janelle

2 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 51 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

janelle bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
janelle kütüphanesine ekledi.
Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek

Baba, işyerinde kredi kartı borçlarının faizlerini ödemek için çalışırken anne evde televizyon karşısına geçmiş alışveriş kanalını izlemektedir. Evin oğlu, arka odada, sanal üniversitede günün derslerini bitirmiş, sanal alışveriş sitelerinde sörf yapmaktadır. Haftasonu tatilimizi nerede geçireceğiz anne? diye seslenir. Şehir dışındaki büyük alışveriş merkezine gideriz. Sen spor mağazasında yapay kaya tırmanışı yaparken biz de babanla dükkanlara girip çıkar, akvaryum bölümünü gezeriz; sonra da yağmur ormanları konulu restoranda buluşup bir şeyler atıştırırız, cevabıyla tatmin olarak, yeni çıkan CD`yi sanal alışveriş listesine ekler. Hiper tüketim ve simülasyon çağında yaşıyoruz. Yalnızca eğlendirici olmak için birbiriyle yarışan devasa büyüklükteki alışveriş merkezleriyle çevrelenmekle kalmadık; müzeler, parklar, üniversiteler, stadyumlar, havaalanları ve garlar da içlerindeki mağazalar, alışveriş standları, fast-food restoranlarıyla birer eğlence ve alışveriş merkezine dönüştü. Tüketim bizi canevimizden vurdu: Ticaret, bilgisayar, televizyon, internet ve telefon aracılığıyla yatak odalarımıza kadar girdi. Başta ABD olmak üzere dünyanın pek çok yerinde aynı ürünleri sunan mağaza zincirlerinden alışveriş ediyor; New York ya da Moskova`dakiyle aynı lezzetteki hamburgerleri yiyor, hatta aynı yüz ifadesini takınan kasiyerlerden aynı sözleri işitiyoruz. Tüketim katedralleri gösteri toplumunun ayrılmaz bir parçası haline geldi. Her şeyin simüle edildiği sanal ortamlarda hem alışveriş ediyor, hem eğleniyor, hem de yemek yiyoruz. Baudrillard`ın dediği gibi, her şey iç içe geçti, sınırlar yok oldu; eğlence, alışveriş, spor, eğitim dev bir gösteriye dönüştü. Ritzer, Toplumun McDonaldlaştırılması`nda modern akılcılaşma sürecinin yaşamlarımıza dayattığı tekdüzeliği gözler önüne seriyordu; McYemek, McYatak, McDoktorlar, McOto tamircileriyle montaj hattına benzeyen bir McToplum. Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek`te ise, tüketim araçlarını elinde bulunduranların, sonsuz bir tüketimi körükleyebilmek için, dünyayı eğlenceli kılarak nasıl yeniden büyülediklerini araştırıyor. Marx`tan üretim araçları; Weber`den akılcılaştırma, büyüleme ve büyünün bozulması; Baudrillard`dan simülasyon kavramlarını eksen alıyor. Görülen o ki, tüketim çılgınlığı durulmak bilmeyecek; peki biz Amerkanlaşmaya dur deyip doğaya, zaman ve mekanın sıkıştıramadığı ilişkilere, sahiciliğe yüzümüzü dönebilecek miyiz?

Baba, işyerinde kredi kartı borçlarının faizlerini ödemek için çalışırken anne evde televizyon karşısına geçmiş alışveriş kanalını izlemektedir. Evin oğlu, arka odada, sanal üniversitede günün derslerini bitirmiş, sanal alışveriş sitelerinde sörf yap... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
janelle okumuş.
Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek

Baba, işyerinde kredi kartı borçlarının faizlerini ödemek için çalışırken anne evde televizyon karşısına geçmiş alışveriş kanalını izlemektedir. Evin oğlu, arka odada, sanal üniversitede günün derslerini bitirmiş, sanal alışveriş sitelerinde sörf yapmaktadır. Haftasonu tatilimizi nerede geçireceğiz anne? diye seslenir. Şehir dışındaki büyük alışveriş merkezine gideriz. Sen spor mağazasında yapay kaya tırmanışı yaparken biz de babanla dükkanlara girip çıkar, akvaryum bölümünü gezeriz; sonra da yağmur ormanları konulu restoranda buluşup bir şeyler atıştırırız, cevabıyla tatmin olarak, yeni çıkan CD`yi sanal alışveriş listesine ekler. Hiper tüketim ve simülasyon çağında yaşıyoruz. Yalnızca eğlendirici olmak için birbiriyle yarışan devasa büyüklükteki alışveriş merkezleriyle çevrelenmekle kalmadık; müzeler, parklar, üniversiteler, stadyumlar, havaalanları ve garlar da içlerindeki mağazalar, alışveriş standları, fast-food restoranlarıyla birer eğlence ve alışveriş merkezine dönüştü. Tüketim bizi canevimizden vurdu: Ticaret, bilgisayar, televizyon, internet ve telefon aracılığıyla yatak odalarımıza kadar girdi. Başta ABD olmak üzere dünyanın pek çok yerinde aynı ürünleri sunan mağaza zincirlerinden alışveriş ediyor; New York ya da Moskova`dakiyle aynı lezzetteki hamburgerleri yiyor, hatta aynı yüz ifadesini takınan kasiyerlerden aynı sözleri işitiyoruz. Tüketim katedralleri gösteri toplumunun ayrılmaz bir parçası haline geldi. Her şeyin simüle edildiği sanal ortamlarda hem alışveriş ediyor, hem eğleniyor, hem de yemek yiyoruz. Baudrillard`ın dediği gibi, her şey iç içe geçti, sınırlar yok oldu; eğlence, alışveriş, spor, eğitim dev bir gösteriye dönüştü. Ritzer, Toplumun McDonaldlaştırılması`nda modern akılcılaşma sürecinin yaşamlarımıza dayattığı tekdüzeliği gözler önüne seriyordu; McYemek, McYatak, McDoktorlar, McOto tamircileriyle montaj hattına benzeyen bir McToplum. Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek`te ise, tüketim araçlarını elinde bulunduranların, sonsuz bir tüketimi körükleyebilmek için, dünyayı eğlenceli kılarak nasıl yeniden büyülediklerini araştırıyor. Marx`tan üretim araçları; Weber`den akılcılaştırma, büyüleme ve büyünün bozulması; Baudrillard`dan simülasyon kavramlarını eksen alıyor. Görülen o ki, tüketim çılgınlığı durulmak bilmeyecek; peki biz Amerkanlaşmaya dur deyip doğaya, zaman ve mekanın sıkıştıramadığı ilişkilere, sahiciliğe yüzümüzü dönebilecek miyiz?

Baba, işyerinde kredi kartı borçlarının faizlerini ödemek için çalışırken anne evde televizyon karşısına geçmiş alışveriş kanalını izlemektedir. Evin oğlu, arka odada, sanal üniversitede günün derslerini bitirmiş, sanal alışveriş sitelerinde sörf yap... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
janelle bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
janelle okumuş bitirmiş.
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)

Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.

Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 11 ay
janelle bir değerlendirme yaptı.
Şeytan ve Genç Kadın (Yedinci Gün #3)

7

çevirisinden midir bilmiyorum ama bence paulo coelho'nun en sıkıcı romanı yine de okumaya değer

çevirisinden midir bilmiyorum ama bence paulo coelho'nun en sıkıcı romanı yine de okumaya değer

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

janelle şu an ne okuyor?

janelle şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.