Semihozsoy

İlgi Alanları:  Kitap, Resim
Sevdiği Kitaplar Türleri:  Bilim-kurgu, Tarihi, Klasikler
Hakkında: 
Yazar, çizer, iflah olmaz bir kitap kurdu.
7 takip ettiği ve 53 takip edeni var. 103 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Semihozsoy okumuş bitirmiş.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim

İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü...Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sığınmıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborahın akıl hastanesine düşmesine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun kurtarma operasyonu başlar.Greenbergin kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, akıl hastalarının gizleri üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi.

İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü...Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yit... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 6 yıl, 8 ay
Semihozsoy okumuş.
Erken Kaybedenler

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler... Kolay ağlayan sert adamlar... Taşra seyrekliği, mahallenin kalabalığı... Kıskanç, gururlu, saf ergenler... Emrah Serbes, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış erkek çocukları konuşturuyor... Kederli, insana dokunan komik hikâyeler bunlar...Dizinin dizime değişi, Handanın annesi için bir kelebeğin kanat çırpışıysa benim için kasırgaydı. Kaç sene geçti, hâlâ unutmam, günde en az beş sefer aklıma gelir. Biliyorum bu durumun, kökeni memeden kesildiğim güne kadar uzanan psikolojik nedenleri vardır. Ama bir kadını unutulmaz yapan şey, bir vakitler ona duyulan arzunun şiddetiyle doğru orantılı değil midir? O arzunun kıyısında, gerçekleşme olasılığının tam yanı başında, sanki arada başka hiçbir engel yokmuş gibi rahat davranabilmekle, kendini o tatlı yanılsamaya kaptırabilmekle doğru orantılı değil midir? Bu olgunun da mı sorumlusu benim mutsuz geçen çocukluğum? Cevap? Yok! Kalırsın öyle...Taşrada ve kâinatta, yapayalnız kalmış erkek çocukların hikâyesi...Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafaza... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 3 ay
Semihozsoy şu an okuyor.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim

İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü...Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sığınmıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborahın akıl hastanesine düşmesine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun kurtarma operasyonu başlar.Greenbergin kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, akıl hastalarının gizleri üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi.

İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü...Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yit... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 7 ay
Semihozsoy, Robespierre adlı üyeyi takibe aldı.
Robespierre

Tercihen cronopio ve Tolkien elfi. Yani özgeçmiş ile fiş arasında bir şey.

Tercihen cronopio ve Tolkien elfi. Yani özgeçmiş ile fiş arasında bir şey.

8 yıl, 8 ay
Semihozsoy, Robespierre tarafından yapılmış bir değerlendirmeyi beğendi.
Lolita

8

Lo'nun bir akşam güneşi, Dolly'nin huzur veren sabah meltemi ve Dolores'in bu çözülmez aşkın ulaşılamaz arzu nesnesi olduğunu; tüm bunlarla birlikte Lolita'nın, Humbert Humbert'ın supericikleri çizelgesinin en üst basamağında durduğunu görürürüz.

Dolores, beyaz çorapları ile supericiği Lolita'nın fiziksel bedenini taşır. Mevzu bahis H.H olunca aslında bu 'sapkın' tutkuyu ahlaki açıdan karşılaştırmalı biçimde sunuyor bize Nabokov. Yani ahlak zaten kültür ve gelenekten aldığı mirasla beslenirken H.H pek çok defa bu kavramlardaki geçiciliği ve değişimleri vurgular. Kendi günahkar suçsuzluğunu örtbas etme amacı elbette taşır, ama sübyancılıktan öte bir superisi tutkusudur bu. Edebiyatçıların dahil olduğu pek çok sav döker ortaya. H.H, sapkınlık ve ahlaki değerlerin zamanla değişebildiğini itirafları arasında edebiyatçıları anarak belirtir.

peki Dolores Haze nesne olarak burada ne durumdadır, sorusu geliyor. Humbert'in oluşturduğu fiziksel ve tinsel şemada, henüz küçük yaşlarda yaşadığı bir aşk macerası etkinlik gösterirken, Dolores, Humbert'in geçmişinin deneyimsiz aşk öznesinde yakaladığı benzerliği üzerinde taşımaktadır. Dolores, H.H'nin aradığı erotizmi bir gölge gibi onun gölgesine değdirip durur. Bilinçli olarak yapar bunu fakat biraz ilgi çekmek biraz da hiç anlaşamadığı annesini bertaraf etme amacı gütmektedir.

İnsana paha biçmekte pek aceleci olan okur, bu kurgusal itirafların izdüşümünde Humbert'ın tarafını tutuyor ilginç bir şekilde. Tutkunun şaşaasından olacak, okur, kendi yaşamındaki tutku ihtiyacını Humbert'ın ahlaki niteliği sorgulanabilir eylemleriyle uzlaşarak farkında olmadan gemiye binmiş sayılabilir. Yine de metin arasında sıkla anıldığı gibi kendi çıkarlarını yaşatmak adına Lolita'nın çıkarlarını sağlayan bir adamdır bu adam. Yıllar geçtikte ödül ve yasak ikileminden sıkılan Lolita'yı kavraması daha da zor olacaktır Humbert'ın. Yine de sevmiştir işte. Supericiği o kusursuzluk maskesini belki de ertesi yıl çıkaracaktır üstünden ama H.H artık vazgeçemez ve bu noktada supericiği mitosunun sadece fiziksel bir tutkudan fazlasını taşımaya başladığı görülecektir. Aşkın garipsenir tüm yanlarıyla insanı yakalaması nedense pek de garipsenmez.


Humbert'ın tüm pragmatist yanlarını - Charlotte Haze ile sırf Dolores ile aynı evde kalmak amacıyla evlenmeye mecbur kalması, bu ikiliyi tüm gün uyutacak uyku hapları ayarlamaya çalışıp Dolores'i uykusunda taciz etme planları, Charlotte'dan kurtulma amacıyla cinayet planları kurması, Dolores'in superisi olma ihtimali olan arkadaşlarıyla iletişim kurmaya çalışması- hesaba kattığımızda karakter yapısı olarak da değiştiğini görürüz. Eh sonuçta minik supericiği Dolores'i üzeni üzmeye gider son olarak.

Yayımlanma aşaması ve yayınlandıktan sonra Nabokov'un yaşadığı zorluklar, Kubrick'in filminin dahi kimi Avrupa ülkelerinde sansürlenmesi bir kenara plajda okumaya yeltenirken 'ahlaksız' olarak damgalanma çekincesiyle bir kaç sayfa okuyup ortadan kaldırdığım bir kitap olmuştur Lolita.

Ahlak güzel bir moda fakat;

“Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum, lo-li-ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-li-ta”

Sanat modadan yalıtılmış bir faaliyet olarak çok daha güzel.

Lo'nun bir akşam güneşi, Dolly'nin huzur veren sabah meltemi ve Dolores'in bu çözülmez aşkın ulaşılamaz arzu nesnesi olduğunu; tüm bunlarla birlikte Lolita'nın, Humbert Humbert'ın supericikleri çizelgesinin en üst basamağında durduğunu görürürüz.
... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 8 ay
Semihozsoy kütüphanesine ekledi.
Bulgaristan'da Türkler, Türkiye'de Kürtler

Nesin Vakfının yedi yapısı vardır. Bunlardan ikisi işçi evidir; biri Nesin Vakfının yönetmenevidir. Birinin alt katı ahır, üst katı yine işgören evidir. Birinin altı işgören evi, üst katı Aziz Nesinin evidir. Dört katlı büyük yapı Nesin Vakfı çocuklarının evidir...Aziz Nesinin 32 dile çevrilmiş kitapları sırasıyla en çok şu dillere çevrilmiştir: İranda (70), Yunanistanda (20), Almanyada (16), Rusya Sovyet Cumhuriyetinde (yani Rusça 15), Bulgaristanda (10) ve daha birçok dillere... Romenceye Aziz Nesinin 7 kitabı çevrilmiş ve Biraz Gelir misiniz adlı oyunu da Braila Devlet Tiyatrosunda oynamıştır...Aziz Nesin, Türkiyede ve başka ülkelerde yayımlanacak kitaplarının, sahnelenecek oyunlarının, filme alınacak eserlerinin telif haklarıyla, bütün eserlerinin iç ve dış radyo ve televizyonlarda temsil ve yayınlarından elde edilecek telif haklarını tümüyle Nesin Vakfına bağışlamıştır...

Nesin Vakfının yedi yapısı vardır. Bunlardan ikisi işçi evidir; biri Nesin Vakfının yönetmenevidir. Birinin alt katı ahır, üst katı yine işgören evidir. Birinin altı işgören evi, üst katı Aziz Nesinin evidir. Dört katlı büyük yapı Nesin Vakfı çocukla... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 8 ay
Daha Fazla Göster

Semihozsoy şu an ne okuyor?

Semihozsoy şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (12 yazar)

Favori yazarı yok.