Sosyoloji Tarihi

"Mühim olan sosyolojinin bir disiplin olarak doğuş ve gelişiminin tarihidir, "hikâyesidir". Bu "hikâye" tek düze, ansiklopedik, kronolojik, bir "fikirler" veya "kurucular" tarihine indirgenemez. Buna indirgenirse onun adı "sosyal düşünceler" veya "kurucular" tarihi olur. Ama o da başka bir şeydir. Sosyoloji tarihi değildir. Kaldı ki sosyoloji tarihini sosyolojik düşünceler tarihiyle eşlesek dahi, birbiri üzerine katarak "ilerleyen" ve her zaman yeni gelenin kendisini önceleyenden daha "doğru", "gerçek" olduğu bir sosyolojik düşünceler tarihi yaklaşımı koca bir yanılsamadır. Yapılan iş ölmüş, göçüp gitmiş düşünürlerin veya artık "gözden düşmüş" akımların, cansız, donuk, arşivci-tarihçi bir okuması da değildir. Aslında yaptığımız sosyolojik geleneğin o devasa mirasıyla dinamik bir diyalog kurmaktır. Ve bu diyalog her sosyolog için fevkalade önemlidir. Zira her sosyolog kendisini bu mirasa göre, farkında olsun ya da olmasın, bir yerlere koyar, tanımlar. Bu mirasın, geleneğin gelişimi tek düze, çizgisel bir süreç göstermemiştir. Geri dönüşlerin, kırılmaların, durmaların, sıçramaların yaşandığı kaotik bir gelişim sürecidir söz konusu olan.

Bütün bu devasa tarihi kapsamlı bir şekilde en ince ayrıntısına kadar ele almak elbette bu kitabın snırlarını aşar. Belli bir teorik inşa kapsamında belli tercihlerde bulunmak zorunluluğu, her sorunsalın ele alınışında olduğu gibi, burada da kendisini göstermiştir. Okur ilerleyen sayfalarda bu tercihlere ilişkin genel çerçeveyi kavrama imkânına sahip olacaktır. Dolayısıyla çalışmanın eksik olarak değerlendirilebilecek tarafl arı elbette vardır ve çeşitli editoryal, pedagojik ve teorik tercihlerden kaynaklanan bu eksikliklerin sorumluluğu tamamıyla yazara aittir.

Son olarak bu kitabın gerçekleşme sürecine doğrudan veya dolaylı müdahil olmuş kişilere en derin şükran duygularımı ifade etmek isterim. Özellikle çalışmaya katkılarından ötürü değerli araştırma görevlileri Murat Kıvanç Köroğlu (Koç Üniversitesi), Esra Dabağcı (DTCF) ve Haktan Ural'a (DTCF) teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.

Okurun da en az benim yazarken duyduğum "iştahla" sayfaları çevirmesi dileğiyle...
(Tanıtım Bülteninden)

"Mühim olan sosyolojinin bir disiplin olarak doğuş ve gelişiminin tarihidir, "hikâyesidir". Bu "hikâye" tek düze, ansiklopedik, kronolojik, bir "fikirler" veya "kurucular" tarihine indirgenemez. Buna indirgenirse onun adı "sosyal düşünceler" veya "kurucular" tarihi olur. Ama o da başka bir şeydir. Sosyoloji tarihi değildir. Kaldı ki sosyoloji tarihini sosyolojik düşünceler tarihiyle eşlesek dahi, birbiri üzerine katarak "ilerleyen" ve her zaman yeni gelenin kendisini önceleyenden daha "doğru", "gerçek" olduğu bir sosyolojik düşünceler tarihi yaklaşımı koca bir yanılsamadır. Yapılan iş ölmüş, göçüp gitmiş düşünürlerin veya artık "gözden düşmüş" akımların, cansız, donuk, arşivci-tarihçi bir okuması da değildir. Aslında yaptığımız sosyolojik geleneğin o devasa mirasıyla dinamik bir diyalog kurmaktır. Ve bu diyalog her sosyolog için fevkalade önemlidir. Zira her sosyolog kendisini bu mirasa göre, farkında olsun ya da olmasın, bir yerlere koyar, tanımlar. Bu mirasın, geleneğin gelişimi tek düze, çizgisel bir süreç göstermemiştir. Geri dönüşlerin, kırılmaların, durmaların, sıçramaların yaşandığı kaotik bir gelişim sürecidir söz konusu olan.

Bütün bu devasa tarihi kapsamlı bir şekilde en ince ayrıntısına kadar ele almak elbette bu kitabın snırlarını aşar. Belli bir teorik inşa kapsamında belli tercihlerde bulunmak zorunluluğu, her sorunsalın ele alınışında olduğu gibi, burada... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

176 sayfa
2012 tarihinde, Pegem A Yayıncılık tarafından yayınlandı


ISBN
9786053642428

Etiketler: sosyoloji, bilim tarihi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

merthinyo
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski