Mirasyedi (Windham, #1)

En Son Değerlendirmeler

9 puan

Baştan sona kadar beğenerek okudum..Diyalogları harikaydı doğrusu..Yanlızca kitabın isminin kitap ile hiç mi hiç alakası yok..
Kitap çok sıradışı bir şekilde başlıyor..Westhaven Kontu Gayle Windham'ı evinde çalışan dilsiz hizmetçi Morgana sarkıtılık yaptığını zannedip onu ağır yaralayan Sara Seaton yani kontumuzun kahyası..Romanımızın baş karakterleri:))
Anna Seton ise aslında bir asilzadedir ama bir takım olaylar yüzünden evinden kaçmış ve kimliğini gizlemiştir...Westhaven ise Dük olan babasının varisidir..devamlı şekilde babası tarafından evlenip çoluk çocuğa karışması için baskı yapılmakta hatta yerleştirdiği casuslar tarafından izlenmektedir..
Kahyasının güzelliği,evine getirdiği huzur ile evindeki farklılık hoşuna giden Westhaven; zamanla kahyasının sıra dışı arkadaşlığından hoşlanmaya hatta ona ihtiyaç duymaya başlar..Anna için de durum aynıdır..Ama Annanın geçmişindeki kişiler onu aramaktadırlar bu durumun da ne kadar süreceüği belli değildir..Çünkü Anna'nın iki yıldır Evinden kaçarak hizmet ettiği evlerin üçüncüsü olup buradan da her an gitmek zorunda olduğunu biliyordur..

Baştan sona kadar akıcı bir kitaptı erotik sahneleri de kararındaydı ama bazı yerleri sizi rahatsız edebilir bir şey diyemem salında normal olarak bakarsak yazarın bu yazdıklarında ben bunu doğallık olarak algılıyorum..Bana normal gelirken başkasına gelmyebilir..Ama yazarın uslubunu sevdim doğrusu..Diyaloglar mükemmel,mizahi yönü harika ..

9 puan

çok güzeldi... 2010 yılının EN İYİ AŞK ROMANI ödülünü almış bir kitap ve sonuna kadar bu ödülü hak ediyor...

12 yıl, 1 ay
4 puan

Koridor ilk defa beni hayal kırıklığına uğrattı.Bir kere kitabın ismi ile içeriğin alakası yok.İkincisi Bu nasıl bir çeviridir böyle ya.Ben hala kim kim anlamış değilim.O kadar abuk sabuk cümleler vardı ki anlatamam.Gayle'nin abisi olduğundan bahsediliyor bir yerde e abisi varsa bu adam nasıl varis oluyor.Sonra Gayle ye babası yaşadığı halde dük denmiş saçma sapan daha bir sürü hata.Çevirinden mi kaynaklı yoksa orijinal metinde de böyle mi bilemeyeceğim ama ben beğenmedim.Konu güzel.Daha farklı bir yazar tarafından yazılsaydı beğenebilirdim ama Grace Burrowes sınıfta kaldı

Kitabın içeriğine gelirsek.Kontumuz Gayle babasının evlen baskılarından kaçmak için kendi evlerinden birine gidiyor.Birgün hizmetçi şömine ile uğraşırken düğmeleri şöminenin bir yerine takılıyor ve kont yardım ediyor.Bunu gören anna kızı taciz ediyor diye şömine demiri ile kontun kafasına vuruyor.Sonradan durum anlaşılınca anna gaylenin bakımını üsteniyor.Bu kısımlar komikti.Kont annaya yapmadığını bırakmadı

Macera böyle başlar.Çiftler gün geçtikçe birbirlerine aşık olurlar ama ortada birde sır vardır.Anna'nın herkesten sakladığı sırrı

Sır konusuna hiç girmeyeyim ben birini öldürdü falan sandım.O kadar eften püften bişey çıktı ki şok oldum walla

Kitabın tek ilginç noktası normalde anne ve babalar oğullarını evlendirmek içn saygın kızları seçerken burada Gayle'nin anne ve babası metresiyle evlendirmeye çalışıyorBu arada Gayle'nin babasının 3 farklı kadından toplam 10 çocuğu varBirde annesi bu ihanetleri affetmiş.Allahım gelde delirme.Çocuk mevzusunda da tamam 10 çocuk var ikisi ölmüş iki kız var Val ve Dev var Gayle ile 7 etti iki taneside uzaktaymış sanırım pek hoşlanmıyorlarmış birbirlerinden en azından ben öyle anladım etti 9.Eee bi tanesi nerde:conf used:

Gayle'nin iki erkek kardeşi meşru olan Val ve Gayrimeşru olan Dev'e bayıldım.Serinin ikinci kitabı Dev'in üçüncü kitapta Val'in hikayesi.Onlarıda okurumVal'in cinsel tercihi ne ben hala anlamadım.

Birde torun Rose var ki ben o kısmı hiç anlamadım zatenŞimdi Rose'un annesi ve Gayle eskiden nişanlılarmış ama sonra kız başkasıyla evlenmiş.Eee üvey baba muhabbetleri geçti.Demekki evlendiği kişi üvey babası ee o zaman Rose'un gerçek babası kimNasıl torun oluyor.Ölen kardeşlerden birinin mi acep.hadi öyle olsa abisinin karısıyla mı evlendirmek istemişler Gayle'yi.



Cinsellik mevzuna hiç girmiyorum.Afedersiniz ama resmen prnoydu.+25 falan yani.Tamam diğerleri de anlatıyor ama kadın o kadar kaba ve duygusuz bir tabirle anlatmış ki bu kadar olur yani.Bir erkek bile bu kadar duygusuz yazamaz.


Anna hamileliğini doğma falan girerken farkeder diyordum ama allahtan dük işe el attı

Birde kitap 2010 da en iyi aşk romanı seçilmişDuyda inanma


Kısaca

Kafam çok karışık.Neyin ne olduğunu anlayan biri buraya yazabilirse sevinirim.

12 yıl, 8 ay
5 puan

Bir hevesle alıp başlamıştım ama pek beğendim diyemeyeceğim. Çeviriden mi kaynaklı yoksa yazarın kendi orjinal cümlelerinden mi kaynaklı inanın bilmiyorum.
- Kitabın adı benden eksi puan aldı...Mirasyesi hiç mi hiç uygun değildi.
-İsmini aklımdan çıkardım fakat bazı yerlerde anlam karmaşası vardı. Tıpkı kilitli olan kapıda aniden birinin belirmesi gibi...
-Hazlit'imiz bir yerde '' Evli statüsünden pek hoşlanmıyorum,bekar olmak daha iyi gibisinden bir şeyler diyor daha sonra ileriki sayfalarda izin verirseniz ailem ve çocuklarımla ilgilenmek istiyorum diyor...Hadi bu duruma dedim ki belki çocuklar gayrimeşrudur falan...
Neyse çok vasat demiyorum fakat beklentilerimi karşılamadı.
Konu itibariyle güzeldi hoştu ama...

Neyse konuya gelelim;

Kont, oda hizmetçisi Morgan'a yardım ederken Anna bunu görüyor ve kızı rahatsız ettiğini sanıp Kont'un başına vuruyor. Sonra Kont'un kötü niyeti olmadığını aslında Morgan'a yardım ettiğini öğreniyor.
Anna bir kahya ama maşallah her işle uğraşıyor,zor durumda kaldığı için Kontu giydiriyor bile.
Anna'nın ve Morgan'ın sırları var. Kimseye anlatamadığı...
Ama sırları olduğunu ilk Dev anlıyor. Kont'un kardeşi.
Daha sonra sırlar ortaya dökülüyor,ve zor durumlar yaşanıyor.
Kitap bence o sırlar ortaya dökülürken azda olsa heyecanlı bir hal alıyor.

Dediğim gibi vasat olarak nitelendiremem,asla. Ama benim fikrim,beklentilerimden çok düşük olduğu yönünde. Elbette sevenleriniz hatta okumamış ama okusa sevecek kişilerde vardır,saygı duyarım ama üzgünüm,ben pek beğenmedim. :)

1 puan

Boşuna almayın derim bu türün en kötü örneklerinden biri bence.

5 puan

5 yıldızı ilk 270 sayfa için verdim.Kalan sayfalar 2 yıldızı bile hak etmiyordu bence.Son 100 sayfada yazarın ilhamı mı kaçtı,kitap yarım kaldı da başka biri mi tamamladı anlamadım.....

5 puan

Rating 2.5/5

Mirasyedi ismiyle münhasır olmayan bir kitap aslında. Ben kitapta miras yiyen bir baş karakter görmedim ama bu mirasyediden kasıt kızımızın aç gözlü ağabeyi ise onun için doğru bir tanım diye düşünüyorum.

Kitabımızın isminden kapağa geçersek gayet güzel bir kapak. Kırmızı cidden kapakta hoş duran bir renk. Ama orjinal kapak olduğu halde amerikada yayıncılardan daha iyi bir kapak beklerdim. Sonuçta dönemi yansıtmıyor. Bizimkilere kızarken onlara ne olduysa böyle? Orjinal kapakta oğlanımız kitapta bolca bahsedilen "kaslarını" göstersede bizde sansürlenerek döneme uygun bir şekilde giydirilmesi de bence hoş olmuş.

Kitaba gelirsek beni heyecanlandırmaktan çok sanki bu kitabı okumaya katlanıyormuşum izlenimi veren bir okuma süreci geçirdim. Ara ara hoş cümleler ile bu süreç az da olsa katlanılır olsa da kızımızın sonlara doğru saçma derecelere varan kuru itirazları bende ne sabır bıraktı ne de bir şey.

Oğlanımıza gelirsek bu kitaptan sonra bir daha yumuşak başlı bir karakter okuyabileceğimi sanmıyorum. Bana okuduğum o kadar sert yapılı karakterden sonra çok tuhaf geldi. Oturup ağlasa şaşmazdım sanki. Sevdiği uğruna gururunu çiğnemesi filan güzeldi ama ne bileyim benim standartlarıma göre yeterli değildi.

Birazdan konumuzdan bahsedeyim. Oğlumuz olan Westhaven Kontu Gayle Windham babasının sonraki varisi ve evlendirmeye kafayı taktığı tek kişidir. Öyle sık boğaz edilmiştir ki adam canını o evden kaçarak kurtarmış ama babasının özel hayatına karışmaları ise malesef orada son bulamamıştır. En son metresinin komplosu yüzünden Westhaven babasını teesüfle kınamıştır. Bu arada dikkatini ise güzel hizmetçisi Bayan Anna Seaton çekmektedir. Kadın evini gerçek bir ev haline getirmiş, kendisine de oldukça iyi bakmıştır. Aralarında ki çekim güçlendikçe Westhaven'ın aklında bu kadının düşesi olması konusunda fikirler dolaşmaktadır. Ama Bayan Seaton'ın sırları ise bu hayallere bir kabus gibi çökmüştür.

2 puan

Öncelikle kitabın kapağı hakkında konuşacak olursak,kendi adıma ben bizim versiyonu daha bir sevdim kırmızıdan hoşlaşmamama rağmen. Gerçi hemen hemen aynı ama Kont'un giyinik olması tercihim zira onu kıllı hayal etmemiştim okurken. Anna adamın o kadar orasını burasını yalarken kılları da işin içine karıştırmak istemedim herhalde. Evet iğrençleştim, farkındayım ama, elden ne gelir ki kitabın anlatımı da böyleydi.

Kabaca konusundan bahsetmek gerekirse, Yeşilçam filmlerimize konu olan gerek dadı- patron yakınlaşması, gerek sekrete-patron yakınlaşması gelebilir aklımıza. Bu da o ayarda bir öykü işte. Bir kont var, varlıklı ve kaslı. Ve pipisi büyük. (Bu özellikle vurgulandı kitapta, bahsetmesem olmazdı) Bir de kahya var, kahya beklenmedik bir şekilde kadın, bana hep erkek olurlar gibi gelirdi. Ama aslında o da burjuva takımından da biz bunları hep kitabın sonunda öğreniyoruz. Neyse... Sonra bunlar birbirine aşık oluyor da falan filan.

Bir kere, hayatımda okuduğum en fiki fikili kitaplardan biriydi. Yazar hayatının hangi evresinde yazmış bilmiyorum ama sanıyorum kafayı cinsellikle bozmuş biraz o esnada. Gerçi böyle kitapları da o okutur değil mi? Ama yok yahu, insan bir aşk öyküsü ister. Öyle olmasa kitaba para vermek yerine şu seks maceraları paylaşılan sitelere de girebilir. Bence bir karışıklık olmuş.

Beni bilirsiniz, kitapta sevişen, öpüşen olmasın kafasında değilimdir. Ama dediğim gibi, anlatmak var anlatmak var. Yazar o kadar itici anlatmış ki, hele "Kont'un boyu 1.80'di, vücudu kaslıydı" gibi bir anlatım görünce... Bir kere o 1.80 ne orada? Uzun boyluydu desen de daha şık dursa ya. Sonra olay örgüsü zayıftı. Belki Kont ile Anna'nın yakınlaşması bizi, ortada hiçbir şey yokken oral seks yapmaları nedeniyle itici ve anlamsız geldi.

Yok, alaycılığımı aşıp terbiyemi koruyamıyorum. Cidden hayatımda gördüğüm en itici, en sevimsiz anlatımdı.

Bir diğer sorun da kitapta düşük cümlelerin olması, hatta anlatım bozukluklarının olmasıydı. Koridor'u hep iyi bilirdim, bu duruma çok şaşırdım.

Kitapta her şey oldu bittiye geldi. Ne ikisinin aşık olduğunu gördük ne adam gibi naz yaptılar, ne serim, ne düğüm ne de çözüm iyi kurulmuş ve aktarılmıştı. I-ıh, bu yazar benim nazarımda sınıfta kaldı.

8 puan

Gerçekten 2010 da niçin en iyi aşk romanı ödülünü aldığını anlıyorum. Olaylar gayet akıcı ve insanı merak ettiren tarzda. Ödülünü hak ettiğini ve beğeneceğinizi düşünüyorum benden 8 puan alıyor. Puan kırdığım kısmı daha da şevkle okuduğum romanlar olması ama bu da gayet iyiydi. Beğeneceksiniz

5 puan

Ne puan vereceğimi bilemedim açıkcası, ne okuduğumdan emin bile değilim tuhaftı :D :D :D çok önerdiğim söylenemez.

3 puan

Kitap hiç umduğum gibi çıkmadı malesef. İlk defa Koridor Yayınlarından çıkan bir kitabı beğenmedim.

Kitapta anlamadığım birçok yer var. Özellikle de torun Rose kimin çocuğu bir bulamadım.

Kont ve Anna ne ara aşık oldular onu da hiç anlamadım. İlk 50-60 sayfa ortada hiç bir şey yokken ve normal konuşurken bir baktım ki Kont ve Anna arasında birşeyler pat diye oluverdi. Ayrıca aralarındaki ilişkide hiç duygu yoktu.

Anlamadığım ve boşa zaman geçirdiğimi düşündüğüm bir kitaptı...

Keyifli okumalar...

6 puan

Limonata limonata ve tekrar limonata 🤔🤔😖

6 puan

Westhaven Kontu Gayle Windham dük olan babasının ilk meşru oğludur. Meşru olamayan birçok çocuğu vardır ama varisi Gayle olduğundan onu evlendirmek çocuğunun olduğunu görmek tek amacıdır. Bu yüzden elinden gelen her şeyi yapar. Casusları vardır.Sevgilisine hamile kalırsa onları evlendireceğini bile söylemiştir. Gayle'nin başından bir nişan geçmiştir. Bir kere bile ona fazla gelmiştir. Kimse onu yapmacık bir kız ile evlenmeye zorlayamaz. Onu en mutlu eden şey ıssız bir yer,sessizlik ve huzurdur. Varis olduğu için kendisini sömüren anneler ve genç kızlardan bıkmıştır. Her yerde istenir,birçok yerde olması gerekir ama bıkmıştır.Ev partileri,geziler,sosyal toplantılar ona göre değildir. Babasının baskılarından da sıkılınca sıcağa rağmen herkesten uzak evine çekilir.Bir hizmetçinin elbiselerinin düğmesi şömineye takılınca ona yardıma girişir ama karşılığında demirle kendisine vurulur. Kahyası hizmetçiyi taciz ettiğini sanınca böyle bir şey yapmıştır. Böylece Gayle kahyası ile tanışmış olur.

Anna Seaton Gayle'nin kahyası. Normalde bir asilzade olmasına rağmen yaşadıklarından dolayı peşindekilerden kaçıp kimliğini herkesten gizlemiştir.
Evin kahyası ama evde ki tüm işler ile ilgilenir. Eve getirdiği huzur,düzen Gayle'nin gözünden kaçmaz. Gayle'nin durumunun sorumlusu Anna olduğundan bakımını üstlenir işlerini yapmasına yardımcı olur.
Gayle kahyasından hoşlanınca sürekli birlikte vakit geçirmeye başlarlar ve doğal olarak yakınlaşırlar. Anna'nın sırları ilişkilerini zorlaştırsa da bunun üstesinden tabi ki gelirler.

İsmine bakarak farklı bir kitap beklemiştim ama alakasız çıktı. Anna'ı sevemedim bir türlü. Beklediğim gibi bir kitap değildi. Güzel bir konu vardı ama yazar işleyememiş. O kadar karışık ,gereksiz, saçma yerler vardı ki kitap ziyan olmuş resmen.

1 puan

kötüydü sürekli fantazi gereksiz ve abartı üstelik

11 yıl, 10 ay
5 puan

Okuduğum olumsuz yorumlardan sonra kitaptan bir beklentim yoktu.Romanda Yer yer yapmacık diyaloglar vardı.Mutlu son ise kadın karakterin inadı yüzünden son sayfalara kaldı.Elinizin altında yoksa okumasınız da olur diyebileceğim kitaplardan biriydi.

geri ileri