Anobist

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 1 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Anobist okumuş.
Mai ve Siyah

Batılı anlamda Türk romanının başlangıcı sayılan ve Tanpınar'ın Türkiye'de nesli adına konuşan ilk eser diye tanımladığı Mai ve Siyah, dönemin basın, edebiyat ve şiir hayatına ilişkin gözlemleriyle de ayrı bir öneme sahiptir.

Batılı anlamda Türk romanının başlangıcı sayılan ve Tanpınar'ın Türkiye'de nesli adına konuşan ilk eser diye tanımladığı Mai ve Siyah, dönemin basın, edebiyat ve şiir hayatına ilişkin gözlemleriyle de ayrı bir öneme sahiptir.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Anobist okumuş.
Aşk-ı Memnu

Bihter hepsini unutmak isteyerek, kandili hâlâ bütün bütüne yakmadığı için birtakım karartılar yansıtan aynanın karşısına geçiyor, çıplak gövdesine bakıyor, nergisçe bir tutumla hazdan sarsılıyordu. Başkaları ne düşünürdü bilmem, ama bu, kendi kendine tatmine giden yol, Bihteri büsbütün yalnızlıkla sarıp sarmalardı. Hazlarda söze dökülemeyecek uçurumlar hissederdim. Romancı, Bihter için, Evet bu vücudu seviyor... diye yazıyordu. Genç kadın ayna karşısındaydı, vücuduna sevgiler, vurgunluklar duyuyordu. Gülümsüyor, aynadaki aksinden sevda umuyordu.(...) Çünkü Bihter, hayatında bundan böyle aşkların karşılıksız kalacağını, daha da yalnızlıklarla dolup taşacağını, kendisinden o kadar yaşlı Adnan Beyin ne aşka, ne ihtirasa yanıt verebileceğini sezinlemişti. İşlemeli, dantelalı yatak örtüleri, bu gece ve her gece, Bihtere bomboş süsler, düzmece incelikler sunacak, ama Bihter süslü döşeğinde hep ihtirasların, genç tenlerin hayalini kuracaktı...

Bihter hepsini unutmak isteyerek, kandili hâlâ bütün bütüne yakmadığı için birtakım karartılar yansıtan aynanın karşısına geçiyor, çıplak gövdesine bakıyor, nergisçe bir tutumla hazdan sarsılıyordu. Başkaları ne düşünürdü bilmem, ama bu, kendi kendin... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Anobist okumuş.
Babam Sultan Abdülhamid

Kavimlerin ömründe bir an sayılacak zamanda, rejiminden lisanına, kıyafetinden inançlarına kadar değişen bir ülkede tarih yazmak kolay değildir. Çünkü, telaşlı ve genellikle yönlenmiş kalemler, tarih mozayiğinin çoğu parçasını yanlış yerlere koyarlar. Tahrif edilmiş tarih ise, sadece masal'dır.

1960'daki ilk baskısı hızla tükenen bu hatırat tarih yazacakların istifadesine birinci ağızdan sunulmuş belgelerdir. Rivayet veya dedikodu değildir. Cumhuriyet Türkiyesi'nde başvekillik yapmış bir başka birinci ağız olan Fethi Okyar, 1978'de neşredilen hatıratıyla Ayşe Osmanoğlu'nu tasdikle kalmamış, elinizdeki kitabın tekrar tekrar basılmasını zaruri kılmıştır.

Kavimlerin ömründe bir an sayılacak zamanda, rejiminden lisanına, kıyafetinden inançlarına kadar değişen bir ülkede tarih yazmak kolay değildir. Çünkü, telaşlı ve genellikle yönlenmiş kalemler, tarih mozayiğinin çoğu parçasını yanlış yerlere koyarlar... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Anobist okumuş.
Yavuz'un Küpesi

Yavuz Sultan Selim denince aklımıza hep kulağı küpeli, palabıyıklı bir resim gelir. Yavuza ait olmayan ve daha sonraki bir dönemde yapılmış olan bu resim tarih ders kitaplarında kullanıldığı için herkes Yavuzu böyle tanır. Hatta kulağındaki küpenin sebebini üzerine de birçok hikâye uydurulmuştur.

Türkmenler arasında küpe takmak eski bir gelenekti. Ayrıca bazı tarikatlarda da dervişler dünyadan ve dünyevi nesnelerden soyutlandıklarını göstermek için küpe takarlardı. Bu iki gelenek de Yavuz Sultan Selime değil Safevi Devletinin kurucusu Şah İsmaile uymaktadır. Nitekim Türk tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Şah İsmail, bazı minyatürlerde küpeli tasvir edilmiştir.

Yavuz Sultan Selim denince aklımıza hep kulağı küpeli, palabıyıklı bir resim gelir. Yavuza ait olmayan ve daha sonraki bir dönemde yapılmış olan bu resim tarih ders kitaplarında kullanıldığı için herkes Yavuzu böyle tanır. Hatta kulağındaki küpenin s... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Anobist okumuş.
Truva'nın İntikamı

Fatih Sultan Mehmed hem büyük bir maraşaldi, hem teşkilatçı bir devlet başkanıydı, hem sanatı ve sanatçıyı koruyan hükümdardı, hem de felsefeye ve serbest düşünceye önem veren, huzurunda tartışmalar yaptıran büyük bir padişahtı. Fatih, şehzadeliği döneminden itibaren eski Yunan filozoflarıyla ilgili kitapları, Herodot'u, Romalı tarihçi Titus Livius'u, Romalı tarihçi Quintus Curtius Rufus'u, Büyük İskender'in, papaların, imparatorların, Fransa krallarının ve Lombardların vekayinâmelerini okumuştu. Rönesans dönemi hümanistleri Türkleri Truvalıların soyundan kabul edip, eserlerinde Asya'ya giden Truvalı bir grubun, yani Türklerin geri dönerek Yunanlılardan tekrar intikam aldığını anlatırlardı. Bütün yazılanlardan haberdar olan Fatih Sultan Mehmed, 1462'de Truva harabelerindeyken başını sallayarak, Allah, beni bu şehrin ve halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Yunanlıların biz Asyalılara karşı yaptıkları kötü davranışların intikamını, aradan uzun zaman geçmesine rağmen onların torunlarından aldık demişti.

Fatih Sultan Mehmed hem büyük bir maraşaldi, hem teşkilatçı bir devlet başkanıydı, hem sanatı ve sanatçıyı koruyan hükümdardı, hem de felsefeye ve serbest düşünceye önem veren, huzurunda tartışmalar yaptıran büyük bir padişahtı. Fatih, şehzadeliği dö... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
Anobist okumuş.
Muhteşem Süleyman

Kanuni Sultan Süleyman'ın iktidar yılları daha 17. yüzyıl yazarları tarafından Altın Çağ olarak tarif edilmişti. Aslında bu dönem hayatın siyahla beyaz arasındaki bütün renklerini içinde barındırıyordu. Tahta çıkarken tek evlat olmanın rahatlığını yaşayan Kanuni, saltanatı sırasında iki oğlu ile altı torununu öldürttü. İmparatorluğun büyük fetihlerle bir dünya gücü haline gelmesi de, ilk defa Harem-i Hümayun'dan bir hasekinin, Hürrem Sultan'ın siyasette aktif rol oynaması da bu dönemde oldu.Muhteşem Süleyman, aynı zamanda büyük bir aşıktı. Zafer mutluluğu kadar aşkın ve ayrılığın ıstırabını da bilen hükümdardı. Bu kitapta doğunun ve batının şahitliğinde muhteşem yüzyılın bir panoramasını bulacaksınız

Kanuni Sultan Süleyman'ın iktidar yılları daha 17. yüzyıl yazarları tarafından Altın Çağ olarak tarif edilmişti. Aslında bu dönem hayatın siyahla beyaz arasındaki bütün renklerini içinde barındırıyordu. Tahta çıkarken tek evlat olmanın rahatlığı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Daha Fazla Göster

Anobist şu an ne okuyor?

Anobist şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.