karperisi

4 takip ettiği ve 4 takip edeni var. 30 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

karperisi bir test çözdü. Sonuç: 5/5 (%100) doğru.
Hangi yazar

Çok basit eğlenceli bir test keyifle çözmeniz dileğiyle

Çok basit eğlenceli bir test keyifle çözmeniz dileğiyle

7 yıl, 8 ay
karperisi okumak istiyor.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 2 ay
karperisi, 2015 Okuma Hedefi için kendine 30 kitap hedef koydu.

Hedefe doğru 30 kitap okumuş. okuduğu kitaplar

%100
2015 Okuma Hedefi

2015'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?

2015'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?

8 yıl, 2 ay
karperisi okumak istiyor.
Beyazlı Kadın

Beyazlı Kadın, Victoria dönemi kurgusal yapıtları arasında ''duygusal gerilim romanı'' diye tanımlanan ve Gotik edebiyatın gerilimini, İngiliz edebiyatının psikolojik gerçekçiliğiyle kaynaştıran türün ilk örneği olarak kabul edilir.

Roman karakterlerinin çeşitli ruhsal durumlarını aktaran çarpıcı anlatım biçeminin ustası Wilkie Collins, bu ilk romanında gotik romanlardaki dehşeti gizemli İtalyan şatolarından, Victoria dönemi İngilteresi'nin daha modern, orta sınıf evlerine taşıdı. Gotik edebiyat çoğunlukla cinayet, delilik, iki eşlilik temalarına odaklanırken Beyazlı Kadın türü romanlar, dönemin kırsal malikânelerinde olabilecek bir takım kötü niyetli emelleri ve onlara bağlı olayları aktarır. Henry James, Collins'in yapıtlarını, ''Mr. Collins, gizemlerin en gizemlisini, kapımızın eşiğindeki muammayı romana kattı,'' diye tanımlar. Charles Dickens'ın onu taklit eden bir roman yazmaya çalışmış olması da Wilkie Collins'in ve Beyazlı Kadın'ın değerini belirtmek için yeterli sayılabilir. Collins ise kendi tarzını, ''evdeki tiyatronun sırları'' olarak açıklar.

(Tanıtım Bülteninden)

Beyazlı Kadın, Victoria dönemi kurgusal yapıtları arasında ''duygusal gerilim romanı'' diye tanımlanan ve Gotik edebiyatın gerilimini, İngiliz edebiyatının psikolojik gerçekçiliğiyle kaynaştıran türün ilk örneği olarak kabul edili... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 2 ay
karperisi okumak istiyor.
Melâmilik ve Melâmiler

Melamilik, tasavvufa ve tarikatlara karşı, İslamiyetin ilk dönemlerinde ortaya çıkan ve yüzyılımıza kadar devam eden bir reaksiyon... Sufilerin bir kısmının en yüksek makam saydığı, bir tür gizli inanç sistemi... Şarkiyat biliminin zirvelerinden Abdülbaki Gölpınarlının (1900-1982) , ilk baskısı 1931de yapılan Melamilik ve Melamileri bu konuda yazılmış tek eser ve günümüzde de hala tek ana kaynak... İlk baskısı bugün nadir bir kitap olan Melamilik ve Melamilerin bu yayını, yazarının kendi nüshasının bir tıpkıbasımı... Gölpınarlının yaptığı düzeltmeler aynen korunuyor, sayfa kenarlarına aldığı notlar muhafaza ediliyor ve bunların yeni yazıya çevirileri veriliyor... Bir yazarın, Gölpınarlının ölümünden sonra da dediği gibi, Abdülbakiden kalan ışıklar, daha çok uzun süre, o yollarda dolaşmak isteyenleri karanlık labirentlerde tökezlemekten kurtaracaktır...

Melamilik, tasavvufa ve tarikatlara karşı, İslamiyetin ilk dönemlerinde ortaya çıkan ve yüzyılımıza kadar devam eden bir reaksiyon... Sufilerin bir kısmının en yüksek makam saydığı, bir tür gizli inanç sistemi... Şarkiyat biliminin zirvelerinden Abdü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 2 ay
karperisi okumak istiyor.
Yüreğimin Sesini Dinle

1993te yayınlanan Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı romanıyla tüm dünyada büyük yankı uyandıran Susanna Tamaro, bu yeni romanında o büyüleyici öykünün devamını sunuyor okurlarına. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 80 yaşındaki bir kadının, uzaklara giden genç torununa yazdığı mektuplardan oluşuyordu. Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yapacağımız yolculuktur, diyordu yaşlı kadın, o özgün çağrıya kulak vermeli ve yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz. Yüreğimin Sesini Dinlede, artık genç bir kadın olan torun, zorlu bir kimlik arayışı içinde yaşamın anlamının peşine düşer. Bu arayış, hem kendi yüreğine, hem de kutsal topraklara doğru bir yolculuğa çıkarır onu. Kendi öyküsünü keşfetmek için çıktığı bu yolculuğun sonunda, aile evinin tozlu tavanarasında hiç ummadığı bir öyküye kavuşacaktır: Yüreğinin Götürdüğü Yere Git. Tamaro, bu kez, Yüreğimin Sesini Dinle diyor okurlarına: Yaşama bir anlam katmak, öfkeyi sevgiye, kırgınlıkları güce dönüştürmek için... (Tanıtım Yazısından)İtalyan yazar Susanna Tamaronun dünya çapında büyük başarıya ulaşan ve Türkçe de dahil olmak üzere birçok dile çevrilen romanı Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 12 yıl sonra yeni bir kitapla devam ediyor: Yüreğimin Sesini Dinle.Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 80 yaşındaki bir kadının, uzaklara giden torununa yazdığı mektuplardan oluşuyordu. Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yapacağımız yolculuktur, diyordu yaşlı kadın, o özgün çağrıya kulak vermeli ve yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz.Yüreğimin Sesini Dinlede ise, artık genç bir kadın olan torun, zorlu bir kimlik arayışı içinde yaşamın anlamının peşine düşüyor. Kitap, genç kadının anneannesine duyduğu öfke ve anneannenin dramatik ölümüyle başlıyor. Kitapta adından hiç söz edilmeyen kadın kahraman, belli ki Tamaronun kendisi... Annesinin intihar ettiğinden, en azından ölmeyi arzuladığından kesinlikle emin olan genç kadın, babasının kim olduğunu hiç bilmez. Anneannesi de ölünce, pek de uyum sağlayamadığı dış dünyayla tüm bağları kopar ve müthiş bir yabancılaşmanın içine düşer. Bir çıkış yolu bulma umuduyla, pek de gönüllü olmadan ama elinde de olmayarak evin tavanarasında yaptığı araştırma onu aile sırlarına ve babasına götürür. Öfkeli, sert, inatçı ve nihilist bir felsefe profesörü olan baba, kızına bile yüreğini açamayınca, aralarında kırık dökük, yaralayıcı bir ilişki başlar.Kendisiyle iç hesaplaşmaya girişen genç kadın kaderini, kim olduğunu, yaşamın anlamını, iyiliği ve kötülüğü sorgulamaya başlar. Kendi varoluşuna ilişkin sıkıntılarının yanı sıra, dünyanın dönüştüğü forma uyum sağlayamamakta ve Tanrıyla bir türlü barışamamaktadır. Hep aynı soruyu sorar: Yoksa gökler boş mudur? Bir seçeneği her şeyi olduğu gibi bırakıp aile evini satarak farklı bir yöne ilerlemek olan genç kadın, zoru seçerek kim olduğunu ve ne istediğini bulmaya karar verir. Bu karar onu kutsal topraklara doğru çetin ve araştırmacı bir yolculuğa yöneltir. Uzak bir akrabanın yardımıyla geçmişinin kimi yönlerini aydınlatmaya, kim olduğunu bulmaya çalışırken kafası iyice karışır. Kendi hikâyesini keşfetmek için çıktığı bu yolculuğun sonunda hiç ummadığı bir hikâyeye kavuşur: Yüreğinin Götürdüğü Yere Git.Kendini tüm şanslarını yitirmiş, gerekli hiçbir soruyu sormamış ve yapayalnız hissettiği bir sürecin sonunda karşısına aidiyet kavramı dikilir. Kaybettiği sevdiklerinin deneyimlerinin onu müthiş bir zenginliğe kavuşturabileceğini keşfeder. Bu, yüreğinde bir hüzün taşımayacak, onların ardından kalan boşluğu hissetmeyecek demek değildir elbette. Ama yine de tünelin ucunda ışık görünmüş, genç kadın hayatta kim olmak ve ne yapmak istediğine ilişkin bir fikre sahip olmuştur. Yüreğimin Sesini Dinle, başkalarının hikâyelerinde kendi gerçekliğini keşfetmek için yola koyulan genç bir kadının dokunaklı, duyarlı öyküsü...

1993te yayınlanan Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı romanıyla tüm dünyada büyük yankı uyandıran Susanna Tamaro, bu yeni romanında o büyüleyici öykünün devamını sunuyor okurlarına. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 80 yaşındaki bir kadının, uzaklara giden... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

karperisi şu an ne okuyor?

karperisi şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.