Sedef Apakgun

Profil Resmi
6 takip ettiği ve 3 takip edeni var. 2 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Sedef Apakgun okumuş.
Leyla'nın Evi

Kimi zaman bir savaş bir kentin, bir ülkenin kaderini değiştirir, kimi zaman bir tek kişi koca bir ailenin... Leyla: Yalılarda doğmuş büyümüş bir paşazade, bir Osmanlı soylusu... Ali Yekta: Uşaklık kaderini değiştirme ihtirasıyla yanıp tutuşan bir İstanbullu... Rukiye-Roxy: Almanyada doğmuş, seks modelliği yapmış bir hip-hopçı... Livaneli, birbirini hiç tanımayan bu üç ayrı kişiliğin yaşamını, bir İstanbul romanında birleştiriyor. Kentlisi-köylüsü, varsılı-yoksulu, din hocası, söz sahibi bankacısı, gazetecisi... Her birinin bir nedenle ötekinin yaşamına girdiği, onu değiştirdiği, günümüz Türkiyesi... Ve bir roman kahramanı gibi öne çıkan pırıltılı Boğaziçinde, Bosnalılar Yalısının ilginç dünyası... Leylanın Evi, dünyada sadece yaptığı müzikle değil, çeşitli dillere çevrilen, sinemaya aktarılan ve ödül alan kitaplarıyla da tanınan Livanelinin Mutluluktan sonraki romanı...

Kimi zaman bir savaş bir kentin, bir ülkenin kaderini değiştirir, kimi zaman bir tek kişi koca bir ailenin... Leyla: Yalılarda doğmuş büyümüş bir paşazade, bir Osmanlı soylusu... Ali Yekta: Uşaklık kaderini değiştirme ihtirasıyla yanıp tutuşan bir İs... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Sedef Apakgun okumuş.
Şemspare

Gönülden yazılmış her roman, her hikâye, her kelime bir şemsparedir Güneş parçası Kararır gökyüzü bazen; kasvetli bulutlar kaplar semayı. Hayatın ritmi durağanlaşır, sohbetler bildikleşir, içimizde birikir yalnızlık hissi. Nasıl özleriz güneşi o zaman, griler içinde aradığımız bir tutam renk demeti. Peri tozu gibi, inceden. Gönülden yazılmış her roman, her hikâye, her kelime bir şemsparedir Güneş parçası Düşer omuzlarımıza, kar tanesi gibi usulca, yağmur gibi yıkar ruhumuzu, arındırır tozdan kirden tekdüzeliklerden

Gönülden yazılmış her roman, her hikâye, her kelime bir şemsparedir Güneş parçası Kararır gökyüzü bazen; kasvetli bulutlar kaplar semayı. Hayatın ritmi durağanlaşır, sohbetler bildikleşir, içimizde birikir yalnızlık hissi. Nasıl özleriz güneşi o zama... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Sedef Apakgun okumuş.
Baba ve Piç

Kocanızın izni lazım elbette, diye devam etti sekreter, artık cıvıltılı olmayan sesiyle. Tabii eğer evliyseniz...? Odadakilerin meraklı bakışları üzerinde ağırlaştı. Ne var ki Zeliha'nın yüzünde ne sıkıntıdan eser vardı ne mahcubiyetten. Bu toplumsal işkenceden keyif alıyor değildi elbette ama içinden bir ses başkalarının fikirlerini ve yargılarını umursamamayı öğütlemişti ona. Ne de olsa fark etmeyecekti sonuç olarak. Son zamanlarda bazı kelimeleri kişisel sözlüğünden çıkarmaya karar vermişti, utanç pekâlâ bunlardan biri olabilirdi. Bu kürtaja onay verecek bir koca yoktu ortada. Bu çocuğun bir babası yoktu. Neyse ki kocanın olmayışı formalitelerde bir avantaja dönüştü. Görünüşe göre kimsenin yazılı iznini almasına gerek yoktu. Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir piçti ve İstanbul'da bir piç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı. Baba ve Piç, İstanbul - San Francisco hattında gidip geliyor: Müslüman - Türk Kazancı ailesiyle Ermeni asıllı Amerikalı Çakmakçıyanların 90 yıla yayılan öyküleri iç içe. Kederli bir geçmişi tamamen unutmak mı daha doğru, geçmiş bilincini beraberinde taşımak mı? Diğer yandan bir kadınlar romanı Baba ve Piç: Erkeklerin apansız ve açıklamasız ölüverdiği, geriye hep kadınların kaldığı bir sülaleden dört kuşak kadının hikâyesi. Anneannelerin, ciciannelerin, teyzelerin hafızalarıyla can bulan bu romanı severek okuyacaksınız.

Kocanızın izni lazım elbette, diye devam etti sekreter, artık cıvıltılı olmayan sesiyle. Tabii eğer evliyseniz...? Odadakilerin meraklı bakışları üzerinde ağırlaştı. Ne var ki Zeliha'nın yüzünde ne sıkıntıdan eser vardı ne mahcubiyetten. Bu topl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Sedef Apakgun okumuş.
Şahane Hatalar - Cumartesi

Son hatanı hatırlıyor musun?
Şahane!
Serinin dördüncü kitabında vitesi yükseltiyoruz.
Cumartesi gecesi ateşi tutuşturuyor. Barlar seksi kadınlarla, baş döndüren erkeklerle dolu.
Eski sevgilin pusuda, en yakın arkadaşın büyük bir sır saklıyor, herkesin gözü birbirinin üzerinde.
Cumartesi geceni nasıl tamamlayacağın ise tamamen sana ve yapacağın seçimlere bağlı.
Sürprizler adrenalini son raddeye çıkarıyor, şahane hatalar unutulmaz sonlarla düğümleniyor.
Çözebilir misin?
Kader diye bir şey vardır ve sizin seçimlerinizle değişir.
Bu kitabı okumaya normal bir kitap gibi birinci sayfadan başlayın. İlk bölümün sonunda, önünüze bir yol ayrımı çıkacak. Kararınızı verin ve ilgili bölüme gidin.
Her bölümün sonunda seçimlerinizle kaderinizi kontrol etmeye devam edeceksiniz.

Kitabı okurken bazen hiç beklemediğiniz bir yere ulaşacak, bazen de kendinizi daha önce olduğunuz yerde bulacaksınız.
Hayatın size neler hazırladığını asla bilemezsiniz. Ama şunu biliyorsunuz: iyilikler her zaman ödüllendirilmiyor ve bazen
hatalı kararlar, şahane olayların başlangıcı olabiliyor. Her yolculuğun sonunda başa dönüp tekrar başlayın, unutmayın,
herkes ikinci bir şansı hak eder. Yüzlerce farklı hayat sizi bekliyor.

İyi şanslar.

"Başroldesiniz hakkını verin."
-Newsweek-

"Raydan çıkmaya hazır mısınız?"
-NY Times-

Son hatanı hatırlıyor musun?
Şahane!
Serinin dördüncü kitabında vitesi yükseltiyoruz.
Cumartesi gecesi ateşi tutuşturuyor. Barlar seksi kadınlarla, baş döndüren erkeklerle dolu.
Eski sevgilin pusuda, en yakın arkadaşın büyük bir sır saklıyor, her... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Sedef Apakgun okumuş.
Kardeşimin Hikayesi

Serenad fırtınasından sonra Livaneli’den nefes kesen bir roman...

Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalı’nın kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.

Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadeniz’in lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.

Serenad fırtınasından sonra Livaneli’den nefes kesen bir roman...

Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Sedef Apakgun okumuş.
İstanbul Hatırası

Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven...

Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban, yedi hükümdar, yedi sikke, yedi kadim mekân. Ve tek bir gerçek: Bu şehrin gizemli tarihi.

"Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet'in minareleriydi görülen, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Hiç yağmalanmamış, yıkılmamış, kirletilmemiş gibiydi şehir. Bembeyaz bir sisle örtmüştü doğa, ne varsa görüntüyü çirkinleştiren. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir hayal gibi... Büyülü bir bulut gibi... Bir masal imgesi gibi... Yeni kurulmuş bir kent gibi... Taze bir başlangıç gibi... Genç, umutlu, güzel...

İstanbul'a bakıyorduk denizden. Ölülerimizin yüzlerine bakıyorduk... Onların gözlerindeki kendi kederimize. Çaresizliğimize bakıyorduk, avuçlarımızda büyüyen zavallılığa, kanımızda filizlenen korkaklığa... Elimizden alman hayata bakıyorduk... Güneşli günlerimize, umut dolu sabahlara, eğlenceli bahar akşamlarına... Sönen anılarımıza bakıyorduk, ölen hayallerimize, yıkılan düşlerimize... Sönen anılarımızı, ölen hayallerimizi, yıkılan düşlerimizi yüklenip yorgun bir şilep gibi bizden uzaklaşan şehrimize... Şehrimizle birlikte yitirdiğimiz kendimize bakıyorduk..."
(Tanıtım Bülteninden)

Türkçe
590 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2010
ISBN : 9789752897458

Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven...

Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban,... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Daha Fazla Göster

Sedef Apakgun şu an ne okuyor?

Sedef Apakgun şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (4 yazar)

Favori yazarı yok.