Yürek Sürgünü

Acıdan kurtulmak için Ayşeyi unutmak, aynı zamanda onu delice özlemek... İkilemi, onu birbirine zıt yönlere çeken bu açmazdı... Gün boyu, anıların ve doğanın yoğunlaştırdığı özlemi tanımsız acılar çekerek aşındırıp küçültüyor, ama karanlığı üzerine çeker çekmez, yatıştırdığı özlem tıpkı Prometheusun ciğeri gibi gece boyunca tekrar büyüyor ve gün ışığıyla birlikte akbabaya dönüşen acı, bu taze özlemi göğüs kafesinde didikleyerek yeniden parçalamaya başlıyordu...Mehmet Eroğlu, Yürek Sürgünü adını taşıyan beşinci romanında, 1990larda, yani eskisi yıkılırken yerine yenisinin konulmadığı bir çağda, cesaretlerini insan sevgisinden alan, dünyayı güzelleştirecek rüyalar görmekten hiç vazgeçmeyen ve asla yaşlanmayacak 1968 kuşağını, yitik bir aşkın ardından yeni bir gelecek yaratmaya çalışan Kadirin, doğanın odağındaki gönüllü bir yürek sürgününün bakış açısıyla yorumluyor.Kadir, geçmiş ile geleceğin ortasında kalmanın sancılarından Ayşeye ve sevgiye sarılarak kurtulmaya çalışırken; yazar da, 1970lerde yirmili yaşlarındayken, yüreklerinin doğrultusunda düşledikleri bir gelecek ve inançları için ağır bedeller ödeyen bu insanların, yirmi yıl sonra, insafsız bir yol ayrımında sona eren hüzünlü dostluklarını, geçmişi bir yük haline getiren ve nasıl alt edeceklerini bilemedikleri dramatik yalnızlıklarını, kişisel sorumluluklarını, insan olmanın sorumluluğunu, yıllar sonra ortaya çıkacak radikal İslami örgütlenmeler ve eylemler hakkında şaşırtıcı öngörülü tespitler de yaparak anlatıyor.

******

Eskisi yıkılırken yerine yenisinin konulmadığı bir çağda, nereye ve neye ait olduğuna karar vermek zorunda olmak! Üstelik, bu seçimi aşk acısı çekerken yapmak! 1970lerde, yirmili yaşlardayken hayatlarını yüreklerinin doğrultusunda biçimlendiren bir kuşağın temsilcisi sayılabilecek Kadirin, sosyalizmin dünya arenasında gerilediği dönemdeki hüzünlü öyküsü. Yürek Sürgünü her şeyden önce bir aşk romanı. Bir tarafta, 42 yaşında, sevdiği kadına ancak yürekle yaşanacak çalkantılı bir gelecek önerebilecek bir yazar, öteki tarafta, Kadirden -kendisi olmayı bırakıp- ona düz bir hayat ve gelecek vaat etmesini bekleyen Ayşe; yıllardır Almanyada siyasi mülteci olarak yaşayan kocası Muratın geri dönmesini beklerken hapishanede açlık grevinde ölüme yaklaşan oğluna destek olmaya çalışan Lale; devrimden umudunu kesip, insanların mutluluğu için, gerekirse Tanrının kutsallığına da katlanabilirim, diyerek kavgasını radikal Müslüman hareketle birleştiren Halit; sonradan edindiği zenginlikle eski arkadaşlarının saygısını satın almaya kalkışan dönek Nihat; Almanyadaki uzun sürgünde yalnızlığa dayanamayarak kurtuluşu mutlu olmayı bilen insanlarda arayan Murat... Yürek Sürgünü, Mehmet Eroğlunun -eylemci genç insanı araştırdığı- ilk dört romanını bir anlamda noktalayan eseridir. 1970 öncesinin genç adamları artık kırklı yaşlardadırlar ve -devrim rüyalarının görülmediği bir çağda- yabancısı oldukları bir yaşama, nesli tükenmeye yüz tutmuş canlılar gibi direnmeye çalışmaktadırlar. Kitabın önemli olan bir başka yönü de, Mehmet Eroğlunun 1990 başlarında, radikal Müslüman hareketinin 2000 yılında açığa çıkacak şiddet çılgınlığının işaretleri daha ortada yokken, ülkenin sonraki on yılına ilişkin kehanet sayılabilecek politik öngörüleridir: Eroğlu, solun politik arenada boşalttığı yerin kimler tarafından ve nasıl doldurulacağını, romanın önemli karakterlerinden Halit vasıtasıyla gözler önüne sererken, toplumumuzu ciddi bir biçimde bölen Müslüman-laik çizgisini özellikle Müslüman kadın gözünden, Zeyneple irdeler. Kadirin çocukluk kâbuslarını canlandıran, Osmanlı hanedanı mensubu Ebuzziya Beyin çevresinde gelişen, kayıp Klasik Türk Müziği ustalarından Hamparsumun besteleriyle ilgili sır ise romanın yan öyküsünü oluşturur. Roman, yüreğindeki sürgünden geri dönen Kadirin mırıltılarıyla, başladığı gibi sona erer: Kırk iki yaşındayım, dünyayı güzelleştirecek rüyalar görmekten vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim...

************

Eskisi yıkılırken yerine yenisinin konulmadığı bir çağda, nereye ve neye ait olduğuna karar vermek zorunda olmak! Üstelik, bu seçimi aşk acısı çekerken yapmak! 1970lerde, yirmili yaşlardayken hayatlarını yüreklerinin doğrultusunda biçimlendiren bir kuşağın temsilcisi sayılabilecek Kadirin, sosyalizmin dünya arenasında gerilediği dönemdeki hüzünlü öyküsü. Yürek Sürgünü her şeyden önce bir aşk romanı. Bir tarafta, 42 yaşında, sevdiği kadına ancak yürekle yaşanacak çalkantılı bir gelecek önerebilecek bir yazar, öteki tarafta, Kadirden -kendisi olmayı bırakıp- ona düz bir hayat ve gelecek vaat etmesini bekleyen Ayşe; yıllardır Almanyada siyasi mülteci olarak yaşayan kocası Muratın geri dönmesini beklerken hapishanede açlık grevinde ölüme yaklaşan oğluna destek olmaya çalışan Lale; devrimden umudunu kesip, insanların mutluluğu için, gerekirse Tanrının kutsallığına da katlanabilirim, diyerek kavgasını radikal Müslüman hareketle birleştiren Halit; sonradan edindiği zenginlikle eski arkadaşlarının saygısını satın almaya kalkışan dönek Nihat; Almanyadaki uzun sürgünde yalnızlığa dayanamayarak kurtuluşu mutlu olmayı bilen insanlarda arayan Murat... Yürek Sürgünü, Mehmet Eroğlunun -eylemci genç insanı araştırdığı- ilk dört romanını bir anlamda noktalayan eseridir. 1970 öncesinin genç adamları artık kırklı yaşlardadırlar ve -devrim rüyalarının görülmediği bir çağda- yabancısı oldukları bir yaşama, nesli tükenmeye yüz tutmuş canlılar gibi direnmeye çalışmaktadırlar. Kitabın önemli olan bir başka yönü de, Mehmet Eroğlunun 1990 başlarında, radikal Müslüman hareketinin 2000 yılında açığa çıkacak şiddet çılgınlığının işaretleri daha ortada yokken, ülkenin sonraki on yılına ilişkin kehanet sayılabilecek politik öngörüleridir: Eroğlu, solun politik arenada boşalttığı yerin kimler tarafından ve nasıl doldurulacağını, romanın önemli karakterlerinden Halit vasıtasıyla gözler önüne sererken, toplumumuzu ciddi bir biçimde bölen Müslüman-laik çizgisini özellikle Müslüman kadın gözünden, Zeyneple irdeler. Kadirin çocukluk kâbuslarını canlandıran, Osmanlı hanedanı mensubu Ebuzziya Beyin çevresinde gelişen, kayıp Klasik Türk Müziği ustalarından Hamparsumun besteleriyle ilgili sır ise romanın yan öyküsünü oluşturur. Roman, yüreğindeki sürgünden geri dönen Kadirin mırıltılarıyla, başladığı gibi sona erer: Kırk iki yaşındayım, dünyayı güzelleştirecek rüyalar görmekten vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim...

******

Acıdan kurtulmak için Ayşeyi unutmak, aynı zamanda onu delice özlemek... İkilemi, onu birbirine zıt yönlere çeken bu açmazdı... Gün boyu, anıların ve doğanın yoğunlaştırdığı özlemi tanımsız acılar çekerek aşındırıp küçültüyor, ama karanlığı üzerine çeker çekmez, yatıştırdığı özlem tıpkı Prometheusun ciğeri gibi gece boyunca tekrar büyüyor ve gün ışığıyla birlikte akbabaya dönüşen acı, bu taze özlemi göğüs kafesinde didikleyerek yeniden parçalamaya başlıyordu...Mehmet Eroğlu, Yürek Sürgünü adını taşıyan beşinci romanında, 1990larda, yani eskisi yıkılırken yerine yenisinin konulmadığı bir çağda, cesaretlerini insan sevgisinden alan, dünyayı güzelleştirecek rüyalar görmekten hiç vazgeçmeyen ve asla yaşlanmayacak 1968 kuşağını, yitik bir aşkın ardından yeni bir gelecek yaratmaya çalışan Kadirin, doğanın odağındaki gönüllü bir yürek sürgününün bakış açısıyla yorumluyor.Kadir, geçmiş ile geleceğin ortasında kalmanın sancılarından Ayşeye ve sevgiye sarılarak kurtulmaya çalışırken; yazar da, 1970lerde yirmili yaşlarındayken, yüreklerinin doğrultusunda düşledikleri bir gelecek ve inançları için ağır bedeller ödeyen bu insanların, yirmi yıl sonra, insafsız bir yol ayrımında sona eren hüzünlü dostluklarını, geçmişi bir yük haline getiren ve nasıl alt edeceklerini bilemedikleri dramatik yalnızlıklarını, kişisel sorumluluklarını, insan olmanın sorumluluğunu, yıllar sonra ortaya çıkacak radikal İslami örgütlenmeler ve eylemler hakkında şaşırtıcı öngörülü tespitler de yaparak anlatıyor.

*... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

438 sayfa


ISBN
975-316-684-2

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

bilalante üyesiz pizbola Binbirinsan x files
14 kişi

Okumak İsteyenler

MUSON
1 kişi

Takas Verenler

elfesya
1 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski