Sevgili Arsız Ölüm

80li yıllara damgasını vuran, 1983te yayımlandığında büyük ses getiren Latife Tekinin ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm YKY tarafından yayımlandı. Latife Tekin, 20li yaşlarının başında yazdığı, özyaşamından damıtılmış bilgiler içeren bu kitapta, sözlü kültürün uç verdiği büyülü atmosferi, anlatım dilinden kaynaklanan sesiyle harmanlıyor. TADIMLIKVapur gidiyor mu, gitmiyor mu?Gitmiyor.Gidiyor, kız.Vapur gitmiyordu. Kocaman evler, ağaçlar, insanlar geri geri yürüyordu. Dirmit gözlerini iri iri açıp baktı, aklı uçup gitti. Bu yüzden üstünden atlayıp geçtikleri paslı, kararmış park demirlerini, gökyüzüne rengârenk ışık saçan upuzun bir cam sandı. Günlerce evden çıkıp yeminle çok yakınlarda bir yerde olduğunu söylediği upuzun camı aradı. Her defasında, başı önünde camın yerini bulamadan döndü. Elini yüzüne alıp pencerenin önüne oturdu. O pencerenin önüne oturur oturmaz kucağında bir bebekle gelip gözünün önüne bir peri kızı dikildi. Dirmit ağzını açıp yarı beline kadar camdan sarktı. Büyülenmiş gibi peri kızına baktı. Atiyeyi sürüye sürüye camlara çıkardı. Atiye, saçları yoluk yoluk bir naylon bebekle, ağzı ayrık sokakta dikilen kızı gördükçe, Bu mu kız, peri kızı? deyip dizlerine vurdu. Derken bir ağıttır tutturdu. Dirmitin gözüne görünüyorlar diye evin içinde, tespihini eline alıp dolanmaya başladı.Atiye okuyup üflerken, Dirmit bu defa gözlerini evlerin saçaklarındaki tahta oymalara verdi. Yemeden içmeden kesildi. Tahta oymaları bir kenara bıraktı, sokak lambalarının tepesindeki kocaman tabakların ne işe yaradığını düşünmeye başladı. Düşünmekten yoruldu. Oturduğu yerden sokağa kanaviçe gibi, yaprak yaprak işlenmiş küçük kara taşları saymaya başladı. Sonunda Atiyenin cinini tepesine sıçrattı. Atiye, Dirmitin saçlarına yapıştı, iki bacağından tuttuğu gibi kapının arkasındaki divana oturttu. Dirmit, bir ağıtla gözlerini tavana verdi, içini çekip tavandaki oymalara baktı. Baka baka kendinden geçti.Atiye günlerce kızının gözlerini oymalardan alamadı. Sonunda bir şüpheye düştü. Bir şey var ki bakıyor zaar, deyip o da gözlerini oymalara dikti. Ne yandan baktı, ne kadar baktıysa tavanda tahtadan başka bir şey göremedi, içine bir korku düştü. Dirmitin yanına oturup, Tavana bakmak kızlara iyi gelmezmiş, geberesice, diye akıl verdi, dil döktü. Dirmit tavana bakmaktan vazgeçti. ‘Kanserden korkma, geç kalmaktan kork! ne demek? diye ağbilerinin, babasının peşinde dolanmaya başladı. Huvat kızının, ta şehre geldiği gün, vapurdan çıkar çıkmaz koskoca bir tabelanın üstünde okuyup, okuduğunu unutmayıp ne demek diye tutturmasını, onun ilerde büyük bir adam olacağına yordu. Ama etrafında ayağı yaralı it gibi dolanan kızını, Ne bileyim ben kız, deyip başından kovdu. Dirmit evin içinde kime sorduysa, bir cevap alamadı. Ne kadar vazgeçmeye, okuduğu sözcükleri unutmaya çalıştıysa unutamadı. Her sabah ağbilerini, babasını yolcularken gündüz öğrenip akşam kendisine söyleyeceklerine dair onlardan söz aldı. Ama söz alması, akşamları onları yan yolda karşılaması da işe yaramadı. Babası da, ağbileri de vapurdan çıkar çıkmaz iki adam boyunda tabela filan olmadığını söylediler. Senin gözüne görünmüş, diyerek Dirmitin yüzüne yüzüne güldüler. Kızı deli divaneye çevirdiler.

80li yıllara damgasını vuran, 1983te yayımlandığında büyük ses getiren Latife Tekinin ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm YKY tarafından yayımlandı. Latife Tekin, 20li yaşlarının başında yazdığı, özyaşamından damıtılmış bilgiler içeren bu kitapta, sözlü kültürün uç verdiği büyülü atmosferi, anlatım dilinden kaynaklanan sesiyle harmanlıyor. TADIMLIKVapur gidiyor mu, gitmiyor mu?Gitmiyor.Gidiyor, kız.Vapur gitmiyordu. Kocaman evler, ağaçlar, insanlar geri geri yürüyordu. Dirmit gözlerini iri iri açıp baktı, aklı uçup gitti. Bu yüzden üstünden atlayıp geçtikleri paslı, kararmış park demirlerini, gökyüzüne rengârenk ışık saçan upuzun bir cam sandı. Günlerce evden çıkıp yeminle çok yakınlarda bir yerde olduğunu söylediği upuzun camı aradı. Her defasında, başı önünde camın yerini bulamadan döndü. Elini yüzüne alıp pencerenin önüne oturdu. O pencerenin önüne oturur oturmaz kucağında bir bebekle gelip gözünün önüne bir peri kızı dikildi. Dirmit ağzını açıp yarı beline kadar camdan sarktı. Büyülenmiş gibi peri kızına baktı. Atiyeyi sürüye sürüye camlara çıkardı. Atiye, saçları yoluk yoluk bir naylon bebekle, ağzı ayrık sokakta dikilen kızı gördükçe, Bu mu kız, peri kızı? deyip dizlerine vurdu. Derken bir ağıttır tutturdu. Dirmitin gözüne görünüyorlar diye evin içinde, tespihini eline alıp dolanmaya başladı.Atiye okuyup üflerken, Dirmit bu defa gözlerini evlerin saçaklarındaki tahta oymalara verdi. Yemeden içmeden kesildi. Tahta oymaları bir kenara bıraktı, sokak lambalarının tepesindeki... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
10 puan

Kitabın alışık olmadığımız bir tarzı ve masalsı bir anlatımı var. İçinde gerçeküstü unsurlar ve bir çok karakter barındırıyor. ilk sayfalarda çok zorlanılsa da sonradan etkisi altına alıyor okuyucuyu. Yazarın hayatıyla da benzerlikler taşıyor. Dirmit karakteri sanırım yazarın kendisi. Dirmit engellenen sürekli sorgulanan ve kendini savunmak zorunda bırakılan biri durumunda. Farklı olmanın acısını çekiyor. Latife Tekin de dokuz yaşında köyden İstanbul a göçmüş. Hayatını anlatırken inkar ve baskının binbir çeşidiyle karşılaştığını söylüyor. Dİrmit de bunları kendi ailesinden bolca görüyor. Son olarak yazar bu kitabı henüz yirmi altı yaşında yazmış.

7 puan

Biraz yordu kitap beni ama yazarın masalcı anlatımını sevdim. Ve olayları farklı cümlelerle aktarması, kelime haznesi vs... iyiydi.
Sevdim kitabı.

10 puan

Farklı bir dili olduğundan kitap önce sizi içine almakta veya siz kitabı içinize almaktan yoruluyorsunuz ancak o büyülü dilide merak etmekten kurtulamayıp okumaya devam ettikçe, aslında günlük yaşamın büyülü bir yanını okumuş oluyorsunuz. Böylesine içten,böylesine samimi ve bu duyguların çok güzel bir edebi dille dile getirilişi olmuş bu kitap.

Uzun süre kütüphanemde tuttuğuma pişman olduklarımdan. Keşke alır almaz okusaydım hatta çok daha önceleri tanışsaydım dediklerimden.

6 puan

Roman gibi de, değil gibi de, masal gibi de, gerçek gibi de... Değişik bir tür olmuş sanki. Bilemedim ama sevdim.

10 puan

Latife Tekin, kitapta köy-kent ikilemini yeniden ele almış ama farklı bir bakış açısıyla. Alışılagelmiş bir köy romanı değil “Sevgili Arsız Ölüm”. Zaten bu nedenle yayımlandıktan hemen sonra pek çok tartışmaya da neden oldu.
Denir ki romanın başkahramanı “Dirmit”in hikayesi, Latife Tekin’in hikâyesidir.
Kullanılan dile hayran kalıyorsunuz. Masal mı okuyorum, diyorsunuz. Büyülü gerçeklik her an yanınızda zaten.
Gerçekle masal iç içe.
Okunmalı mutlaka.


“Ah Dirmit kız! Ah Dirmit kız!”
“Ne olursun tulumba, ağlama.”
“Nasıl ağlamam, Dirmit kız.?"
...
“Ah tulumba! Ah tulumba!”
“Ne olursun Dirmit kız, ağlama.”

10 puan

TAM BİR KLAS



Tartışmasız Türk romanları içine ilk 10 da








T

3 puan

Yüzyıllık Yalnızlığın etkisinde çok fazla kalmış bir kitap.

11 yıl, 11 ay
Profil Resmi
4 puan

sevgili arsız ölüm adlı hikaye dışında pek bir degeri olmayan kitap...

9 puan

Kitabın en öne çıkan yanı dili ve masalsı anlatımı. Kısacık cümleler kullanmış yazar. Ama o kadar tatlı bir anlatım olmuş ki... Anlatımını yüzyıllık yalnızlık kitabına çok benzettim bir de. Bence en az onun kadar büyük bir eser.

7 puan

Eğitimsiz cinlerle perilerle yetiştirilen bir ailenin köyden kente göç etmesiyle kendilerini bulmaya çalışmaları anlatılıyor. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Değişik


Baskı Bilgileri

218 sayfa


ISBN
9750809866

Diğer baskılar


Etiketler: diğer

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

canerrr x files Ferah Yargın yelizsavas
4 kişi

Okumuşlar

karabalık eb2520 mehmetyolcu kenz bikahvebikitap
154 kişi

Okumak İsteyenler

Raphaelle ozlemkaraca dozuarap semen2 edie
70 kişi

Takas Verenler

Daytuna
1 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski