Sandık Lekesi

ALDIĞI ÖDÜLLER: 2001 Cevdet Kudret Öykü Ödülü Sokaktaki sıradan insanı değil, düpedüz bildiğimiz insanın ‘insanlık hallerini üslupçu bir anlayışla yazan Sema Kaygusuz, Sandık Lekesi adlı bu yeni kitabında bir şeyi daha denedi: Öykü kahramanlarının karşısında bir öykücü gibi değil, bir vicdan gibi durmayı. Bu kez onun için önemli olan, yazarını unutturan yazılar yazmaktı. Her öyküde değişik teknikler kullanarak, değişik ses tonlarını yakaladı. Her birimizin biricik olduğuna bizi inandırmak istedi; öykünün o deneysel dünyasına dinamik bir arayışçı olarak girmeyi denedi. İçeride olanla dışarıda olan arasındaki tek fark, dışarıdakinin yıkanabilir, ütülenebilir, onarılabilir olmasıdır. Oysa sandıktaki, yıllar içinde koyulaşan lekesiyle öylece durur; söylememek için içimizde gizlediğimiz bir sözcük kadar soylu, anlamlı ve ağırdır. O lekenin varlığına her ne kadar içerlesek de, onu yok sayamayız. Her ne kadar istemesek de katlaya katlaya sandığa yerleştir-diğimiz ‘insanlık hallerini anımsamak zorundayız. Sandıkta ne olduğunu sezinlesek de, onu dışarı çıkarmanın tek yolu başka birinin kapağı açmasıdır. Biri karşımızda vicdan gibi durmalı. Öyle biri mutlaka vardır. Çünkü biz, dünyaya, kendimizi tanıtmak için geldik.

ALDIĞI ÖDÜLLER: 2001 Cevdet Kudret Öykü Ödülü Sokaktaki sıradan insanı değil, düpedüz bildiğimiz insanın ‘insanlık hallerini üslupçu bir anlayışla yazan Sema Kaygusuz, Sandık Lekesi adlı bu yeni kitabında bir şeyi daha denedi: Öykü kahramanlarının karşısında bir öykücü gibi değil, bir vicdan gibi durmayı. Bu kez onun için önemli olan, yazarını unutturan yazılar yazmaktı. Her öyküde değişik teknikler kullanarak, değişik ses tonlarını yakaladı. Her birimizin biricik olduğuna bizi inandırmak istedi; öykünün o deneysel dünyasına dinamik bir arayışçı olarak girmeyi denedi. İçeride olanla dışarıda olan arasındaki tek fark, dışarıdakinin yıkanabilir, ütülenebilir, onarılabilir olmasıdır. Oysa sandıktaki, yıllar içinde koyulaşan lekesiyle öylece durur; söylememek için içimizde gizlediğimiz bir sözcük kadar soylu, anlamlı ve ağırdır. O lekenin varlığına her ne kadar içerlesek de, onu yok sayamayız. Her ne kadar istemesek de katlaya katlaya sandığa yerleştir-diğimiz ‘insanlık hallerini anımsamak zorundayız. Sandıkta ne olduğunu sezinlesek de, onu dışarı çıkarmanın tek yolu başka birinin kapağı açmasıdır. Biri karşımızda vicdan gibi durmalı. Öyle biri mutlaka vardır. Çünkü biz, dünyaya, kendimizi tanıtmak için geldik.


Değerlendirmeler

değerlendirme
10 puan

Kuşkusuz ki bugüne dek okuduğum en iyi hikayeleri barındıran kitaplar arasına girmeyi başardı.Sema Kaygusuz o denli müthiş bir hayal gücü ve yaratıcı zekaya sahip ki her hikayesi başka bir türe kapı aralıyor. Her hikaye ayrı bir deney. Bu yönüyle Sandık Lekesi deneysel bir hikaye kitabıdır da denebilir. Kusursuz bir anlatım harika betimlemeler kısa ama vurucu öyküler... Elifin E si adlı hikayede takıntılı bir yeni anneanne yi okurken Engereğin Oğlunda yaşamın parmaklarımızın nasılda tam ucunda olduğunu görüyoruz. Kadın Sesleri'nde sevgiye muhtaç bir kadın ve onun sevgisini çalan bir kadının hesaplaşmasını okurken Kışlangıç adlı son hikayede yazarın kendi devinimlerini enfes bir biçimde okuma fırsatı elde ediyoruz.

10 puan

Kitapta kısa kısa yazılmış toplam 13 öykü var. Ve öykülerin, bir tanesi hariç hepsinde hüzünlü bir taraf var.

Baktığınızda konular gayet sıradan esasında... Örneğin, Selametle Kalın Hanımefendi'de dar bir sokağa girmeye çalışan bir kamyonu, Sarhoştuk Yıldızların Altında'da iki eski dostun bir meyhanede demlendikten sonra eve dönüşlerini, Yülerzik'te bir bitki tasvirini okuyoruz ama Kaygusuz'un kalemiyle bir dantel misali örülüyor öyküler...Sanırım ustalık bu olsa gerek basit bir durumdan masalsı bir şeyler yaratmak...

Çoğu öyküde boşluklar vardı, duruma ilişkin her ayrıntı, bilgi verilmemiş okura, amma velakin anlatılmamış detaylar, söylenmemiş sözler de kalbinize değiyor, ciğerinizi yakıyor...

Kitabın şiir gibi akmasına rağmen bazı cümleleri hatta bazı öyküleri tekrar tekrar okuma gereği duydum, sindirdim...Zaten ince kitaplara ihtiyatla yaklaşıyorum ne zamandır:)

Son olarak Sandık Lekesi 2000 yılında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'nü de almış efendim, bilginize:)
http://kitapsevinci.blogspot.com.tr/2015/11/sandik-lekesi-sema-kaygusuz.html

6 puan

Kitabın anlatım dili çok güzel. Kelimeler ustalıkla seçilmiş. Lakin öykü kitabı iddiasıyla ortaya çıkan bir yapıtta insan güzel hikayeler arıyor. Öykülerin hemen hemen hiçbirinde ilgi çekici bir olay yok. Yazarımız tamamen anlatıma odaklanmış. Bu da okuma keyfini eksik bırakıyor.

Bana kalırsa hiçbir parça bütünden daha çok önemsenmemelidir.


Baskı Bilgileri

80 sayfa


ISBN
975-8440-54-3

Diğer baskılar


Etiketler: çağdaş roman, hikâye

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

beyzabalik duru fafatuka rare naletolası
48 kişi

Okumak İsteyenler

kavin kivikusu KitapDelisiGizem Lavin beyzaaa
17 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski