Özgürlüğün Elli Tonu (Fifty Shades, #3)

Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı…

Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.

Anastasia Steele’in ne istediğini bilen, göz alıcı iş adamı Christian Grey’le tanışması, her ikisinin de hayatlarını geri dönülmez biçimde değiştiren şehvetli bir ilişkinin kıvılcımını çakmıştır. Christian’ın sıra dışı zevkleri karşısında şoka uğrayan, ondan hem hoşlanan hem de korkan Ana, daha derin bir bağlılık istiyordur. Onu yanında tutmaya kararlı olan Christian, bunu kabul eder.

Şimdi her şeye sahiptirler; aşk, tutku, yakınlık, servet ve sonsuz olasılıklarla dolu bir dünya. Ana, Grey’i sevmenin kolay olmayacağını ve beraberliklerinin her ikisinin de tahmin edemeyeceği zorluklar getireceğinin her zaman farkında olmuştur.

Anastasia’nın kendi benliğinden ve bağımsızlığından ödün vermeden Grey’in yaşam stiline uyum sağlamayı öğrenmesi, Grey’inse kontrol dürtüsünü aşması ve kendisini altüst eden fırtınaları arkasında bırakması gerekmiştir.

Ama geçmişle hesapları henüz kapanmamıştır. Tam her şeye sahip gibi göründükleri bir anda, talihsizlik ve kader bir araya gelip Ana’nın en korkunç kâbuslarını gerçeğe dönüştürür…

Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı…

Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.

Anastasia Steele’in ne istediğini bilen, göz alıcı iş adamı Christian Grey’le tanışması, her ikisinin de hayatlarını geri dönülmez biçimde değiştiren şehvetli bir ilişkinin kıvılcımını çakmıştır. Christian’ın sıra dışı zevkleri karşısında şoka uğrayan, ondan hem hoşlanan hem de korkan Ana, daha derin bir bağlılık istiyordur. Onu yanında tutmaya kararlı olan Christian, bunu kabul eder.

Şimdi her şeye sahiptirler; aşk, tutku, yakınlık, servet ve sonsuz olasılıklarla dolu bir dünya. Ana, Grey’i sevmenin kolay olmayacağını ve beraberliklerinin her ikisinin de tahmin edemeyeceği zorluklar getireceğinin her zaman farkında olmuştur.

Anastasia’nın kendi benliğinden ve bağımsızlığından ödün vermeden Grey’in yaşam stiline uyum sağlamayı öğrenmesi, Grey’inse kontrol dürtüsünü aşması ve kendisini altüst eden fırtınaları arkasında bırakması gerekmiştir.

Ama geçmişle hesapları henüz kapanmamıştır. Tam her şeye sahip gibi göründükleri bir anda, talihsizlik ve kader bir araya gelip Ana’nın en korkunç kâbuslarını gerçeğe dönüştürür…


Değerlendirmeler

değerlendirme
8 puan

Her ne kadar çok tepki almış bir seri olsa da benim unutamayacağım bir seri olduğunu belirtmek istiyorum.
diğer kitaplarıyla karşılaştırınca durgun olmasına rağmen yine christian-ana çiftinin aşkını çok derinlerde hisettim.Bu çifti hiçbir zaman unutmayacağım sanırım :)
Christian'ı ve özelliklede e-postalarını çok özleyeceğim.
Kısacası kafa dağıtmak ve aşkı iliklerinizde hissetmek istiyorsanız bu seriyi tavsiye ederim :)

10 puan

Grey'e aşık olmanız kaçınılmaz

3 puan

Atlaya atlaya okuduğum bir kitap oldu. Bütün seri tam anlamıyla zaman kaybı...

Profil Resmi
6 puan

ve özgürlüğün elli tonu ile birlikte sonunda elli ton serisini de bitirdim. bu seri neden bu kadar çok sattı. en önemli nedeni tabii ki ana karakterimiz christian grey nam-ı diğer elli ton. adam zengin, yakışıklı, hafif maço, karşısındaki kadına önem veren hatta sertliği bile kadının yararına olan, kadını lükse ve sekse boğan, yataktaki performansı casanova’yla yarışan bir karakter. şimdi samimiyetle çıkıp da bu özelliklere sahip bir adamı ben tercih etmezdim(bdsm hariç) diyen bir kadın varsa ben de hiçbir şey bilmiyorum. ana’ya gelince genç, güzel, akıllı, saf, bakire (en azından ilk tanıştıklarında) ama öğrenmeye ve uygulamaya son derece hevesli, tutku dolu, güzel yemek yapan, yatakta sınır tanımayan bir kız… ve bu özelliklere sahip bir kızı istemem ben diyen erkek çıkar mı? yazar kadınlar için de erkekler için de fantezi dünyasının kral ve kraliçesini yaratıp onları karşılaştırmış…ve, bom… büyük bir aşk…tabii kitabın benzerlerinin arasından sıyrılabilmesi için de bir farkı olması lazım. bunun için de içine bdsm sosu katılmış ki o bile yer yer sempatik gösterilmiş.
kitap neden bu kadar çok sattı, verilen paraya ve okumak için harcanan zamana değer miydi, zaman kaybı mıydı, filmi çekilir mi ki, çekilirse kim hangi role yakışır soruları ve yanıtları daha günlerce, haftalarca konuşulur ve konuşulacak da. ama işin aslı bu kitap kesinlikle bir ticari dehanın ürünü. ne yazsam çok satar ya da neyi yayımlasak çok satar diye uzun uzun düşünülmüş. sonuç, elli ton serisi. alan memnun satan memnun. buraya kadar hiçbir sorun yok. ama hiç kimse kalkıp da bu seriyi eco’nun, kafka’nın ya da ayn rand’ın bir kitabıyla karşılaştıramaz. bu noktada ortaya ‘popüler kültür unsurları sanat mıdır değil midir, zaman içinde bu unsurlar sanatsal kavramlara dönüşebilir mi’ gibi tartışmalar çıkar (ki hala tartışılmaktadır) cevabı uzun mu uzundur…

Profil Resmi
2 puan

http://kordugumhayaller.blogspot.com/2012/12/ozgurlugun-elli-tonu-fifty-shades-freed.html

Tamam serinin birinci kitabı orta halliydi ama ikincideki çıkışa ve çok iyi olmasına da böyle haksızlık yapılmaz ki! Yazar 3'ü hiç yazmasa ve ikinciyi birazcık uzatıp güzel bir son yapsa daha iyiymiş. Kitap baştan sona tam bir hayal kırıklığı oldu benim için.

Kitap, çiftimizin balayında olduğu zamanda başlıyor.
Ve uzun süre bu balayı sahneleri ile devam ediyor. Evlenmeyle kaçırdığımız birçok anıyı Ana'nın güneşlenme vb. durumlarda uyuklaması ve bu sırada geri dönüşler yaşaması ile elde ediyoruz. Balayıları ise yat gezisi yaparak Avrupa'yı dolaşmaları oluyor.

Daha sonra balayı biter ve iş hayatları başlar. Gerçi Christian sık sık çalışmamasını istese de kızımız taviz vermez. Sonuç olarak hayat devam eder ama Christian'nın onun için ileriye dönük süprizleri vardır. Hem de kızımızın hiç hoşlanmayacağı şekilde.

Uzun süre boyunca devam eden bu fazla mutluyuz tablosuna gölge takip edilmeleri ve hala açığa kavuşmamış sırlar yüzünden gölge düşer. Üstelik Ana'nın bir ara söz dinlemezliği yüzünden hayatının kurtulması da vardır. Bu gölgenin adı Jack Hyde'dır. Kitap boyunca yazar bize gizem uynadırmak ve neden yaptığını merak ettirmek istemiştir. Tamam, değişiklik ve heyecan yaratmak istemiş ama açıklamaları bana yetersiz geldi. Hele de anlamsızca takipler ve çoook iyi gibi korunan, şifresi olan bir daireye çıkması neydi öyle. Tüm bunların nedenini saymıyorum bile. Bunların hepsi bende hayal kırıklığı yarattı. Okurken çok kez keşke üçüncü kitabı yazmasaymış dedim.
Bir başka sorunda Ana'nın hamile olması ile geliyor. Bay CEO bunu duyunca deliriyor ve hoopp soluğu Elena'da alıyor. Neymiş birden aydınlanma yaşamış ve konu kapanmış.

Bu kadar şeyden sonra sonunda toparlar belki demedim değil. Son kısımları okurken iyi gidiyordu aslında. Kitap boyunca normal olayların (dans, sevgi gösterileri, konuşmalar...) sürekli kesilip yiyişmeleri sinir bozucuydu. Daldığın bir büyüyü bozuyorlardı. Son kısımda bu yoktu. Okurken zevk aldım bu yüzden...daha doğrusu alıyordum ki kadın kitabı pat! diye kesiverdi. Doğurmuş, ikinciye hamileymiş, oğlun ne kadar tatlıymış felan ama sadece bunlar. Hiç diğer karakterler hakkında bilgi yok. Hele ben en çok Mia Ve Ethan konusunu merak etmiştim. Kitap boyuncu bir iki parça bilgi aldığımız gibi sonunda da onlara ne olduğunu hiç bilmiyoruz. En sonunda Christian'ın bakış açısından iki bölüm var. Onlar eğlenceliydi ve kitap biter.

Kitapta olaylar o kadar kesik kesikti ki insan kitaba dalamıyor bile. Sorunları desen evlilik öncesi de vardı ve birçoğu halledilmişti ama yazar evlendikten sonra o konuları tekrar tekrar deşerek oldukça sıkıyor. Madem böyle uzunca işleyecekti neden evlilik öncesi işlemedi ki!
Sinir olduğum kısım -her zamanki gibi- haklı ya da haksız Ana'nın Christian karşısında kendini ezim ezim ezdirmesi oldu. O öyle yaptıkça ben de dişlerimi sıkıp kitabı fırlatmamak için kendimi tuttum.
Keşke sık sık okuyup zevk aldığımız "iç ses ve tanrıça" yok denecek kadar az olmasaydı. Zira kitaba hem komiklik katıyordu hem de okuma isteğini arttırıyordu.

Kitabın benim için tek iyi yanı sonunda tam bir aile olarak normal bir hayat sürdükleri bir günün anlatılmasıydı. Haa bir de bebeği Christian'nın da kabullenip sevdiği zamanlardı.

Bir serinin daha sonuna geldik.
Keşke adam gibi bitseydi de ikiyi aratmasaydı.
Alıp almamak size kalmış ama bence ikinci kitabıyla hatırlamak daha mantıklı.

5 puan

Sonunda bitirebildim kitabı.
O kadar çok seks sahnesi yazmış ki yazar, bir yerden sonra sürekli aynı şeyleri okuyormuş gibi hissettim.
Ana tam anlamıyla kezbanların efendisiydi.

6 puan


Özgürlüğün Elli Tonu/ E L James

Şükür sonunda bitti diyorum..Uzun zamandır beni böylesini kilitleyen bir kitap okumamıştım..Konu çok basit milyoner yakışıklı karizmatik bir adam,tecrübesiz masum bir öğrenci olan genç bir kız.Adamın sıra dışı tercihleri geçmişteki acıları var.Tamam orası güzel de devamli cinsellik konudan kopartıp uzaklaştırdı beni..Birde serinin üzerine methiyeler filan düzenlenmesi beni çok kızdırdı.Ne vardı bu hikayede çok sıra dışı olan Christian'ın cinsel tercih ve zevklerinden başka..Bu hikaye bence hakim ve köle hikayesi idi..Tek farkı Christian'ın bu köleye aşık olması..Kölenin eşitliğe kavuşması..

Serinin en sıkıcı kitabı idi.Baştan itibaren evlenmeleri,birbirlerine adapte olmaları,alışmaları derken sayfalarca seks okumak beni sıktı..Keşke daha özgün bir hikaye olabilseydi.Serinin ilk iki kitabı yine okunabilyordu. Ama bu son kitap gereksiz tekrar ve uzatmalar mevcuttu..

Yazar aslında daha sıkı bir hikaye yazabilirdi de.Kitabın sonlarına doğru o havayı biraz yakalamış gibiydi..Hikaye tam renkleniyor derken aniden kesintiye uğradığını hissettim...

Bu kitabı başından itibaren 500 kusur sayfaya kadar can sıkıntısı ile okudum..O kadar sayfadan sonra tam hikaye renklenirken yazar aniden kesiverdi..Birde kitabın sonunda Christian'ın bakış açısından paylaşılan bir iki sahne vardı ki o sahneleri okumak bayağı zevkli idi..Keşke iki tarafın iç seslerini verseydi yazar en baştan..

Ama duyumlarıma göre yazar birde Christian'ın bakış açısından serinin son kitabını yazacakmış ki o kitabı okumayı düşünmüyorum bu kadar Gri bana yetti...Daha fazla kilitlenmek istemiyorum..Serinin ilk iki kitabını okuduktan sonra keşke orada bıraksaydım diye çok düşündüm Özgürlüğün Elli Tonu'nu elime almasaydım ..Uzun zamandır bir kitap hakkında bu kadar sert yorum yapmadım..Bu kadar sert yorum yapmayı sevmiyorum da ama elimde değil ne yapayım...
Yinede bu kitaptan çok zevk alanlar olacaktır..Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar...

Profil Resmi
10 puan

Son sayfada yazar devam edeceğine dair bir sinyal vermiş sanki... Dördüncü kitap devam niteliğinde ve Christian'nın ağzından anlatılırsa çok mutlu olurdum... Umarım bir kitap daha okuruz :)


''Seni sevdiğime ne zaman ikna olacaksın Christian?''
''Birgün...''


Ah Christian sen yaralı küçük bir çocuksun...
Son kitapta Ana'nın biraz daha olgun davranması hoşuma gitti :)
Yazar gerçekten Alacakaranlık serisinde ki Bella'dan çok etkilenmiş olmalı ama son kitapta Bella'nın etkisinden uzak bir Ana vardı.

Sanılanın aksine erotik bir kitaptan ziyade yaralı bir adamın kendini toplamaya çalışmasını okudum(Erotik sahneler umrumda bile olmadı)...

Harikaydı...(Tabii yazarın dili biraz daha güzel olsaydı daha güzel olurdu , bu basit ve yavan dil benim kitabı geç bitirmeme neden oldu.Madem böyle bir şey yazıyorsun keşke dile biraz daha özenseydin dedim içimden.)

Yazarın bir kitabı Christian'nın ağzından anlatmasını çok istemiştim ve bunu son kitabın sonunda birazcık okumak beni çok mutlu etti :)

Elena'dan beklediğim bütün pislikleri Jack yaptı buna şaşırdım :) (Yine de Elena kitapta ki en korkunç ve tiksindirici karakter olmaktan kurtulamadı benim için)


Veee tabii ki mutlu son hatta oldukça mutlu bir son...
Bu seriyi sevenler benim gibi onlarla mutlu olmuşlardır eminim...
Hafızalardan silinmeyecek bir seri daha okundu ve bitti...

10 puan

İlk iki kitaba göre daha basit bir kitaptı.Yine de türünde en iyi kitaplardan birisi olduğunu düşünüyorum.Özellikle Christian'ın notları kısmını çok sevdim.Onun bakış açısından okumak güzeldi.Bu tarz kitapları sevmeyen arkadaşlar lütfen uzak durun.Böylece seriyi boşuna karalamamış olursunuz :)

9 puan

Diğer iki kitaba göre çok daha güzeldi. Romantik bir aşk kitabıydı hele ki mutlu çocuklu bir aile olarak görmek onları muhteşemdi özellikle ikinci bebeklerini beklerken... Ben çok sevdim :)


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, Çeviri: Sevinç Seyla Tezcan, 704 sayfa
29Kasım2012 tarihinde, Pegasus Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9786053430179
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

J. Y. ecemyildirim saikano aslitzn pnrdesign
11 kişi

Okumuşlar

CerenTosun Deniz Bulut GizmG marilyn. Gisem
763 kişi

Okumak İsteyenler

a.h Black rosee sibelimst umut benriya
186 kişi

Takas Verenler

tahsingun neslisahg antalya TimeLady Zmrt
5 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski