünyasının en ölüsüz yapıtlarını vermişir. 1867de yayınlanan ilk romanı Therese Raquin, yayınlandığı yıl epey gürültüye neden... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 11 ay
Profil Resmi
mkumrular okumak istiyor.
Palto

Gogol, 1842 yılında Rus edebiyatında neredeyse belli bir gelişmenin başlangıç noktasını oluşturan, Palto adlı uzun öyküsünü kaleme alır. Rus edebiyatının özellikle de gerçekçi kolunun oluşmasında önemli bir kilometre taşı olan ve küçük adam temasının işlendiği bu uzun öykü haklı olarak Palto'dan sonra Rus edebiyatı ifadesinin nedeni olmuş, sonraki günlerde Dostoyevski "Hepimiz Gogol'ün Paltosundan çıktık" diyerek metnin tayin edici önemini çarpıcı bir şekilde dile getirmiştir.

Palto: Küçük adamın doğuşu.

Gogol, 1842 yılında Rus edebiyatında neredeyse belli bir gelişmenin başlangıç noktasını oluşturan, Palto adlı uzun öyküsünü kaleme alır. Rus edebiyatının özellikle de gerçekçi kolunun oluşmasında önemli bir kilometre taşı olan ve küçük adam temasının... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 11 ay
Profil Resmi
mkumrular okumak istiyor.
Silahlara Veda

Büyük savaşlar, büyük acıları, trajedileri getirirler ve ardından da büyük romanları...Ernest Hemingway ate günlerini, umut ve acılarını paylaştığı insanlarla birlikte cephede yaşadı. Savaşın ruhsal ve toplumsal yıkımlarının bile insanın içindeki sevmek ve yaşamak tutkusunu silemediğini gördü. Silahlara Veda, o acılarla dolu günlerin, o ölümsüz insanların trajedisidir.

******

Hemingway, I. Dünya Savaşı yıllarında İtalyan ordusu saflarında çarpıştı. O günlerdeki ve Türk-Yunan savaşındaki izlenimlerinden yararlanarak birbuçuk ay kadar kısa bir zamanda SİLAHLARA VEDAyı yazdı. Üzerinde yaklaşık altı ay kadar çalıştı. Roman, haklı olarak kısa zamanda büyük bir ün kazandı.
Savaşın insanlar üzerindeki yozlaştırıcı etkisi, ordunun çözülüşü, umut ve umutsuzluk, acı ve sevinç, hiç bir yapıtta böylesine yalın bir sarsıcılıkla anlatılmamıştır.

************

Silahlara Veda, Hemingwayin en önemli romanlarından biridir. Silahlara Vedada sıcak savaşın ortasında iki genç insan hem kendi sevgi dolu dünyalarında, hem de savaşın her şeyi yerle bir eden acımasız dünyasında yaşarlar; bütün zorlukları aşarlar sevgileriyle. Bir yanda insanı yok eden savaş, bir yanda insanı insan yapan sevgi... yaşama sevinci... bu çelişkili yaşam içinde bu iki insanı çeke sürükleye götüren olaylar... romanı en güzel savaş romanlarından biri yapan bir sonuç.

************

Birinci Dünya Savaşı, İtalya... İtalyan ordusunda gönüllü ola-rak görev almış bir Amerikalı Teğmen, Henry. Yine onun gibi gönüllü olarak çalışan İngiliz Hastabakıcı Catherine.Bir savaş, her yanda ölüm, her yanda acı, kaybedilen dostlar, sevgililer. Henry ve Catherine, savaşın vahşeti ve anlamsızlı-ğı içinde birbirleri için dost, arkadaş, sevgililer.Bir savaş, aşkın yeşerip çiçek açması için ne kadar uygun bir topraktır? Bir noktadan sonra, savaş artık bütün anlamını, bütün gerçeklerini yitirip, dost düşman demeden sadece adam öldürüp, kendini kurtarmaya çalışmaya dönüşünce, insan akıl sağlığını nasıl korur?Hemingway, sade, anlaşılır ve son derece akıcı bir yazım tar-zıyla, dünya edebiyatında çığır açmış bir yazardır.Belki de onun bütün romanlarını bu kadar güzel, bu kadar et-kileyici kılan, onun yazdığı hemen her şeyi dizginlenemez macera ruhuyla yaşamış, içinde hissetmiş olmasıdır.

******

Büyük savaşlar, büyük acıları, trajedileri getirirler ve ardından da büyük romanları...Ernest Hemingway ate günlerini, umut ve acılarını paylaştığı insanlarla birlikte cephede yaşadı. Savaşın ruhsal ve toplumsal yıkımlarının bile insanın içindeki sev... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 11 ay
Profil Resmi
mkumrular okumak istiyor.
İki Şehrin Hikayesi

İki Şehrin Hikâyesi, Charles Dickensın Fransız ihtilali yıllarında kaleme aldığı, ilk satırlarından itibaren merak ve korku dolu sahnelerle okuyucuyu kitaba bağlayan en önemli eserlerinden biri.Dickens, bu eserinde Londra ve Parisin yaşadığı açlık, sefalet, hüzün ve kederi tüm açıklığı ve acımasızlığı ile ortaya koyuyor. Eser, mutlaka okunması gereken bir Dickens romanı.

******

Hiçbir erkek bir kadını sevip kaybettikten sonra, duygularında değişiklik olmadan onu birinin eşi, bir anne olarak pek görememiştir. Ne var ki Lucienin çocukları Sydneye garip bîr yakınlık gösteriyorlardı; içlerinden gelme bir acıma duygusu vardı onlarda. Bu da gizli duygulara kimbilir nasıl dokunuyor! Bunu hiçbir yankı anlatmıyorsa da bu bir gerçektir, burada da öyleydi. Sydney Carton Küçük Lucienin o yumuk ( kollarını açtığı ilk yabancıydı, kız büyüdükçe de Sydney Carton yerini elde tuttu. Küçük oğlanda hemen son dakikasına kadar ondan söz etmişti. Zavallı Carton! Benim yerime öpün onu...

************

Dickens, bu eserle Fransız Devriminden yaklaşık yetmiş beş yıl sonra, daha önce bir kez denediği tarihsel romana dönüş yapar. İngiltere adasının karşısındaki Fransada, 19. yüzyılın hemen öncesinde cehennem bir süreliğine yeryüzünde kurulmuş gibidir. Dickensa göre devrimi Fransaya davet edenler, özellikle imtiyazlarını bencilce değerlendiren, üretimden kopuk, suça batmış, insafsız, asalak Fransız aristokratlarıdır. Tarihe ve devrime bu bakışıyla, İngilteredeki aristokratların ve muhafazakâr sınıfların büyük tepkisini çeken Dickens, romanın sadece eylemsel çatısını değil, mekânsal dağılımını da zıtlıklar üzerine kuruyor. Ancak roman, iki şehrin hikâyesini, Londra ve Parisi canlı bir organizma olarak anlatmak ve Devrimin büyük simalarını sunmak yerine aristokrasiden, orta sınıflardan ve halktan temsili tipleri bir aşk öyküsü ekseninde topluyor.İki Şehrin Hikâyesi: Tarihle dehşetin buluştuğu an...

************

Kasım ayının sonlarıydı; bir cuma gecesi oldukça geç saatlerde Dover Postası zorlukla Shooter Yokuşunu çıkıyordu. Vadide sis vardı ve ağır ağır yukarılara doğru yükseliyordu. Denize benzeyen ıslak, yapışkan bu sis koca koca dalgalar gibi yayılıyordu. Sisin yoğunluğundan, arabanın lambaları ancak bir ifei adım uzağı aydınlatabiliyordu. Üç yolcu arabanın yanında çamura bata bata tepeye çıkıyordu. Bu havada yürümek hoşlarına gitmiyordu ama buna mecburdular. Yokuş dikti, yerler kayıyordu, atlar bile arabayı zor çekiyordu, üç defa durmuşlardı. Hatta bir kez artık güçleri kalmadığı için geri dönmek istermiş gibi arabayı yolun kenarına doğru çektiler; ama muhafızlar dizginlerini ve kırbaçlarını kullanarak onları tekrar yola sokmuştu.

************

19. yüzyıl Fransa sının toplumsal ve ekonomik sefaletini anlatan ve seçkin sınıfın eleştirisinin yapıldığı roman.

******

İki Şehrin Hikâyesi, Charles Dickensın Fransız ihtilali yıllarında kaleme aldığı, ilk satırlarından itibaren merak ve korku dolu sahnelerle okuyucuyu kitaba bağlayan en önemli eserlerinden biri.Dickens, bu eserinde Londra ve Parisin yaşadığı açlık, s... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

mkumrular şu an ne okuyor?

mkumrular şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.