Seksek

Seksek oyunu, ayağın ucuyla itilen bir taşla oynanır. Oyun elemanları şunlar: kaldırım, irice bir çakıltaşı, ayakkabı ve tebeşirle çizilmiş güzel bir çizgi, renkli tebeşir tercih edilir. En üstünde çizginin Gökyüzü hanesi bulunur ve en altta Yeryüzü; taşı iteleye iteleye Gökyüzü’ne ulaşmak çok zordur; ne denli nişan alsan, ne denli dikkatlice atsan ve itelesen de zordur, taş çizgi üstüne gelir veya çizgi dışına çıkar.

Julio Cortázar’ın başyapıtı Seksek, ilk yayımlandığı 1963 senesinden beri Latin Amerika edebiyatının en çok tartışılan, sonraki kuşak yazarlar üzerinde en çok iz bırakan eserlerindendir.

Antiroman diye de nitelenen ve “anlatı” ile “anlatının yarattığı çağrışımlar” üzerine inşa edilen Seksek’in başındaki okuma planında, maceracı okurlara alternatif bir “sıçrayarak okuma” düzeni sunulur. Bu okuma biçimi, seksek oyununu andırır. Okuru kurmacanın etkin bir unsuruna dönüştüren bu sıçramalar, yalnızca romanın okuma biçiminin değil, yaratılan kişilerin, dolayısıyla insanlığın içinde yaşadığı dünyanın da parçalanmışlığını simgeler.

Seksek oyunu, ayağın ucuyla itilen bir taşla oynanır. Oyun elemanları şunlar: kaldırım, irice bir çakıltaşı, ayakkabı ve tebeşirle çizilmiş güzel bir çizgi, renkli tebeşir tercih edilir. En üstünde çizginin Gökyüzü hanesi bulunur ve en altta Yeryüzü; taşı iteleye iteleye Gökyüzü’ne ulaşmak çok zordur; ne denli nişan alsan, ne denli dikkatlice atsan ve itelesen de zordur, taş çizgi üstüne gelir veya çizgi dışına çıkar.

Julio Cortázar’ın başyapıtı Seksek, ilk yayımlandığı 1963 senesinden beri Latin Amerika edebiyatının en çok tartışılan, sonraki kuşak yazarlar üzerinde en çok iz bırakan eserlerindendir.

Antiroman diye de nitelenen ve “anlatı” ile “anlatının yarattığı çağrışımlar” üzerine inşa edilen Seksek’in başındaki okuma planında, maceracı okurlara alternatif bir “sıçrayarak okuma” düzeni sunulur. Bu okuma biçimi, seksek oyununu andırır. Okuru kurmacanın etkin bir unsuruna dönüştüren bu sıçramalar, yalnızca romanın okuma biçiminin değil, yaratılan kişilerin, dolayısıyla insanlığın içinde yaşadığı dünyanın da parçalanmışlığını simgeler.


Değerlendirmeler

değerlendirme
10 puan

Yazmaya ilgi duyan herkesi sarsacak bir biçim anlayışı. Ddebi çizelgenin temsilini kuvvetle bilfiil sürdüren bir metin. Daha önce de söyledim, eğer gözlerinize bulaşan bir Cortazar metni ise kalıcı bir imge haritası ve gökyüzüne ulaşan merdivenin üst basamağında seyir halinde kalıyorsunuz. Ne kadar içli dışlı olursanız olun bazı eserlerin hayret veren sınırsızlığı o kule metaforunda olduğu gibi kalıcılıkla damgalanıyor. Mesela Joyce - Ulysses. Ulysses'i sona erdirdiğinizde boğazınızda düğümlenen tek şey 'hayret nidası' olmaktadır. Buck mulligan'ın sanatkarane atıfları, `Dedalus`'un içine kapanık melankolisi ve her sözünde parlayan edebiyatın tarihsel dokusuna ulaşan sözleri, Leopold Bloom'un, Dublin'in gözü kulağı Bloom'un birbiri peşi sıra gelen düşünce bulmacasındaki çatlaklar Dublin'in labirentini oluştururken şaşkınlığınız sürer gider. peki ya Seksek?

Cortazar'ın `kitap içinde kitap` düsturuyla oluşturduğu harikulade labirentin ayyaşlığını ezkaza sürdüren okura hangi unsurlar şaşkın verebilirdi, ya da şaşkınlık vermeyen bölüm, an ve sözcük var mıydı?

Meksikalı yazar Carlos Fuentes, Cortazar'ın bu en özel yapıtı için yaptığı tanımlama belki de eserin ağırlığını hissettirmesi bakımından önem teşkil etmektedir;

"İngilizce nesirde Ulysses neyse İspanyolca nesirde Seksek odur"

Evet, Seksek birbirine bağlı olan, olmayan, çeşitli sıçramalarla okunma imkanı sunan, bölümlerin bir kısmını eğer okur istemiyorsa zorunlu kılmayan bir anlatılar anlatısı olmaktadır. bir edebiyat metni olarak ele alındığında Ulysses ile birlikte dünya edebiyatının en kuvvetli romanıdır, anlatısıdır, yaşam biçimidir...

Ulysses'teki akıcı dilsel süreci andırırcasına bu kez Cortazar muazzam bir diyalog zinciri kuruyor. Karakterlerin karşılıklı konuşmaları, bu konuşmalarda geçen entelektüel göndermeler, jazz müziğine yönelik esrik tutkunluk, Paris'te gurbette kendini ifade etme gücü bulma ve bu ifadenin duygusal sonucu Horacio'nun, La Sibyll'e olan aşkı. Ben merkezciliğinde sıkıştırdığı, hayatı algılayışını genişletmeye yönelik tutturduğu sevdayı bir tür duygu soykırımına sebebiyet verir. Horacio'nun çelişkileri yuvasına dönüşünde dahi sürecek ve orada bile yabancı kılmaktadır kendisini.

Tüm akıcılığıyla bir dil şöleni geçip giderken ben Cortazar'ın biçim anlayışı ve kitabın son iki bölümünde sıkıştırılmış sonsuz çığlık safdilli La Sibylle'in önüne kavuşturduğu ellerinin arasında boş kalan bir gölgeyi anımsatacaktır.

`J. L Borges`'in tek bir öyküsüyle açmış olduğu yolda yazılmış en güzel eser, edebiyatın alamet-i farikalarından.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 2. Baskı, 752 sayfa
Nisan2016 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9750732065
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

dolunay_021 Burak Uzun
2 kişi

Okumak İsteyenler

misterred esskikitapkokusu __giz__ TheBlackPearl
4 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski