kafandakurbavar

1 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

kafandakurbavar okumuş.
Bit Palas

''Öyle bir şey yap ki, bir daha buraya çöp dökmek istemesinler. Hadi şeker. Beynini çalıştır. Bulursun sen bir şeyler'' dedi rakısını gene benden önce bitirirken.

Arkama yaslanıp, bir sigara yaktım. Nedense karıncalar yok bu akşam. Soluduğum duman havaya karışırken, aniden, kendiliğinden, küçük, bit kadar küçücük bir fikir geldi aklıma.

Arka Kapaktan

''Öyle bir şey yap ki, bir daha buraya çöp dökmek istemesinler. Hadi şeker. Beynini çalıştır. Bulursun sen bir şeyler'' dedi rakısını gene benden önce bitirirken.

Arkama yaslanıp, bir sigara yaktım. Nedense karıncalar yok bu a... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
kafandakurbavar okumuş.
Od

İskender Pala Od romanında Yunus Emre’yi anlatıyor...Her yazdığı romanla yüz binlerin kalbini feth eden İskender Pala yeni romanı ‘OD’ ile yeniden okurlarını selamlıyor. Od bir Yunus Emre romanı. Gök kubbemizin her zaman parlayan ve hep çok sevilen, şiirleri gönülden gönüle dolup dilden dile dolaşan Yunus Emre, bu kez OD’un ana kahramanı. İskender Pala’nın ilim ve kültür adamı olmasının yanında, yazar kişiliğinin imbiğinden geçirilerek aşkın tahtına bir kez daha oturtuluyor. 13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına Yunus Emre’nin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor. Yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatıyor ve elbette kalbe dokuna dokuna yol alıyor. Romanın her sayfasında Yunus’un hamlıktan saflığa geçişi okunuyor...

İskender Pala Od romanında Yunus Emre’yi anlatıyor...Her yazdığı romanla yüz binlerin kalbini feth eden İskender Pala yeni romanı ‘OD’ ile yeniden okurlarını selamlıyor. Od bir Yunus Emre romanı. Gök kubbemizin her zaman parlayan ve hep çok sevilen, ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
kafandakurbavar okumuş.
Bin Muhteşem Güneş

Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o, içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini'nin ikinci romanı.Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden. Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar.
Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem. Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla beklenen bir roman.

Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o, içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
kafandakurbavar okumuş.
Çanakkale Destanı / Gerçek Efsanelerin Öyküsü

Kendisinden her bakımdan üstün düşmana karşı Osmanlı Devletinin son kalesi İstanbulu kaybetmemek için canını dişine takarak yaptığı, âdeta küllerinden yeniden doğduğu zaferdir.Çanakkale Savaşı, bir dizi yenilgi ve başarısızlıklardan sonra gelen büyük bir zaferdir. Kendisinden her bakımdan üstün düşman karşı Osmanlı Devletinin son kalesi İstanbulun ele geçmemesi için canını dişe takarak yaptığı, âdeta küllerinden yeniden doğan bir Anka kuşu gibi var olduğu bir zaferdir. Bu zaferi, ülkenin kaymak tabakası denilen okumuş gençleri feda ederek kazandık. Bu kitabı okurken; Mehmetçiğin savaşta bile düşman askerine olan merhametine şahit olacak, 276 kiloluk mermiyi kaldıran, Seyit Onbaşıya hayran kalacak, Nusrat Mayın Gemisinin, o boğazı düşmana dar eden ufacık bir geminin hikâyesini okurken, gözyaşlarınızı tutamayacaksınız...Bu kitabı okurken; Seddülbahirdeki çarpışmada tüfeği bozulunca, öfkeden deliye dönen Mehmet Çavuşun düşmana taşla, kürekle saldırışını, gözlerinizin önüne getirecek, Ertuğrul Tabyasında küçük bir destan yazan Ezineli Yahya Çavuşun takımıyla tam 15 saat 2.500 düşman askerine karşı koyarken, sadece sabah bombardımanında siperlerine atılan 4.650 adet top mermisinin sayısında ürküp, titreyeceksiniz...Bu kitabı okurken; adını raporlara yazmaktan çekinen Mahmut Sabriyi, savaş esnasında bile Bu koca gövde ile siper almak zor oluyor deyip de ayakta duran Binbaşı Halis Beyi, emrindeki subaylara Ben size ölmeyi emrediyorum! diyen Yarbay Mustafa Kemali gözlerinizin önüne getirecek, ölme emrini yerine getirmek için birbiriyle yarış eden askerlerimizi hatırlayacak, o anları yaşayacak, toprakların değil, ağaçların, denizin bile titrediğini sanacaksınız...Bu kitabı okurken, Çanakkale Destanına tanıklık edeceksiniz..........

Kendisinden her bakımdan üstün düşmana karşı Osmanlı Devletinin son kalesi İstanbulu kaybetmemek için canını dişine takarak yaptığı, âdeta küllerinden yeniden doğduğu zaferdir.Çanakkale Savaşı, bir dizi yenilgi ve başarısızlıklardan sonra gelen büyük... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
kafandakurbavar okumuş.
Her Temas İz Bırakır - Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi

Kızılay, Sakarya Caddesi, SSK İşhanı, Dil-Tarih, Atakule, öğrenci evleri... ve Emniyet... Cinayet Masası. Behzat Ç., "yeni müktesebata" uyum sağlayamamış, lambur lumbur, "dişli" bir başkomiser. Müzik dinlemez, polis telsizi dinler. Kitap okumaz, gazeteye spor sayfasından başlar. Herhangi bir siyasi görüşü yok. "İçimizden birinin" üçüncü sayfa haberlerine yansımış hali gibi, adı bile tam değil. 1. Amatör'de duran toplara iyi vuran bir stoperken, topçuluğu bırakıp başkalarını tekmelemeye başlamış. Mesela beş lira için kalbinden adam bıçaklayanları, on üç yaşında kızlara tecavüz eden, namus için en yakın akrabalarını vuranları... Kendi adalet anlayışı bakımından sorun yok; "it uğursuz" kimdir, belli gibi görünüyor... Ama acaba öyle mi? Behzat Ç.'yi ve onun adalet duygusunu da rahatsız eden işler olabiliyor bazen hayatta... At izinin it izine karıştığı bir cinayet... Kim, niye öldürsün bu kızı? Hem niye bu şekilde? Siyaset karışmış desek?.. Garip... Öğrenci âlemine, başka âlemlere, ama asıl polis âlemine dikiz atan, entrikası bereketli bir polisiye...

Kızılay, Sakarya Caddesi, SSK İşhanı, Dil-Tarih, Atakule, öğrenci evleri... ve Emniyet... Cinayet Masası. Behzat Ç., "yeni müktesebata" uyum sağlayamamış, lambur lumbur, "dişli" bir başkomiser. Müzik dinlemez, polis telsizi dinler... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
kafandakurbavar okumuş.
Hayvan Çiftliği

İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki reel sosyalizmin eleştirisi olan roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliğinin kişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar; kısa sürede önder bir takım oluştururlar, devrimi de onlar yolundan saptırırlar. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romanda önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalıdır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.

******

Büyükler bazen, basit şeyleri anlaşılması zormuş, içinden çıkılmazmış gibi anlatabiliyor. Öyle karışık açıklamalar yapıyorlar ki, ne söylediklerini belki kendileri de anlamıyor. Mesela, neden birileri diğerlerini yönetmek ister? İyi giden şeyler, güzel şeyler neden bozulur? Nasıl olur da insanlar birbirlerine bu kadar haksızlık yapabilir?Bu sorulara verilen yalan yanlış cevapları bir yana bırakıp bir de George Orwellin Hayvan Çiftliğine bakalım. Bir çiftlik var ve bu çiftlikte hayvanlar sahiplerini kovup çiftliği ele geçiriyor. Kendi düzenlerini kuruyorlar. Sonra da öyle şeyler oluyor ki, okuyunca yaşadığımız dünyada olan bitenler bir anda açıklığa kavuşuyor. Evet: Hayvan Çiftliğinde yaşananlar, bu dünyada yaşananlara çok benziyor...

************

Aslında, bu kitap bir peri masalı olarak yazılmıştı... Orwell öyle diyordu eserine; büyükler için yazılmış bir masal... Eserde, hayvanları aç bırakan, öldüresiye çalıştıran, yavrularını mezbahaya satan zalim bir çiftçiye karşı hayvanların isyanı anlatılır. Hayvanlar ateşli bir idealizm ve coşkulu sloganlarla, adaletin ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir cennet yaratmak için yola çıkarlar. Fakat, macera, büyük bir hüsranla neticelenir. Ve, Orwell, hayvanlar aleminde aktardığı bu öykü ile, aslında, Devrimin tanıdık yüzünü; liderlerin sahiplere, rejimin diktatörlüğe dönüşümünü resmeder... Hayvan Çiftliğindeki karakterler Rus Devriminden esinlenilerek resmedilir; domuz Napoleon tam bir Stalin portresidir. Fakat Hayvan Çiftliği sıradan bir Rus Devrimi hicvi değildir. Orwell'in mesajı çok daha derindir.

************

Beylik Çiftliği sahibi Mr. Jones, gece için kümesleri kilitledi, fakat o kadar içmişti ki, pencereleri kapamak aklına gelmedi. Fenerinden etrafa halkalı, titrek bir ışık yayılıyordu; yalpalayarak avluyu geçti, kapının arkasında çizmelerini tekmeleyip çıkardı, kilerdeki fıçıdan son bir bardak daha bira aldı ve Mrs. Jones'in çoktandır horlamakta olduğu yatağa doğru sendeledi.

******

İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki reel sosyalizmin eleştirisi olan roman, dünya edeb... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
Daha Fazla Göster

kafandakurbavar şu an ne okuyor?

kafandakurbavar şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.