anı

Profil Resmi
Detayları:  Kadın
0 takip ettiği ve 15 takip edeni var. 27 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
anı kütüphanesine ekledi.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 9 ay
Profil Resmi
anı kütüphanesine ekledi.
Atocha'dan Ayrılış

Adam Gordon: Üniversiteyi bitirdikten sonra kazandığı “şiir bursu”yla İspanya’ya giden bir Amerikalı. Sorulursa İspanyol İç Savaşı ve şiir hakkında bir araştırma yaptığını söylüyor; ama kendi kişisel araştırmasından, örneğin derin bir sanat deneyiminin mümkün olup olmadığına dair sorgulamalarından kimseye bahsetmiyor. Sanatın doğasını veya klişelerini sadece iç sesiyle tartışıyor. Zaten ne yaptığını kendisi de pek bilmiyor. Edebî sahtekârlığının ne kadar da sahte olduğunu düşünürken sahici biri olup çıkıyor. Çoğu zaman dumanlı kafasıyla sadece etrafındaki insanlara değil, kendi kendisine de komik/trajikomik oyunlar oynuyor ve gündelik gerçeklikten ayrılan bir bilincin nerelere varabileceğini gösteriyor. Tüm düşünsel sakarlıklarına rağmen ne yapıp edip dünyanın ve kendisinin izleyicisi hâline geliyor. “Bir başkası” olarak görünmeye çalışırken, “bambaşka biri” oluyor: Atocha İstasyonu’nun bombalanmasıyla karışan Madrid’de, güncel bir “sanatçının genç bir adam olarak portresi”ni sunuyor. Atocha’dan Ayrılış, Hakan Toker’in çevirisiyle Türkçede.

“Günümüz hayatında sanat ve gerçekliğin kesişmesi üzerine olağanüstü bir roman.”
John Ashbery

“Tek kelimeyle büyüleyici. Lerner’ın yalancı, haplara boğulmuş, kendisinden nefret eden, dâhiyane budalalıkların kahramanı tam anlamıyla unutulmaz bir karakter…”
Paul Auster

“Atocha’dan Ayrılış, zekâ dolu bir mizaha sahip; capcanlı ve her cümlesiyle özgün. Şimdiye dek okuduğumu hatırladığım hiçbir şeye benzemiyor.”
Jonathan Franzen

Adam Gordon: Üniversiteyi bitirdikten sonra kazandığı “şiir bursu”yla İspanya’ya giden bir Amerikalı. Sorulursa İspanyol İç Savaşı ve şiir hakkında bir araştırma yaptığını söylüyor; ama kendi kişisel araştırmasından, örneğin derin bir sanat deneyimin... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 9 ay
Profil Resmi
anı kütüphanesine ekledi.
Hadula - Bir Ada Öyküsü

"Modern Yunan nesrinin en büyük yazarı."
-Milan Kundera-

"Kurgunun mucizevi doğasını bize Hadula: Bir Ada Öyküsü gibi kitaplar gösterir."
-Gabriel Josipovici-

Hadula, yaşadığı adadaki dertlilerin kapısını çaldıkları yoksul bir kadındır. Şifalı bitkilerden hazırladığı ilaçlarla şifa dağıtır hastalara. Ve yaşlı Hadula, sonunda her şeyin kökeni olan bir soruna da çözüm bulur: Yaşamak sorununa.

Papadiamantis, dönemin sosyal ve ekonomik şartlarının -özellikle kadınlar üzerindeki- etkisini göstermekle kalmaz; suçun cezaya, iyiliğin kötülüğe karıştığı o gizemli bölgeye insan ruhunun adım adım nasıl çekildiğini de ustalıkla resmeder. Hiç aklımıza bile gelmeyenlerin nasıl da başımıza gelebileceğini, kaderimizden kaçmak için çırpınırken kendi kaderimizi yaratışımızı ve bu sırada yaşadığımız iç hesaplaşmaları, tutkuyla anlattığı bu trajik öyküyle gösterir.

Tiyatro oyunlarına, operalara konu olan ve antik Yunan efsanelerine sırtını dayamış bu modern Yunan klasiğini, Yasemin Aydın'ın Yunancadan çevirisi ve Herkül Millas'ın önsözüyle sunuyoruz.
(Tanıtım Bülteninden)

"Modern Yunan nesrinin en büyük yazarı."
-Milan Kundera-

"Kurgunun mucizevi doğasını bize Hadula: Bir Ada Öyküsü gibi kitaplar gösterir."
-Gabriel Josipovici-

Hadula, yaşadığı adadaki dertlilerin kapısını çaldıkları yoks... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 9 ay
Profil Resmi
anı okumuş.
Kapı Birden Vuruldu

“Uzun zamandır okuduğum en komik, en karanlık ve en sivri öyküler.” – JONATHAN SAFRAN FOER
“Keret, müthiş bir yazar. Yeni kuşağın sesi.” – SALMAN RUSHDIE
“Keret’in öyküleri içinize işliyor.”_ IRA GLASS
“Çarpıcı bir mizah.” – CLIVE JAMES
“Kara mizahı seviyorsanız, bundan iyisini bulamazsınız” _ BALTIMORE SUN

Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü’nün dâhi yazarından bir çırpıda okunan, tuhaf, komik ve zekâ pırıltılarıyla ışıyan bir kitap: Kapı Birden Vuruldu. Gündelik yaşamın kuytuları, Keret’in benzersiz evreninde fosforlu neonlar altında parlıyor, hayalle gerçeğin karıştığı bu şahane öykülerde her an, her şey gerçekleşiyor. Bir öpücük sonunuzu hazırlamak için yeterli oluyor, hayaller karın doyuruyor, kimilerinin en ağır kazalardan burunları bile kanamaksızın çıktığı dünyada sizin bileğiniz burkulsa alçıya alınıyor. Kapı birden vuruluyor ve kader rotasını çiziveriyor.
Kalabalıklar içindeyken yalnızlık sularında boğulanlar, kendilerini her daim yedek saflarında ya da kazazedeler arasında bulanlar, güneşli günlerde bile çamura basmayı başaranlar ve talih kuşunun kuyruğuna tutunup yukarılara uçma hayalleriyle en dibe vuranlar bir araya geliyor ve hayat denen tuhaf mucizenin akışına aksak ritimlerle karşı çıkıyor.
Kapı Birden Vuruldu, mağrur kaybedenlerle adi kahramanların bir arada yaşadığı şu başıbozuk âlemi sevgi ve sefaletle kucaklayan, incelikli ve zekâ dolu bir kitap.

“Uzun zamandır okuduğum en komik, en karanlık ve en sivri öyküler.” – JONATHAN SAFRAN FOER
“Keret, müthiş bir yazar. Yeni kuşağın sesi.” – SALMAN RUSHDIE
“Keret’in öyküleri içinize işliyor.”_ IRA GLASS
“Çarpıcı bir mizah.” – CLIVE JAMES
“Kara miz... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 9 ay
Profil Resmi
anı kütüphanesine ekledi.
Kapı Birden Vuruldu

“Uzun zamandır okuduğum en komik, en karanlık ve en sivri öyküler.” – JONATHAN SAFRAN FOER
“Keret, müthiş bir yazar. Yeni kuşağın sesi.” – SALMAN RUSHDIE
“Keret’in öyküleri içinize işliyor.”_ IRA GLASS
“Çarpıcı bir mizah.” – CLIVE JAMES
“Kara mizahı seviyorsanız, bundan iyisini bulamazsınız” _ BALTIMORE SUN

Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü’nün dâhi yazarından bir çırpıda okunan, tuhaf, komik ve zekâ pırıltılarıyla ışıyan bir kitap: Kapı Birden Vuruldu. Gündelik yaşamın kuytuları, Keret’in benzersiz evreninde fosforlu neonlar altında parlıyor, hayalle gerçeğin karıştığı bu şahane öykülerde her an, her şey gerçekleşiyor. Bir öpücük sonunuzu hazırlamak için yeterli oluyor, hayaller karın doyuruyor, kimilerinin en ağır kazalardan burunları bile kanamaksızın çıktığı dünyada sizin bileğiniz burkulsa alçıya alınıyor. Kapı birden vuruluyor ve kader rotasını çiziveriyor.
Kalabalıklar içindeyken yalnızlık sularında boğulanlar, kendilerini her daim yedek saflarında ya da kazazedeler arasında bulanlar, güneşli günlerde bile çamura basmayı başaranlar ve talih kuşunun kuyruğuna tutunup yukarılara uçma hayalleriyle en dibe vuranlar bir araya geliyor ve hayat denen tuhaf mucizenin akışına aksak ritimlerle karşı çıkıyor.
Kapı Birden Vuruldu, mağrur kaybedenlerle adi kahramanların bir arada yaşadığı şu başıbozuk âlemi sevgi ve sefaletle kucaklayan, incelikli ve zekâ dolu bir kitap.

“Uzun zamandır okuduğum en komik, en karanlık ve en sivri öyküler.” – JONATHAN SAFRAN FOER
“Keret, müthiş bir yazar. Yeni kuşağın sesi.” – SALMAN RUSHDIE
“Keret’in öyküleri içinize işliyor.”_ IRA GLASS
“Çarpıcı bir mizah.” – CLIVE JAMES
“Kara miz... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 9 ay
Profil Resmi
anı kütüphanesine ekledi.
Gürültüden Müziğe

Önce kaos vardı... Ve gürültüler... Jacques Attali bu gözlemden yola çıkarak müziğin ekonomi-politiğini inceliyor ve şu sonuca varıyor: Müzik ileriyi görür. İlkçağlardan başlayarak toplum, iktidar ve müzik arasındaki bağları ele alan Attali, bu kitabında müziğin, kurban ayinlerinden saraya, isyanlardan uzlaşmalara, iktidardan ekonomiye uzanan bütün tezahürlerini inceliyor. Gürültünün bir silah, müziğinse onun biçim verilmişi, evcilleştirilmişi olduğunu gösterirken, dünyanın gürültülerine kulak vermenin, geleceği görmemize ve düzenlememize yardımcı olacağını ileri sürüyor. Attali'ye göre gramofonun icadı gibi yenilikler, insanların yerini makinelerin alacağını ve her şeyin seri olarak kopyalanacağını bildirmişti; kayıt teknolojisi ise tüketim toplumunu... Sanatçıların ve müzik yayıncılarının telif hakkı talepleri, tüketim toplumunda korsanlığa zemin hazırlayacaktı. Ardından gençliğin isyanı ve diktatörlüğü geldi. Müzik artık ebeveynlerinden kültürel ve ekonomik bağlarını gitgide daha erken yaşta koparan gençlerin bütünleşme, grubunu belirleme aracıydı. Müzik eserlerine değer biçen hit-paradelar eserleri olduğu kadar tüketicileri de biçimlendirir. Müzik artık yalnızca kişisel bir keyif aracı değil, aynı zamanda bir gruba ait olduğunu tasdik etme yolu ve gençler arasında evrensel bir bağdır. Artık yıldızlar yamyam bir toplumda daha uçucu hale gelmekte ve bu yıldızların karşısında genç hem tüketim malı hem de tüketici olmaktadır. Sanal müzik, MP3 ve büyük müzik firmaları arasındaki rekabet kültürel kapitalizmin zaferini ilan ederken, diğer sanat biçimlerinde de aynı olgunun varlığına işaret ediyor. Attali, tüm bunların ötesinde, dinlemenin yerini müzik yapma zevkinin alabileceği ve herkesin kendi müziğini yaratabileceği bir dünyanın taslağını çiziyor. Belki de ufukta herkesin kendini keşfetmeyi, kendini sevmeyi öğreneceği, sonra da başkaları tarafından keşfedilmekten ve karşılığında hiçbir şey beklemeden vermekten zevk alacağı bir toplum var. Kim bilir?

Önce kaos vardı... Ve gürültüler... Jacques Attali bu gözlemden yola çıkarak müziğin ekonomi-politiğini inceliyor ve şu sonuca varıyor: Müzik ileriyi görür. İlkçağlardan başlayarak toplum, iktidar ve müzik arasındaki bağları ele alan Attali, bu kitab... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 9 ay
Daha Fazla Göster

anı şu an ne okuyor?

anı şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.