burcu.1905

1 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 11 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

burcu.1905 kütüphanesine ekledi.
Öğretmen Olmak (Bir Can'a Dokunmak)

Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan, bu kitapta genç fidanları taptaze umutlara dönüştüren öğretmenlerimizi konuşuyorlar. Eğitim ve öğretmenlik hakkında bugüne kadar biriktirdikleri kuramsal, tarihsel ve güncel fikirlerini paylaşmak üzere bir araya gelen Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan, uzun soluklu bir yol arkadaşlığı kurdular. Yaklaşık bir yıla yayılan bir zaman dilimi içinde, sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin çeşitli kentlerinde "öğretmen"i konuştular, tartıştılar ve bütün bu kayıtları, elinizdeki kitabın malzemesini teşkil edecek şekilde düzenlediler. Nihayetinde ortaya çıkan bu eser, eğitim konusunda Türkiye'nin en birikimli düşünürlerinden Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan'ın yalnızca kendi aralarındaki değil, tüm öğretmenlerimizle kurdukları diyalogun bir ürünü olarak görülmelidir. Ve şimdi bu diyalog, kitabın okurlarıyla devam edecek. Öğretmen Olmak, sadece okulda değil, yaşamın her alanında, herkese esin kaynağı olmak isteyenlere..

Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan, bu kitapta genç fidanları taptaze umutlara dönüştüren öğretmenlerimizi konuşuyorlar. Eğitim ve öğretmenlik hakkında bugüne kadar biriktirdikleri kuramsal, tarihsel ve güncel fikirlerini paylaşmak üzere bir araya gele... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 10 ay
burcu.1905 kütüphanesine ekledi.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki yaşamı yenilemek için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerimden sonra en çok okunan kitap haline geldi. Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiyayı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.

******

Bu kitap,karlar altında ölüm uykusuna yatmış bir ülkenin uyanış destanıdır. Bir avuç idealist, çalışkan ve mütavazi aydının sırtladığı bu destan, sadece yaşandığı ülkenin sınırları içinde,yaşandığı zamanda ve tek bir milletin hafızasında kalmayacak kadar ufuk açıcı ve ilham verici bir mücadelenin öyküsüdür. Bu kitabın, on yıllardır dünyanın hemen hemen tüm dillerine çevrilmiş olmasına ve milletlere; cahillikle, geri kalmışlıkla, ümitsizlikle mücadele etme heyecanını aşılamasına şaşmamak gerekir! Kişisel gelişim kitaplarının, çoğu içi boş öğüt ve tavsiyelerini bir kenara bırakın! Ve Grigory Petrovun Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabına baş ucunuzda yer açın!

************

Bazı devletler, halk olarak korkunç krizler geçirir ya da tümüyle perişan bir hale düşerler. Bazı uluslar ise hayatlarına iyi bir düzen kazandırırlar. Bu misallerin her ikisi de sadece devlet adamları, bakanlar, milletvekilleri için önem taşımaz; ulusun her bir üyesini de ilgilendiren meselelerdir. İster beyin gücüyle, ister kas gücüyle çalışsın; bütün erkekler, kadınlar, yaşlılar, gençler, kentliler, köylüler, hep bu sorunları düşünmelidir.

************

Tüm imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın halkla omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir uygarlık mücadelesi verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak bir şekilde gözler önüne sürmektedir.

************

Köylüler daha iyi, daha sıcak elbiseler giymeye başladı. İmalathanelerde binlerce elbise, palto, kundura ve iç çamaşırı üretimine başlandı. Her şey için en sağlam ve en güzel malzemeler seçildi. Bu elbiseleri giyen köylüler, bir bayram manzarası gösterir oldu. Yüzlerce yamadan meydana gelmiş paçavra elbiseler ortadan kalktı. Öksürükler, nezleler, bronşitler ve soğuk algınlıkları kesildi. Verem kurbanları yarı yarıya azaldı, çocuk ölümleri durdu. Trahomun kökü kazındı. Birçok yhalk, böyle bir hastalığın varlığını bile unuttu. Artık herkes daha sağlıklı ve sağlamdı...Beyaz Zambaklar Ülkesinde, bir modernleşme projesinin başarıya ulaşma öyküsüdür. Bu kitap, ülkesini ilerletme arzusunu taşıyan milletlere bu uğurda nasıl çalışılacağını ve neler yapılması gerektiğini gösterir.

******

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilme... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 10 ay
burcu.1905 kütüphanesine ekledi.
Anne Frank'ın Hatıra Defteri

Anne Frank 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 arasında günlük tutmuştur.

Mektupları, radyoda sürgün olan Kültür ve Bilim Bakanı Bolkestein'in konuşmasını dinleyene kadar sadece kendine yazdı .Bolkestein, savaştan sonra Hollanda halkının Almanlardan gördüğü zulme şahitlik eden tüm belgelerin toplanıp yayınlanması gerektiğini söylüyordu. Örnek olarak da günlükleri veriyordu. Bu sözler Anne Frank'ı çok etkiledi ve savaştan sonra bir kitap çıkarmaya karar verdi. Günlükleri bu kitap için temel olacaktı.

Anne Frank Bergen Belsen kampında 1945 yılının Mart ayında 15 yaşında öldü. Aileden hayatta kalan tek kişi olan Otto Frank onun günlüğünü yayınladı. Anne Frank'ın Hatıra Defteri o zamandan beri dünyada en çok okunan kitaplardan biri oldu. Otuzun üzerinde dile çevrildi ve 16 milyon adet satıldı.

Ülkemizde de yayınlandığı ilk yıldan beri aynı İlgiyle okunan, okullarda öğretmenlerin referans kitap olarak tercih ettiği vazgeçilmez kitaplardan biri oları ANNE FRANK'IN HATIRA DEFTERİ'ni gözden geçirilmiş baskısı ve orijinal dilinden yeni çevirisiyle bir kez daha okuyucularla buluşturmaktan onur duyuyoruz.

Anne Frank 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 arasında günlük tutmuştur.

Mektupları, radyoda sürgün olan Kültür ve Bilim Bakanı Bolkestein'in konuşmasını dinleyene kadar sadece kendine yazdı .Bolkestein, savaştan sonra Hollanda halkının Alman... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 10 ay
burcu.1905 kütüphanesine ekledi.
Posta Kutusundaki Mızıka


Sevgili Dost!

Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.

Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?


Sevgili Dost!

Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.

Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir ku... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 7 yıl, 10 ay
burcu.1905 kütüphanesine ekledi.
Şeker Portakalı (Zeze, #1)

Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.

Aydın Emeç'in, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalı'nın başkahramanı Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.

Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portaka... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl
burcu.1905 okumuş.
Küçük Kara Balık

Kitapları dünyanın birçok diline çevrilen, İran şahlık rejiminin muhalif yazarı Samed Behrengi'nin en ünlü iki kitabından biri olan Küçük Kara Balık, 12 Eylül Darbesi sürecinde Türkiye'de yasaklandığı gibi, halen İran'da da yasaklı kitaplar listesinde bulunmaktadır. Çocuklar için yazılan bir masal kitabı olmanın ötesinde, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme kavramları vurgulayan bir başyapıt sayılan eser; Bratislava ve Bolonga Dünya Çocuk Kitapları Fuarlarında ödüller almıştır. Farklı çevirmenler tarafından Türkçeleştirilmiş olup, Türkiye'de ilk basımı 1975 yılında olmuştur.

Kitapları dünyanın birçok diline çevrilen, İran şahlık rejiminin muhalif yazarı Samed Behrengi'nin en ünlü iki kitabından biri olan Küçük Kara Balık, 12 Eylül Darbesi sürecinde Türkiye'de yasaklandığı gibi, halen İran'da da yasaklı kit... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl
Daha Fazla Göster

burcu.1905 şu an ne okuyor?

Anayurt Oteli

%0

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

%0

Milena'ya Mektuplar

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.