İslamofobi

En Son Değerlendirmeler

9 puan

Vincent Geisser'in kitabı; 2003 yılında yazdığı için çok güncel sayılmaz ama yine de dönemin Fransa'sı gözünde İslamofobik durumu iyi kötü gözler önüne seriyor. Faydalı bir kitap.

Kitap, dört ana bölümden oluşuyor ve kendi içinde de ayrı konulara bölünüyor. Yazar, olabildiğince duygusallıktan uzak bir şekilde olan biteni çözümleyip, bize sunmuş. Zaten yazarın İslam ile alakası olmadığı için, duygusal bir şekilde yaklaşmasını beklemek saçma olurdu. Onun derdi daha çok ırkçılık karşıtlığı; ülkesine ve Avrupa'ya hatta Dünya'ya saçma korkular salan, haksızlık eden insanların bakış açısının yanlışlığını ve hatalarını gözler önüne sermek.... Bir Fransız olarak da bunu en iyi Fransa'da olan biteni baz alarak yapmaya çalışmış. Yazarın, kitabı son 13 yılı göz önüne alarak güncelleyip, yeniden bastırmasını tavsiye ederim, ne de olsa arada devasa bir boşluk ve olaylar gerçekleşti; İkiz Kule Saldırıları ve Paris saldırıları gibi...

Batı'nın, bilhassa Batı Avrupa'nın, İslam ve Müslümanlar konusundaki önyargısını ve anti-islamik tutumunu evvelden bilirdim; sözde Müslüman terörist olayları vs. olmadan çok önce.... Bu tarihsel bir nefret. Fakat onların kendi kelimeleri ile duymak ayrı bir gerçeklik kattı. Dahası batının korkunç hastalığını da iyice gözler önüne serdi; ırkçılık.

Benim için en ilginç nokta kitabın son bölümü olan 4. kısmı idi; İslamofobik Müslümanlar başlığı altında yayınlanan kısımda, kendi ülkemde de çok rastladığım ama tam olarak ne isim vermem gerektiğini bilemediğim kişilere böylece ne denmesi gerektiğini öğrenmiş oldum. İsterseniz yazarın kendi ağzından bu durumu bir okuyalım. İnanın bana son 90 yıllık Türkiye'nin bakış açısını da yansıtan bir İslamofobi'nin varlığını kendi gözlerinizle göreceksiniz.

"Çağdaş İslamofobi'nin bir hayli karmaşık bir yapısı var. Bu yüzden onu, açıkça ifade edilen Müslüman karşıtı ırkçılığa indirgemek yanlış olur. O daha çok, İslam ve Müslümanlar hakkındaki yaftalarla, ön yargularla ve imalarla alttan alta oluşmaktadır... Zaten Faransız toplumunun İslamlaşması tehlikesinden dem vuran birçok kişi bunu, MODERNLİK ve EVRENSELLİK iddialarını da içeren LAİKLİK anlayışları adına yapıyorlar. Bunlar İslamofobik oldukları kadar DİNE DE KARŞI kişiler...Çağdaş İslam korkusunun karmaşıklığını daha da ortaya koyan şey bu olgunun bazen kendileri Müslüman olanlarca da desteklenmesi(!). ONLAR, Müslüman kimliklerini bir meşruluk kaynağı olarak ortaya sürerken, "CUMHURİYETÇİ LAİKLİK" kavramını da dillerden düşürmüyorlar... Savlarının özünü, mevcut problemin ikili br yapıda sunulması oluşturuyor. Buna göre BİR TARAFTA "kötü, sakallı köktendinciler"(sizin de aklınıda VURUN KAHBEYE filmleri geldi mi? :) ) DİĞER TARAFTA ise onların tehdidi altında yaşayan "özgür ve ılımlı Müslümanlar" bulunuyor. Fransa'daki İslam'ın, bu nevzuhur sözcüleri, İslamcılara karşıyMIŞ gibi görünürken, aslında alttan alta İSLAM KARŞITI bir söylem geliştiriyorlar."
Günümüz Türkiye'sindeki bazı zihniyet yapısı ile benzeşme gösteren Fransa'sındaki bu ortak noktanın sebebi; Türkiye'nin zamanında Fransa'nın devlet ve laiklik felsefesini benimsediği içindir.

Unutmayın ki kavramların kutsallaştırılması, insanların kutsallaştırılması ve yüceltilmesi kadar tehlikelidir. Bunun neticesinde kavram ve şahıslar kullanılarak yapılan her şeye MEŞRULUK kazandırılır ve karşı çıkanlara "öcü" gözü ile bakılır. Bu da bir toplum için gerçek bir tehdittir.

geri ileri