Shurumshine

26 takip ettiği ve 96 takip edeni var. 284 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Shurumshine okumuş bitirmiş.
Ölümsüzlük ve Pilgrim

Zaman: Yirminci yüzyılın başı. Yer: Zürih yakınlarındaki Burghölzli Psikiyatri Kliniği. Sanat tarihçisi Pilgrim, bir dizi başarısız intihar girişiminden sonra ölemediğini anlayıp klinikte tedavi görmeye başlar. Doktoru olan ünlü psikiyatr Carl Gustav Junga, ölmek istediğini, ama ölemediğini, insanlık durumunun içine sıkışıp kalmış olmaktan bıktığını söyler. Böylece, bilinenin aksine, kendini meslektaşlarından üstün gören, hırslı, küstah ve mistik bir kimlikle tanıtılan Jung ile, sonsuz yaşamın ve zamanın olanca ağırlığını bilincinde taşıyan Pilgrim arasında bir çekişme başlar. Bu kavgaya, her ikisini de azarlayan, cezalandıran ve sorgulayan iç sesleri de karışır; Pilgrimin belleğinde taşıdığı ve güncelerine aktardığı uygarlıkların ortak anısı da katılınca, Jung en önemli kuramına ulaşır: tüm insanların paylaştığı ortak bir bilinçaltının varlığı. Pilgrimin gizemli geçmişi, Zürihteki klinikten zamanın ötesine uzanan bir yolculuk yaparken, Timothy Findley, başkalarının bilinçaltıyla kendi bilinçaltı arasındaki bağların ve tarihin dayattıklarının içine hapsolup kalmış bireyin kendini aramasının öyküsünü anlatıyor. Son on yılın psikoloji temelli en önemli birkaç romanından biri olan, gizem, din, tarih, psikoloji ve felsefenin ilginç bir karışımından oluşan Ölümsüzlük ve Pilgrim, bireysel akıl sağlığının deliliğin hükmündeki bir dünyada herhangi bir anlamının olup olmadığını sorguluyor.

Zaman: Yirminci yüzyılın başı. Yer: Zürih yakınlarındaki Burghölzli Psikiyatri Kliniği. Sanat tarihçisi Pilgrim, bir dizi başarısız intihar girişiminden sonra ölemediğini anlayıp klinikte tedavi görmeye başlar. Doktoru olan ünlü psikiyatr Carl Gustav... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 1 hafta
Shurumshine okumuş bitirmiş.
Deliliğin Dağlarında

Anlatmam gereken gerçeklerden kaçınılmaz olarak kuşku duyulacak; yine de eğer mantıksız ve inanılmaz gözüken şeyleri çıkaracak olsaydım, geriye hiçbir şey kalmazdı.

Howard Phillips Lovecraft, küçük yaşta babasını kaybeden, gençliğinde de annesini akıl hastanesine uğurlayan yalnız bir adamdı. Büyükbabasının anlattığı korku öyküleri onun dehşetlere gebe hayal dünyasının kapılarını açtı. Hep içine kapanık biri oldu. Tek çaresi yazmaktı. 1920'li ve 30'lu yıllarda yazdığı öykülerle korku edebiyatına damgasını vurdu ve korku diye adlandırdığımız duyguyu yeniden tanımladı. Onun eserlerinin çoğu modern insanın adlandıramadığı dehşetler hakkındaydı.

Deliliğin Dağlarında, adlandıramamanın yarattığı dehşeti bir bilim adamının, yani asıl işi tanımlamak ve sınıflandırmak olan birinin gözünden yansıtıyor okura. Tam da bu yüzden korku edebiyatının meselesi olan metinlerinden biri bu. Bilinmeyeni aydınlatma çabasının ve modern insanın umutlarının karşısında, derinden yükselen bir karanlığın ve sözcüklere dökülemeyen bir deliliğin öyküsü...

Anlatmam gereken gerçeklerden kaçınılmaz olarak kuşku duyulacak; yine de eğer mantıksız ve inanılmaz gözüken şeyleri çıkaracak olsaydım, geriye hiçbir şey kalmazdı.

Howard Phillips Lovecraft, küçük yaşta babasını kaybeden, gençliğinde de annesini ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 1 ay
Shurumshine okumuş bitirmiş.
Kaçan Ayna

Kişilerin, sırasıyla canlandırdıkları kurmacaların dışında yaşamadıkları olgusunu öne sürerek eleştirebiliriz Papini'yi. Bu, yazarımızın onulmaz bir biçimde bir ozan olduğunu, kahramanlarının birçok değişik ad altında, onun kendi beninin yansımaları olduklarını söylemenin bir başka biçimidir. Papini'nin hak etmediği bir biçimde unutulmuş olduğundan kuşku duyuyorum. Bu kitaptaki öyküler, insanın melankoliye ve alacakaranlığa eğilimli olduğu bir çağın ürünleridir, ama melankoli ile alacakaranlık yitip gitmiş değildir, günümüzde sanat onları değişik kılıklara bürüse de.
-Jorge Luis Borges

Kişilerin, sırasıyla canlandırdıkları kurmacaların dışında yaşamadıkları olgusunu öne sürerek eleştirebiliriz Papini'yi. Bu, yazarımızın onulmaz bir biçimde bir ozan olduğunu, kahramanlarının birçok değişik ad altında, onun kendi beninin yansıma... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 2 ay
Shurumshine okumuş bitirmiş.
Usta ve Margarita

Usta ve Margarita

1930’lu yıllarda Moskova’da sıcak bir bahar günü… Günbatımına yakın saatlerde Şeytan, iyi giyimli ve yabancı görünümlü bir beyefendi kılığında şehre iner ve kendini kara büyü uzmanı Profesör Woland olarak tanıtır. Onun garip maiyetiyle birlikte gelişini, Sovyet başkentini kasıp kavuran bir dizi esrarengiz ve tekinsiz olay izler. Bulgakov 20. yüzyıl Rus edebiyatında çığır açan romanında, biri 1930’ların Moskova’sında, diğeri eski Kudüs’te geçen iki ayrı hikâye arasında baş döndürücü zikzaklar çizerek sürdürür anlatısını. Stalin rejiminin en karanlık günlerinde yazılan Usta ve Margarita, Sovyet yaşam tarzına yönelik keskin bir hiciv, dinsel bir alegori, komik bir fantezi olduğu kadar, dokunaklı bir aşk öyküsüdür de aynı zamanda.
Bulgakov’un yaşamının son günlerine dek üzerinde çalıştığı roman, uzun süre yasaklanmış, yazarın ölümünden yıllar sonra, üstelik sansürlenmiş haliyle 1966’da yayımlanabilmiştir ancak.
MİHAİL AFANASYEVİÇ BULGAKOV (1891-1940): Mizah yeteneği ve keskin yergileriyle tanınan Rus yazar Kiev’de dünyaya geldi. Kiev Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1916’da mezun oldu. Çeşitli öykülerinden sonra 1924’te Gogolvari bir bürokrasi yergisi olan Şeytanname adlı yapıtı yayımlandı. 1925’te kaleme aldığı siyasi bir hiciv niteliğindeki Köpek Kalbi adlı öyküsü ise aynı şansı bulamadı. İç Savaş sırasında bir grup Beyaz Ordu subayının başından geçenleri anlatan ve 1925’te tefrika olarak yayımlanan Beyaz Muhafız adlı romanı, resmi çevrelerden büyük tepki gördü. Bulgakov bu romanını Turbin Günleri adıyla oyunlaştırdı. 1926’da sahnelenen oyun çok geçmeden yasaklandı. Ancak Stalin’in bu oyuna olan sevgisi hem eserin yeniden sahnelenmesini hem de Bulgakov’un SSCB’de hayata tutunmasını sağladı. Buna rağmen Sovyet yaşam tarzına yönelik sert eleştirilerinin yetkililerin kabul edemeyeceği bir noktaya varmasıyla, 1930’a doğru yapıtlarının yayımlanması fiilen yasaklandı. Ölümüne dek edebiyat çevrelerince dışlanmasına karşın, başyapıt niteliğinde ürünler verdi. Moskova Sanat Tiyatrosu’nun perde
arkasını acımasızca yeren Bir Ölünün Notları: Teatral Bir Roman (1965) ile Usta ve Margarita (1966-67) bu başyapıtlar arasındadır.

Usta ve Margarita

1930’lu yıllarda Moskova’da sıcak bir bahar günü… Günbatımına yakın saatlerde Şeytan, iyi giyimli ve yabancı görünümlü bir beyefendi kılığında şehre iner ve kendini kara büyü uzmanı Profesör Woland olarak tanıtır. Onun garip mai... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 2 ay
Shurumshine okuma durumunu güncelledi.
Usta ve Margarita

Sayfa: 311/520
%59

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 2 ay
Shurumshine, 2024 Okuma Hedefi için kendine 40 kitap hedef koydu.

Hedefe doğru 4 kitap okumuş. okuduğu kitaplar

%10
2024 Okuma Hedefi

2024 yılında kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?

2024 yılında kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?

2 ay
Daha Fazla Göster

Shurumshine şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (4 yazar)

Favori yazarı yok.