Duygu (Bir Türk Masalı, #1)

En Son Değerlendirmeler

10 puan

"Geçmişini silemem ama geleceğimizi yazabilirim..."

10 puan

Mükemmel bu kitap icin az kalır :)

7 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2014/09/isl-parlakyldz-duygu-bir-turk-masal.html

3,5 stars

"Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı."

Sözüyle başlarım yoruma ve ardından da, "yemişim Bekir'i... Sedat'ı..." der sözü kendimce uyarlarım arkadaş! "Ali candı, Ali kandı. Ali aşk'tı."

Ali'ciyim ben diyor ve Sedat'ı size bırakıyorum :D

Duygu'yu bir çoğunuz internet üzerinden ya da wattpad'den okumuştunuz ve kitabı okurken nelerin sizi beklediğini biliyordunuz. Ama ben... ne yazık ki Duygu'yı ilk kez kitap olarak elime aldığımda okudum ve inanın beğendim. Haa bence eksik tarafları vardı ama yine de güzeldi.

Işıl Hanım'ın daha önce Köle isimli kitabını okumuştum ve orada gerek kalemini gerekse duyguları aktarma tarzını beğenmiştim. Onda duyguların anlatımı buna göre daha yoğundu bence, bu kitapta da biraz daha duygu hissedebilmek isterdim. O yönden biraz yoksun geldi bir de şu meşhur vurdular, kırdılar... acımadan öldürmeler... sıkmalar... depoya göndermeler... falanlar... filanlar... bir an dedim Vahşi Batı'damıyız biz? Burası İstanbul!! Her şey bu kadar ulu orta yapılamaz herhalde değil mi?

Neyse o kısımlara girmeyelim :)

Sedat, Bekir ve Ali'nin Duygu'ya sahip çıkmaları, aralarındaki diyaloglar süperdi. Bu üç erkekten en çok Bekir'i gizemli buldum. Adam sevdiği kadını kaç yıl bekledi, gerçi sonunda aldı yar olarak ama hangi erkek bu kadar sabreder ki! Sırf Selma üzülmesin, ailesini karşısına almasın diye kızı kaçırmak bile istemedi. Bekir... adamın dibisin!!! =)

Ali ise... ahhhh Ali... o anlatılamaz yaşanmalı... Aslı'yı saç baş yolasım geliyor adını her duyduğumda... Alim'e göz koydu :(

Tamam itiraf eidyorum. Alim'in eğlenceli kişiliğine, sempatik tavırlarına, vurdulu kestili hallerinin yanında içindeki o küçük yaramaz erkek çocuğuna vuruldum :)

İşte öyle :D

Sırada Sedat var... Sedat... ne desem bilemiyorum. Evet, Duygu'ya hissettiği aşk çok güzeldi ama be salak, be... tamam tamam sakinim... yoksa saydırıp gideceğim. Bunca zaman madem aşıktın bu kıza ne diye uzak durdun! Kız seni istiyor, her zaman yanında olmanı istiyor, bunları görüyorsun hala neyin tribindesin ya... İlla ki kızdan mı adım gelmeliydi! Geldi de ne oldu hala ıvır zıvır konuşmalar! Tamam Sedat... iyisin hoşsun da... cidden bazen fazla mankafa oldun!

Allah'ım kafayı yedim sanırım bildiğiniz roman karakterine saydırıyorum! Neyse.... :))

Sonunda, evli mutlu çocuklu moduna geçiş yaptılar ya o da iyi :)) Mutlu sonu seviyorum arkadaş!!! Bu kadar :D Bir kitapta mutlu son varsa bende varım =))

Genel bir yorum yapmak gerekirse, güzel bir kitaptı. Sıkılmadan okunacak, kalınlığı göz korkutsa da sayfaların su gibi aktığı bir kitaptı. Yukarıda da dediğim gibi biraz duygu kısımları eksik geldi ama bazen öyle sahneler okudum ki bu eksikliği onlarla kapattım.

Beğendim, aşk romanı severlere, mutlu son okumayı sevenlere tavsiye ederim =)

Bu arada Işıl Parlakyıldız, Alim'in de kitabını yazacak ama canı gönülden istiyorum ki Bekir'in de kitabını yazsın... Onların aşkı daha gizemli, daha uzun, daha sabır dolu ve bence daha yoğun! :))

9 puan

Yazarın ilk okuduğum kitabı bu oldu. Kitabın ismine tav olup almıştım, iyi ki de almışım. Gerçekten bir solukta okuduğum, okurken çok keyif aldığım bir kitaptı.

662 sayfa gözünüzü korkutmasın elinizden bırakamıyorsunuz. Ben 15 saat gibi kısa bir zaman dilimde iki yemek molasıyla birlikte okudum bitirdim. Öylesine bu hayatların içerisine dahil olmuştum ki ertesi gün başka bir kitabı elime almak istemediğimden keyifli yerlerini tekrar okuyayım bari diyerek tekrar kitabı elime aldım ve baktım ki tekrar baştan başlamışım okumaya. İki akşam boyunca sanki hiç okumamışçasına ikinci kez okudum ve bitirdim kitabı. Bazen sesli gülerek, genelde sırıtarak bazen de göz yaşları eşliğinde okudum ve kitaplığımda en sevdiklerim bölümüne kaldırdım. Bence ben durur durur okurum bu kitabı. Çünkü ben Ben Sedat'a değil, Sedat ile Duygu'nun aşkına aşık oldum. Sedat ile Duygu bitirdi beni. :)

Kitap hakkında biraz daha detaya girmem gerekirse evet bence de "Bekir candı, Ali kandı, Sedar aşktı." Ama Işıl Hanım'ın anlatımıyla sanki hepsi sizin canınızdı. Gereksiz betimlemeler, tanıtımlar yok. Sanki Duygu sizin sırdaşınız da size tüm olayları ilk ağızdan anlatıyor gibi içten, yalın, güzel. Diyaloglar samimi ve abartılı üsluplar yok. Kafasından geçenlerle bizden biri.

Bundan sonrası kitap hakkında spoiler içeriyor, ona göre. Böylesi sevdiğim bir kitap özellikle bir konuda beni hayal kırıklığına uğrattı; bir yönüyle eksik kaldı. Bir diyorum, esasında ikiydi ama "Ali'm"in Kasım ayında kitap olarak çıkacağını ve bu kitapta eksikliğini hissettiğim Ali ile Aslı'nın aşkının derinliklerini okuyabileceğimizi öğrendiğim için bire düşürdüm.

Keşke kitap 662 değil de 700 sayfa olaydı da Sedat ile Duygu'nun evliliğine de şahit olsaydık. Bekir'di Ali'ydi derken esas kızla esas oğlanın düğünü oldu mu olmadı mı habersiziz. Nasıl evlendiler, Sedat nasıl teklif etti hiç bilmiyoruz. Hatta Defne'nin doğuşu falan tam muamma. Hadi Selim'in doğumunu kaçırdık bari Defne'ninkini göreydik. Hatta o doğumda Sedat'ı ve ne hale geldiğini, herkesi ne kadar bezdirdiğini göreydik. Birden evli, mutlu, çocuklu moduna geçildi bizim de boynumunuz bükük kaldı.

Ben şahsen sanırım erkeklerin dile getirmeleri daha zor olduğu için erkek gözünden anlatılan aşk hikayelerini daha çok seviyorum. O yüzden bir an önce Kasım gelse de "Ali'm"i elime alıp okusam diye gözünün içine bakıyorum. Bu arada acaba bu hikayeyi Sedat'ın ağzından da okur muyuz; hatta okumadığımız eksik kalan kısımları da onda okur muyuz diye aklımdan geçmiyor değil. Biri Işıl Hanım'ın kulağına suyu kaçırsa ya :))

9 puan

Abartilmis yatak vakalari dışında çok keyifli bir kitapti. :)

10 puan

3 devenin yüzündeki tebessüm, kalplerindeki sevginin kaynağı Duygu..
İstanbul'un belalı camianın gözü kara adamı Sado (Sedat) ve iki sağ kolu, kanı canı Bekir ve Ali. Her birinin geçmişinde yatan ortak nokta öksüzlük. Duygu'nun babası Savcıdır ve tam bir görev adamı olarak tehditlere boyun eğmeden işini yaptığı için bir kaç adamın damarına bastığından  Duygu henüz 17-18 yaşlarında iken kaçırılır ve iki ay boyunca acımasızca işkencelere maruz kalır. Sedat, Ali ve Bekir onu kurtardıklarında ölmek üzeredir ve Sedat'ın sevgisi ve şefkatiyle hayat bulur. Babasının ölümü ve annesinin babasının hasretine dayanamayıp intihar edişinin ardından ardına bile bakmadan 3 devesiyle yaşamaya başlar. Yıllar geçtikçe Bekir ve Alim diye seslendiği Ali hayatının merkezi, ailesi herşeyi haline gelmiştir ama Sedat'a olan sevgisi daha başka boyutlara ulaşmıştır. Sedat'ın yıllarca kendini sevdiğini anlaması baya bir zamanını aldı Duygu'nun, nihayet kendi sevgisinin ona minnet ve kurtarıcı olmasından öte birşey olduğunu "Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı" diyerek anlamasının ardından kavuşur bizim iki delimiz.. Sanmayın ki bu iki deli kavuşunca olaylar duruldu.. Nerde.. Asıl kıyamet ondan sonra kopuyor.. Ama ne yalan söyleyeyim kıskandım Duygu'yu. Vay be Sedat sen neymişsin, kız resmen mutluluktan eriyip rögar kapaklarından akacaktı ;D Geçen tüm olaylar için bişeyler yazasım var ama uzatmak istemiyorum yorumumu. Kitapta en nefret ettiğim sahne Alim'in Aslı'ya vurduğu sahne, en beğendiğim sahne ise yaz yaz bitmez qulkjsd


662 sayfayı 24 saatte çok keyifle okutan bir kitap.. Benim ennn sevdiğim Türk yazarları kategorisinde [color=red]1.sırayı[/color] yerini almış bulunmakta. Romantizm, Heyecan, Macera, Kıskançlığın Dibi, Aşkın Tavan yaptığı bu kitabı okumadan geçmeyin kitap canavarları :)
Tabiki son olarak: Zevkler ve Renkler diyorum ;)

"Sedat, 'Artık in istersen' dediğinde, 'Rahatım ben' dedim huysuzca. Güldüğüne yemin edebilirim, çünkü Alim gülmüyor, böğürüyordu. 'Abi gelmişken dilini kestirsek ya!' Çok rahat ederiz' dediğinde Sedat, 'İyi fikir' diye onayladı. Sinirle ona bakıyordum ama inatla kucağında kaldım. Üç takım elbiseliyle gezmek her zaman havalıydı. Sedat'ın kucağında minicik kalıyordum. Karşıdan gelen bir kaç güzel kız bizimkileri süzdüğünde 'Bakalım çocuk hanginizden?' diye bağırınca bizimkiler şok olmuş bir halde bana bakıyorlardı. Bekir aptala bağlamıştı. Alim, 'duygu yemin olsun dilini harbiden kestiririm ha!' dedi. Sedat'sa kulağıma eğilip 'Benden' deyince mal gibi ona bakakaldım. "


"İkiyle dördün farkını ayıramazken, aşkı minnetle karıştırmam sanırım normaldi."

"Ben Alim'le dertlerimi paylaştım. Bekir'le kelimelerimi! Sen benim ruhumun yarısıydın, hala öylesin. kokunda huzuru buldum. Uykularım seninle pembeydi. Ben seninle hayata tutundum koca kafalı!"

10 puan

Kitap çok kalındı ve ilk başta bayağı gözüm korkmuştu. Ama her sayfası mükemmeldi. Kitap çok akıcıydı. Almak için tereddüt eden olursa hiç etmeyin

7 puan

çok begenerek,eğlenerek ve bolca kahkaha atarak okudum .Kısacası duygu istediği duyguyu bana aktardı.

9 puan

Kitabın kalınlığı fazlasıyla göz korkutsa da , kitabı okumak bir harika. Dostluk, bağlılık, aşk, komedi, gerilim hepsi tadında ve son derece keyifliydi. Yer yer gülümseten , yer yer gözleri dolduran duygu yüklü enfes bir roman.

10 puan

bence 10 numaraydı çok sıcak yazılmış içten çok sevdim..bu can yoldaşlarının hayat yolculuğu anlatım şekli çok bizden gibiydi..Kesinlikle tavsiye ediyorum..

10 puan

İnanılmaz bir kitap. 2 günde bitirdim. Okudum denemez yaşadım resmen. Benim de adım Duygu olduğu için merak edip almıştım ama hiç böyle bir şey beklemiyordum çok etkilendim kendimden bir şey bulduğumdan da değil ama o bağlılık, o sevgi anlatamam yani mutlaka okumalısınız.
Kütüphanemin en değerli parçası.
Teşekkürler Işıl Parlakyıldız.

Profil Resmi
8 puan

gerçekten ço beğendiğim bir aşk romanıydı. işlenen aşkı sanki siz yaşıyormuşsunuz gibi hissettiren kitaplardan biriydi.

10 puan

"Duygu " gereksiz gördüğüm ve eklenmese çok daha iyi olurdu dediğim bir kaç olaylı sahnesi dışında favorilerim arasında yerini aldı :)

Romanımızın kahramanları Sedat, Bekir ve Ali yani namı diyar " Develer " Sır" serisinden sonra zaten psikopata bağlamıştım,bu seri de üzerine tuz biber oldu :)

Kitabı bu kadar sevince, hatta bayılınca, oldukça uzun bir yorum yapmak farz oldu, ayrılamıyorum develerden ne yapayım :)


Bu develer, istanbul'un en sözü geçen Mafyalarından biri , gittikleri yere namı kendilerinden önce gidiyor , ama öyle uyuşturucu, kaçakçılık işlerine bulaşmış bir mafya düşünmeyin,onların derdi sadece kötülerle, bizimkiler daha çok canlarını yakanlarla uğraşıyor , peki ne mi yapıyorlar, onlar genellikle, kafaya sıkar, kol bacak kırar, bilimum işkenceler yapar,sevdiklerinin peşine bir koruma ordusu takar, onlara yan gözle bakanı haşat eder , hele birde laf atmışsa, şahadet getirtir gözlerini bile kırpmadan kafasına sıkarlar :)))
( gülüyorum valla normal değilim)

Ama şimdi haklarını yemeyelim, bizim develer aynı zamanda tam bir aşk adamı, sevdiklerinin gözlerinde kaybolur, onlar için dünyayı yakarlar, kolları en kötü kabuslarınızı, en güzel rüyalara çevirir, benimsin dedilermi iş biter ,sizi onların elinden alacak tek şey azrail'dir, gerçi o bile cesaret edebilir mi emin değilim :)

DEVAMI

http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2015/09/duygu-yorum.html?spref=fb

9 puan

* Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı.*

Şu cumle bile benden.aliyo birakin kitabi bu cumle ile bile eriyip bittiyorum. Birde.kitabi okuyan beni.dusunun 😍😁 ... Onlarin hep duasi agizlarindaki tespih gibi hep

" iyisin... iyiyiz ... biz hep iyi oluruz ..."

Al isde gozlerim yine.dolsu. Niye bukadar sulu goz bi hatunum pek cozemedim. Kitabin 4de 2 sahnesinde.zaten gozler sulu sulu cesmeler.acik bir.sekilde agladim. Suanda.kendime.kiziyorum daha once neden.okumadim neden.bekledim.diye. Simdi ise kendimi kitabi okudukdan 1ay sonra hakkinda biseyler yazicak ruh hali.icinde hissetmekteyim. Benim icin.ozel ve guzel birkitapti kendisi. ...

" Ben Ali'm'le Dertlerimi paylastim. Bekir'le Kelimelerimi ! Sen Benim Ruhumun Yarisiydin, Hala Oylesin."
...
Bagzi sahnelerde ciddi anlamda duyguya sinir olsamda ben Duyguyu cok sevdim. BEKIRE Hayran oldum Ali'm'e aşik oldum Sedat Duygunun olsun 😍😁. Kitapla ilgili yazmak iatedigim tonlarca sey olsada yazmayacagim yazamam icimde yasamak iatiyorum tekrar tekrar bu replikleri duygulari kavgalari. Inatci kizimizla Deve oglumuzun aşkini : )

Son olarak kitapta beni yerlere yatiran kahkaha krizine sokan son alinti, Bekirden Ali'm'e geliyor :D
...
" Lan oğlum, benimle az uğraşmamıştın Trabzon'da gün gelir hesap döner, keser döner sap sana girer..." :D

10 puan

3 deve ve bir çirkin :)
bir kitap bu kadar mı can alıcı olur...
tek kelimeyle,
iyiyim...iyiyiz...biz hep iyi oluruz...

9 puan

"Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı. " Bayıldım bayıldım ben bu develere...

"İyisin...iyiyiz...biz hep iyi oluruz.! "

Bekir, Ali, Sedat ve Duygu arasındaki diyaloglar çokk güzeldi .Bazen kahkahalar attırdı, bazen duygulandırdı. Duygu'nun multi safligina sinir olsamda duygu'yu da sevdim.

Kalınlığı biraz göz korkutsa da sıkılmadan okunacak, sayfaların su gibi aktigi bir kitap.


9 puan

Duygu, Sedat, Ali ve Bekir. Her birinin farklı bir acısı, farklı bir hikâyesi var. Ama bu dört arkadaş acılarını da sevinçlerini de hep birlikte yaşayarak üstesinden gelmistirler. Duygu Bekir'de baba sevgisini, Ali'de kardeş sevgisini ve Sedat'da da aşkı bulmuştur. Bulmuştur bulmasına ama farkına varamamıştır.
Valla ben çok beğendim. Aralarındaki arkadaşlık ve kardeşlik bağı çok güzel anlatılmıştı. Argo da tam kıvamındaydı. Cinsellik barındıran kısımlar sonlara doğru arttı artmasaymis iyiymis :D Sedat Diyarbakırlı, Ali İstanbullu, Bekir Trabzonlu, Duygu İzmirli. Hani memleket memleket ayırmaya uğraşıyorlar ya bu ince ayrıntıya bayıldım. Hepsi canından öte can, kan bağı olmadan kardeş. Ne bileyim okurken cok farkli duygular hissettim. Sevindim, üzüldüm, şaşırdım. İki yerinde beni fena vurdu. Bu arada ben daha önce Bora Duran dinlememiştim. Kitabın bir yerinde Bora Duran'ın İnsan şarkısı geçiyordu. Bitirdi beni. O şarkıyı normalde dinlesem dinler gecerim de o kısımla birleşince... Kaç gündür dinliyorum :D

10 puan

        ღ Duygu ღ     #10puan

➪ Kitaplar arasından Duygu'ya sıra gelip, okumaya başlamak mükemmel ve heyecan vericiydi ∩▂∩ ∩▂∩

▶ Her daim elimde olsada 661 sayfalık Duygu'yu 5 günde bitirebildim
▦ Hıphızlı okumayı ve tüm olayları hemencecik  bilmeyi çok istemiştim oysa ∪﹏∪
▶ Kitap sürükleyici ve akıcıydı
▦ Bu galiba bendeki okuma şeklinden ötürü ﺴ

✺ Kitabımın yarısına kadar Duygu'nun bir nedenden kaynaklı değişmeyen saf düşüncesine sinir oldum  ̄▽ ̄
➠ Ali'm ve Bekir çok iyi yansıttı yaptıkları davranış, tepkilerle ☜
✵ Tıpkısının aynısı bende de vardı da
⇀ Tam bir develer ya ∩▂∩

↬ Kitap kapağını önceden beğenmezken şimdi düşünüyorum da iyi ki bu şekilde ✓
✦ O kız tam anlamıyla Duygu.

➾ Artık her şekilde develere sempatim var
♡ Bekir, Ali'm ve Sedat'tan sonra


★ Işıl ablayı ;
➛ tanımak
➛ imzasını almak
➛ kitabını geçte olsa başlamak, okumak

➥ Kesin ve net : Şahaneydi ❣ ✧


▪ Geçmişin kalıntıları, saklanan sırlar, gizliliğini koruyan olaylar ve oluşan hayatlar ∞ ♡

✔ Olaylar, olayların gidişatı çok iyiydi ﺴ
▷ Kusursuzca yazıp aktarılmış ✎

❣ Diyaloglar çok güzel konuşturulmuş, yazılmamış mı ? ∩﹏∩

✪ Ben bu kitaba bayıldım
➲ Öncelikle de Işıl Parlakyıldız'a ^_^

♡ Duygu'mu çokça severek okudum
→ Fazlaca hevesle

☞ Bir kere kitaptaki karakterler tam anlamıyla bizdenler kusursuz değiller..
❣ Kusurlarıyla tanıdım, sevdim tek tek onları... ♥


♛ Sedat'ım
▷ Onu nasıl anlatabilirim bilmiyorum
✺  O çok özel bir karakter ❄
✧ Okunur, tanınır, yaşanır misali ღ

♚ Duygu'm çok güçlü bir karakter
▷ Bir o kadar develerine bağlı bir öksüz
✦ Sevgi dolu, tertemiz kalbiyle içten bir melek ❀
➲ Develerin deyişiyle ise tam bir Çirkin ∩▽∩


⇨ Kitaptaki aşk, özel ∩▽∩
◦ Bir o kadar anlamlı ♡ ♥

ღ Tam yaşanmalık bir son
☞ Işıl Parlakyıldız'ın dediği gibi :
"Ve Allah herkese böyle son versin..."


❃ Bölüm başlıklarını çok sevdim ya
➥ Her başlık her anlamıyla bölümünü yansıttı ﺴ

✮ Heleki Duygu'nun elinden düşürmediği kitap çok güzel değil mi?
✎ Işıl abla kitabının içinde kitabını konuşturmuş


➠ Duygu'mda, Ali'mden ve Bekir'in hayatlarından da  verilmesi onlarla da kitap bütünleşmesi fevkaladeydi  ♔ ♥

✔ 3 deve her daim var ancak ayrıyetten tüm yaşamlarını okumak, okuyacak olmak daha heyecan verici ⊙﹏⊙


☞ Ali'min hayatını o kadar fazla merak ediyorum ki
▩ O devemin davranışları, düşünceleri bir o kadar özel ●﹏●
✺ Işıl abla belirli olayları Duygu'da da yer versede ben tam anlamıyla okuyup yaşamak istiyorum
⇨ Bundan sonraki kitabım her şekilde "Ali'm" olucak

~ ~ ~

✴ Duygu tam anlamıyla bende ;

➙ Akıcı ✓
➙ Sürükleyici ✓
☞ Hevesle kitabı elime aldım
♡ Doya doya okudum  ^_^
↬ Karakterleri çokça sevdim ✓
☞ Yazarı iyiki tanıdım ∩﹏∩
✺ Kitapta sevmediğim bir şey yoktu ✕

➲ Duygu'yu herkese tavsiye ederim
ღ Ben çok ama çok sevdim ღ

⇨ Okuyun seviceksiniz
↪ Bundan eminim ∩▽∩

~ ~ ~

➤ " Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı."

➤ " Hayal ettiğin kadardır her şey."

➤ "Senin de katılmak üzere olduğun aile tam bir öksüzler yurdu... birbirlerine anne, baba, kardeş, sevgili, dost olan bir aileyiz."

➤ "İyiyim... İyiyiz... Biz hep iyi oluruz !"

~ ~ ~

❣ İyi Okumalar ∩▂∩

8 yıl, 9 ay
9 puan

Bazı yerlerde kitabı bir kenara atıp hıçkıra hıçkıra, söve söve ağlamak istiyorsunuz ama bu mümkün olmuyor. İçinizdeki uçsuz bucaksız merak engel oluyor ağlamanıza. Sinirinizi bozuyor, sivilceler çıkarıyorsunuz, boğazınıza bir yumru oturuyor ama ağlayamıyorsunuz. Bazı yerlerde Duygu ''çok utanıyorum.'', ''yüzüm kırmızıdan mora dönerken...'' gibi utandığını belli eden cümleler kuruyor. Lütfen gidip tam o an yüzünüzün rengine bakın. Sarıdan siyaha kadar her rengi bulabiliyorsunuz yüzünüzde. Rahatlıkla kitabın yarısını mosmor bir suratla okudum diyebilirim.

Kitap kapattığınızda öylece kalmıyor. Siz günlük yaşamınıza devam ederken kafanızın bir köşesi ''Duygu ne yaptı, Sedat nasıl, Ali'm iyi mi, Bekir ne yapıyor, o iş çözüldü mü, bu böyle oldu mu, şu olduktan sonra ne olacak'' diye dönüp duruyor.

Kitap bir takım şeyleri meşrulaştırma algısı da oluşturuyor. Zamanla insanların değiştiğini, değişebileceğini, bu değişimin aslında bir tür zorunluluk olduğunu gösteriyor. Bir takım şeylerdeki önyargıyı yıkıyor ve bu yıkım huzurla huzursuzluk arası bir duygu uyandırıyor. Kitaptan önce ''kesinlikle normal göremezdim ben bunu'' dediğiniz bir şeye kitaptan sonra ''aman canım neler neler yapıyor millet'' demeye başlıyorsunuz.

Karakterler gerçekten yanınızda varmış gibi hissediyorsunuz. Mesela bir şey oluyor Ali'ye doya doya ''Ali'm'' diye sarılmak istiyorsunuz ama sarılabileceğiniz hiç kimse yok. ''Az önce buradaydın be Ali'm...'' dediğinizi sesinizi duyduktan sonra insanlar size tuhaf tuhaf baktıklarında anlıyorsunuz. Şizofrenik, sanrısal bir dünyanın içinde kaybolmuş gibi hissediyorsunuz.

Bu serinin ilk kitabı. Sonrasında sırasıyla Ali'm, Bekir ve Sedat var. Birazdan Ali'm'e başlayacağım. Kitaptan umudum yüksek çünkü bu dörtlüde en çok onu sevdim.

8 puan

Sıcacık,akıcı bir kitaptı.Çok güldüğüm,içimin eridiği yerler çoktu.Çok önyargıyla başladığım bir kitaptı aslında ama beni yanıltmayı ve beğenimi kazanmayı anında başardı.

8 puan

Bir Türk Masalı serisinin ilk kitabı Duygu bitti ve ben yorumuma "Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı." diyerek başlamak istiyorum.
Kitap çok güzeldi arkadaşlar. Tabi onu bu kadar güzel yapan karakterlerin samimiyetiydi. Hani böyle mahalle dizileri olur ya gün geçtikçe karakterler sizdenmiş gibi davranırsınız ben de bu kitabın karakterlerini öyle benimsedim. Tamam her yerde karşımıza çıkacak tipler değillerdi ama ben çok sevdim hatta kitabı bitirdikten sonra bile onları düşünüp eksikliklerini hissettim. Allah'tan devam kitapları var. Ve ben Ali'nin hikayesini okumak için yanıp tutuşuyorum.

Neden mi? Çünkü Ali candır! Evet an itibariyle ben tarafımı belli ettim. Kitaptaki bütün develer birbirlerinden tatlıydı -tabi Sedat azıcık korkuttu o ayrı- ama Ali'nin yeri benim için ayrı. Hem sert hem sevimli hem de şebek! E bir okur daha ne istesin?
Kitabın diline gelecek olursam eğer gayet akıcı. Hatta kitabın kalınlığına bakıp korkmuştum ama korkmaya hiç gerek yok akıp gidiyor sayfalar. Kitap Duygu'nun bakış açısıyla anlatılmış bu arada ve çok eğlenceliydi. Yer yer kahkaha attığım bile oldu. Işılca'nın okuduğum ikinci kitabıydı bu devamı da gelecek gibi. Yakın takibe alınmış bulunmaktadır kendisi.

Kısacası kitap çok iyiydi canlar. Eksikleri vardı evet ama okumaya değerdi. Her şeyi geçtim sırf Ali'yle tanışmak için okunur yani... Yorumumu bizimkilerin "İyiyim... iyiyiz... biz hep iyi oluruz." sözüyle bitirmek istiyorum.

10 puan

aslında arka kapak yazısı ile kafamda canlanan hikaye bambaşkaydı ki vasat olduğunu düşündüm .off dedim gene wattpaddeki gibi erkeklerle arkadaş olan kız poff.....

kocaman bir yanılgı tabiiiii......

hikaye çok güzeldi, çok komikti .ne bileyim final sınavları arasında okurken çok güldüm valla .bir kere sürekli tekrara düşmedi .
kısaca arka kapağa bakıpda yanılmayın okuyun :)

5 puan

http://kralicekitap.blogspot.com.tr/2015/03/kitap-yorumu-duygu-isl-parlakyldz.html

Şu kitabı okurken en az yirmi kere, "Allah'ım yeter artık, bayılacaaaağım!" diyerek kapattım. Nasıl yarım bırakmadım, inanın bende bilmiyorum. Bundan çok daha iyi kitapları yarım bırakmışlığım var ve şu an onlara büyük bir haksızlık yaptığımı düşünerek, üzülüyorum. Samimi olarak söylüyorum ki kitap üç yüz, bilemedin üç yüz elli sayfalıktı. O kadar tekrar ve o kadar gereksiz detay vardı ki... Yazarımız uzatmış da uzatmış.

Bir kere kitap benim için başlar başlamaz bir hayal kırıklığı oldu. Tamam, Duygu'nun başına gelenler gerçek hayatta yaşanabilecek şeyler ya da çevremizde Sedat gibileri de var ama bu tarz konuları işleyeceksen bence biraz daha insanların mantığına oturabilecek şekilde yazacaksın. Ben pek çok yeri fazla hayal ürünü buldum.

Kitaptaki diyaloglar çok günlük ağızla yazılmıştı ve çok fazla argoya kaçıyordu. Hele Sedat... Bir erkek hiçbir zaman bir kadınla bu şekilde konuşmamalı. Bir kere olur dedim iki kere olur dedim ama bu tarzı kitap boyunca devam etti. O yüzden hiçbir şekilde kendisini sevmediğim gibi, Duygu'yla arasındaki aşkı da sevemedim. Başlarda Duygu bilmiyorken "dokunmaya kıyamamak" tadında masumdu fakat sonradan öyle bir hal aldı ki... Aralarında geçen tek konuşma yatak muhabbetiydi. Okudukça bana fenalıklar geldi. Kitap altı yüz altmış sayfaysa çok rahat yetmiş seksen sayfası hatta daha bile fazlası bu konuşmalardan ibarettir.

Beni rahatsız eden başka bir noktaysa yazarın kendi reklamını çok detaylı bir şekilde yapmış olmasıydı. Bu kadar detaylı bir anlatım yerine böyle ufacık, tatlı bir gönderme yapsaydı keşke... O zaman hem bu kadar eğreti durmazdı hem de insanlardan bu kadar tepki almazdı. Neyse bu kadar olumsuzluk yeter...

Aralarında en çok sevdiğim karakter kesinlikle Ali'ydi. Şebekliği ve konuşma tarzıyla çok tatlıydı. Bekir de iyiydi ama o daha böyle ağır abi havalarında olduğu için hiç o gözle bakmadım. Selma'ya olan aşkı çok güzeldi. Yani bu devirde kim kimi o kadar bekler ki, helal olsun... Ali'mi okur muyum, inanın hiç bilmiyorum. Aslı'yla aralarında geçenleri çok merak ediyor olsam da böyle bir anlatım tarzına bir beş yüz altı yüz sayfa daha katlanabilir miyim emin değilim.

Türk yazar okumaya yeni yeni ısınan biriyim. O yüzden ön yargılı davranıyor da olabilirim ama benim zevkime çok hitap eden bir kitap olmadı.

5 puan

Bitti ama bende bittim. Yeminle okurken icim kiyildi , boyle su gibi akip gidesim geldi kliselerden,tekrarlardan.Maksimum 350 sayfa olacak kitap tekrarlardan olmus 650 sayfa. Anlatimi zaten basitinde basiti,konusma diliyle yazilmis diyaloglar ve asiriya kacan argo bayginlik gecirtecek turden. Ayrica duygunun salak sapanak hallerine uyuz olmustum sonlara dogru aklinin fikrinin cinsellikten baska biseye calismamasi da ehh yetti ama dedirtti bana. Ha iyi birsey yok muydu vardi tabi ki. Ali karakteri cok tatli ve sevilesiydi ama gerisi cik..

geri ileri