armand duval

Profil Resmi
Detayları:  levent incetaş, antalya, 38 yaşında, Erkek
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 26 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
armand duval kütüphanesine ekledi.
Kayıp Ruhun Zindanı - Esrarname II

“Senden hiçbir şey istemiyorum” dedi Esrarname. Fakat bu sefer sesi hiç de öfkeli değildi. “Yalnızca benden nasıl istifade edebileceğini söyleyeceğim” dedi. Kabahate teşvik eder gibiydi. Bir sır verir gibi fısıldayarak devam etti: “Bunu benim için değil, kendin için yapacaksın. Benden istifade edebilmek için… Ne kadar istediğini biliyorum. Kim istemez ki? Bendeki sırları öğrenmek ve aklının dahi alamayacağı kabiliyetlere sahip olmak için yalnızca bir tek şey yapmalısın, o da benim telkinlerimi dinlemek. Zamanı geldiğinde zihnine girip neler yapman gerektiğini sana söyleyeceğim.”

Kayıp Ruhun Zindanı’na hoş geldiniz… Biletler?

“Senden hiçbir şey istemiyorum” dedi Esrarname. Fakat bu sefer sesi hiç de öfkeli değildi. “Yalnızca benden nasıl istifade edebileceğini söyleyeceğim” dedi. Kabahate teşvik eder gibiydi. Bir sır verir gibi fısıldayarak devam etti: “Bunu benim için de... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
armand duval kütüphanesine ekledi.
Yasak İlmin Kitabı - Esrarname I

Bildiklerin, gördüklerinden ibaret ama her şeyi görüyor musun? İşte sana görmediklerini vaat ediyorum, iyice düşün, istiyor musun…

İranlı büyücü Tir-i Danende tarafından, yüzyıllar önce kaleme alınmış bir kitaptır Esrarname. İçindeki çeşitli büyü ve tılsımlarla sahibine sonsuz imkânlar sunan, ölümsüzlüğün kapısını aralayan, alabildiğine gizemli ve bir o kadar da tehlikeli bir kitap…

Esrarname’nin beraberinde getireceği karanlığın farkına varan âlimler, eseri ortadan kaldırmak için ne kadar emek sarf etseler de başaramaz, sadece ikiye iki bölebilirler.

18. yüzyıl Osmanlısına, Germiyan topraklarına kadar ulaşır Esrarname’nin parçaları. Kitabın bir yarısı Nagehan’dadır. Nagehan, Esrarname vasıtasıyla edindiği insanüstü güçleri iyilik adına kullanır, geceleri Esved ismiyle, kara kıyafetleriyle sokaklarda, halkın güvenliği için hırsızın haydudun peşine düşer. Esrarname’nin diğer yarısı ise Muntazar adlı bir büyücüdedir. Nagehan elindekini ne kadar insanlığın iyiliği için kullanmak istiyorsa; Muntazar da tam aksi yönde kara büyülerle uğraşmakta, ölümsüzlüğe ve sonsuz zenginliğe ulaşabilmek amacıyla kötü emellerine alet etmektedir kitabı.

Esved ve Muntazar arasındaki çarpışma günbegün yaklaştıkça, Tir-i Danende zamanından bu yana kitabın peşinde olan kötücül cin Asfar, Esrarname’nin iki yarısını da ele geçirebilmek için hem Nagehan’a hem Muntazar’a türlü oyunlar oynamaktan geri durmayacaktır.

İnce detaylarla bezeli tarihî dokusu, türlü gizem ve aksiyonla dolu kurgusuyla Esrarname, fantastik tarihî kurgu türünün hakkını başarıyla veriyor.

Bildiklerin, gördüklerinden ibaret ama her şeyi görüyor musun? İşte sana görmediklerini vaat ediyorum, iyice düşün, istiyor musun…

İranlı büyücü Tir-i Danende tarafından, yüzyıllar önce kaleme alınmış bir kitaptır Esrarname. İçindeki çeşitli büy... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
armand duval kütüphanesine ekledi.
Defo

"Aytaç Ars'ı niye okumalıyız? Sekizinci Seksek'ten sonra Defo'yu yazdığı için... Kelimelerine şükrettiğimiz için..."
-Murat Uyurkulak-

Kıyamete üç adım kadar yaklaşanların...
Şehre nasıl kur yapılır, şehrin kendisine öğretenlerin...
Enverlerin, Halillerin ve dahi otobüsteki teyzelerin...
Defosu çıkmış bir dünyanın romanı Defo.

Aytaç Ars'ın Sekizinci Seksek'ten sonraki ikinci romanı bu. İlk romanıyla belirli bir okur kitlesine ulaşan Ars, Defo'yla sınırlarını genişletecek.

Şehre, İstanbul'a kendilerince kur yapan iki bağımsızın, Enver ve Halil'in hikâyesini anlatıyor roman. Onlar şehre kur yapadursun, şehrin de onlara kendince tuzakları olacak. Bu iki bağımsızın hikâyesi, inan olsun, herkese oturduğu yerden kıyamet nasıl izlenir öğretecek.

"Aytaç Ars'ı niye okumalıyız? Sekizinci Seksek'ten sonra Defo'yu yazdığı için... Kelimelerine şükrettiğimiz için..."
-Murat Uyurkulak-

Kıyamete üç adım kadar yaklaşanların...
Şehre nasıl kur yapılır, şehrin kendisine öğr... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
armand duval kütüphanesine ekledi.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
armand duval kütüphanesine ekledi.
Eylül

Birbirlerini buldukları anda, ister istemez kaybedeceklerdi.SUAT, HACER, SÜREYYA VE NECİPİN HİKAYESİ.Evli bir çift. Bir kız kardeş.Yakın bir dost.Yalnızlık. Tuhaf bir temas.Önlenemez bir açlık.Tüketen bir kıskançlık ve feci bir son.Tüm aşkların sınırsızca imkan dahilinde olduğu, imkansız temasının neredeyse tamamen saf dışı bırakıldığı günümüze inat bir zamanlar aşk neredeyse yasak, acı ve hasret demekti. Kadınların ve erkeklerin kaderlerini başkaları çizer, onlar da bir şekilde bu kadere ayak uydururdu. Ya da her şeyden, hatta hayattan vazgeçilirdi.

******

Edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman olan Mehmet Rauf un Eylül ü yazarın diline hiçbir surette dokunulmadan, eserin üslûb ve ses musikisi olabildiğince korunarak Enfel Doğan tarafından yayına hazırlanmış, kitabın son kısmına romanda geçen kimi kelime ve terkipleri içeren bir sözlük de konulmuştur. Eylül ü, yazılışından yaklaşık yüz yıl sonra özgün diliyle yeniden yayınlayarak kültürümüze hizmet ettiğimiz inancını taşımaktayız.

******

Eylül, mutlu bir evlilik sürmesine karşın eşi Süreyya Beyin arkadaşı Necib Bey ile gizli bir aşk yaşayan Suad Hanımın çıkmazlarını, dönemine göre oldukça derin ve ayrıntılı bir psikolojik yaklaşımla ele alıyor. Bu özelliğinden ötürü Eylül, Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilmektedir. Bir yaz, Boğaziçinde bir yalı kiralayan Süreyya Bey ile Suad Hanımın aile dostu Necib onları sık sık ziyaret eder, gece yatılarına kalır. Necib Beyin derin bir saygı beslediği Suad Hanıma ilgisi şiddetli bir sevgiye dönüşür, ancak bunu kendi içinde gizler. Bir gün dayanamaz, Suadın eldivenini çalar. Sonunda hastalanır, humma nöbetleri arasında bu eldiveni sayıklar. Suad bunu öğrenince eldivenin öbür tekini de verir, böylece her ikisinin de birbirine duyduğu aşk açığa çıkmış olur. Arkadaşı ve aşkı arasında kalan Necib ile kocasına bağlı Suad, nefislerini yenerek bu aşkı küllendirmeye çalışırlar.Eylül: Edebiyatımızda ilk psikolojik roman.

******

Bu kitap, edebiyat tarihimizin ilk psikolojik romanıdır.Salonda bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu. Süreyya canı sıkılanlara özgü bir tahammülsüzlükle, Çılgın kız! diye söylendi.Balkona açılan büyük kapıdan parmaklığa dayanmış dışarıya baktığı görülen karısı dönüp; Bu gece hava ne güzel! dedi.

******

İlk defa 1900 - 1901 yılları arasında Servet-i Fünûn dergisinde tefrika edilen Eylül ün kitap halinde ilk baskısı 1901 yılında yapılmıştır.Rauf un en önemli eseri olan Eylül, zamanının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilir.Romanda, Suad, Süreyya ve Necib üçlüsü arasındaki aşk-sadakat-evlilik üçgeninde, bu insanların ruhsal çözümlemesi yapılmıştır. Evli bir kadınla, kocasının yakın arkadaşı olan bir adam arasında yaşanan yasak aşk ve bunlardan habersiz kocanın ruhsal durumları, kadının ve erkeğin toplumsal rolleri, dönemi itibariyle cesur bir dille anlatılmaktadır.

******

Servet-i Fünun döneminin en önemli romancılarından biri olan Mehmet Raufun Eylülü psikolojik roman türünün yazınımızdaki ilk örneğidir. Yasak bir aşkı psikolojik boyutuyla anlatır, acılar o kadar dayanılmaz bir hal alırki, aşk ateşi daha büyük bir ateşle bitirilir..

******

Bir sonbahar...Sarıya çalan yapraklarla beraber sararan umutlar ve heyecanlar...Yasak bir Aşk var Eylülde, yasak olduğu kadar da temiz ve içten. Yaz mevsimiyle başlayan bir aşkın, sonbaharla birlikte solmaya başlaması ve hayat gibi bir son... Eylül bir Aşk romanıdır. Bazen soluk soluğa bazen hüzünle okuyacağınız bir Aşk. Roman karakterleri aşkları sebebiyle bir takım toplumsal irdelemelere girerler, namus, Aşk, hayat, evlilik sorgulanır. Günümüzde sıradan adına Aşk adı verilen ilişkilerden çok daha saf ve derin bir Aşk anlatılıyor Eylülde. Salt birbirlerini düşünen, dünyayı umursamayan bir Aşk değil Suad ve Necipin aşkı, Suad kocası Süreyyayı da düşünür ve Necip kuzeni Süreyyayı da düşünür. Suad ve Necip, Süreyya uğruna kendi aşklarından vazgeçerler.Eylül romanı Türk edebiyat tarihinin önemli eserlerinden biridir, hem psikolojik hem de toplumsal incelemeler vardır romanda. Gerçekçi-Doğalcı akımın başarılı bir örneğidir.Kısançlıklar, heyecanlar, umutlar, umutsuzluklarve gözyaşı ve Aşk... Eylül...

******

Mehmet Rauf, Sanat için sanat ilkesini reddederek daha iyi bir insanlık, daha mutlu bir gelecek için uğraşma iddiasıyla yola çıkarak Eylülü yazar.Paul Bourget etkisindeki yazar, Eylülde olayları çok yavaş gelişen bir üçgende Suad-Süreyya-Necib ilişkisini inceler. Ancak tek konunun dışına çıkamayıp yoğunlaştığı için edebiyatımızın ilk psikolojik romanını yazmış olur.Süreyyanın denizle oyalanması, çocuksuz ve genç bir kadın olan Suadı tek başına bırakır. Müzikle avunmaya yönelen duyarlılığı, akrabaları Necible sık sık görüşme olanaklarında bir sevgi haline gelir. Necib de kadınsız hayatının ülküsü olarak, hep iyi durumlarda görüştüğü Suadı beğenip sevmeye başlar...

******

Süreyya Bey ve Suad Hanımın mutlu bir evlilikleri vardır. Evliliklerinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen Süreyyanın ailesiyle birlikte oturmaktadırlar. Fakat evin havası, artık Süreyya ve Suada sıkıcı gelmektedir. Süreyya, bir an önce bu evden ayrılıp, denize bakan sakin bir evde yaşamanın, en azından yazı orada geçirmenin hayalini kurmaktadır. Kısa bir süre sonra Süreyyanın hayali gerçekleşir ve Suadın babasından aldığı para sayesinde Boğaziçinde bir yalı kiralarlar.
Süreyyanın arkadaşı Necip, ailenin yakın dostudur. Suad müziğe; Süreyya denize meraklıdır. Biri çoğunlukla evde, diğeri denizde vakit geçirmektedir. Daha çok Suad ile evde kalan Necip, onu sevmeye başlar; Suad da bu sevgiye kayıtsız kalmaz. Zamanla ikisi de iç hesaplaşmalara başlarlar ve sevgilerinin kirletilmemesi için çaba harcarlar. Roman, psikolojik tahlillerin yapıldığı ve bu yönüyle edebiyat tarihimizin ilkleri arasında yer alan bir eserdir.

******

Salonda bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu.Süreyya, canı sıkılanlara özgü bıkkınlıkla Çılgın kız diye söylendi.Balkona açılan büyük kapıdaki parmaklığa dayanmış dışarıya bakan karısı dönüp: Bu gece hava ne güzel! dedi.

******

Suat, Necip, Süreyya ve diğerleri; Hacer, Fatin, dadı. Boğaziçinde bir yalıda geçirilen upuzun bir yaz mevsimi. Eylül, esas itibariyle Necipin, yakın arkadaşı Süreyyanın karısı Suata olan yasak aşkından ve Suatın da giderek bu aşka karşılık verişinden ibaret görünse de, onu sıradan bir aşk romanı olmaktan çıkaran asıl özellik, karakterlerin ruh tahlillerinin derinliğinde kendini gösterir. Bu özelliğinden dolayıdır ki edebiyatımızda ilk psikolojik roman olan Mehmed Raufun bu ölmez eseri, orijinalitesini bozmayacak seviyede bir sadeleştirmeye tabi tutulmuş olarak, okuyuculara sunulmaktadır.

******

Yazıldığı dönemin en önemli romanı sayılan EYLÜLün Mehmed Raufun ünlü bir yazar olarak anılmasında önemi büyüktür.EYLÜL, gerek yayımlandığı dönemde, gerekse günümüzde ‘psikolojik roman tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Psikolojik roman tanımlaması, özellikle Suat ve Necip arasında dile getirilemeyen, iç dünyada yaşanan, toplumun geleneksel yapısının reddettiği duygulardan kaynaklanmaktadır.Romana ismini veren Eylül, yaz mevsiminin ve bu mevsimde başlayan imkânsız bir aşkın bitişini simgelemektedir. Eylül, hüznün de ifadesidir. Romanın sonunda eylül ayı ile tabiatın görüntüsü üzerine yapılan tasvirlerde de bu hüzne rastlanır.

******

Güneşin kavurucu ateşinin yürekleri yaktığı, o ilk sıcaklığın, zamanla karşı konulamaz bir tutkuya dönüştüğü yaz...Ayrılık rüzgarlarının etrafta sinsice kol gezdiği sonbahar..Kah güneşli sevdaları, kah fırtınalı pişmanlıkları tarif edilemez bir acıyla içinde saklayaonbaharın o en yalnız Eylülü... Türk Edebiyatının bu ilk psikolojik romanında, Suad, Süreyya ve Necib arasındaki fırtınalı ilişkiler ve kahramanların iç dünyalarına doğru uzun ve keyifli bir yolculuk sizleri bekliyor.

******

Süreyya Beyle Suat Hanım beş yıldan beri evlidir. Bir yaz, Boğaziçinde, Yeni Mahallede küçük bir ev kiralarlar. Mutludurlar. Süreyyanın arkadaşı Necip, sık sık gelip yanlarında konuk olarak kalmaktadır. Necip, Suata çok değer vermekte, ona karşı derin bir saygı beslemektedir. Bu değer veriş ve saygı bir gün şiddetli bir sevgiye dönüşür. Genç adam, sevgisini içinde gizlemektedir. Bir gün dayanamaz..

Birbirlerini buldukları anda, ister istemez kaybedeceklerdi.SUAT, HACER, SÜREYYA VE NECİPİN HİKAYESİ.Evli bir çift. Bir kız kardeş.Yakın bir dost.Yalnızlık. Tuhaf bir temas.Önlenemez bir açlık.Tüketen bir kıskançlık ve feci bir son.Tüm aşkların sınır... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
armand duval kütüphanesine ekledi.
Define - Kan Damlası

Mehmet Raufun birbirinin devamı ve tamamlayıcısı olan iki küçük romanıdır. İlk defa 1927 ve 1928 yıllarında yayınlanmıştır.Yazar bütün romanlarında başta kadın hakları olmak üzere insan haklarını, kadın-erkek eşitliğini, kadınların da tıpkı erkekler gibi sosyal hayatta yer almaları gerektiğini savunmuştur. Batılı bir yaşayışa yönelmek için gayret göstermiş bir romancıdır. Eylül romanında bir genç kadının psikolojisi ön planda iken, Define ve Kan Damlası polisiye tarzda dikkatlice tasarlanmıştır. Aksiyon ve entrikalar ön plana çıkarılmış, hikâye aşk ve romantizm öğeleriyle zenginleştirilmiştir. Yayımlandığı dönemlerde büyük ilgi gören bu kitabın şimdi de aynı ilgiyi göreceğine inanıyoruz.

Mehmet Raufun birbirinin devamı ve tamamlayıcısı olan iki küçük romanıdır. İlk defa 1927 ve 1928 yıllarında yayınlanmıştır.Yazar bütün romanlarında başta kadın hakları olmak üzere insan haklarını, kadın-erkek eşitliğini, kadınların da tıpkı erkekler ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

armand duval şu an ne okuyor?

armand duval şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (3 yazar)

Favori yazarı yok.