Kurtlara Söyle Eve Döndüm

En Son Değerlendirmeler

10 puan

Kurtlara Söyle Eve Döndüm, bir kitap ancak bu kadar yavaş yavaş içinize işler ve sizi kendine aşık edebilir.

Evet kitaba tam anlamıyla aşık oldum.

Dayısı ile arasında müthiş bir bağ bulunan küçücük bir kız çocuğunun, June'un ağzından, onun o inanılmaz duygularıyla okuyorsunuz kitabı.

Finn -dayısı- hayattaki en değerlisi June'un. Öyle ki Finn'e karşı kimselere anlatamayacağı özel fakat tertemiz duyguları var. Finn'in AIDS'ten ölmesi ve June'un bu acıyla nasıl başa çıkacağını bilememesiyle başlıyor kitap.

Bu kaybediş ile bambaşka bir hayatın kapılarını aralıyor June.Dayısının hiç haberdar olmadığı hayatını keşfederken zaman zaman Finn'in neden bunları kendisiyle paylaşmadığına da içerliyor.Finn'in özel arkadaşı olarak adlandırılan Toby'nin yaşamına girmesiyle neler hissetmesi, nasıl davranması gerektiğini bilemeden yalpalayan Timsahçığın -bu Finn'in kitapta June'a hitap şekli- hallerini okurken kimi zaman tebessüm ettim kimi zaman kalbim bir yaprak gibi titredi, gözlerimin dolmamasına engel olamadım.

İlk başta dayısının katili olduğunu düşündüğü için Toby'den nefret etmek isteyip daha sonra satır satır o küçük, tuhaf adama nasıl bu denli bağlandığını okumak inanılmazdı. Kimseyle paylaşamadıklarını Toby ile paylaşması, birkaç ay içinde birbirlerine bu kadar bağlanışları...

Bu inanılmaz duygu yüklü kitabı okuyabildiğim için kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki.

Bu arada Finn eşcinsel. Kitap boyunca iki adamın birbirine olan aşkını okumak beni hiç mi hiç rahatsız etmedi hatta bu aşk o kadar derindi ki okuduğum bazı kitaplardaki kadın-erkek aşklarından daha dolu doluydu.

June'un zamanla aslında gerçeğin kendinden saklanmasında Finn ve Toby'nin hiç suçu olmadığını öğrenmesi, Toby'nin sonsuz iyilikle dolu kalbini keşfedişi bu sayede son yıllarda uzaklaştığı kız kardeşi Greta ile yakınlaşması... hepsi hepsi o kadar güzeldi ki.

Bu arada kitabın bu ilgi çekici ismi ressam olan Finn'in June ve Greta'yı çizdiği son tablosundan geliyor.Tablonun arka kısmına June dışında kimselerin fark edemeyeceği birde uluyan kurt iliştiriyor Finn. O kadar güzel betimlenmiş ki tablo okurken gözümün önünde beliren resme hayran kaldım. Kapakta da tablo resmedilmeye çalışılmış ve dikkatli bakarsanız kurdu orada da görebilirsiniz.

Son olarak kitapta okurken boğazımın düğümlendiği, kalbimin titrediği altını çizdiğim yerlerin bazılarını paylaşmak istiyorum.

*Ben buruşmuş zamanı hayal etmek istiyorum, kurtlarla dolu ormanları ve kırların kasvetli gece yarısı manzaralarını.Birbirlerini sevmek için seks yapmak zorunda olmayan insanları hayal ediyorum. Seni yalnızca yanağından öpecek insanları.(syf. 89)

*Elimden gelirse şayet, hayalet olup Cloisters'a dadanacağım senin için. (syf.230-Finn'in June'a bıraktığı mektuptan)

*Bazen zamanın dışına atıldığımı hayal ettiğim bir oyun oynardım.Gerçekten de ortaçağdan gelen ama 1987 yılında gezinen bir kızmışım gibi. (syf. 232)

*İnsan çok bilince bazı şeyleri mahvedebiliyordu.(syf. 304)

*Yalnızca dünyanın en mutsuz insanları sonsuza dek yaşamayı ister, çünkü hayatları boyunca istedikleri hiçbir şeyi yapamadıklarını düşünürler.Yeterince zamanları olmadığını, hayattan paylarına düşeni alamadıklarını hissederler. (syf.305)

*Hayatım bir film olsaydı şimdiye çoktan sinemadan çıkmış olurdum. (syf. 305)

*Hayatta hiçbir şey söylemesemde öylesine arayabileceğim tek insan oydu sanki. (syf. 315)

*Sevgim öyle büyük ki, kalbim ortadan ikiye bölünecek neredeyse... (Finn'in Toby'e bıraktığı mektuptan. syf. 390)

*Kimse öykümüzü bilmiyor, diye düşündüm. Kimse öykümüzün ne kadar acıklı olduğunu bilmiyor. (syf. 408)

*Yanlış aşklardan haberim yok mu sanıyorsun June? Utanç veren aşkları bilmediğimi mi sanıyorsun? (syf. 417)

Son bir şey daha June'un ortaçağ aşığı bir kız olmasına ve sürekli ortaçağ ile ilgili hayaller kurmasına bayıldım.

Birde kitapta en çok hoşuma giden yerlerden biri Finn ile Toby'nin tanışma kısmıydı.

Gerçek hayatta olsalar Fin ve Toby'e hemen tutulurdum sanırım bu konuda June'a kızmak imkansız.

Yani ilk başta da söylediğim gibi kitaba aşık oldum, hayatım boyunca okuduğum en özel kitaplar arasında yer edeceğinden şimdiden eminim.
Yorumumu dayanıp sonuna dek okuyanlara çok teşekkürler :)

9 puan

Kitap çok güzel konu çok güzel ele alınmış ama, bilmiyorum ya ben 14 yaşın böyle şeyler düşünmek yaşamak için çok küçük olduğunu düşünüyorum, kızı hep 16 17 yaşında hayal edip okudum .belki de bizim geleneksel yaşamımızdan dolayıdır bu düşüncelerim.

10 puan

★★★★★
Yorumun tamamı; http://1kitapmeselesi.blogspot.com.tr...
Kitabı okurken bütün önyargınızı yıkmalısınız, çünkü hikaye bir kız kardeş hikayesi değil. Dayısına aşık olan bir kız var ortada ve de dayısının öteki tarafı var, şuan bunu söylemek istesem de çok büyük bir spoi olacağı için sanırım bununla yetinmelisiniz. Aşk var ama, çok farklı şekilde iki aşk var. Kardeşlik bağları var ama çok zor şeyler üzerine kurulan iki kardeşlik hikayesi var. Onları okurken bazen, kitabı duvarlara atmak isteyeceksiniz.

10 puan

okuduğum en güzel kitaplardan biriydi.

10 puan

Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaptı. Gecenin bir yarısı kitap bitince hıçkırıklara boğulduğum bir gerçek. Daha çok böyle kitaplar yazılmalı. Her şeyi ile favorilerimden biri artık bu kitap. Kısacası okuyun, okutun. Çok seveceğinize eminim.

9 puan

Bu kitaba ne söylesem ne yazsam az gelir sanırım. Her sayfası o kadar içten o kadar güzel ki. Sizi sarıp sarmalıyor , adeta içine çekiyor. Sınav haftasında bile elimden düşmemişti. İçinde anlatılan aşk o kadar saf ki. Kitabı okurken yüzümde hem kocaman bir tebessüm , hem de gözlerimde her an akmaya hazır yaşlar vardı. Hala okumadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz demektir. Bence bir an önce okuyun derim.
Blogdaki ayrıntılı yorumum : http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2015/03/kurtlara-soyle-eve-dondum-kitap-yorumu.html

7 puan

Kitabın adı ilgimi çekti.Net satışta 11 TL satış fiyatı cazip geldi şansımı deneyeyim dedim.Kitabın adı Finn Dayı!nın resim tablosundan geliyormuş.Roman June'un ağzından anlatılıyor.June ve Greta kardeşler,dayıları Finn ve arkadaşı Tobby olay kahramanlarımız..Tobby ve Fiin Dayı Gay ilişki iması olunca "Eyvah,yanlış tercih mi yaptım? "diye tereddüte düştüm.Anne ve babaları yoğun iş temposu içindeyken kardeşler arasındaki ilişkilerin zaman zaman soğumasına değinilmş.Son yüz sayfaya kadar monoton giden kitap son yüz sayfada olayların seyrini değiştirip sizi merakta bırakıyor.Ön yargıların kişilerin hayat akışını nasıl değiştirebildiğine çok başarılı vurgu yapılmış.

6 puan

Abartılacak kadar güzel değil, okunmayacak kadar kötü de değil.

Kitap yorumum burda:

http://kitaplardansayfalar.blogspot.com.tr/2015/11/kurtlara-soyle-eve-dondum.html

Profil Resmi
6 puan

http://sibelinkitaplari.blogspot.com.tr/2015/11/17-kurtlara-soyle-eve-dondum-carol.html

5 puan

Başlarda akmadı sonlara doğru merak uyandırdı. bu kadar uzun olmasına gerek yokmuş bence.

6 puan

Çok mükemmeldi diyemeyeceğim, fena değildi. Okurken fazlaca sıkıldım :(

10 puan

Ön yargısız,sabırla hissederek okunacak kesinlikle ismi gibi çok çok özel ve güzel bir kitaptı.

8 puan

Kitap 1987 yılında aids'in nispeten yeni yayılmaya başladığı zamanlarda geçiyor. Kitap ana kahramanımız 14 yaşındaki June'un ağzından anlatıldığı için bir çocuğun samimiyeti saflığı vardı. Zaten bundan dolayıdır ki aids'ten ölmek üzere olan dayısı Finn'e olan aşkı insanı rahatsız veya irite etmiyordu. Tabi aşk deyince yetişkin bir insanın bakış açısıyla düşünmeyin olayı. Buna çok saf bir hayranlık da denilebilir aslında. Finn'in ölmesiyle (ki bu spoiler değil) June aslında Finn'in uzunca bir süredir birlikte olduğu Tobby adında bir sevgilisi olduğunu öğreniyor ve esas hikaye zaten bundan sonra başlıyor. Çok ağır edebi bir dil beklemeyin kitaptan ama hikayesinin sıcaklığını ve samimiyetini unutmayacağınız kesin. Ha bu arada başta June'un ablası Greta'ya fazlasıyla gıcık olacaksınız ama kitap ilerledikçe Greta'yı da anlamaya başlayacaksınız. Kitap kardeş ilişkilerini June ve Greta ile Finn ve June'un annesi üzerinden güzel anlatmış.

7 puan

Ağlattı. Toby ne güzel bir insansın sen.

8 puan

Yeri geldi hüzünlendim ağladığım anlar oldu, yeri geldi onlarla birlikte gülümsedim. Bazen tıkanıp kaldım okuyasım gelmedi, bazen elimden bırakamadım. Ama genel olarak baktığımda güzel bi hikayeydi. Sonu beni çok sarstı gerçekten ve kendimi ağlarken buldum. Tavsiye edilebilir bi kitap oldu benim için.

9 puan

Kesinlikle denilen kadar iyi.

10 puan

Kelimelerle anlatılmaz. Karakterleri, kurgu ve olayları birbirine bağlayışı, asosyallik olgusunu mükemmel bir şekilde işleyişi. Karakterin sözleri içime işledi. Bazı sözler sanki bana söylenmiş gibiydi. Hayatımda göremediğim şeyleri görmeme anlamama sebep oldu. Beni bu denli düşündüren etkileyen kitaplar çok azdır. Çok sevdim.

6 puan

Kitabın kapağına ve ismine bakarak, eğlenceli bir kitap olduğunu düşünerek almıştım. Fakat neşe haricinde bir çok farklı duyguya sürükledi.
Kitapta bir kaç konu ele alınmış. Abla kardeş ilişkisinin bozulup, son noktasına gelmesi; küçük bir kız çocuğunun dayısına olan aşkı; ardından dayısını AIDS yüzünden kaybetmesi; daha sonra da dayısının hayat arkadaşı olan kişiye aşık olması ve onu da aynı hastalıktan yitirmesi; annesiyle dayısının gençliklerinde kopardıkları bağlarınının hikayesi.
Farklı bir konusu olsa da, kitap beni rahatsız etti. Sonuçta bu olayları yaşayan kız çocuğu 13 yaşında anlatılıyor. Ve öyle de kalıyor. Sonu, kız çocuğunun büyüyüp bunun aşk değil de sevgi olduğunu anlamasıyla bağlansa, kitaba biraz daha olumlu bakabilirdim.
"2007 yılında Kurtlara Söyle Eve Döndüm adlı ilk romanını yazması için kendisine Sanat konseyi tarafından cömert bir fon tahsis edildi" diye yazar tanıtım kısmında bir cümle var. Bir çok listede de en iyi kitaplar arasına girmiş. Bunlar da beni maksatlı ve planlı yazılmış bir kitap sonucuna götürüyor. Bilemiyorum belki ben öyle düşünüyorum fakat öyle listeleri zorlayacak bir kitap değil.

10 puan

daha çok yıldız veremiyoruz değil mi? 😢

10 puan

Kurtlara Söyle Eve Döndüm benim tam puan verdiğim bir kitap, ilk sayfalardan itibaren o duygu yoğunluğunu hissediyorsun, özellikle sonlara doğru beni çok ağlatmıştı :( kitap hakkında hiç bir bilgiye sahip değildim alırken, eşcinsel temalı bir kitap olduğunu bile anlamadım, arka kapak tanıtımında bir şeyler beni etkiledi ve mutlaka okumalıyım demiştim..

Eşcinsel temalı bir kitap ama cinsellikten çok işin duygusal yanının ön plana çıktığı bir konusu var, bunu neden söyledim çünkü bazı arkadaşlarımın sorduğu ilk şey eşcinsel sex sahneleri çok mu olmuştu, bende bunu soruyorsan zaten alıp okuma demiştim onlara :)

Olaylar sadece üç kişi arasında geçmiyor, June'ın dayısı Finn'e olan duyguları Finn'in Toby'e olan duyguları, June'ın ailesi ve özellikle kız kardeşi ile olan ilişkisi, her detayı çok güzel anlatmış yazar. Özellikle Finn'in ölümüne kadar Toby'i aileden gizlemesi, June evine geldiğinde, Toby'nin tüm bu zaman boyunca onları rahatsız etmemek adına, alt katta gizlendiğini okuduğum kısım beni çok ama çok etkilemişti :( aslında bence Homofobik'ler okumalı bu kitabı belki ön yargıları kırılabilir ayrıca Homofobik ne çirkin bir kelime hiç sevmiyorum :(

10 puan

Mükemmel. Alın, okuyun derim. Gerçekten, keşke okumak için bu kadar geç kalmasaydım ve elimde bu kadar süründürmeseydim, harikaydı. Ama sonunda kalbimden bir parçayı da alıp götürdü. Aklıma geldikçe göğsüme bir ağırlık çöküyor. Bana yaşattığı hisleri unutabileceğimi sanmıyorum.

7 puan

Lgbti temalı içten, sımsıcak bir romandı. Olayların basit görünen fakat karmaşık ilerleyen yapısı gerçek hayatı yansıtır nitelikteydi. Beğendiğim bir okuma oldu :)

10 puan

http://kronikokur.blogspot.com.tr/2014/11/kurtlara-soyle-eve-dondum.html

geri ileri