Kemik Titreten (The Clockwork Century, #1)

En Son Değerlendirmeler

8 puan

Altına hücum döneminde Amerika: İç savaşla parçalanmış doğum sancıları çeken bir ülke... Klondike altınını çıkarmak için Rusların düzenlediği yarışmayı kazanan Dr.Blue "Kemik Titreten" adlı süper matkabını denemeye hazırdır. Deneme tam bir felakete dönüşür. Seattle şehir merkezini yer altından delik deşik eden Blue, depremlere ve göçüklere sebep olur. Makinanın kullandığı kimyasalları soluyan kişiler hasta olmakta ve yaşayan ölüler olarak vefatlarının ardından geri dönmektedirler. Seattle bir ölü kasabaya dönüşür; Zehir ve ölüleri içeri hapsetmek için yükselen 70 metre yüksekliğindeki Duvar, kasabayı 2 ye böler. Duvarın diğer yakasına kaçıp yeniden başlamaya çabalayan Dr. Blue'nun dulu Briar ve oğlu Zeke, geçmişin günahlarını sırtlayacak yegane insanlar olarak dışlanırlar. Zeke babasının adını temizlemek ve kökenlerini öğrenmek için cehenneme dalınca... annesinin onu takip edip kurtarmak dışında bir şeçeneği kalmaz.

Briar Wilkes, hem nefret ettiği babasının hem de kocasının hayaletlerini çocuğunda gördüğü için ondan uzak durmaktadır. 12 saatlik vardiyalarla kendini harap eden, başkasının günahlarının kefaretini ödemeye çalışan Briar, oğlunun vakit geçirdiği Limon özü( Zehir'den damıtılan bir uyuşturucu ) satıcılarından rahatsızlık duymakta ama işinden dolayı vakit ayıramamaktadır. Zeke inatçı, becerikli ve olgun bir çocuktur. Daha 15 yaşında olmasına rağmen kendine bakmayı öğrenmek zorunda kalmıştır. Annesinin yokluğuna dayanabilen ama kökenleri yüzünden aşağılanan dışlanan bu genç adam, çareyi Duvar'ın ardına geçip babasının şuçsuzluğunu kanıtlayacak bir şeyler aramakta bulur. Briar, ona baba olmak dışında her şeyde üstün tutulan bir adamın, ünlü kanun adamı Maynard'ın kızıdır. Duvar'ın öte yanındaki hurdacılar için bir aziz olan bu adam Banliyö'de de kaçakçı ve zehir tacirlerinin takdisini istediği, saygı duyduğu biridir. Tıpkı oğlu gibi Briar2da geçmişle yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Yazar, dönem koşullarını son derece güzel yansıtmış. Tasvirler güçlü ve akılda kalıcı. Alternatif bir tarih olduğu için Viktoryen dönem koşullarını yansıtmıyor bunu belirtmeliyim. İcatlar çağının heyecan verici büyüsü, dişliler, buhar makinaları, zeplin ve elektrik gibi motifler; İç Savaş koşullarının dayattığı zorlu yaşam şartlarıyla son derece güzel bir tezat oluşturuyor. Aynı zamanda toplumsal mesajları da ırkçılık ve yabancı korkusu gibi konular üzerinde toplamış olan yazar, anne- oğul ilişkisini çok ustaca kullanmış: Çocuk kaçan, anne kovalayan rolünde. Çocuk geçmişi açığa çıkarıp annesinin acısını ve utancını dindirmeye çalışırken; anne geçmişin gömülü kalması gerektiğini öğrendiğinde oğlunun kalbinin kırılacağını belki de annesini red edeceğini düşündüğü için muğlak davranıyor.

Kullanılan motifler yeni değil, ancak bakış açıları ve işlenme tarzları son derece taze. kitabın temposu yüksek ve zaman karşı yarış hissi, gizemle yoğrulmuş kurgunun merak öğesini incelikle kullanması sayesinde son derece keyifli bir okuma sunuyor. Hugo ve Nebula ödüllerini teğet geçmiş son derece kaliteli bir kitap. Güçlü kadın motifleri ( Prenses, Briar, Lucy ) toplumsal mesajları, samimi ve akıcı dili büyük artıları. Tarz "Steampunk" , en yoğun kullanılan öğe " Zombi kıyameti". bilim kurgu hayranlarına ve zombi severlere taze bir soluk yeni bir bakış açısı olacaktır diye düşünüyorum.

9 puan


Cherie Priest- Kemik Titreten
Kitabı bir iki ay önce almış okunacak kitaplar arasında unutmuştum. Okumaya başlayınca daha önce okumadığıma pişman oldum.
Kitap Amerikan iç savaşının başlangıcı sırasında Seattle’da geçen bir alternatif tarih ve steampunk hikayesi. Ruslar Clondike bölgesinde buzun altındaki altınları kazıp çıkartabilen bir makine tasarlanması ve yapılması için bir yarışma düzenlerler. Yarışmayı Seattle’dan zengin bilim adamı Leviticus Blue kazanır. İnşa ettiği makinaya “Kemik Titreten” adını verir. ilk deneme sırasında kontrolden çıkar ve onlarca kişiyi öldürür. Ama asıl olay bu yıkımın ardından bir gazın ortaya çıkarak insanları zombiye dönüştürmesidir. İnsanlar korkuyla kenti terk ederken gazı ve zombileri içeride tutabilmek için şehrin etrafı bir duvarla çevrilir. Kenti terk etmek istemeyen insanlar duvarın çevresine yerleşerek bir banliyö oluştururlar.
Bu olaydan 16 yıl sonra Leviticus Blue’nun eşi ve 15 yaşındaki oğlu duvarın dışındaki banliyöde oldukça zor koşullar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Briar sadece eşi yüzünden değil gaz ortaya çıktığında hapisteki bütün mahkumları salan babası içinde şehirdekiler tarafından suçlanmakta ve oğlundan gittikçe uzaklaşmaktadır. Ezekiel babası ve büyükbabası hakkındaki sorularının cevabını duvarın öteki tarafında alabileceğini düşünür. Ve annesine haber vermeden duvarın öteki tarafına geçer. Planlamadığı şey ise girdiği tünelin çökmesi ve kendisinin orada mahsur kalmasıdır. Annesi de oğlunun peşinden gider.
Roman hem Ezekiel’in hem de Annesi Briar’ın gözünden anlatılıyor. Her iki karakter de çok iyi. Her ne kadar kendilerini birbirlerine uzak hissetseler de bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi ve bir çocuğun annesine duyduğu sevginin karşısında ne durabilir ki ?
Kitabı okumak isteyenler kendinizi zombilere (oldukça hızlı hareket eden zombiler) , Zeplinlerle hava savaşlarına , Mekanik kollu bir barmen kadına, kovalamacaya ve eğlenceye hazırlayın.
Bilimkurgu ve fantastik sevenlere hararetle tavsiye edilir.

geri ileri