Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey

Mine Söğüt yeni romanında birbirinden ilginç insanları, tuhaf hayat hikâyeleriyle birlikte kapkara bir ortamda anlatıyor, hepsini Kara Yalı'da birbirine düğümlüyor: Kara Yalı'da gizlenen Madam Arthur Bey, eski fotoğrafların izinde romanını yazan Olcayto Ran, yangınların ve ölümlerin dilsiz kadını Maria, eski sevgili Keşşaf Hanuman, her şeyi bilen hayat kadını Nagehan, kimliğini arayan Şehnaz Hanuman, bütün cinayetlerin tek tanığı antikacı Kedileş, Kara Yalı'da kaybolmuş baba Ruhat Ran...

Kara Yalı'nın salyangoza benzeyen çıkışsız gövdesinde herkes kendine yeni bir hayat arar. Herkes kendi hayatından kurtulmak, olanları unutmak ister. Çılgınlıklarla dolu yalıda her şey birbirine dönüşür, herkes bir başkası olur...

Özetle,
Yazacağı yeni romanı için eski fotoğrafların peşine düşen Olcayto Ran, kendisini Madam Arthur Bey'in lanetli dünyasında bulur. Geçmişe gizlenmiş birçok cinayetin içinde kendi hayatının kayıp halkaları da vardır. Çocuklarını terk etmiş Nagehan'ın bildiği ama söylemediği sırların, çocukları ölmüş dilsiz Maria'nın suskunluğunun ve her şeyi bilen ama Madam Arthur Bey'den ölesiye korkan Kedileş'in anlattıklarının peşine düşen Olcayto, Kara Yalı'nın ölümcül labirentlerinde kaybolur.

"Madam Arthur Bey kötü kalpli bir şamandır. Zamanlardan zamanlara geçer. Her geçtiği zamanı yok eder. Onun hayatındaki yalanları uç uca ekleseniz, dünyanın etrafını defalarca dolanan ve onu ve sizi ve bizi ve hepimizi sıkarak boğan dev bir yılan olur. Madam Arthur Bey'in geçmişini bir deşseniz, bugüne kadar yeryüzünde ölmüş ne kadar insan varsa hepsini sığdırabileceğiniz dar ve derin, çok derin, uçurum gibi derin bir mezar olur. Hayata Madam Arthur Bey'in gözlerinden baksanız daha önce hiç görülmemiş renkler görür, korkarsınız. Etrafı onun kulaklarıyla dinleseniz inanılmaz sesler duyar, ürperirsiniz. Ve onun burnuyla koklasanız havayı, başınız döner, olduğunuz yere yığılırsınız. Onun tüm algıları diğer sıradan insanların algılarından şeytanidir. Ve hayatındaki her şey ama her şey diğer sıradan insanların hayatındaki milyarlarca şeyden daha kalabalık, daha cazip ve daha delidir. Kötüdür.

Bunları Olcayto'nun rüyasına giren büyük siyah bir kuş söylüyor. Kuş bunları söyledikten sonra kanatlanıp pencereden aşağıya atlıyor. Olcayto uykunun derinliklerinden ter içinde uyanıp pencereye koşuyor, camı açıyor, aşağıya bakıyor.

Alacakaranlıkta, bomboş sokakta uzun boylu ve zayıf bir çöpçü, tahta saplı sarı bir süpürgeyle kocaman simsiyah bir kuş ölüsünü faraşa doğru itiyor."
(Tanıtım Bülteninden)

Mine Söğüt yeni romanında birbirinden ilginç insanları, tuhaf hayat hikâyeleriyle birlikte kapkara bir ortamda anlatıyor, hepsini Kara Yalı'da birbirine düğümlüyor: Kara Yalı'da gizlenen Madam Arthur Bey, eski fotoğrafların izinde romanını yazan Olcayto Ran, yangınların ve ölümlerin dilsiz kadını Maria, eski sevgili Keşşaf Hanuman, her şeyi bilen hayat kadını Nagehan, kimliğini arayan Şehnaz Hanuman, bütün cinayetlerin tek tanığı antikacı Kedileş, Kara Yalı'da kaybolmuş baba Ruhat Ran...

Kara Yalı'nın salyangoza benzeyen çıkışsız gövdesinde herkes kendine yeni bir hayat arar. Herkes kendi hayatından kurtulmak, olanları unutmak ister. Çılgınlıklarla dolu yalıda her şey birbirine dönüşür, herkes bir başkası olur...

Özetle,
Yazacağı yeni romanı için eski fotoğrafların peşine düşen Olcayto Ran, kendisini Madam Arthur Bey'in lanetli dünyasında bulur. Geçmişe gizlenmiş birçok cinayetin içinde kendi hayatının kayıp halkaları da vardır. Çocuklarını terk etmiş Nagehan'ın bildiği ama söylemediği sırların, çocukları ölmüş dilsiz Maria'nın suskunluğunun ve her şeyi bilen ama Madam Arthur Bey'den ölesiye korkan Kedileş'in anlattıklarının peşine düşen Olcayto, Kara Yalı'nın ölümcül labirentlerinde kaybolur.

"Madam Arthur Bey kötü kalpli bir şamandır. Zamanlardan zamanlara geçer. Her geçtiği zamanı yok eder. Onun hayatındaki yalanları uç uca ekleseniz, dünyanın etrafını defalarca dolanan ve onu ve sizi ve bizi ve hepimizi sıka... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
9 puan

Müthiş bir hayal gücü, masalsı ve biraz da karanlık bir anlatım tarzı var yazarın. Kısa bir roman olmasına rağmen çıtır çerez bir kitap değil, sakin kafayla okumakta fayda var:) Yaşamın içinden tespitleri o kadar güzel, şiir gibi anlatıyor ki etkilenmemek elde değil.

10 puan

Afallatıcı, müthiş bir kitaptı.

8 puan

Dİğer kitaplarına göre daha yoğun ve kargaşalıydı..
Fakat Mine Söğüt yine okutuyor.

4 puan

yazar çok takıntılı olduğunu her sayfada gözünüze gözünüze sokuyor. bu insanın yüzünü buruşturuyor. fikri güzel olsa da ne kitabın içine girebiliyorsunuz, ne zevk alabiliyorsunuz, ne de gizem sizi ele geçiriyor. kitapta en başta olması gereken şey merak, ama zerre kadar kapılmıyorsunuz bu duyguya. başarısız.

8 puan

"Tanrı bizi istediği için mi yarattı; yoksa yaratmak zorunda olduğu için mi?"

4 puan

http://moonlightcat13.blogspot.com/2016/03/madam-arthur-bey-ve-hayatndaki-her-sey.html

8 puan

Karanlık, kasvetli, simgesel,masalsı. Mine Söğüt' ün çok farklı bir tarzı var. Öyle bir dünya yaratıyor öyle farklı bir anlatım sergiliyor ki. Altı çizilesi pek çok cümle var.

9 puan

Mine Söğüt'ün kullandığı dile bayılıyorum. Karanlık, vurucu ve yetkin. Bu kitapta da yine döktürmüş. Kurgu da hiç zayıf değildi. Severek okudum.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 164 sayfa
2010 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9789750818486
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: türk edebiyatı, roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

drwilldone blueyes
2 kişi

Okumuşlar

elsanin_mecnunu moriçe gurkanse ontheroad fabuleux
77 kişi

Okumak İsteyenler

anagram lethaia cyborg durusu ehlimana
28 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski