Tek Boynuzlu At

1950''lerde roman yazmaya başlayan ünlü İngiliz kadın yazarı Iris Murdoch, kimi eleştirmenlerce, toplumcu bir yazar ya da bir ''öfkeli gençlik'' yazarı sayılmışsa da, aslında çoğu İngiliz yazarları gibi gerçekçi yolda yürümüş, geleneksel öykü anlayışına uymuş, anlatımında yenilikçi bir çaba göstermemiştir. Romanlarında, bugünün İngiltere''sinin gündelik yaşayışını anlatır, ama onu ilgilendiren ne bu toplumsal kesimlerdir, ne de onların toplumsal ilişkileri. Dikkatli okuyucu, irkiltici olaylar, şaşırtıcı serüvenler altında, romanın düşünsel, felsefi içeriğini hemen fark eder. Tek Boynuzlu At (The Unicorn) adlı bu ünlü romanında, Iris Murdoch''un felsefi tutumunun sözcüsü olan Max Le Jour, bir yerde ''iyi''nin ne olduğunu bilemeyeceğimi, bu kavramın uzaktaki bir ışık olduğunu söyler. Tek Boynuzlu At, olağan bir dünyadan, olağandışı bir dünyaya gelen iki insanın gözüyle anlatılır. Sürükleyici, ilginç olaylarıyla, değişik, cinsellikle maneviliğin birleşip kaynaştığı bir dünyadır bu.

1950''lerde roman yazmaya başlayan ünlü İngiliz kadın yazarı Iris Murdoch, kimi eleştirmenlerce, toplumcu bir yazar ya da bir ''öfkeli gençlik'' yazarı sayılmışsa da, aslında çoğu İngiliz yazarları gibi gerçekçi yolda yürümüş, geleneksel öykü anlayışına uymuş, anlatımında yenilikçi bir çaba göstermemiştir. Romanlarında, bugünün İngiltere''sinin gündelik yaşayışını anlatır, ama onu ilgilendiren ne bu toplumsal kesimlerdir, ne de onların toplumsal ilişkileri. Dikkatli okuyucu, irkiltici olaylar, şaşırtıcı serüvenler altında, romanın düşünsel, felsefi içeriğini hemen fark eder. Tek Boynuzlu At (The Unicorn) adlı bu ünlü romanında, Iris Murdoch''un felsefi tutumunun sözcüsü olan Max Le Jour, bir yerde ''iyi''nin ne olduğunu bilemeyeceğimi, bu kavramın uzaktaki bir ışık olduğunu söyler. Tek Boynuzlu At, olağan bir dünyadan, olağandışı bir dünyaya gelen iki insanın gözüyle anlatılır. Sürükleyici, ilginç olaylarıyla, değişik, cinsellikle maneviliğin birleşip kaynaştığı bir dünyadır bu.