mistina

4 takip ettiği ve 10 takip edeni var. 25 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

mistina okumuş.
Nar Ağacı

Nazan Bekiroğlu'ndan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman.

Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşı'na uzanan bir öykü...

Trabzon'dan ve Tebriz'den doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce deli akan sonra durgunlaşan iki ırmak... Aslında çok ırmak... Tebriz'in en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra...
Ateşin bakışlı ateşin duruşlu; ırmağını kendi bildiğince alev ateş akıtmayı seçen bir genç kız Azam. Adı ne aşk ne de dostluk olan bir duyguyla Settarhan'ın ırmağına dolanan Batumlu kitapçı Sophia. Acıyla yoğrulan, yoğruldukça durulaşan, kendi varlıklarını sevdiklerinin varlığında eriten Büyükhanım ve Hacıbey...
Ve hep kendi içine doğru akan, kendi ırmağını gencecik yaşta milleti için kurutan, Trabzon'un "kırık kafiyesi" İsmail, ah İsmail...

İki büyük savaşın savurup yeniden şekillendirdiği hayatlar, muhaceret, mücadele, kader, farklı inançların aktığı ortak zemin, üç ülke ve üç sevda Nazan Bekiroğlu'nun mürekkebi aşk olan kaleminde buluştu. "Nar Ağacı" hayal kadar zengin, roman kadar güzel, tarih kadar gerçek bir hikâye… İncelikle işlenmiş karakterleri, son derece zengin detayları ve dönemi anlatmadaki maharetiyle okuyanı çarpacak ve yıllarca unutulmayacak bir kitap...

Nazan Bekiroğlu'ndan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman.

Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşı'na uzanan bir öykü...

Trabzon'dan ve Tebriz'den doğup birbirlerine doğru yol alan... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
mistina okumuş.
Sen Yokken

Kardeş gibi büyüyen, hayatlarını çocukluklarından beri ayrılmaksızın geçiren Çiçek ve İpek de içlerinde binlerce hüznü barındırıyorlardı.
Her daim birbirlerinin sırdaşı, dert ortağı, en büyük dayanağı olan bu iki genç kadın öylesine güçlü bir dostluğa sahiplerdi ki ölümün koyduğu engelleri bile aşacaklardı.
Türk Edebiyatı'nın genç yeteneklerinden Güneş Demirel'in ikinci eseri SEN YOKKEN gerçek dostluğun, aşkın ve emek verildikçe artan bir sevginin hikâyesi.
Duygu yüklü, sürükleyici ve bir solukta okuyacağınız bu romanı elinizden bırakamayacaksınız.

Her insanın aynalara gösterdiği sadece bir yüzü,
Kimseye söyleyemediği bin hüznü vardır...
Mevlana

Kardeş gibi büyüyen, hayatlarını çocukluklarından beri ayrılmaksızın geçiren Çiçek ve İpek de içlerinde binlerce hüznü barındırıyorlardı.
Her daim birbirlerinin sırdaşı, dert ortağı, en büyük dayanağı olan bu iki genç kadın öylesine güçlü bir dostlu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
mistina okumuş.
Şimdi Benimsin

Hüznün aşka doğru attığı her adım onun kelimelerinden biri
her cümlesi acı dolu bir yüreği aşka daha çok yaklaştırıyor.
güneş demirel
klavyesinde gezinen parmaklarının yüreğinize dokunduğunu hissedeceğiniz bir yazar.
şimdi benimsin
elifle fıratın onlardan ummayacağınız aşkının romanı.

acıyla başlayan her aşk gibi yakıcı onların aşkı da. çaresizliğin birleştirdiği her çift gibi onlar da aslında yalnız.
tabii birbirlerinin olana kadar!
elifin aile özlemine umulmadık şekilde yer açan yeni ailesiyle hissettiği huzurun doğurduğu bir aşk,
fıratın kendini ispat için başladığı ama içten içe kıskanarak büyüttüğü bir aşk onlarınki.
yalnız kaldıkları her saniye nefretken önce alışkanlığa sonra da vazgeçilemezliğe doğru ilerliyor

okumaya başlayın sayfaların yetmeyeceğini göreceksiniz!

Hüznün aşka doğru attığı her adım onun kelimelerinden biri
her cümlesi acı dolu bir yüreği aşka daha çok yaklaştırıyor.
güneş demirel
klavyesinde gezinen parmaklarının yüreğinize dokunduğunu hissedeceğiniz bir yazar.
şimdi benimsin
elifle fırat... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
mistina okumuş.
Dönüş

“Kayboldum! Zeytin ağaçlarının arasında kıvrılarak akarken karşıma aniden üçe ayrılan bir çatal çıktı. Toprak yollar doğuya, batıya ve güneye doğru uzanıyordu. Civarda ne bir tabela vardı ne bir işaret, ne de gidip adres sorabileceğim ev veya insan! Bir köpek bile yoktu görünürde. Sadece sonbahar rüzgârının dallarda hışırdayan sesi! Hangi yöne sapmam gerektiğini bilmiyordum, yolların her birini hava kararmadan deneyecek gücüm de kalmamıştı, vaktim de.”

Siz hiç kayboldunuz mu?

Ayşe Kulin’in yeni romanı Dönüş, bir genç kadının, duygularının sarmalında önce kaybolmasının, duygularının sarmalında önce kaybolmasının, sonra kendini bulmasının hikâyesi...

“Kayboldum! Zeytin ağaçlarının arasında kıvrılarak akarken karşıma aniden üçe ayrılan bir çatal çıktı. Toprak yollar doğuya, batıya ve güneye doğru uzanıyordu. Civarda ne bir tabela vardı ne bir işaret, ne de gidip adres sorabileceğim ev veya insan! ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
mistina kütüphanesine ekledi.
Dönüş

“Kayboldum! Zeytin ağaçlarının arasında kıvrılarak akarken karşıma aniden üçe ayrılan bir çatal çıktı. Toprak yollar doğuya, batıya ve güneye doğru uzanıyordu. Civarda ne bir tabela vardı ne bir işaret, ne de gidip adres sorabileceğim ev veya insan! Bir köpek bile yoktu görünürde. Sadece sonbahar rüzgârının dallarda hışırdayan sesi! Hangi yöne sapmam gerektiğini bilmiyordum, yolların her birini hava kararmadan deneyecek gücüm de kalmamıştı, vaktim de.”

Siz hiç kayboldunuz mu?

Ayşe Kulin’in yeni romanı Dönüş, bir genç kadının, duygularının sarmalında önce kaybolmasının, duygularının sarmalında önce kaybolmasının, sonra kendini bulmasının hikâyesi...

“Kayboldum! Zeytin ağaçlarının arasında kıvrılarak akarken karşıma aniden üçe ayrılan bir çatal çıktı. Toprak yollar doğuya, batıya ve güneye doğru uzanıyordu. Civarda ne bir tabela vardı ne bir işaret, ne de gidip adres sorabileceğim ev veya insan! ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
mistina kütüphanesine ekledi.
Şahika Feraye


''Abla.''
''Efendim.''
''Biliyor musun?''
''Neyi?''
''Senin kaderin benimkini de yazmış…''

Savrulan Hayatların Hikâyesi
1900lü yılların başı, Biga…
Savaştan yorgun düşmüş bir millet, bir çiftlik ve zengin bir aile. Bir yemin ve o yeminle vicdanı arasında sıkışıp kalmış bir baba... Gün gelir kader zarını atar ve hayatlar savrulur dört bir tarafa.

İncir Kuşları, Piruze-Şamda Bir Türk Gelin, İki Kişilik Yalnızlık gibi çok okunan kitapların yazarı Sinan Akyüzün kaleminden genç yaşta Ürdüne gelin giden iki kız kardeşin gerçek yaşam öyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız.

Bu romanı elinizden bırakamayacaksınız...
Tarih, kader ve aşkın mükemmel bir karışımı...


''Abla.''
''Efendim.''
''Biliyor musun?''
''Neyi?''
''Senin kaderin benimkini de yazmış…''

Savrulan Hayatların Hikâyesi
1900lü yılların baş... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Daha Fazla Göster

mistina şu an ne okuyor?

mistina şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (3 yazar)

Favori yazarı yok.