Yarım Yüzlü Adam

Ömer: Bir zavallı değil mi bu adam? Ne hüzün... Ey acıyarak bakan! Bu aşırı kırılgan duygusallık halinde ne dertler var biliyor musun? Kahroluyorsun işte sevgi ile bile baksa anan baban! En uzaktan geçen laf dolanıyor sanki sırtından sinsi bir yırtıcı gibi ve vuruyor ok arkandan. Çıldıracağım! Bu duvarlar da kapayamıyor artık zihnimi. Değil mi, örtemez artık hiçbir örtü bu mevcutta garip ucubeyi?

Kerem: Ne de hoş yürüyor baksana azalarım! Çiğnediği yer ne şanslı ki, müthiş bir güzellik üstünde tepiniyor. Güzelin hoyratlığı bile tatlıdır çünkü. Güneş bir sanatçı bugün, kapkara da olsa, o güzelin resmini bir kez daha yere çiziyor. Gölgelerdeki sureti bile tatlı. İkiyken bile yokluğunu düşündürüyor. Yalnız bu sert rüzgâr da ne? Besbelli denizden esiyor. Saçları dağıtan bir yaramaz... Dur aklım, bu düşünce ağır. Ama öyle, rüzgâr onu okşuyor. Sarıyor tenini tıpkı âşık gibi! Ey nice helaklara yol açan haşmetli rüzgâr. Yaratanına şikâyet ediyorum seni. Bir zikir ehli, dileniyor, sakın hafife alma. Çek tutkunum olduğum kadından heybetli bedenini.

Ömer: Bir hayat var orada! Taciz etmem anlamsız. Solgun siluetim ve kederli sözcüklerim neşesini bozmasın kimsenin! Bırakayım gülüşsünler, şakalaşsınlar. Eğlensin herkes doludizgin...

Zeynep: Neden bozasınız ki insanların neşesini? Hangi fikirler akla böylesine karanlık verir? Belki göremediğim biri var onu yargılayan. Öyle ya, yeri gelince en acımasız hâkim, insanın kendisidir.

Ömer: Bir zavallı değil mi bu adam? Ne hüzün... Ey acıyarak bakan! Bu aşırı kırılgan duygusallık halinde ne dertler var biliyor musun? Kahroluyorsun işte sevgi ile bile baksa anan baban! En uzaktan geçen laf dolanıyor sanki sırtından sinsi bir yırtıcı gibi ve vuruyor ok arkandan. Çıldıracağım! Bu duvarlar da kapayamıyor artık zihnimi. Değil mi, örtemez artık hiçbir örtü bu mevcutta garip ucubeyi?

Kerem: Ne de hoş yürüyor baksana azalarım! Çiğnediği yer ne şanslı ki, müthiş bir güzellik üstünde tepiniyor. Güzelin hoyratlığı bile tatlıdır çünkü. Güneş bir sanatçı bugün, kapkara da olsa, o güzelin resmini bir kez daha yere çiziyor. Gölgelerdeki sureti bile tatlı. İkiyken bile yokluğunu düşündürüyor. Yalnız bu sert rüzgâr da ne? Besbelli denizden esiyor. Saçları dağıtan bir yaramaz... Dur aklım, bu düşünce ağır. Ama öyle, rüzgâr onu okşuyor. Sarıyor tenini tıpkı âşık gibi! Ey nice helaklara yol açan haşmetli rüzgâr. Yaratanına şikâyet ediyorum seni. Bir zikir ehli, dileniyor, sakın hafife alma. Çek tutkunum olduğum kadından heybetli bedenini.

Ömer: Bir hayat var orada! Taciz etmem anlamsız. Solgun siluetim ve kederli sözcüklerim neşesini bozmasın kimsenin! Bırakayım gülüşsünler, şakalaşsınlar. Eğlensin herkes doludizgin...

Zeynep: Neden bozasınız ki insanların neşesini? Hangi fikirler akla böylesine karanlık verir? Belki göremediğim biri var onu yargılayan. Öyle ya, yeri gelince en acımasız hâkim, insanın kendisidir.


Değerlendirmeler

değerlendirme
8 puan

Hüseyin Bey bu kitabı bir serinin başlangıç kitabı olarak yazmış. "Nefes" adını verdiğini hastalık ve deformasyon temalı serinin ilk kitabı bence gayet başarılı. Bu arada serinin ikinci kitabı Aralık ayında çıkacakmış, gerçekten merakla bekliyorum.

http://beyazkitaplik.blogspot.com/2012/09/yarm-yuzlu-adam-hhuseyin-utun.html


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 158 sayfa
Nisan2012 tarihinde, Cinius Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9786051274287
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: roman, oyun

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

AFD metalbebek acemi blogger Medes
4 kişi

Okumak İsteyenler

ebru sivri blogcumuhendis
2 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski