Kırmızı Zambak

Le Figaro dergisi 1956 yılında on yedi yazardan 1871 ile 1939 yılları arasında yazılmış en iyi on iki aşk romanını belirlemelerini isteyince KIRMIZI ZAMBAK bu en iyi on iki kitap arasında yer aldı.Roman 1890lı yıllarda toplumun yaşayış şeklini; bir grup soylunun ahlak, devlet idaresi, kadın hakları ve evlilik hakkındaki görüşlerini sorgular. Her ne kadar aşk romanı olarak kabul edilse de arka planda titizlikle incelenmiş bir sosyolojik araştırma buluruz. Yazar akıcı ve basit bir anlatımla toplumun resmini çizer. Romanın konusu olan aşkın, yazarın kendi hayatından bir kesit olduğu kabul edilmektedir.Çok güzel ve zengin bir soylunun kızı olan Thérèse Martin-Belleme, sekiz yıldır bir kontla evlidir. Canı sıkılmaktadır, yapacak hiçbir işi yoktur, bir sevgili edinir...

******

Threse, genç yaşında politik bir evlilik yapmak zorunda kal-mış genç bir kadın...Dechartre, seyrek de olsa orijinal eserler veren bir heykeltı-raş...İkisinin yolları, zambaklar şehri olan Floransada kesişiyor. Yaşanan dolu dizgin aşka, hiçbir şey engel olamıyor, ikisi de birbirine gerçek aşkı, gerçek sevgiyi, tutkuyu buluyor...Bu önlenemez aşk hikayesi, İtalya ve Fransanın birbirinden güzel mekanlarında bütün ateşiyle devam ediyor.Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez, bu aşkın sonu ne olacak, aşıkları sürükleyen fırtına neden durulacak?Asiliği ve alaycılığıyla tanınmış Fransız yazarı Anatole Francedan son derece sürükleyici ve etkileyici bir aşk hikayesi. Usta yazar, bu kadar duygusal olan bir macerada bile, alaycılığını büyük bir başarıyla kullanıyor...Romanın son derece ilginç karakterlerinden biri olan Choulettete de, şair Verlaine model olmuştur.

************

İki yıl sonra kendisini bütün gücüyle, gençliğinin bütün ateşi ve yüreğinin bütün temizliğiyle arzulayan Menile boyun eğmişti. ‘Beni seviyordu, bunun için verdim kendimi ona diyordu içinden. Acı çekilecek derecede sevildiğini görünce bırakmıştı kendini. Çabucak ve sadelikle vermişti kendini.(...)Aşk da sofuluk gibidir. Geç gelir. İnsan yirmi yaşındayken ne o kadar âşık olur ne de sofu. Özel bir eğilimi, bir tür doğuştan ermişliği varsa o başka. Bir kadın, tutku-aşka, yalnızlıktan ürkmez olduğu yaşta boyun eğer çoğu zaman. Tutku dindışı bir keşişliktir. Bunun için büyük tutkun kadınlar, büyük çilekeşler kadar ender görülür.Hayatı dünyayı iyi bilenler, kadınların zayıf göğüslerine gerçek bir aşkın dikenli gömleğini seve seve giymediklerini bilirler. Uzun bir özverinin herkesin elinden gelmeyecek bir şey olduğunu bilirler. Hele seçkin çevreden bir kadının sevince neler olacağını bir düşünün. Her şeyi kaybeder aşkta. Özgürlüğü, huzuru, serbest bir ruhun çekici oyunlarını, şık giyimleri, eğlenceleri, zevkleri.(...)Dechartre, ellerini tutu, öptü, uzun uzun gurulu bir hayranlıkla baktı ona. Sonra yere kapandı, dudaklarını, ayakkabısının ucuna dokundurdu. ‘Ne yapıyorsunuz? ‘Buraya, bana gelen ayaklarınızı öpüyorum. Kalktı, onu yavaşça kendine doğru çekti, dudaklarını aradı, uzun uzun öptü dudaklarını. Thérése hiç hareket etmiyordu. Başı geride, gözleri yumuk yumuktu. Şapkası kaydı, saçları dağıldı.Kırmızı Zambak... Dünya aşk edebiyatının bu en önemli klasiği de Oğlak Klasikleri arasında...

******

Le Figaro dergisi 1956 yılında on yedi yazardan 1871 ile 1939 yılları arasında yazılmış en iyi on iki aşk romanını belirlemelerini isteyince KIRMIZI ZAMBAK bu en iyi on iki kitap arasında yer aldı.Roman 1890lı yıllarda toplumun yaşayış şeklini; bir grup soylunun ahlak, devlet idaresi, kadın hakları ve evlilik hakkındaki görüşlerini sorgular. Her ne kadar aşk romanı olarak kabul edilse de arka planda titizlikle incelenmiş bir sosyolojik araştırma buluruz. Yazar akıcı ve basit bir anlatımla toplumun resmini çizer. Romanın konusu olan aşkın, yazarın kendi hayatından bir kesit olduğu kabul edilmektedir.Çok güzel ve zengin bir soylunun kızı olan Thérèse Martin-Belleme, sekiz yıldır bir kontla evlidir. Canı sıkılmaktadır, yapacak hiçbir işi yoktur, bir sevgili edinir...

******

Threse, genç yaşında politik bir evlilik yapmak zorunda kal-mış genç bir kadın...Dechartre, seyrek de olsa orijinal eserler veren bir heykeltı-raş...İkisinin yolları, zambaklar şehri olan Floransada kesişiyor. Yaşanan dolu dizgin aşka, hiçbir şey engel olamıyor, ikisi de birbirine gerçek aşkı, gerçek sevgiyi, tutkuyu buluyor...Bu önlenemez aşk hikayesi, İtalya ve Fransanın birbirinden güzel mekanlarında bütün ateşiyle devam ediyor.Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez, bu aşkın sonu ne olacak, aşıkları sürükleyen fırtına neden durulacak?Asiliği ve alaycılığıyla tanınmış Fransız yazarı Anatole Francedan son derece sürükleyici ve etkileyici bir aşk hikayesi. Usta yazar, bu kadar duygusal olan bir macerada bile,... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
6 puan

kitabın sonlarına doğru kitap sizi sarmaya başlıyor ve yazar kıskançlıkları çok güzel yansıtmış herkesin yaşadığı yaşamakta olduğu..

4 puan

Çok fazla isim var. Kafa karıştırıyor. Sebebi de kimsenin doğru düzgün tanıtılmaması. Herhangi bir karakterle bağ kuramadığım gibi sayfalar da geçmek bilmedi. Uzun zamandır ilk kez bu kadar sıkıldım bir kitabı okurken. Neden böyle oldu, ben de anlamadım açıkçası.


Baskı Bilgileri

274 sayfa


ISBN
975-6249-72-

Diğer baskılar


Etiketler: dünya klasikleri

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Sinem Mutlu
1 kişi

Okumuşlar

su sandukam niviskarzive celilekaplan mehmet_1902
40 kişi

Okumak İsteyenler

goradakirobot efla bombyx__mori kitaplarla beslenmek missred
12 kişi

Takas Verenler

Cugasvili
1 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski