Ş

Ahmet Çağlayanın bir eşkıyanın gerçek yaşam öyküsünden uyarladığı sarsıcı ilk romanı: ''Ş''. Onunla beraber uzaklara gidecek, dağları dolaşacak, düşsel ama gerçek bir hikâyeye dalacaksınız… İyi kalpli eşkıya ''Ş'' ile mutlaka tanışın.

Lise yılları henüz bitmişti. Duygularımı mantıkla harmanlamaya çalıştığım ve bunu bir türlü beceremediğim, ki insanoğlunun genellikle akıl ve duygu yarışında, duygularının galip geldiği garip bir canlı olduğunu o yıllarda keşfetmiştim. Akıl, ''yanlış'' diye arada bir sinyal gönderse de güdülerimiz aşırı bir tutkuyla o eylemi yapmaya odaklanmışsa, akıl bir süre sonra bu yarışa yenik düşüp dahası, yenik düştükten sonra, ''yanlış'' diye uyardığı o eyleme kılıf bulmaya çalışır ve akıl bu konuda oldukça yaratıcı olduğundan, sonunda uygun kılıfı da çok geçmeden bulur. İşte o duygu ve akıl arasındaki ''gel-git''in yoğun olduğu dönemde, bir gün Leylamın aniden ortadan kaybolduğunu fark ettim. O anı yaşamayan birinin bu duygunun, hiçbir zaman anlayamayacağı türden bir cehennem olduğunu bildiğimden, bunu anlatmaya çalışmayacağım... Leylam da inandığı değerler uğruna bir grup arkadaşıyla bir gece yarısı, yüreğimde derin bir yara ile birlikte her şeyini geride bırakarak dağa çıkmıştı...

Sadece, beni tanıyan biriyle kısa bir not bırakmıştı ardından. Kenarları buruşmuş sarı bir zarf içerisinde ve aceleyle yazıldığı belli olan mesaj, tek bir cümleydi;
''Beni ve bu sokağımızı unutma'' demişti...

Ahmet Çağlayanın bir eşkıyanın gerçek yaşam öyküsünden uyarladığı sarsıcı ilk romanı: ''Ş''. Onunla beraber uzaklara gidecek, dağları dolaşacak, düşsel ama gerçek bir hikâyeye dalacaksınız… İyi kalpli eşkıya ''Ş'' ile mutlaka tanışın.

Lise yılları henüz bitmişti. Duygularımı mantıkla harmanlamaya çalıştığım ve bunu bir türlü beceremediğim, ki insanoğlunun genellikle akıl ve duygu yarışında, duygularının galip geldiği garip bir canlı olduğunu o yıllarda keşfetmiştim. Akıl, ''yanlış'' diye arada bir sinyal gönderse de güdülerimiz aşırı bir tutkuyla o eylemi yapmaya odaklanmışsa, akıl bir süre sonra bu yarışa yenik düşüp dahası, yenik düştükten sonra, ''yanlış'' diye uyardığı o eyleme kılıf bulmaya çalışır ve akıl bu konuda oldukça yaratıcı olduğundan, sonunda uygun kılıfı da çok geçmeden bulur. İşte o duygu ve akıl arasındaki ''gel-git''in yoğun olduğu dönemde, bir gün Leylamın aniden ortadan kaybolduğunu fark ettim. O anı yaşamayan birinin bu duygunun, hiçbir zaman anlayamayacağı türden bir cehennem olduğunu bildiğimden, bunu anlatmaya çalışmayacağım... Leylam da inandığı değerler uğruna bir grup arkadaşıyla bir gece yarısı, yüreğimde derin bir yara ile birlikte her şeyini geride bırakarak dağa çıkmıştı...

Sadece, beni tanıyan biriyle kısa bir not bırakmıştı ardından. Kenarları buruşmuş sarı bir zarf içerisinde ve aceleyle yazıldığı belli olan mesaj, tek bir cümleydi;
�... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
9 puan

Uzun süredir bir kitabın bu kadar çok altını çizmemiştim.. Yazarın bir kabadayı hikayesi ekseninde evlilikten, günümüz ilişkilerine, sadakatten, dürüstlüğe pek çok kavramı sorgulayışı pek çok yerde hayran hayran defalarca okumama sebep oldu.. Çok çok başarılı.. :)

8 puan

Yusuf'un felsefesini herkes kaldıramaz.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 237 sayfa
Haziran2012 tarihinde, Yitik Ülke Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
978944362405
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: çağdaş roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

im.selinkoc bilalante kahlan amnell
3 kişi

Okumak İsteyenler

beyzaaa
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski