Deliduman

En Son Değerlendirmeler

6 puan


Emrah Serbes; Gezi Parkı olaylarının hemen arkasından özgürlük arayışındaki gençleri konu alan bir kitap yazacağını söylemişti algılar o yönde olsa da kitap Gezi Parkı Direnişi hikayesini anlatmıyor. Gezi parkı sadece kurgunun bir parçası. Kitapta kopuk bir aile düzeni içindeki Çağlar karakteri Salinger’in Çavdar Tarlasındaki Çocuklar kitabındaki Holden’a benziyor. Serbes bu kitaptan bayağı etkilenmiş olacak ki bende bir Holden çıkarayım demiş :)
Yazar; eleştirisel çizgisini gerek edebi bir dille gerekse yer yer argo kelimelerle anlatsa da biz onu senaristliğini yaptığı Behzat Ç. Dizisinin diyaloglarından tanırız. Aynı üslup ve başarı kitabında da hakim. Televizyonlardaki yetenek yarışmalarından, evlilik programlarına, adam kayırmacılıktan, rant sağlamaya her şey var. Tabi bunu ailemizden biri gibi olan 17 yaşında bir çocuk yapınca tepkiler daha anlaşılır bir dil haline geliyor. Özellikle bir domates hikayesi vardır ki ;
“Baktın manavlık seni kepaze ediyor, çünkü domates tartarken araya iki tane çürük domates sokuşturmadan edemiyorsun, o zaman neden böyle bir şey yapıyorum diye sormalısın kendine. Derin bir nefes alıp o iki tane kodumun çürük domatesini araya sıkıştırmadan niçin duramadığını düşünmelisin. o iki tane çürük domatesi araya sokuşturamayınca kendini çok mu çaresiz hissediyorsun? Uykuların mı kaçıyor, boğulacak gibi mi oluyorsun, tükenmişlik sendromuna mı giriyorsun o iki tane çürük domates araya sokuşmayınca? Bütün dünyayı önüne de serseler o iki tane çürük domatesi araya sokuşturamadıktan sonra bir anlamı yok mu? “
Sonunu söylemeyeyim ama kahramanlarımız amaca giden yolda büyüyorlar, olgunlaşıyorlar. Kitapta karakterler ve anlatım birbirini şekillendiriyor. Orada bir kardeş sevgisi var ki görülmeye değer. Böyle bir hayranlık olamaz. Sırf bu yüzden okunur kitap.
Kitaptan altını çizdiklerim:
- “Her insanın mayasında bir parça kepazelik vardır, mühim olan o kepazeliği ortya çıkaracak işlerden uzak durmaktır.”
- İnsanların çoğu yeteneksizdir. Öyle olmasa yeteneğin ne anlamı kalırdı ki zaten.”
- "Kıyamet yakın mı diyorsun? Iyi de bizim kıyamete ihtiyacımız yok ki Allah'ım! Temelinden sarsılıp yıkılmamış neyimiz kaldı ki bugün elimizde, daha başımıza neyi yıkacaksın? En azından bizim için, Türkiye açısından söylüyorum yani, çevreyi biraz daraltırsak, fakir kalmış ruhların ülkesi. Bizim için kopardığın kıyametle Danimarka'da kopardığın kıyamet aynı mı olacak şimdi? İsviçre'yi yıkarken bizi de mi yıkacaksın? Almanya'yı, Fransa'yı döverken bize de mi tekme tokat dalacaksın? Bu mu ilahi adaletin! Tamam, ahlak da onlarda kalsın, teknik de, ama böyle de çok güçlü olmadılar mı? Bize de biraz ruh takviyesi yap o zaman. Dostoyevski'nin ruhunu bağışla bize. Bize Dostoyevski'nin ruhunu gönder, bir de Rusça çevirmen. Ondan evvel kıyameti koparırsan eğer uluslararası konjonktür açısından büyük haksızlık olur."
- “Genellikle kötücül insanlar başkalarının yaptığı kötülüğün hemen farkına varırlar. Ellerine fırsat geçmediği için kötülük yapamadıklarından, başkalarının yaptığı kötülükleri en ağır şekilde yargılayanlar da onlar olur.
- “İnsan ayrılınca değil, yeniden kavuşma ümitleri tükenince yıkılır. o zaman hayat son zerresine kadar kocaman bir can sıkıntısına dönüşür”
- “Kendi içimizde sessiz ve korkunç mücadeleler vermiştik, kendi iç savaşlarımızın gazisiydik hepimiz, kendimize yenilip kabul etmiştik kendimizi ve kendimize boyun eğmiştik ve şimdi hiç kimseye boyun eğmeyecektik!”

Profil Resmi
5 puan

ilk kez Emrah Serbes kitabı okudum. Ortalama bir kitaptı bence.

1 puan

Tamamiyle reklamlarla abartılmış, şişirilmiş bir kitap. Kitabı para verip alıp, eve kadar taşıyıp getirmenize değmez bile. Emrah Serbes reklamların hayatımıza olan etkisini eleştirmek için özellikle bu kitabı yazmışsa ancak o zaman kabul edilebilir yoksa tam bir hayal kırıklığı.

9 puan

Emrah Serbes'in kendine özgü dili, anlatımı ile akıp giden kitapta olaylar kopuk olarak ilerlese de sonunu merak etmeden edemiyor insan. O dili sevenler altını çizecek çok cümle bulacaklardır kitapta. Öyle çok ahım şahım olmasa güzel kitap, şiddetle tavsiye ederim.

8 puan

Behzat Ç. leri okuduktan sonra başlarda pek Emrah Serbes tarzı değil gibi gelmişti. Hikaye ilerleyip dallanıp budaklandıkça Emrah Serbes'in akıcılığı ve samimiliği kendini gösteriyor. Çürümeye başlamış hatta çürümüş bir aile yapısını içinden inceleme imkanı veriyor. Ayrıca ebeveyn-çocuk ilişkilerindeki kabul-red gibi kuramsal kavramları ve bunların çocuk üzerindeki etkilerini de hikaye aralarında yakalamadım değil. Bir Behzat değil tabiki.

10 puan

Emrah serbes in okuduğum ilk kitabı ve değer diyorum. Dili özgün ve doğaldı Hakan Günday tarzını andırdı bana açıkçası...
Gelelim kitap yorumuna; Çağlar İyice, 17 yaşında ilçe belediye başkanının yiğeni 9 yaşında Çiğdem diye kız kardeşi var ve hayatı sadece kardeşinden ibaret. Benimde hayatım kardeşimden ibaret olduğu için okurken kendimle özdeştirdim Çağları, onun yerinde olsaydım bende aynı şeyleri yapardım. Olayın aslı yetenek yarışmasına katılan kardeşi Çiğdemin meşhur olma hayali ve bunun için yaptıkları ile başlıyor. Yetenek yarışması düzenlendiği sıralara denk gelen Gezi parkı olaylarının yaşamlarına yansımaları da anlatılıyor. Yaşadıkları ilçeden Gezi parkına uzanan olaylar okuyucuları bekliyor. Kimi zaman içiniz eziliyor okurken kimi zamanda bir tebessüm beliriyor yüzünüzde her duygudan biraz bulunuyordu bence. Anlatımda argo ve küfürlerde mevcut okuyacaklara ufak bir bilgi ama doğal duruyordu aslında 17 yaşındaki bir gencin gözünden hayata bakıyoruz çünkü. Ben herkese tavsiye ediyorum çok beğendim.

7 puan

Kitap, Gezi olaylarini anlatmiyor, anlatilan hikaye, Gezi olaylarinin bir parcasi oluyor. Kitap, Michael Jackson"i da anlatmiyor, ama Michael Jackson burda da bir idol olmaya devam ediyor. Caglar"in kufurlu konusmalari beni ona yakinlastirdi:). Once, ne cok reklamini yapmis onun bunun derken, ilerleyen sayfalarda, gunluk hayatin akisini cok guzel hissettirdi bana tanidik markalar ve dukkanlar... Kara mizah da var, Turkiye nin siyaseti ile inceden kafa bulma da var. Her zaman kenarda kalanlarin ama susmayip isyan edenlerin romani...Ben begendim:)

7 puan

Emrah Serbes yine farklı dili ve olayları ile sizi hikayenin içerisine çekiyor. Olayların yakın tarihten herkesin bildiği gezi olaylarında geçmesi, olayları anlama ve kavrama açısından çok önemli. Ayrıca abi kardeş arasındaki o güzel ilişki de çok güzel anlatılmış.

7 puan

Emrah Serbes... İlk defa okudum kendilerini ve çok keyif aldım açıkçası. Evet , keyif almak için ve eleştirmek için okunabilir bu kitap. Siyasi partilere ve siyasete bol bol iğneleme mevcut kitapta. Ama bir noktada da Çağlar İyice'nin tavırları sizi büyüsü altına alıyor. Ve farkediyorsunuz ki burada sadece eleştiri yok. Genç bir bireyin varolma çabasıda söz konusu. Dağınık bir ailede yaşayıp kendi rotasını çizme gayreti ve sıkı sıkıya tutunduğu kardeşi var ortada.

Zaten kitap baştan sona kadar sade ve yormayan bir dil ile içerisine çekiyor sizi. Hatta bazı kısımlarda uyku falan dinlemeyip tüm çakralarımı açtığını hatırlıyorum. Onlardan biri de Alo 171 Hattını aradığında oluşan diyalogtu. Beni kahkahaya boğdu ve eminim okuyan herkesi de aynı şekilde etkilemiştir :) İlahi Çağlar dedim o anda.

Ve kızkardeşi için kanalı aradığında sesi üzgün gelen bayan ile diyalogu sanırım birçoğunuzun aklında kalmıştır. Bu gibi espirili kelime oyunlarının yanında tabii ki edebi bir yan ve aktarılmak istenen bir şey aranmamalı bu kitapta. Anlatmış,aktarmış ve bitmiş. Ufakta olsa bir gencin psikolojik düşünce yapısına şahit olduğumuz gerçeği de unutulmamalı tabii ki.

Nedir bu kitap diyenler için de şöyle ufak bir açıklama yapayım ;
Aile yapısı bozuk olan isyankar ve her şeye kafa tutan bir gencin kardeşine olan düşkünlüğünü görüyoruz. Zaman zaman kendisiyle çelişen düşünceleriyle , zaman zaman da mantığa aykırı hareketleriyle keyifli bir hikayeye şahitlik ediyoruz. Araya Gezi Park'ı olayının da girmesiyle hikayenin renginin aynı kaldığı ama arka plandaki olayların gelişim sürecini de adım adım iğnelemeyle aktarıyor Emrah Serbes. Yani Çağlar karakterimizin kardeşi için giriştiği mücadeleler hikayesidir bu kısacası :)

Anlık kitaplar içerisinde keyif aldığım en oturaklı kitaplardan biriydi. Çok beğendim ve dilini de çok sevdiğimden ötürü Erken Kaybedenler kitabına da göz atacağım.
Düşünenler için keyifli okumalar...

10 puan

Hayatla ilgili tespitlerine ve mizahi üslubuna bayıldım. Okuyun!! 😊

9 puan

17 yaşındaki genç ancak bu kadar özel anlatilabilirdi. Gezi olayları ile direk ilgisi yoktur. Gezi olayları sadece romanın içinde bir akıştır.

1 puan

Zoraki yazılmış bir kitap.

8 puan

"sıra ne zaman mutluluğa gelecek ya da iyiliğe ve adalete?" kitap elimde su gibi aktı gitti..

6 puan

Parti,kurum isimleri yaratıcı bazı yerleri gerçekten gülümseyere okudum ama çok beğenmedim.
Emrah Serbes evet, ergen hikayeleri hayır!

1 | 2 ileri